BAŞÖRTÜSÜ VE ANAYASA

                Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında değişiklik istemini içeren ve 336 milletvekilinin imzası ile AKP tarafından Meclise verilen kanun teklifi ile;  başörtüsü ve ailenin tanımına ilişkin yeni düzenlemeler getirilmek istenmektedir.
                Ancak istenen şeyler; “başörtüsü ve aile birliği tanımı ile sınırlı olmayıp; kılık kıyafete ilişkin yeni düzenlemeleri” de kapsamaktadır.
                BAŞÖRTÜSÜ VE KILIK KIYAFET (GİYSİ)
                Anayasa değişikliğini içeren yeni kanun teklifinin 1. Maddesinde aynen “Hiçbir kadın; dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetlerinden dolayı… kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan yoksun bırakılamaz.” Denmektedir.
                Yani getirilmek istenen yeni kanun ile; yalnız başörtüsü değil, “tercih ettiği kıyafet” denilerek çarşaf, peçe gibi kılık ve kıyafetlerin de giyilmesine serbestlik getirilmek istenmektedir.
                Hatta o kadar ki; askeriye, tıp, emniyet gibi verilen hizmete göre kıyafet giyilmesinin zorunlu olduğu ortamlarda bile, bu zorunluluğun; kadının başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafeti giymesini hiçbir surette engellemeyecek ölçülerde olması yönünde kısıtlama getirilmektedir.
                Teklifin görülmeyen, göz ardı edilen en önemli noktalarından biri budur.
                Başörtüsü konusuna gelince; unutulan ve değerlendirilmeyen hususlardan bir diğeri, halen yürürlükte olan Anayasamızın değiştirilemeyecek ve Anayasaya aykırılığı dahi iddia edilemeyecek maddelerini etkileyecek değişiklik istemlerini kapsamasıdır.
                DEĞİŞTİRİLEMEZ NİTELİKTEKİ MADDELER
                Anayasamızın 4.Maddesinde; Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile Cumhuriyetin niteliklerinin değiştirilemeyeceği gibi değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği hükmü yer almaktadır. Bu madde ile bağlantılı olan ve “İnkılap (Devrim) Kanunları’nın Korunması” başlığını taşıyan 174. Maddesinde; bu madde de yer alan hükümlerin, Anayasaya aykırılığının dahi iddia edilemeyeceği yani değiştirilmeyeceği, devamlı ve sürekli olarak uygulanacağı ibaresi vardır.
                Anayasamızın değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği 174. Maddesinin 3. Fıkrasında “Şapka İktisası (kullanılması) Hakkında Kanun” yer almaktadır.
                ŞAPKA VEYA BİR DİĞER BAŞLIK
                Değiştirilmesinin dahi istenemeyeceği, Şapka İktisası (Kullanılması) hakkındaki 671 sayılı Kanun’un 1. Maddesi, kadın erkek ayrımı yapılmaksızın “Bütün memur ve müstahdemin, Türk Milletinin giyeceği başlık olarak şapka kullanmak zorunda olduğu ve şapkaya aykırı ve değişik bir başlığın kullanılamayacağı” hükmünü taşımaktadır.
                Anayasa’mızda yer alan bu maddede; başına şapka veya bir başlık takmak isteyen kadın veya erkek ayrımı yapılmaksızın, tüm vatandaşlarımızın ve ülkemizde yaşayan tüm insanların, yalnızca şapka takabilecekleri hükmü vardır. Maddenin devamında, buna aykırı bir uygulama ve alışkanlığı, hükümetin önlemekle yükümlü ve zorunlu olduğu yazılıdır.
                Getirilen yeni yasa teklifi ile, Anayasamızın bu amir hükmü de ihlal edilmektedir.
                TARİKAT, ŞEYH VEYA MÜRİD
                Anayasanın, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği öngörülen aynı maddesinde yer alan bir diğer kanun 677 sayılı “Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine (Kapatılmasına) ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına (Kaldırılmasına ve İptal Edilmesine) Dair Kanun” dur.
                Bu kanun ile; bütün tarikatlar, tekkeler, zaviyeler kapatılmış; şeyhlik, dervişlik, müridlik, üfürükçülük, büyücülük, falcılık gibi unvan ve isimlerin kullanılması ve bu gibi yerlerde bu isimler altında çalışma yapılması kesin olarak yasaklanmıştır. Yasaklanan bu işleri yapan kişilere para ve hapis cezaları öngörülmüştür.
                Ancak yasaklanan bu örgütlerin ve bunları yapan kişilerin serbestçe faaliyette bulundukları ve Anayasanın bu yönü itibariyle de ihlal edildiği bilinmektedir.
                ÖĞRENİM BİRLİĞİ
Anayasamızda yer alan ve değiştirilmesi dahi mümkün olmayan kanunlardan biri de 430 sayılı “Tevhidi Tedrisat Kanun’u” yani “Öğrenim Birliği Kanunu’dur.” Bu kanuna göre; Türkiye dahilindeki bütün eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır. Her türlü vakıf tarafından kurulan ve yönetilen tüm okullar kapatılarak Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmiştir. Dini alanda eğitim vermek yetkisi yalnız Bakanlığa bağlı İlahiyat Fakültesine bırakılmıştır. Bu kanuna aykırı hareket edilmesi Anayasa’nın ihlali ve suç olmaktadır. Günümüzde eğitim vermekte olan; vakıf, dernek, kurum veya kişilerin kurduğu Kuran kursları ve imam hatip okulları bu kapsam dahilinde değerlendirilmelidir.
                SONUÇ OLARAK
                 Anayasa’nın değiştirilemez ve değiştirilmesinin teklif dahi edilemez nitelikteki maddelerine aykırı olan her türlü yeni kanun veya değişiklik önergeleri verilemez, verilse ve kabul edilse dahi geçerli olmaz. Başörtüsü kanun teklifi denen bu öneri de, bu kapsamdadır. Anayasa’ya aykırı olan bu tür eylemlerin hukuki sonuçları olacaktır. Avukat A.Erdem AKYÜZ

                Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında değişiklik istemini içeren ve 336 milletvekilinin imzası ile AKP tarafından Meclise verilen kanun teklifi ile;  başörtüsü ve ailenin tanımına ilişkin yeni düzenlemeler getirilmek istenmektedir.                Ancak istenen şeyler; “başörtüsü ve aile birliği tanımı ile sınırlı olmayıp; kılık kıyafete ilişkin yeni düzenlemeleri” de kapsamaktadır.                BAŞÖRTÜSÜ VE KILIK KIYAFET (GİYSİ)                Anayasa değişikliğini içeren yeni kanun teklifinin 1. Maddesinde aynen “Hiçbir kadın; dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetlerinden dolayı… kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan yoksun bırakılamaz.” Denmektedir.                Yani getirilmek istenen yeni kanun ile; yalnız başörtüsü değil, “tercih ettiği kıyafet” denilerek çarşaf, peçe gibi kılık ve kıyafetlerin de giyilmesine serbestlik getirilmek istenmektedir.                Hatta o kadar ki; askeriye, tıp, emniyet gibi verilen hizmete göre kıyafet giyilmesinin zorunlu olduğu ortamlarda bile, bu zorunluluğun; kadının başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafeti giymesini hiçbir surette engellemeyecek ölçülerde olması yönünde kısıtlama getirilmektedir.                Teklifin görülmeyen, göz ardı edilen en önemli noktalarından biri budur.                Başörtüsü konusuna gelince; unutulan ve değerlendirilmeyen hususlardan bir diğeri, halen yürürlükte olan Anayasamızın değiştirilemeyecek ve Anayasaya aykırılığı dahi iddia edilemeyecek maddelerini etkileyecek değişiklik istemlerini kapsamasıdır.                DEĞİŞTİRİLEMEZ NİTELİKTEKİ MADDELER                Anayasamızın 4.Maddesinde; Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile Cumhuriyetin niteliklerinin değiştirilemeyeceği gibi değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği hükmü yer almaktadır. Bu madde ile bağlantılı olan ve “İnkılap (Devrim) Kanunları’nın Korunması” başlığını taşıyan 174. Maddesinde; bu madde de yer alan hükümlerin, Anayasaya aykırılığının dahi iddia edilemeyeceği yani değiştirilmeyeceği, devamlı ve sürekli olarak uygulanacağı ibaresi vardır.                Anayasamızın değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği 174. Maddesinin 3. Fıkrasında “Şapka İktisası (kullanılması) Hakkında Kanun” yer almaktadır.                ŞAPKA VEYA BİR DİĞER BAŞLIK                Değiştirilmesinin dahi istenemeyeceği, Şapka İktisası (Kullanılması) hakkındaki 671 sayılı Kanun’un 1. Maddesi, kadın erkek ayrımı yapılmaksızın “Bütün memur ve müstahdemin, Türk Milletinin giyeceği başlık olarak şapka kullanmak zorunda olduğu ve şapkaya aykırı ve değişik bir başlığın kullanılamayacağı” hükmünü taşımaktadır.                Anayasa’mızda yer alan bu maddede; başına şapka veya bir başlık takmak isteyen kadın veya erkek ayrımı yapılmaksızın, tüm vatandaşlarımızın ve ülkemizde yaşayan tüm insanların, yalnızca şapka takabilecekleri hükmü vardır. Maddenin devamında, buna aykırı bir uygulama ve alışkanlığı, hükümetin önlemekle yükümlü ve zorunlu olduğu yazılıdır.                Getirilen yeni yasa teklifi ile, Anayasamızın bu amir hükmü de ihlal edilmektedir.                TARİKAT, ŞEYH VEYA MÜRİD                Anayasanın, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği öngörülen aynı maddesinde yer alan bir diğer kanun 677 sayılı “Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine (Kapatılmasına) ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına (Kaldırılmasına ve İptal Edilmesine) Dair Kanun” dur.                Bu kanun ile; bütün tarikatlar, tekkeler, zaviyeler kapatılmış; şeyhlik, dervişlik, müridlik, üfürükçülük, büyücülük, falcılık gibi unvan ve isimlerin kullanılması ve bu gibi yerlerde bu isimler altında çalışma yapılması kesin olarak yasaklanmıştır. Yasaklanan bu işleri yapan kişilere para ve hapis cezaları öngörülmüştür.                Ancak yasaklanan bu örgütlerin ve bunları yapan kişilerin serbestçe faaliyette bulundukları ve Anayasanın bu yönü itibariyle de ihlal edildiği bilinmektedir.                ÖĞRENİM BİRLİĞİAnayasamızda yer alan ve değiştirilmesi dahi mümkün olmayan kanunlardan biri de 430 sayılı “Tevhidi Tedrisat Kanun’u” yani “Öğrenim Birliği Kanunu’dur.” Bu kanuna göre; Türkiye dahilindeki bütün eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır. Her türlü vakıf tarafından kurulan ve yönetilen tüm okullar kapatılarak Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmiştir. Dini alanda eğitim vermek yetkisi yalnız Bakanlığa bağlı İlahiyat Fakültesine bırakılmıştır. Bu kanuna aykırı hareket edilmesi Anayasa’nın ihlali ve suç olmaktadır. Günümüzde eğitim vermekte olan; vakıf, dernek, kurum veya kişilerin kurduğu Kuran kursları ve imam hatip okulları bu kapsam dahilinde değerlendirilmelidir.                SONUÇ OLARAK                 Anayasa’nın değiştirilemez ve değiştirilmesinin teklif dahi edilemez nitelikteki maddelerine aykırı olan her türlü yeni kanun veya değişiklik önergeleri verilemez, verilse ve kabul edilse dahi geçerli olmaz. Başörtüsü kanun teklifi denen bu öneri de, bu kapsamdadır. Anayasa’ya aykırı olan bu tür eylemlerin hukuki sonuçları olacaktır. Avukat A.Erdem AKYÜZ - tsk da basortu yasagi resmen kalkti h112 78645

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Turkish Forum Editör, İngilizce, Almanca, Türkçe. Sitemizde Medya takibi ve editörlük yapmak isteyenler bizimle irtibata geçebilirler.

Yorumlar

“BAŞÖRTÜSÜ VE ANAYASA” için bir cevap

  1. Yasemin Çin avatarı
    Yasemin Çin

    Din’in Menfaat İçin Kullanılması ALLAH/TANRI’nın mı, Bizim mi Sorunumuz ve Bu Sorunu TANRI mı, Biz mi Çözeceğiz?!

    (Yıllar önce yazdığım makaleden alıntılar ve eklemeler ile güncelleme!)

    Öncelikle, din saptırıcı sarıklı-cüppeli-sakallıların; ‘yakar, taş eder, cehenneme atar, yasak, emir, haram, ceza, ateş’ gibi çok sert, acımasız kavramlarla korkuttukları TANRI tanımını; KUR’AN bilgisi ile, zihinden temizlemek en büyük zorunluluk!

    TANRI, insanları sahipsiz, bilgisiz bırakmamış, özellikle bu saptırıcılara karşı, ana hatlarıyla, ince ipuçlarıyla; son Kitabı (Hicr,9-değiş(tirile)mez) KUR’AN aracılığıyla uyarmış, bilgilendirmiş, (Mülk,2-amacını), anayasasını Kitabı Kur’an’a yüklemiş.

    İnanmak tercih, inanan Tanrı’sını, KUR’AN’dan; Kendi Sözleri olan Ayetlerinden tanımalı ki, doğru/gerçek bilgiye ulaşsın!

    (Haşr,21-22-23-24)”Eğer Biz, bu Kur’an’ı dağa indirseydik, onu; Allah’ın haşmetine saygıdan boyun eğerek paramparça olmuş görürdün. ALLAH O’dur ki, O’ndan başka ilah yoktur. Tüm gizemleri ve açıktakileri bilendir, esirgeyen, bağışlayandır/sevgi ve merhameti sonsuzdur. Her türlü kirlilikten uzak tertemiz/kutsaldır, barış ve esenlik kaynağı, güvenilendir, koruyandır, güçlüdür, uludur, görkemine ulaşılmaz ALLAH; ortak koşucuların, ortak koştuklarından çok yücedir. Bilgeliğin sonsuz kaynağıdır O…

    TANRI, kara-kapkara yobazların dillerinden; yalan ve iftiralarından, KUR’AN da, ellerinden; yerlerde sürünmekten, tecavüz aracı olmaktan kurtarılmalı ve artık, toplum da uyanmalı, utanmalı, ‘başörtüsü tapıncı’ konuşmaktan bıkmış-yorulmuş olmalı, ‘Yeter’ demeli.

    Muhteşem bir tasarım olan kâinatın yaratıcısı SAHİP, gerçekten böyle mi söylemiş/böyle mi istemiş, Kendisini böyle mi anlatmış????!!!!
    KUR’AN içinde; inceleyen, araştırıp, sorgulayan YOK?!

    KUR’AN çevirileri maalesef ki; yetersiz, eksik ve bilimsellikten uzak. Bu yüzden; farklı çevirileri karşılaştırarak, doğru olabilecek anlama ulaşmak biraz da olsa mümkün! Çok çaba-emek istiyor!

    (Lokman,33-Fâtır,5)“Sakın kandırıcıların, sizi Allah adına aldatmalarına kanmayın.”

    Ne muhteşem ‘uyarı’ değil mi? Günümüze nasıl da uyuyor! “Allah ile aldatanlar” ülkesi haline geldik-getirildik. Para-mal-mevki-güç-saltanat-kariyer peşinde ve bunu her ne pahasına olursa olsun elde etmek düşüncesine sahip olanlar, artık sınır tanımaz bir biçimde “Allah ile aldatanlar” içinde yer alıyor. Bu dünya yaşamı için çok kârlı ve getirisi çok yüksek bir alan. Ya sonrası?…Onu, belli ki şu an için pek düşünen yok! Önce menfaat, illa ki menfaat, sadece menfaat! O zaman can alıcı soruyu soralım. ALLAH’ı mı, menfaati mi? Hangisini seçiyorsunuz?
    Menfaatini/çıkarını/kendi ince hesabını ön planda tutanlar, her ne olursa olsun amacına ulaşmak niyetinde olanlar; hangisini tercih ediyorlar sizce?

    Din’in çıkar/menfaat için kullanılmasında; ilk olarak, KUR’AN ayetleri Arapça –anlamı üzerinde düşünmeden- okutuluyor ki; “Allah ile aldatanlara” karşı, Allah’ın, uyaran, bilinçleri-gözleri açan ayetleri bilinmesin, anlaşılmasın.

    Sonra da, -tek kutsal, yalnız ve sadece Allah/ Tanrı olması şartken-; önce yapay bir kutsal yaratılıyor. Bu da Peygamber üzerinden yapılıyor. Kur’an’ın ısrarlı uyarılarına ve Allah’ın yarattığı kul-beşer-insan olduğu önemle vurgulanmasına rağmen, Peygamber dinde kurucu ortak yapılıyor ve insanüstü vasıflarla donatılarak “kutsal(?)” hale getiriliyor. Tepeye oturtulan en kutsal ile ona bağlı alt kadrolar oluşturuluyor. Peygamberin aslında hiç söylemedikleri- asla söyle(ye)meyecekleri; söylemiş gibi gösterilerek, din sömürücülerinin kendi sapkın, insan doğasına aykırı düşünceleri, yaptırmak istedikleri, “Peygamber buyuruyor ki” başlığı ile sanki Peygamber söylemiş gibi anlatılıyor.
    Hoca, efendi, hazret, şeyh, şıh, pir, mevlâ gibi üstün nitelikli(?!) din alanını ele geçirmişlerle -sözünün üzerine söz söylenemez, kesin, mutlak itaat makamı- kutsallıklar dizini oluşturuluyor.

    Artık bu söylenen uydurmalara inanacak kullar-sürüler üretilme aşamasına geçiliyor. Burada da hiç sorun yaşanmıyor. Kutsal(?!) söz konusu olunca, bilgisizlerden, itaat-biat kültürü içinde yetişmişlerden, Kur’an’ın içeriğinden habersizlerden kula kullar oluşturmak hiç de zor olmuyor.

    (Şûra,13)“Dini dosdoğru uygulayın, rivayetler uydurarak onda ayrılığa düşmeyin/ bölünüp fırkalara ayrılmayın. Fakat kendilerini çağırdığın bu ilke/bu din, ortak koşanlara/ şirke bulaşanlara çok ağır gelmektedir.”

    “Peygamber buyuruyor ki!” diyerek din anlatanlara inananlar, şuna karar vermeli! Taptıkları tanrıları; KUR’AN’ın tanıttığı ALLAH mı?, putlaştırılmış, Allah’ın yarattığı bir kul olduğu unutulmuş, adına izafe sözler uydurulmuş Peygamber mi?

    KUR’AN’da ki Allah’ı ve Allah’ın Ayetlerinin/Sözlerinin nasıl uyardığını bilmezseniz, kime taptığınızı da bilmezsiniz!

    (Yusuf,40)“Allah’ın yanında nelere kulluk ediyorsunuz?/Allah’tan başka taptıklarınız, sizin ve atalarınızın uydurduğu isimlerden ibarettir. Allah onlara hiçbir güç vermemiştir. Hüküm, ancak Allah’ındır. Allah, yalnız ve yalnızca Kendisine kulluk etmenizi istemiştir. Dosdoğru din işte budur.”

    (Mü’min,14)“Ortak koşucu inkârcılar hoşlanmasa da, siz dini sadece Allah’a ait kılarak ve Allah’a birilerini ortak etmeden kulluk edin.”

    (Zümer,53)“Ey kendilerine karşı kötülük edip/kendi nefisleri aleyhine haddi/sınırı aşanlar. Allah’ın rahmetinden/sevgisinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Allah gerçekten de çok bağışlayan, çok müşfik olandır/çok esirgeyendir.”

    TEK istisna;
    (Nisa,116)”Allah kendisine şirk/ortak koşulmasını bağışlamaz, bunun dışında her şeyi dilediği kişi için bağışlar.”

    Tüm günahları bağışlayacağını ama şirki; -benliği, kendi gibi yaratılmış bir kula teslimle, varoluşsal özgür iradeyi yok eden sistem- affetmeyeceğini söyleyen TANRI, insan onurunu-özgürlüğünü koruma altına alıyor olabilir mi?!

    (Zümer,65)”Eğer ALLAH’a ortak koşarsan tüm yaptıkların boşa gider.”

    (A’raf,51,52)“ İnkârcılar, dinlerini, alaya/hafife aldılar/oyun ve eğlence edinmişler, dünya hayatını hiç bitmeyecek sanmışlardı. Ahirette olacakları umursamadıkları ve ayetlerimizi saptırdıkları için, biz de o gün, onları unutacağız. Çünkü biz, inanmaya gönüllü bir halk için gerçekleri bilimsel olarak ve en ince ayrıntısına kadar açıkladığımız dosdoğru bir yol gösterici, sevgi ve merhamet kaynağı bir Kitap gönderdik”

    (Hadid,9)“Sizi cehaletin karanlığından, bilimin aydınlığına çıkarmak için kuluna/Muhammed’e gerçeği apaçık gösteren, Söze dayalı ilkeler/apaçık ayetleri indiren Allah’tır.”

    (Rahmân,1-4)“Çok Seven/ sonsuz iyiliği, güzelliği, sevgisi taşan/Rahmân Allah, yol gösterici Kur’an’ı öğretti, insanı oluşturdu, ona hayr ve şerri, iyiyi, kötüyü ayırmayı/duygu ve düşüncelerini söz ile ifade etmeyi öğretti.”

    (Rahman,34)“Rabbinizin size öğrettiği bilgiyi ve verdiği gücü mü yalanlıyorsunuz?”

    (Şuara,132)“Sahip olduğunuz her şeyi size veren Allah’a saygılı olun/Allah’ı dinleyin”

    (İnsan,3)”Gerçek şu ki, Biz ona yolu-yöntemi gösterdik: şükredici, ya da nankör olması artık kendisine kalmıştır.”

    (Ra’d,11)“Gerçek şu ki bir topluluk kendisini, toplumsal ve zihinsel olarak değiştirmedikçe, Allah o toplumun durumunu değiştirmez. Allah, zihinsel olarak ortak koşucu, toplumsal olarak iyiliklerini kaybetmiş bir topluluğun yok olmasını istedi mi, artık hiçbir güç, o toplumun yıkılmasını durduramaz; o toplumun Allah’tan başka, bir koruyup kollayanları da olmaz.”

    Son not: Sanıyor musunuz ki, kara-kapkara yobazlar/sapkın-saptırıcılar fırsatı bulunca; iktidarı için ‘din’i ve sapkınları kullanan çıkar çevrelerinin, renkli türbanlarına(çarşaf-burka varken) ve kadın-erkek karışık toplantılarına (haremlik-selamlık şartken) izin verir, yerinde bırakır?!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. Evrim Teorisi?-İnanç!-Bilim! KUR’AN!? Evrim teorisi ne zaman konuşulmaya başlansa; bilime karşı olan, din diye sapkınlıklarını yutturan rivayet-hikaye-hadis-sünnet anlatıcısı yobazlar, acizlikleri-yalanları…

  2. Alıntı yapılan yazının linki: https://bpakman.wordpress.com/turk-dunyasi/eski-turk-devletleri-turk-yurtlari-turk-topluluklari/on-turkler/turklerin-ana-yurdu/turk-dunyasinin-fotografi/

  3. Babam Uğur Otluçimen de o anda ekmek alıyormuş fırıncıdan o da hakkın rahmetine kavuşmuş. Allah rahmet eylesin.

  4. Benimde annemin amcası Abdullah Soylu dedemiz bu olayda şehit olmuştur. Kendisi o tarihte bölgede fırıncılık yapmaktadır ekmek dağıtımı yaparken o…

  5. Peygamber(ler)in ALLAH’a Ortaklığı?! Hadisler? KUR’AN!? Din’den beslenenler-sömürücüler-din satıcıları; ‘Tanrı-Allah-Kitap-Kur’an’ söylemiyle bireysel olması gerekirken, kurumsallaştırdıkları ‘inancı’ önce; Yahudilik-Hıristiyanlık-Budizm gibi farklı dinlere,…

  6. pavarotti de güzel söyler Oçi Çorniye’yi

  • Antakya Medeniyetler Korosu

    Antakya Medeniyetler Korosu

    Antakya Medeniyetler Korusu Depremin Yaralarını Sarmak İçin İlk Konserini Duygu Yüklü Mesajlarla Adana’da Başlattı 6 Şubat 2023 sabahı depreminde on binlerce kardeşimiz, annemiz, babamız ve […]


  • MİLLİYETÇİLİK ve ULUSÇULUK

    MİLLİYETÇİLİK ve ULUSÇULUK

                Türkiye’nin şu seçim sürecinde Milliyetçilik ve Ulusçuluk gibi ‘kuramsal’ konuyu tartışmak yerinde midir diye sorulabilir.             Evet yerindedir ve belki de tam da bu süreçte bu tür tartışmaların […]


  • Evrim Teorisi?-İnanç!-Bilim!

    Evrim Teorisi?-İnanç!-Bilim!

    Evrim Teorisi?-İnanç!-Bilim!KUR’AN!? Evrim teorisi ne zaman konuşulmaya başlansa; bilime karşı olan, din diye sapkınlıklarını yutturan rivayet-hikaye-hadis-sünnet anlatıcısı yobazlar, acizlikleri-yalanları ortaya çıkacağından olsa gerek hemen bağırmaya, […]


  • “İstanbul’da risksiz bina yüzde 10-20…”

    “İstanbul’da risksiz bina yüzde 10-20…”

    İstanbul’da yıkıcı olabileceği söylenen deprem için şimdiden çalışmalara başlandı. Bunun için risk taşıyan binalar yıkılacak. Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Melih Tavukçuoğlu, dönüşümün […]


  • HANGİ TATAR?

    HANGİ TATAR?

    HANGİ TATAR? HÜSEYİN MÜMTAZ KKTC Cumhurbaşkanı Tatar bir gazetecinin; “14 Mayıs sonrası Türkiye politikasını değişirse siz aynı çizgide kalmaya devam edecek misiniz?” sorusuna, “Böyle doğdum, […]


  • Bir Günah Gibi

    Bir Günah Gibi

    Kimin yazdığını bilmiyorum, ancak çok duygusal bir kişinin yazdığına emin olduğum bir şarkı sözü vardır. Aslında şarkı bir Rus halk şarkısından gelmekte, ‘Oçi Çorniye’. Şarkının […]


  • SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK

    Türkiye’de önümüzdeki dönemde yapılacak seçimler için, herkesinde gördüğü gibi, ABD bilerek kendine bağlı işbirlikçilerle beraber R.T.E. -K.K. üzerinden Türkiye’ye anti demokratik ve totaliter içerikli iki […]


  • PROTEİN EKSİKLİĞİ

    PROTEİN EKSİKLİĞİ

    Ülkelerin gelişmesini, proteinli gıdalarla beslenen gençler ve kuşaklar sağlar. Her Japon çocuğu mutlaka yumurta yer, et, balık, fındık, badem yer, süt içer. Her Alman çocuğu […]


  • Kocaseyit

    Kocaseyit

    1929’da Havran’a gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk  ,Nahiye Müdürüne , ” Havran köylerinden birinde bir Seyit Onbaşı olacaktı onu bulup getirin” der. Seyit Onbaşı’nın hangi köyde olduğunu bilmeyen Nahiye Müdürü “Emriniz olur.Buluruz […]


  • Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Yukarıdaki başlık sayın Emin Çölaşan’ın  dünkü  yazısının başlığıdır.  Sayın Sultan Uçar    “Diploma kayalara çarpmış’başlığı ile sayın Cumhurbaşkanının diplomasını sorgulamış. Sayın Fatih Portakal ise “En azından […]


  • Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Kuşlar yılın farklı zamanlarında besin kaynaklarının mevcudiyetine ve iklim koşullarına bağlı olarak kışı geçirecekleri alanlara veya üreme alanlarına göç ederler. Göç eden kuşların çoğu Avrupa, […]


  • Rusya’da tatil maliyetleri artıyor…

    Rusya’da tatil maliyetleri artıyor…

    Bu sezon beklenen Rus turist gelecek mi? Rusya’nın Ukrayna ile savaşı dengeleri değiştirdi. Turizm de bundan etkilendi. Rusya, iç turizmi bu açıdan canlandırmak istiyor. Yapılan […]


  • Depremler, turizmimizi etkiledi mi?…

    Depremler, turizmimizi etkiledi mi?…

    Depremlerden sonra turizm sektöründe şu soru gündemdeydi: “Yaşadığımız depremler turizmimizi etkiler mi?” Hem iç pazarda hem dış pazarda depremin olumsuz etkilediği turizm sektöründe nisan da […]


  • BAKMAK ve GÖRMEK

    BAKMAK ve GÖRMEK

                Kimi yazılarımda ‘ben söze bakarım’ dediğim için eleştiriler almıştım.             Bu uzsözün tamamı; “ben söze bakarım söz mü diye, bir de söyleyene bakarım adam […]



Posted

in

by