Misak-ı İktisadi

Cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümlerinde, yatılı okulda okurken okulumuzun yakında bulunan ALİ dağının Kayseri yönüne bakan yamacına kaçıncı yılsa onu Rumen rakamları ile taşlarla yazıp üzerine koyu kireç boya ile boyardık. XXXV rakamını çok iyi hatırlarım. Daha sonra 1967 yılında bu muhteşem irfan yuvasını kapattılar. Dağdaki en son yazı XXXXIV olarak uzun seneler gölge gibi dağın böğründe yazılı kaldı. Çocukluğumuzda bize hep bir heyecan verirdi bu yazıyı yazmak. Bu gün 99 olarak duruyor.  - metin atamer

Cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümlerinde, yatılı okulda okurken okulumuzun yakında bulunan ALİ dağının Kayseri yönüne bakan yamacına kaçıncı yılsa onu Rumen rakamları ile taşlarla yazıp üzerine koyu kireç boya ile boyardık. XXXV rakamını çok iyi hatırlarım. Daha sonra 1967 yılında bu muhteşem irfan yuvasını kapattılar. Dağdaki en son yazı XXXXIV olarak uzun seneler gölge gibi dağın böğründe yazılı kaldı. Çocukluğumuzda bize hep bir heyecan verirdi bu yazıyı yazmak. Bu gün 99 olarak duruyor. 

Cumhuriyet denildiği zaman bir heyecana kapılır, nereden nereye geldiğimizi sorgulardık. Hatırlayın, Cumhuriyetin ilk kuruluş günlerinde ATA rahmetlik çok önemli iki konu hakkında kurultay toplamış. İlki İzmir’deki İktisat Kurultayı. Ülkedeki en önemli iktisatçıları hatta yabancı ülkelerden de misafirler katılmış bu toplantıya. 17 Şubat 1923 de İzmir de Banka Handa1135 kişi ile toplanmışlar. Yeni Türkiye Cumhuriyetinin iktisat konusunda yol haritasını çizmişler. Bakın hangi kararlara öncelik vermişler:

            – Yatırımlarda Ham maddesi yurt içinden sağlanan sanayilere öncelik tanınmalıdır,

            – Yatırımcıları desteklemek için Bankalar kurulmalı 

            – Yatırımı desteklemek için  teşvik kanunları çıkartılmalı

            – Ülkedeki teknik eleman eksikliği gidermek için Teknik eğitim geliştirilmeli 

Bu çok önemli kararların uzantısı hepimizin bildiği KÖY ENSTİTÜLERİ seferberliğine doğru gelişmesini devam ettirmiş. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kalkınma hızı, İktisat Kongresinde alınan kararlar ile ivme kazanmış. Hatta yatılı okuduğumuz  okulda, Kayseri Tayyare Fabrikasına  teknik eleman yetiştirmek için lisan yanında teknik eğitim verilen bir atölye de tesis edilmiş. Talas’taki bu okul aynı zaman da Kurtuluş savaşında esir düşen General Trikopis ve Yunan subayları için bir müddet hapishane olarak kullanılmış.

Türkiye Cumhuriyet tarihinde dev adımlarla kalkınma hamleleri, İktisat Kongresinde alınan kararlar doğrultusunda gelişmiş. Hani 10 uncu yıl marşı söylüyoruz ya, her fırsatta , 1933 yılında yayınlanan 10 YIL raporunda, 10 sene içinde, her konuda neler başarıldığını, bu kitapta bulabilirsiniz. Hatta Kayseri de üretilen uçakların Hollanda’ya satıldığını da burada bulabilirsiniz. 

Cumhuriyetin kuruluş döneminde  yapılan bir başka kongre ise Eğitim Şurası 1939 senesinde toplanmış. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir kilometre taşı ise 1934 yılında İZMİT’te kurulan kağıt fabrikasıdır. Eğitimin ana dayanağı olan kağıdı, ülke içinde üretmek önemli bir yatırımdır. Her ne kadar Osmanlı Devletinde Yalova da KAĞIT İMALATHANESİ olarak 1 inci Mahmut döneminde, 1745 yılında bir tesis kurulmuşsa da, bu tesis Cumhuriyet dönemine kadar ömrü olmamıştır. Hatta 1886 yılında İzmir de özel sektör tarafından Halkapınar da bir kağıt fabrikası kurulmuş, ancak bu fabrikanın kapasitesi kısıtlı kalmıştır.

Cumhuriyet döneminde kalkınmayı planlamak için Devlet olarak bir kurum tesis edildiğini biliyoruz. Devlet Planlama Teşkilatı . Bu kurum ülke ihtiyaçlarını göz önüne alıp, ham maddesinin yerli olmasına da dikkat ederek, sanayi yatırımlarını mevcut sermaye ve kredi kurumlarının imkanlarını hesap ederek, yatırımlara yön vermeye çalışırlardı. Cumhuriyetimizin 100 yıllık tarihinde son 20 seneyi dışarda tutarsak hep planlı, akıl içeren yatırımlar yapılmış. 

1937 senesinde ilk Demir çelik Sanayi kurulması ile ağır sanayiye yön verildi. Ataş, Aliağa, ve Petkim  gibi rafineriler, ülkenin yakıt ihtiyaçlarını, petrol türevlerini  karşılamaya çalıştı. Hatta Orta Anadolu Petrol Rafinerisi olan Kırıkkale rafinerisinin kuruluşu bile, ülke ekonomisine bir katkı oluşturdu.

CHP bünyesinden 1946 da ayrılan Adnan Menderes ve Celal Bayar kurdukları Demokrat Parti ile girdikleri 1950 seçimlerini kazarak iktidar oldular. Demokrat Parti dönemi olarak anılan 1950 ile 1960 yılları arasında  ülkemizin her tarafına ulaşabilecek yol yapımı seferberliğine başlanıldı. Karayolları olarak 4500 kilometre yol yapımı 10 sene içinde gerçekleştirildi.  11 liman, 5 Hava limanı, 5 termik santrali  18 HES baraj, 8000 kilometre  enerji nakil hattı gibi ekonomik değerleri bulunan yatırımlar yapıldı. 

Bu dönemlerde bile ekonomi bir  kişinin keyfine göre yönetilmemişti. Bu nedenle yatırımlar hep akıl içermekteydi. Siyasi politik yatırımlar bu dönemde yapılmadı mı ? Yapıldı, ancak yine de getirisi olmayan betona yatırım yapılmadı. Bu arada sanayi hamlesi ile ağır sanayi yatırımı yapacağız diye ülkemizin çeşitli yerlerinde beton kazıklar dikenler oldu. Bu betonlar hala olduğu gibi durmakta.

Aile içinde Ev ekonomisi bile istişare ile yönetilirse doğru yatırımlara vesile olur. Dünyanın hangi bir başka ülkesinde Bankalar ülkedeki çalışan insanlara promosyonla para dağıtır ? Hangi bir başka ülkede Bankalar devletten düşük faizle aldığı parayı, yüksek faizle halka kullandırır? Bunun sonucu olarak dikkat edin : Bir devlet bankası 2021 de 1.508 milyar lira kar elde eder ?  Aynı Banka 2022 yılı ilk 3 ayda elde ettiği kar 2.025 milyar lira. Bu bankanın sermayesi 4.9 milyar lira  olması size ilginç gelmiyor mu ?  2022 yılı ilk 6 ayında bu banka kendi  sermayesi kadar kar etmesi size tuhaf gelmiyor mu ? 

‘Benim tezim de bu, faiz inecek, enflasyon düşecek.’ Demekle olmuyor. ‘Bilmiyorsan bu konu, git mektebinde oku ‘ demezler mi adama ? Bir akademisyen bir tez hazırlarken, yüzlerce yayın okur, daha sonra ortaya biz tez koyar. Bu tezi bir çok akademisyen tetkik eder ve fikir yürütür. Tez, bu araştırmalardan sonra oluşur. Aklını kullanan insanlar, her konuda bir araştırma yapar. Aklını kullanmayanlara söylenecek bir söz yoktur, çünkü ortada akıl yoktur diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.Metin Atamer 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir