Mehmet Barlas  İdam  Konusunda  Haklıdır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, idam cezasını yeniden gündeme getirip "Caydırıcı bir ceza, ben de diyorum ki, ucu nereye dayanıyor, idama mı? idam olmalı" derken, Mehmet Barlas Erdoğan'a "Orman yangını vesilesiyle veya herhangi şekilde idamı yeniden tartışmak ve bunu özlemek ayıptır, insanlığa aykırıdır" demiştir: "İdama çok alışmıştık" başlıklı yazısında "20. yüzyılın ikinci yarısında bir Başbakan ve iki bakanın idam edildiği bir ülkede orman yangınları dolayısıyla olsa da idam cezalarının tartışılması garip oluyor. Türkiye'nin idama alışmış bir tarihi var. Hatta suikastların seçimin yerine geçtiği dönemleri bile yaşadık. Cumhuriyet dönemi de idamlarla dolu değil mi? Örneğin Cumhuriyet'in ilk yıllarında, İzmir suikastı davasında yargılanan siyasetçilerden bazıları idam edildi. Kısacası bizim idamı artık aklımızdan çıkarmamız lazım”  diyerek karşı çıkmıştır. - idam ip

Cumhurbaşkanı Erdoğan, idam cezasını yeniden gündeme getirip “Caydırıcı bir ceza, ben de diyorum ki, ucu nereye dayanıyor, idama mı? idam olmalı derken, Mehmet Barlas Erdoğan’a “Orman yangını vesilesiyle veya herhangi şekilde idamı yeniden tartışmak ve bunu özlemek ayıptır, insanlığa aykırıdır” demiştir: “İdama çok alışmıştık” başlıklı yazısında “20. yüzyılın ikinci yarısında bir Başbakan ve iki bakanın idam edildiği bir ülkede orman yangınları dolayısıyla olsa da idam cezalarının tartışılması garip oluyor. Türkiye’nin idama alışmış bir tarihi var. Hatta suikastların seçimin yerine geçtiği dönemleri bile yaşadık. Cumhuriyet dönemi de idamlarla dolu değil mi? Örneğin Cumhuriyet’in ilk yıllarında, İzmir suikastı davasında yargılanan siyasetçilerden bazıları idam edildi. Kısacası bizim idamı artık aklımızdan çıkarmamız lazım”  diyerek karşı çıkmıştır.

MHP Genel Başkanı  Devlet Bahçeli’nin çağrıları ile tekrar Türkiye gündemine giren idam tartışmaları konusunda Mehmet Barlas haklıdır.

Geri dönüşü olmayan bu cezanın, Türkiye için Avrupa Birliği açısından hiçbir getirisi yoktur ama ve götürüsü çoktur. Devlet Bahçeli’nin ardından Süleyman Soylu ve  Cumhurbaşkanı  Erdoğan’ın idam çıkışı eğer samimi ise bu, Türkiye’nin  Batı dünyası ile ilişkilerinin kopması  anlamına gelir.

Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra meydanlarda atılan “idam isteriz” sloganlarıyla idam konusu gündeme gelmiş,  Kahramanmaraş’ta Fethullah Gülen maketi “alçağa idam” sloganlarıyla ateşe verilmiştir. Devlet Bahçeli, idam cezasının yeniden yürürlüğe girmesi yönündeki çağrıları destekleyerek, “AKP hazırsa, MHP dünden hazırdır” demiştir.

Dönemin Başbakan Binali Yıldırım’ın bu konudaki görüşü şöyledir: “Diğer partilerle uzlaşma sağlanırsa, geriye doğru işlemeyecek şekilde sınırlandırılmış düzenleme yapılabilir.” Cumhurbaşkanı Erdoğan ise daha önce “Demokrasilerde halk ne diyorsa karar odur” diyerek hükümetin muhalefetle görüşerek bir karara varacağını açıklamıştır.  Başbakan  Erdoğan 10 Haziran 2002 tarihinde idam cezasının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir: ”Bunun için hükümete destek vermeye hazırız.”  Erdoğan, Avrupa Birliği’ne giden yoldaki bütün engellerin kaldırılması gerektiğini söylemiştir: “AB’ye evet”diyenlerin başında geldiklerini açıklayan Erdoğan, Türkiye, artık AB’nin kenar mahallesi olmaktan kurtarılmalı. İdam cezası tamamen kalkmalı. Bunun için hükümete destek vermeye hazırız” demişti. Başbakan Bülent Ecevit  ise “ MHP’nin idam konusunda tavrı belli… Çünkü idam konusunun bütün AB üyeleri için ‘olmazsa olmaz’ bir koşul olduğu belli. Bunu Sayın Bahçeli de biliyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa Birliği stratejik hedeftir”  açıklamasını yapmıştır ama   Başbakan iken 18 Temmuz 2012’de tarihinde  Moskova’da Putin’e şunları söylemiştir: “Zaman zaman bize takılıyorsun. AB’de ne işin var diyorsun. O zaman ben de şimdi size takılayım. Hadi gelin bizi Şanghay Beşlisi’ne dahil edin, biz de AB’yi gözden geçirelim şeklinde bir latife yaptım.”

Cumhurbaşkanı Avrupa Günü dolayısıyla 2015, 2016 ve 2017’de yayımladığı mesajlarda AB üyeliğinin Türkiye için stratejik hedef olduğunu söylemiştir.  İdamı uygun bulan bir ülkenin AB üyesi olamayacağını bilmektedir ama  idam konusunda siyasi açıklamalarda bulunmaktadır.

Okumaya devam et  Amir’in İdamını Durdurun

İdam, hassas bir konudur.  Devamlı idam konusunu gündeme getirirseniz, Türkiye’nin Batı dünyası ile ilişkileri tehlikeye girer, Türkiye’de eksen kayması tartışmaları gündeme gelir.

Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland’ın sözcüsü, idam cezası geldiği takdirde Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliğinin sona erdirileceğini 18 Nisan 2017 tarihinde açıklamıştır. Jagland’ın sözcüsü Daniel Höltgen ise “Türkiye idam cezası getirip uygulamaya koyarsa bu, üyeliğin sonu anlamına gelir” demiştir.

İdam, Türkiye AB ilişkilerinde mihenk taşıdır.

Çünkü hiçbir AB üyesinde idam cezası yoktur. Türkiye bu şartı 26 Eylül 2004 tarihinde kabul edilen ve 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Ceza Kanunu ile yerine getirmiştir. 7 Mayıs 2004 tarihli 5170 sayılı yasa ile de anayasadan ölüm cezaları ile ilgili maddeler çıkarılmıştır.

Türkiye’de ölüm cezası 1984 yılından bu yana fiilen ve 2004’ten sonra da hukuken uygulanmamaktadır. 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasından idam cezasının en son 1984 yılında uygulanmasına kadar büyük çoğunluğu ayaklanma, cumhurbaşkanına suikast girişimi, 1960 darbesi, 71 muhtırası ve 1980 ihtilali olmak üzere 15’i kadın hükümlü 712 kişiye TBMM tarafından onaylanan ölüm cezası verilmiştir. Bu rakama İstiklal Mahkemeleri’nin idam kararları dahil değildir.

Türkiye Avrupa Konseyi üyesi bir ülkedir. Konsey üyesi ülkeler idam cezasını, 1983 yılında yürürlüğe giren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) Ek 6 No’lu Protokol ve 2002’de yürürlüğe giren 13 No’lu Protokol ile kaldırmışlardır.

Türkiye’nin idam cezasını kaldırması, Abdullah Öcalan’ın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne  açtığı dava sonucunda olmuştur. AİHM, karar verilene kadar Öcalan’ın idam edilmemesini öngören ihtiyati tedbir kararı kabul ettiği için Ecevit Hükümeti karara uyarak Öcalan’ı idam etmemiştir.

Öcalan’ın idam cezası Yargıtay tarafından 29 Haziran 1999 tarihinde onaylanmasıyla kesinleşmiştir. Fakat Başbakanlık Kararı TBMM’ye göndermediğinden ve de kararın uygulanması için gereken yasa çıkmadığından uygulama ertelenmiştir. Bu süreçte Öcalan’ın avukatları 16 Şubat 1999’da AİHM’ye başvurmuş, Kasım 1999’da AİHM’nin 1. Dairesi ihtiyati tedbir kararı vermiştir.

Okumaya devam et  1957 SEÇİMLERİ

Kararda, AİHM’nin davayı inceleyebilmesini sağlayabilmek amacıyla idam cezasının uygulanmaması öngörülüyordu. Türkiye karara uymayı kabul etmiştir. AİHM’nin Büyük Dairesi 12 Mayıs 2005 tarihinde kararını açıkladığında Türkiye idam cezasını kaldırmış, 6 No’lu Protokolü onaylamış, 13 No’lu protokolü  imzalamıştır

AİHS 6 No’lu Protokol’e 47 Avrupa Konseyi üyesinden Rusya dışında 46 üye ülke taraftır. Rusya Protokolü imzalamış, fakat onaylamamıştır ama idam cezasını uygulamayacağını açıklamıştır. Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya ise 13 No’lu Protokole taraf değildir. 12 Kasım 2003 tarihinde AK Parti Hükümeti önce 6 No’lu Protokole, 23 Şubat 2006 tarihinde de 13 No’lu Protokole taraf olmuş, daha sonra Anayasa ve TCK’nın ilgili maddeleri değiştirilmiştir. Protokollerden çıkmak isteyen ülke AİHS’den çekilmek zorundadır. AİHS’nin 58’inci maddesine göre Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne 6 ay önceden ihbarda bulunarak AİHS’den çekilmek mümkündür

ABD’de 50 eyaletten 31’inde idam cezası uygulanmaktadır. Avrupa’da idam cezası uygulayan tek ülke Belarus’tur. Günümüzde 58 ülkede ölüm cezası bulunmaktadır. 98 ülke ölüm cezasını hukuken, 7’si savaş suçları ve istisnai durumlar dışında, 35’i ise fiilen kaldırmıştır.  Uluslararası Af Örgütü 140 ülkeyi hukuken ya da fiilen idam karşıtı, 58 ülkeyi idam taraftarı olarak sınıflandırmaktadır.

Hem AB’ye üye olmak ve hem de idam isteyeceksin. Bu yaman çelişki hiçbir medeni ülkede yoktur. Aksi durumda Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi gerekir ki bu da Türkiye’de eksen kayması tartışmasını gündeme getirir.


Comments

Mehmet Barlas  İdam  Konusunda  Haklıdır” için bir yanıt

  1. idama çok meraklı olanlar netflix belgesellerini izlesinler, 33 yıldır idam sırası bekleyip masumiyetleri 33 yıl sonra kanıtlanan insanları görsünler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir