Avrupa, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımını Gerçekten İstiyor mu?

Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya

Avrupa, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımını Gerçekten İstiyor mu?

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda Türkiye’nin itirazları, AB açısından paratöner fonksiyonu görmektedir. Bütün NATO üyeleri, bu iki kritik ülkenin üyeliğini sanki iştiyakla beklerken sadece Türkiye veto ediyormuş izlenimi, uygun bir meta olarak kullanılmaktadır. Akşam sabah şehit cenazeleri gelirken terörle mücadelede müttefiklerince sırtından hançerlenen Türkiye, yeni müttefiklerle bu ihanetin daha da genişleyeceğini her fırsatta dile getirmelidir. Bununla beraber konunun daha derin boyutları bulunmaktadır: 1. Başta Almanya olmak üzere diğer üyeler, NATO’nun, Rusya’nın hassas yerlerine kadar genişlemesini ne kadar destekliyor? 2. NATO’nun mevcut üyelerinin terör örgütüne hamilik derecesi, muhtemel üyelerinden en az yüz kat fazla! 3. NATO’nun genişlemesinin Türkiye-Rusya İlişkilerine etkisi.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine karşı Türk vetosu yaygarası, batının iç çelişkilerini örtbas etmede uygun bir enstrüman olarak pazarlanmaktadır. Türkiye’nin NATO üyeliğinden hiç de hazzetmeyen Ermeni, Rum, hatta Yahudi lobileri ile diğer Türk düşmanı cephelerin faaliyetleri ayrı bir konudur. En ezından Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) ve İsrail’in NATO üyeliği veya ileri işbirliğine karşı Türkiye engelinden, Türkiye’deki ulusalcılar ve muhafazakarlar da haberdar olsa gerek. Buna karşın vatansever kimlikle “Türkiye’nin NATO’dan ayrılmasının” gündeme getirilmesi son derece tehlikelidir. Yani GKRY’nin üyeliği önündeki engel kaldırılmalı ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin haklarına karşı NATO cephesi oluşturulmalıdır. Kara Avrupasından daha fazla koparabilmek için dönemin İngiliz başbakanının blöf niyetiyle Brexit’i gündeme getirmesinden dolayı bugün en fazla kendisi dizlerini dövmektedir. Sandık başına gitme zahmetine katlanmayanlar veya Brexit yönünde oy kullananların da önemli bir kısmı pişman oldular. Cameron defalarca yeni referendum talebinde bulundu ancak ok yaydan çıkmıştı. Ağızdan çıkan bir sözün küresel medyaca bilgisiz yığınlara mal edilmesi, kışkırtılması, hiç de beklenmeyen yönde kullanılması zor değildir.

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunda Türkiye'nin itirazları, AB açısından paratöner fonksiyonu görmektedir. Bütün NATO üyeleri, bu iki kritik ülkenin üyeliğini sanki iştiyakla beklerken sadece Türkiye veto ediyormuş izlenimi, uygun bir meta olarak kullanılmaktadır. Akşam sabah şehit cenazeleri gelirken terörle mücadelede müttefiklerince sırtından hançerlenen Türkiye, yeni müttefiklerle bu ihanetin daha da genişleyeceğini her fırsatta dile getirmelidir. Bununla beraber konunun daha derin boyutları bulunmaktadır: 1. Başta Almanya olmak üzere diğer üyeler, NATO'nun, Rusya'nın hassas yerlerine kadar genişlemesini ne kadar destekliyor? 2. NATO'nun mevcut üyelerinin terör örgütüne hamilik derecesi, muhtemel üyelerinden en az yüz kat fazla! 3. NATO'nun genişlemesinin Türkiye-Rusya İlişkilerine etkisi. - image

Başta terör örgütünün bir numaralı destekçisi ABD olmak üzere Türkiye düşmanı cephenin önde gelenleri her fırsatta bu ülkenin önemini, teröröle mücadelesinde haklılığını, teröre destek politikalarını gözden geçirme gereğini lafla da olsa ikrar ihtiyacı duyuyorlarsa, bunun temelinde Türkiye’nin NATO üyeliği bulunmaktadır. Türkiye’nin jeopolitik önemi elbette tartışmasızdır. Ancak mesela başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleri de ABD’nin öz askeri üsleri olup NATO üyesi değillerdir. Çünkü devletin kurumsallaşmadığı bu gibi ülkelerde herşey kişileri ikna, tehdit veya satın almayla halledilebilmektedir. Bu anlamda NATO üyesi olmayan Türkiye’yi kendi küresel çıkarları doğrultusunda kullanmak ABD açısından daha kolay olabilir. Belirtelim ki sadece NATO’dan gelecek saldırı ve tehditlere karşı bile NATO üyeliğimiz son derece önemlidir.

Yunanistan ve Fransa’nın, ayrıldıklarına bin pişman olduktan sonra yeniden NATO’ya dönüşleri kolay olmamıştır. Hesapsız kitapsız çıkışlarla bu kaleyi terketmeyi telaffuz edebilen liderlere, bu örgütün temel sözleşmesini, üyelikten kaynaklanan avantajları, içeride ve dışarıda olmanın güvenlik ve siyasi boyutlarını lütfen danışmanlar ordusu bir daha anlatsın. Ülkemizin yanıbaşında teröristan devleti kuran ABD’ye (NATO’ya değil) rest çekmek gerekiyorsa geçmişte olduğu gibi başta İncirlik olmak üzere ABD üslerinin kapatılması, bu yönde somut adımlar atılması çok daha elzemdir. Pentegon isterse alternatif olarak gördüğü İsrail’de, Yunanistan’da, hatta Suriye topraklarındaki teröristan arazisinde yeni üsler kurmayı denesin.

Başta Almanya olmak üzere birçok ülke, Avrupa’da NATO üzerinden ABD varlığını her fırsatta sorgulamışlardır. Ukrayna krizi, aslında bu sorgulamaya karşı kumpas olup NATO karşıtlarının seslerini kesmeyi sağlamıştır. Bu bağlamda saldırılar başlayıncaya kadar Ukrayna’nın, NATO dahil istediği örgüte girme hakkının bir tuzak olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Hal böyle iken Rusya’nın yanıbaşındaki iki ülkenin de önemli ölçüde ulusal ve uluslararası dayatmalar sonucu NATO üyeliklerinin gündeme gelmesi derin oyunun yeni sahneleri olarak görülmektedir. Bu süreçte mesela Hırvatistan’ın veto beyanı, aslında Almanya’nın yönlendirmesi ile ortaya konmuş “elde var bir” olarak değerlendirilebilir. İki adayın üyelik süreci başladıktan sonra daha bir çok engeller ortaya çıkabilecektir. Ancak bu aşamada Türkiye’nin cephedeki karşı görüntüsü yeterli bulunmaktadır. Belirtilen tespitler, Rus saldırganlığı veya barbarlığını haklı çıkarmayıp bu gerçeklerin baştan hesaba katılması gerektiğine işaret etmektedir.

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunda Türkiye'nin itirazları, AB açısından paratöner fonksiyonu görmektedir. Bütün NATO üyeleri, bu iki kritik ülkenin üyeliğini sanki iştiyakla beklerken sadece Türkiye veto ediyormuş izlenimi, uygun bir meta olarak kullanılmaktadır. Akşam sabah şehit cenazeleri gelirken terörle mücadelede müttefiklerince sırtından hançerlenen Türkiye, yeni müttefiklerle bu ihanetin daha da genişleyeceğini her fırsatta dile getirmelidir. Bununla beraber konunun daha derin boyutları bulunmaktadır: 1. Başta Almanya olmak üzere diğer üyeler, NATO'nun, Rusya'nın hassas yerlerine kadar genişlemesini ne kadar destekliyor? 2. NATO'nun mevcut üyelerinin terör örgütüne hamilik derecesi, muhtemel üyelerinden en az yüz kat fazla! 3. NATO'nun genişlemesinin Türkiye-Rusya İlişkilerine etkisi. - image 1

NATO’da baş müttefikimiz, ülkemizde özel üsleri bulunan ABD’nin teröre desteğinden öteye bu örgütü kurup yönettiğini, on binlerce tırlık ölüm makinelerini teröristlerle birlikte yanıbaşımızda konuşlandırdığını, her fırsatta gündemde tutmak gerekmektedir. Bu konudaki belge ve delilleri sadece Pentegaon veya CIA yetkilileriyle paylaşmak yetmez, zaten onlarda fazlasıyla bu var. Fakat öncelikle bu delillerin ulusal ve uluslararası kamuoyu ile, özellikle dost ve tarafsız ülkelerle paylaşılması gerek. Aynı şekilde Fransa, Almanya, İngiltere ile diğer NATO üyelerinin gerek ittifak anlaşmasına gerekse kendi iç hukuk düzenlemelerine aykırı bir şekilde teröre desteğini kamuoyu ile paylaşmak, resmi görüşmelerde yazılı olarak tespit etmek önemlidir. Bu bağlamda kamu diplomasisi araçları olabildiğince kullanılarak gerektiğinde kendi medya, sivil toplum kuruluşları ve yargı mercilerine başvuru yolları aranmalıdır.

PKK’nın Avrupa ülkelerinde, AB ve Avrupa Konseyi zeminlerinde cirit atmasına karşın Diyarbakır annelerinin, terör mağdurlarının, şehit yakınları ve gazilerimizin de buralarda seslerini duyurmaları için ilgili kuruluşlar desteklenmelidir. Bütün bunlar, üyelik kapısında bekleyen İsveç ve Finlandiya ile pazarlıkları hafife almak anlamına gelmemektedir. Muhtemelen bu ülkeler, istenen talepleri karşılayıp üyelik sürecine girebilecektir. Üye olduktan sonra ise mevcut üyelerin yaptıklarını yapmamasının garantisi olmayacaktır.

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunda Türkiye'nin itirazları, AB açısından paratöner fonksiyonu görmektedir. Bütün NATO üyeleri, bu iki kritik ülkenin üyeliğini sanki iştiyakla beklerken sadece Türkiye veto ediyormuş izlenimi, uygun bir meta olarak kullanılmaktadır. Akşam sabah şehit cenazeleri gelirken terörle mücadelede müttefiklerince sırtından hançerlenen Türkiye, yeni müttefiklerle bu ihanetin daha da genişleyeceğini her fırsatta dile getirmelidir. Bununla beraber konunun daha derin boyutları bulunmaktadır: 1. Başta Almanya olmak üzere diğer üyeler, NATO'nun, Rusya'nın hassas yerlerine kadar genişlemesini ne kadar destekliyor? 2. NATO'nun mevcut üyelerinin terör örgütüne hamilik derecesi, muhtemel üyelerinden en az yüz kat fazla! 3. NATO'nun genişlemesinin Türkiye-Rusya İlişkilerine etkisi. - image 3

NATO genişlemesinin asıl hedefi Rusya, Türkiye’nin birçok açıdan göbekten bağlı olduğu bir anlamda stratejik müttefikidir. Petrol ve doğalgazda aşama aşama telafi edilebilecek bağımlılık olmasına karşın nükleer santral, S-400, beşinci nesil savaş uçakları, turizm ve gıda gibi birçok alan bulunmaktadır. Buna karşın Rusya’nın PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmediği, ülkesinde temsilciliğinin bulunduğunu hatırlatalım. Bütün bunların ötesinde Suriye’deki son derece hassas mevcudiyetimizin de temeli, uluslararası hukuk temeli olmayan Putin taahhütleridir. Bu bağlamda ABD, PKK’yı (PYD, YPG’yi değil) terör örgütü kabul etmiş, fakat uygulamada bunun dahi sonucu görülmemiştir. Tescilli örgüt liderleri, üst düzey CENTCOM komutanlarıyla her fırsatta poz vererek bunları cesurca paylaşabilmektedirler. Sadece bu fotoğrafları kullanarak Türkiye’nin NATO, Uluslararası kuruluşlar, hatta ABD iç yargı yollarını kullanması mümkündür. İsveç ve Finlandiya’nın adaylıklarının, terörle mücadelede Türkiye’ye sunduğu çok daha geniş manevra alanlarının değerlendirilmesi elzemdir.

[email protected]

twitter.com/alaeddinyalcink

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunda Türkiye'nin itirazları, AB açısından paratöner fonksiyonu görmektedir. Bütün NATO üyeleri, bu iki kritik ülkenin üyeliğini sanki iştiyakla beklerken sadece Türkiye veto ediyormuş izlenimi, uygun bir meta olarak kullanılmaktadır. Akşam sabah şehit cenazeleri gelirken terörle mücadelede müttefiklerince sırtından hançerlenen Türkiye, yeni müttefiklerle bu ihanetin daha da genişleyeceğini her fırsatta dile getirmelidir. Bununla beraber konunun daha derin boyutları bulunmaktadır: 1. Başta Almanya olmak üzere diğer üyeler, NATO'nun, Rusya'nın hassas yerlerine kadar genişlemesini ne kadar destekliyor? 2. NATO'nun mevcut üyelerinin terör örgütüne hamilik derecesi, muhtemel üyelerinden en az yüz kat fazla! 3. NATO'nun genişlemesinin Türkiye-Rusya İlişkilerine etkisi. - nato uyeleri

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Alaeddin Yalçınkaya, 1961'de Elazığ'da doğdu. Adapazarı Ozanlar Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. 1987-1996 yılları arasında Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde çalıştı. İ.Ü. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde "Cemalettin Efgani ve Türk Siyasi Hayatı Üzerindeki Etkileri" konulu teziyle 1990’da Yüksek Lisans, “Sömürgecilik-Panislamizm Işığında Türkistan” başlıklı tezi ile 1995’te doktora eğitimini tamamladı.

1993-1994 yıllarında, New York University, Center for Middle Eastern Studies'de visiting scholar statüsüyle araştırmalarda bulundu. 1996’da Sakarya Üniversitesi’nde Yardımcı Doçent, 2000 yılında doçent, 2007’de Profesör olan Yalçınkaya, 2013 yılından beri Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesidir.

Yayınlanmış kitaplarından bazıları, "Yetmiş Yıllık Kriz: Sovyetler Birliği'nde Moskova - Türkler İlişkileri", "Almatı'dan Akmola'ya Kazakistanı'ın Başkenti", "Türk Cumhuriyetleri ve Petrol Boru Hatları", "Etnik Düğümlerden Küresel Kördüğüme Kafkasya'da Siyasi Gelişmeler" başlığını taşımaktadır.

Yalçınkaya, Sakarya, Kocaeli, Bahçeşehir, Marmara üniversiteleri ile İstanbul, Şükrü Balcı Polis MYO'nda Uluslararası İlişkiler, Uluslararası Hukuk, Uluslararası Örgütler, Diplomatik Yazışma Teknikleri, Bölgesel Dış Politika, Türk Dünyası ve Kafkasya, İnsan Hakları Hukuku gibi alanlarda lisans ve lisansüstü seviyesinde dersler vermiştir/vermektedir.

Evli ve iki çocuk babası olan Yalçınkaya, halen Marmara Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanıdır.

Yorumlar

“Avrupa, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımını Gerçekten İstiyor mu?” için bir cevap

  1. ruhi avatarı
    ruhi

    çok doğru, sorulması gereken bir soru. Keza Amerika da istemiyor. Türkiye, bu ülkelerin katılımına karşı duruşunu Amerika ile anlaşarak bile yapmış olabilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. KUR’AN-İçki?! Robotlaşmış Kullar?! Kafayı içki içenlere takmış, onları cehennemlik-kâfir ilan eden din satıcıları-yobazlara inat, Yüceler Yücesi Yaratıcı aşağıdaki ‘içki’ ile…

  2. İlginç, bir sürü insan hakkında haklı haksız yurtdışına çıkış yasağı var ama sadece spesifik olarak TMSFye borcu olanların yasağını kaldırmak…

  • Çadır söken AFAD’a tepki

    Çadır söken AFAD’a tepki

    CHP’li Parlar’dan çadır söken AFAD’a tepki İSYAN ETMEK YETMEZ, HESAP SORACAĞIZ CHP Hatay Milletvekili A. Adayı Dr. Hasan Ramiz Parlar, depremden yıkılan Hatay’da elektrik, tuvalet […]


  • Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    “Yavaş yavaş ölürler okumayanlar” diyor şair. Yaşam Tercihimizde Yavaş Yavaş Ölümü Mü? Yoksa Yaşamı Anlayarak Ölmek mı? Brezilyalı şair Martha Medeiros’un 1961 yılında yazdığı “Ağır […]


  • Çocuklar en çok tahılla besleniyor

    Çocuklar en çok tahılla besleniyor

    CHP’li Sarı, çocukların en çok tahılla beslendiğine dikkat çekti HEPİMİZ YOKSULLAŞTIK! Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili A.Adayı Serkan Sarı, TÜİK verilerinin çocukların sağlıklı ve dengeli […]


  • Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Yukarıdaki başlık sayın Emin Çölaşan’ın  dünkü  yazısının başlığıdır.  Sayın Sultan Uçar    “Diploma kayalara çarpmış’başlığı ile sayın Cumhurbaşkanının diplomasını sorgulamış. Sayın Fatih Portakal ise “En azından […]


  • KURUCU MECLİS

    KURUCU MECLİS

    Öğrenme ve öğretmenin bir yolu da ‘yinelemek’tir (tekrarlamak). O nedenle, örneğin daha iki ay önce yayımlanan ‘düklük ve düdüklük’ başlıklı yazımı yeniden ve aynen yayınlamak […]


  • Korkutan tahmin…

    Korkutan tahmin…

    Türkiye deprem kuşağında. Art arda yaşadığımız depremler son olmayacak. Yeni depremler oluyor ve daha sonra beklenen depremler var. Uzmanlar uyarıyor. Tedbirleri almak ve yapılan bu […]


  • TARİH NASIL YAZILIR?

    TARİH NASIL YAZILIR?

    TARİH NASIL YAZILIR? HÜSEYİN MÜMTAZ Meraklısı, iç politikaya hiç bulaşmadığımı iyi bilir. Ama yukarıdaki seçim afişini görünce kıyısından köşesinden iki laf etmek istedim. Yine meraklısı […]


  • ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?!

    ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?!

    KUR’AN!ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?!Vefa-Minnet!Kibir? (Enbiya,18)”Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan-yalanlardan dolayı size yazıklar olsun!” KUR’AN’da olmayanları, Kitap’tan-KUR’AN’dan ALLAH’ın sözleriymiş gibi insanlara sunarak yalan beyanda bulunup iftira edenler ALLAH’ın hakkına […]


  • Kızılay maden suyunda zehir

    Kızılay maden suyunda zehir

    Kızılay maden suyunda zehir çıktı. Sağlığımızla oynayanlar yargılansın! Kızılay ile ilgili skandallar bitmiyor! Sorumluların yargılanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyorum. Birgün Gazetesi, Migros’un 2019’da Kızılay maden […]


  • Emekli Aylıkları

    Emekli Aylıkları

    Emekli Aylıkları Üzerine Bilgi Notları…1️⃣Emekli aylıkları yasayla artırılır. Yetki TBMM’dir. Bu 1.2️⃣En düşük emekli aylığı 7.500 olmuyor. Eğer yasa çıkarsa 7.500 TL’den düşük aylıklar Hazine […]


  • “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    Trabzon’da öğretmenlik yapan  R.G.S, 2005 yılında Başbakanlık tarafından “Yılın Öğretmeni” seçildi. 19 yıl “sahte diploma” ile öğretmenlik yaptığı ortaya çıktı. Suçunu itiraf etti. Yargı beraat […]


  • İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    Demokrasinin özde, dolaysız değil sözde yaşanır bir hale geldiğini görmek? Heyecan, sevinç, umutlar, yaşanası tüm güzellikler, huzur ve mutluluklar özgürlük hepsi unutulan bir zamanın içinde […]


  • Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALAN(SARI SAÇLI MAVİ GÖZLÜ) UKRAYNALI KADINLAR AVRUPA’DA FUHŞA ZORLANIYORMUŞ AB ülkelerinde internette ‘Ukrayna mülteci pornosu’ aramalarında patlama yaşanmaktaymış (1 )  Savaş’tan kaçan […]


  • Üreticiyi teşvik edeceklerini tehdit ediyorlar

    Üreticiyi teşvik edeceklerini tehdit ediyorlar

    VEKİL YOKUŞ: İTİRAF ETTİLER ÇİFTÇİYİ TEŞVİK EDECEKLERİNE TEHDİT EDİYORLAR! İYİ Parti Konya Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri komisyonu üyesi Fahrettin Yokuş, 20 Mart günü […]


  • Rusya iç turizme yöneliyor…

    Rusya iç turizme yöneliyor…

    Ukrayna savaşı nedeni ile sıkıntılı günler yaşayan Rusya iç turizmi canlandırmak için çeşitli önlemler almaya başladı. Hedef belli: Milli gelir dışa gitmesin. Ancak alınan bu […]


Exit mobile version