KORAY AYDIN VE AĞLAMA DUVARI

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın’ın, sosyal medya da paylaşılan ve Trabzonspor’un şampiyonluğunu ve abartılı şampiyonluk kutlamalarını tenkit edenler için söylediği ”Ağlama Duvarı'na gidip ağlasınlar! Önceden iş ayarlayıp kolay şampiyon oluyorlardı" şeklindeki sözlerini duyunca, Sayın Bakan’ın “Ağlama Duvarı” ile ne ilişkisi olabilir, neden Mekke’deki Kâbe’de veya Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da duâ yapmayı önermiyor da Kudüs’te bulunan Süleyman Tapınağı’nın kalıntısı olan Ağlama Duvarı’nda ağlamayı öneriyor diye merak etmiştim. - 281712970 5647698168650381 4768283380265602111 n
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın’ın, sosyal medya da paylaşılan ve Trabzonspor’un şampiyonluğunu ve abartılı şampiyonluk kutlamalarını tenkit edenler için söylediği ”Ağlama Duvarı'na gidip ağlasınlar! Önceden iş ayarlayıp kolay şampiyon oluyorlardı" şeklindeki sözlerini duyunca, Sayın Bakan’ın “Ağlama Duvarı” ile ne ilişkisi olabilir, neden Mekke’deki Kâbe’de veya Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da duâ yapmayı önermiyor da Kudüs’te bulunan Süleyman Tapınağı’nın kalıntısı olan Ağlama Duvarı’nda ağlamayı öneriyor diye merak etmiştim. - 281712970 5647698168650381 4768283380265602111 n

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın’ın, sosyal medya da paylaşılan ve Trabzonspor’un şampiyonluğunu ve abartılı şampiyonluk kutlamalarını tenkit edenler için söylediği ”Ağlama Duvarı’na gidip ağlasınlar! Önceden iş ayarlayıp kolay şampiyon oluyorlardı” şeklindeki sözlerini duyunca, Sayın Bakan’ın “Ağlama Duvarı” ile ne ilişkisi olabilir, neden Mekke’deki Kâbe’de veya Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da duâ yapmayı önermiyor da Kudüs’te bulunan Süleyman Tapınağı’nın kalıntısı olan Ağlama Duvarı’nda ağlamayı öneriyor diye merak etmiştim.

Meğer Koray Bey, bakanlık yaptığı dönemde oraya da gitmiş! Oysa bizim ahali, Ağlama Duvarı’na yapılan ziyaretleri pek hoş karşılamaz. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un Ağlama Duvarı önünde çekilmiş fotoğraflarından hareketle paşa hakkında neler neler dememişlerdi! Paşa da “Orada Fatiha okudum” diye kendisini savunmak zorunda kalmıştı.(1)

Koray Aydın, Trabzonspor ile ilgili açıklamayı, Ankara’da düzenlenen “Trabzon Günleri”nde yapmış. Sözlerinin tamamı şöyle: “Ağlama duvarı var. Ben İsrail’e gitmiştim bakanken. Merak ettim, ağlama duvarına gittim. Herkes elini oraya dayamış ağlıyor. Onlar da ağlasınlar. Eskiden hazıra konmaya alıştılar, ondan kurtulmanın getirdiği bir psikolojik problem içindeler. Bugüne kadar Anadolu futbolunun bütün emeklerini alıp götürenler onlar. VAR’ın varlığı ile avantajlarını kaybettiler. Önceden iş ayarlayıp kolay şampiyonlukları elde edemeyecekleri düzen oluştu. Onun için biraz sesleri çıkmalı, çıksın, biraz daha bağırsınlar”

Beyanat verdiği internet sitesi “Koray Aydın esti gürledi ‘Ağlama Duvarı’na gidip ağlasınlar! Önceden iş ayarlayıp kolay şampiyon oluyorlardı” başlığı ile haberleştirmiş.(2)

Koray Aydın’ın yukarıdaki sözlerini Koray Aydın’dan 3 büyüklere çok ağır şike ithamı!” manşetiyle haberleştirip; “İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı Koray Aydın, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray hakkında çok konuşulacak şike ithamında bulundu.”(3) diyen internet siteleri olduğu gibi, İYİ Partili Koray Aydın’dan 3 büyükleri kızdıracak sözler”(4) manşetini atan internet siteleri de var.

Haydi şimdi ayıklayın pirincin taşını. Peki attığı taş, ürküttüğü kurbağaya değdi mi Koray Aydın’ın? Peki bu Trabzonlular, Koray Aydın’ın sözlerini “Koray Aydın eski gürledi” manşetiyle veriyorlar da, neden kendisini siyaseten Ankara’ya sürgüne gönderdiler? Neden Trabzon’da baş tacı etmediler kendisini?

Okumaya devam et  ACİZ KORKAK ZAVALLI TFF

Koray Aydın’ın İYİ Parti Teşkilat başkanlığından alındığını, yukarıdaki sözleri çok güzel anlatıyor aslında. Sanırım o sözleri söylemeden önce hamsi tavayı, mısır ekmeğini veya mıhlamayı fazla kaçırmış olmalı “Trabzon Günleri” etkinlik alanında. Meral Hanım’ın kadın başıyla, karda-kışta, yağmurda-çamurda, soğukta-sıcakta Türkiye’yi karış karış dolaşarak, uğraşa didine biriktirdiği oyları, Koray Bey, bol keseden harcamakla meşgul Ankara’da. Değil yurtiçi gezilerine çıkmak, yerinden kalkıp Ankara’da Siteler, Ostim ve Sincan OSB’ye bile gitmiyor muhtemelen. Ankara’nın Taşra ilçelerini vazgeçtim, Ankara içinde bile yok!

Madem Trabzonspor’u çok seviyordu, o zaman neden Trabzon milletvekili olarak Trabzon’da kalıp, Trabzonspor’un haklarını müdafaa etmemiştir? Ankaragücü 1. ligde şampiyon olarak süper lige çıktı, peki Ankaragücü’nün kaç maçına gitti Ankara milletvekili olarak? Ankaragücü’nün şampiyonluk kutlamalarına katıldı mı peki? Öyle ya; madem öncelikle Ankaralıları temsil ediyor mecliste, o zaman Trabzonspor ile değil, öncelikle Ankaragücü ve diğer Ankara kulüpleriyle ilgilenmesi gerekirdi. Ancak aşağıdaki fotoğrafa bakılırsa; Ankaragücü’nün şampiyonluğu ile hiçbir alakası yok Koray Aydın’ın! Esasen beklenmemelidir de. Çünkü milletvekili olmanın ve Ankara’da oturmanın dışında Ankara ile alakasının olduğunu hiç sanmıyorum.

Öte yandan Ankara’da oturarak 800 km. ötedeki Trabzonspor’un şampiyonluğuna sahip çıkmak, hayatın olağan akışına uygun, kabul edilebilecek bir durum değildir. Âdil ve hakkaniyete uygun da değildir. Elbette “Bize her yer Trabzon” sloganının cazibesine kapılarak, bir zamanlar Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın“Şampiyonluk kupasını Trabzon’a almak için ince ayarlı çalışıyoruz”(5) şeklindeki özdeyişiyle dile getirdiği üzere; Ankara’da Trabzonspor’un problemleri ile yakından ilgilendi ve menfaatlerini savundu ise durum değişir. O zaman Trabzonspor hakkında konuşma hakkı var demektir!

Ben Ankara’da oturan bir Orta Anadolu insanı olarak, FB, GS ve BJK gibi İstanbul takımlarının, milli/ulusal takımlar olduklarını, Trabzonspor’un ise bir kent, en fazla bölge takımı olduğunu kabul ederim. Dolayısıyla; FB, GS ve BJK gibi takımların şampiyonluklarına gölge düşürecek laflar etmek, hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir. Bu takımların şampiyon olmalarında geçmişte usulsüzlük yapılmış olsa bile, bu usulsüzlükler, Trabzonspor’un şampiyonluğunda eğer varsa bir usulsüzlük (ki; böyle bir şey olduğuna inanmıyoruz), onu görmezden gelmemizi gerektirmez. Böyle bir hukuk ve adalet anlayışı da olmaz. Osmanlı’nın Özel Hukuk sistemi olan Mecelle’de bahsedildiği üzere; “Sû-i misal emsal olmaz!”

Okumaya devam et  MHP’deki o eski bakan(!) kim?

Devlet Bey’in, MHP’yi olağanüstü kongreye götürenler için 2016 yılında söylediği  “Koray Aydın Bey, ülkü ocaklarından yetişmiş değerli bir dava insanıdır. Partimizin birçok kademelerinde görev yapmıştır, adayların içinde tek ülkücü kendisidir. Olayları görmüş ve uyarma görevi yapmıştır. Tebrik ediyorum”(6) sözünü söylemesinden itibaren, Koray Bey’den hep şüphe etmişimdir ben. Ve bu şüphelerim her geçen gün biraz daha artmaktadır. Koray Bey, sanki MHP’nin ve Cumhur İttifakı’nın İYİ Parti’deki ve Millet İttifakı’ndaki uzantısı gibi durmaktadır ve İYİ Parti’ye, dolayısıyla Millet İttifakı’na oy kaybettirmektedir.

Geçtiğimiz yılın sonunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası CB adaylığı hakkında söylediği ve Kılıçdaroğlu’nun, İYİ Parti’yi meclise sokma çabalarına karşı bir vefasızlık örneği olarak algıladığım sözleri henüz tazeliğini korumaktadır. Şöyle demişti Koray Bey: “Kendisinden talip olduğunu duymadım ama bizim bir ilkemiz var. Diyoruz ki bu konuda herkes idealist davranmalı, nefis zamanı, adaylık düşünenler idealist davranmalı. Kimler aday olmayı düşünüyorsa bu şartları göze alarak temel ilkemize kabul sağlayarak bu yola çıkmalılar. Kazanma riski görünen anket ilmiyle belirlenen bir adayı, İYİ Parti olarak kabul etmiyoruz. Millet İttifakı’nın varlığı seçimi ilk turda kazanabilecek genişlikte, o bakımdan en uygun adayın istişarelerle belirlenerek ortaya konulması Türkiye’ye yapılabilecek en iyi iyilik. Kazanamama ihtimali olan birinin uygun olmayacağını söyleyeceğiz, sonuç odaklı düşüneceğiz”(7) 

Kılıçdaroğlu’na karşı sergilenmiş bir vefasızlık örneği olan bu sözler henüz tazeliğini korurken, onlarca milyon taraftarı ve oy potansiyeli olan üç büyük spor kulübü hakkında yaptığı imalar asla kabul edilemez. İYİ Parti yönetimi, bu konuda gereğini yapmalıdır. En azından, Koray Aydın’ın, üç büyük spor kulübünün taraftarından ve yöneticilerinden özür dilemesini sağlamalıdır. Ayrıca, Müslüman Türk insanını, Mekke’deki Kâbe’ye duâ etmeye davet etmek yerine, Kudüs’teki Ağlama Duvarı’nda ağlamaya davet etmek de, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı unvanı taşıyan Koray Aydın’a hiç yakışmamıştır. Belki de maksadını aşan sözlerdir bunlar. Fazla ölçüp tartılmadan, sonucunun nereye varacağı düşünülmeden, ayaküstü söylenmiş sözlerdir. Daha doğrusu Koray Aydın’ın hanesine yazılmış bir gaftır diyelim.

Okumaya devam et  Fenerbahçe Galatasaray’dan ne kadar büyüktür?

Her zaman dediğimi bir kez daha diyorum; Devlet ve siyaset, Karadenizlilerin kibirli, bencil, mikro milliyetçiliği esas alan, bölge insanı dışındakileri dışlayan ve nepotizm barındıran hegemonyasından mutlaka kurtarılmalıdır. Dikkat çekici bir haldir ki; siyasetten bürokrasiye, ticaretten, sanayiye, büyük kamu ihalelerini konu alan müteahhitlik hizmetlerinden özelleştirmeye, ülkenin kılcal damarlarına varıncaya kadar Doğu Karadenizliler her yerdeler. Bunu bölge insanının zekâsıyla, girişimcilik ruhuyla ve enerjisiyle açıklamak yetersiz kalır.

Unutulmasın ki; bu durum, hem devlette liyakatsizliği körüklüyor, hem devlet kurumlarının zaaf içinde görünmesine sebep oluyor, hem siyasetteki kaliteyi düşürüyor, hem de milli birlik ve bütünlüğümüze zarar veriyor. Türkiye’yi 2002-2003 döneminde 4 ton şeker ithal eden ülke noktasından alıp, 20 yıl sonra 400 bin ton şeker ithal eden, Hindistan’dan buğday, Kanada’dan mercimek, Şili’den ceviz, Uruguay’dan angus türü sığır, Sırbistan’dan karkas et, Gürcistan’dan saman ithal eden ülke noktasına düşürenler de Doğu Karadenizlilerdir. Ukrayna ve Rusya neyse de nüfusu 1.4 milyar olan Hindistan’dan buğday ithal etmek gerçekten de bir hayli enteresan.(8)

Toplantıları, gösteri yürüyüşlerini yasaklamayı geçtik, müzik konserlerini bile yasaklamaya varıncaya kadar Abdülhamit vari yöntemlerle muhalefeti susturma ve RTÜK kanalıyla görsel medyaya sansür gayretleri de onların eseridir.

İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’ndan tutun, RTÜK’e varıncaya kadar, kamu düzeni ve temel özgürlükler açısından bütün kritik kurumlar yine Karadenizlilerin elindedir. İçişleri Bakanı ve 4 yardımcısından ikisi(Çaykara-Boyabat), 4 adalet bakan yardımcısından ikisi Trabzonlu olmak üzere üçü Karadenizlidir. RTÜK Başkanı keza Rizelidir(Çayeli). Liyakat sahibi iseler, elbette mesele yok. Ancak aynı liyakatte başkaları da varken, neden ille de Karadenizliler tercih edilmektedir önemli bürokratik görevler için…

__________

1-https://www.ntv.com.tr/turkiye/basbug-aglama-duvarinda-fatiha-okudum,9Mjpiz946k6xJstj0nM2gQ

2-https://www.61saat.com/futbol/koray-aydin-esti-gurledi-aglama-duvari-na-gidip-aglasinlar-h1057880.html

3-https://www.ulakci.com/haber/koray-aydindan-3-buyuklere-cok-agir-sike-ithami-onceden-is-ayarlayip-232605.html

4-

5-https://www.sporx.com/tv/futbol/Genel/erdogan-bayraktar-sampiyonluk-kupasini-trabzona-almak-icinSXTVQ30646SXQ

6-

7-https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/koray-aydin-kazanamayacak-bir-adayi-kabul-etmiyoruz-1890825

8-https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/chpli-vekil-hindistandan-55-bin-ton-bugday-ithalatinin-belgesini-paylasti-7161274/


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir