Site icon Turkish Forum

Edgü, iyi, yakşi

Türkçe’de sıkça kullanılmasına rağmen, pek çok ortak kelimeye sahip olduğumuz diğer Türk dillerinde neden iyi sözcüğü yok.

Çünkü iyi, edgü’den alınmıştır ve her Türk dilinde vardır ama farklı şekillerde. Bir çok Türk dilinde aynı anlama gelen bir başka sözcük olan yakşi , yaχşı de kullanılmaktadır.

Bilinen en eski metinler

Türkçe'de sıkça kullanılmasına rağmen, pek çok ortak kelimeye sahip olduğumuz diğer Türk dillerinde neden iyi sözcüğü yok. - orhun yazitlari

Orçun yazıtları MS 735, Moğolistan’da

orijinal metin : “ed özüŋ edgü körteçi seŋ ebiŋe kirteçi
Türkçe : sen iyi göreceksin gireceksin”
Turkish : you will see goodness before enter your home

Orijinal metin: ıraḳer ser yablaḳ aġı birür, yaġuḳ erser edgü aġı birür tip ança boşġurur ermiş..
Türkçe : ise kötü mal verir, yakın ise iyi mal verir deyip öyle öğretiyormuş.
Turkish: If it is far, it gives bad goods, if it is close gives good goods and teaches it

ref: Muharrem Ergin,Orhun Abideleri,İstanbul, 2001

Orhun Âbideleri: Gök-Türkler tarafından taşlar üzerine yazılarak bırakılmış eserlere diyoruz.
Bu dikili taşlara Gök-Türkler “Bengü taş” diyorlardı. Bengü taş, ebedî taş, âbide demektir. Bu âbideler bugün “Orhun âbideleri” diye anılmaktadır. Bunun sebebi, Bengü taşların, kuzeydoğu Moğolistan'da Koşu Çaydam gölü civarında, Orhun (Orkun) adlı ırmağın eski yatağı yakınına dikilmiş olmasıdır.
Gerek bu bölgede gerek Yenisey çevresinde irili ufaklı, daha birçok taşlar varsa da, bu taşların içinde yüksek bir dil, tarih ve edebiyat değeri taşıyanlar, bugün Gök-Türk Kitabeleri veya Orhun âbideleri denilen üç büyük kitabedir.
Bu kitabelerde Çinliler'e karşı istiklâl savaşı yapmak ve Türk bütünlüğünü yeniden kurmak için, içte, dışta savaşan Gök-Türkler’in hikayesi yazılıdır.
Orhun Âbideleri: Gök-Türkler tarafından taşlar üzerine yazılarak bırakılmış eserlere diyoruz.
Bu dikili taşlara Gök-Türkler “Bengü taş” diyorlardı. Bengü taş, ebedî taş, âbide demektir. Bu âbideler bugün “Orhun âbideleri” diye anılmaktadır. Bunun sebebi, Bengü taşların, kuzeydoğu Moğolistan’da Koşu Çaydam gölü civarında, Orhun (Orkun) adlı ırmağın eski yatağı yakınına dikilmiş olmasıdır.
Gerek bu bölgede gerek Yenisey çevresinde irili ufaklı, daha birçok taşlar varsa da, bu taşların içinde yüksek bir dil, tarih ve edebiyat değeri taşıyanlar, bugün Gök-Türk Kitabeleri veya Orhun âbideleri denilen üç büyük kitabedir.
Bu kitabelerde Çinliler’e karşı istiklâl savaşı yapmak ve Türk bütünlüğünü yeniden kurmak için, içte, dışta savaşan Gök-Türkler’in hikayesi yazılıdır.

Bengü taşındaki Bilge han taşı yazıtları Çince hakkında şöyle yazıyor:

“Bilgi kisig edgü alp kisig yoritmaz ermis”
Türkçe :çinliler: Bilgili insanı , iyi savaşçı insanı yürütmezmiş
Turkish: wise man , good warrior man does not improve 

ref: Doğan Aksan,Anlambilimi ve Türk Anlambilimi,Ankara 1987

Codex Cumanicus, 1303 (CC, 97-98/115-116): tkel “tamamlanmış, bütün”, yaqsi, eygi

Türk dili iyi formları

Bilinen en eski iyi’nin edgü’den değil, aynı zamanda yaχşi, güzel, melih, χayr, tayyib’den geldiğini biliyoruz. kelimeler aynı anlama gelir. bu yüzden bazı türkler iyi için başka kelimeler kullandılar…

Eski Türkçe: edgü

Etnik türkler tarafından edgüden farklı olarak oluşan bazı ortaçağ “iyi” kelimeleri

Eski Uygurca: edgü
Başkurtça: изге (izge)
Kazakça: ізгі (izgi) çoğunlukla жақсы Yaqsi kullanır
Tatarca: изге (izge)
Uygurca: ئەزگۇ‎ (ezgu)
Özbekçe: ezgu
İşte edgü’den hareketle bugün Türk diline ait bazı örnekler de alternatif kelimeler.

Kıpçak

Kırgızca: ийги (iygi) Günlük kullanılmadığı için жакшы jakşi kullanırlar

Güney Altay: эйе (göz, “evet”)

KuzeyBaşkurt: эйе (göz, “evet”), иге (ige, “iyi”)

Tatarca: иге (ige)

Oğuz kolu

Eski Anarolce “Edgü” daha sonra Azerice “Eyi” Osmanlı dönemi “eyü” bugün Azerice “eyi, yahsi” Türkçesi “iyi”, oguz iyi

Oygur kolu

Çuvaşça: ырӑ (yră, “iyi”)

Sibirya kolu

SibiryaDolgan: үтүө (ütüö)

Tuvaca: эки (äkï, “iyi”)

Yakutça: үтүө (ütüö)

Referans: Starostin, Sergei; Dybo, Anna; Mudrak, Oleg (2003), “*ed, *ed-gü”, Altay dillerinin etimolojik sözlüğünde (Handbuch der Orientalistik; VIII.8), Leiden, New York, Köln: E.J. Brill

Exit mobile version