N’OLACAK ŞU PUTİN’İN HALİ ?

N’OLACAK ŞU PUTİN’İN HALİ ? - putin

N’OLACAK ŞU PUTİN’İN HALİ ?

            ‘Medyamızın hali’ni izlerken, başkalarını pek bilmem ama, Ayşenur Aslan’ın Ukraynalılar için döktüğü gözyaşlarına baktıkça, Putin’i ayaklarından asmak gerektiği kanısına varıyor insan.

            Bir kısım ‘ekonomist’imiz de Rusya’nın bir batağa sürüklendiği savında.

            Bu yazıda, adı pek duyulmamış bir Fransız ‘zengin’ entellektüelinden ‘Ukrayna sorunu’na ilişkin değerlendirmeleri özetlemeye çalışacağım.

            Charles Gave, Halep kökenli bir Fransız olup, uluslararası çapta finans hareketlerini izleyen ve çoğu ‘ekonomist’e şapta çıkartacak ‘kuramsal çözümleme’ler yapan bir ‘liberal’.

            “ABD ve Avrupa’nın Rusya’nın rezervlerini donduracağı kararı”nı duyduğum anda, bunun dünya ekonomisinde bir ‘çöküş’e (krach) yolaçacağını düşünmeye başladım diyor.

            Oysa, Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesiyle birlikte, ABD ve Avrupa arasındaki ilişkilerin daha bir güçleneceği ve Avrupa’nın kendi içindeki ‘dayanışma’nın artacağina ilişkin görüşler alabildiğine yaygındı.

            Putin’in (büyük harfle) Tarih’i iyi bilen bir kişi olarak böylesi bir maceraya atılmış olmasına şaşırmadım diyemem diyor Charles Gave.

            Ancak ABD ve Avrupa’nın, o akılalmaz ‘yaptırımlar’ı, Rusya’nın olduğu kadar ve çok daha fazla, hem ABD ve hem de Avrupa ekonomilerini sarsacak diye ekliyor.

            Çünkü, diyor Charles Gave, ekonomilerin şu andaki durumları gözönüne alındığında, Rusya’nın dış dünyaya duyacağı gereksinmeden çok, genel olarak dünya ve özel olarak Avrupa’nın Rusya’ya gereksinmesi var.

  Hele Avrupa ülkelerinin anormal (gigantesques) devlet borçları ve denetim dışına çıkmış bütçe açıklarına ek olarak enerji ve emtia fiyatlarındaki artışla birlikte görecekleri dış açıklar, ellerini kollarını bağlayacaktır.

ABD’nin ‘üretim kapasitesi’ ise, Avrupa’nın ‘açıkları’nı karşılayacak durumda değil.

Okumaya devam et  Rusya’yı bölecek

Dolayısıyla, ABD’nin öncülüğünde girişilen ‘yaptırımlar’, Avrupa’da önemli bir ‘durgunluk’a yolaçacaktır.

Demek ki,  uygulamaya konulan ‘Amerikan Stratejisi’, Amerikan hükûmetlerinin ‘son Avrupalı’ kalıncaya kadar sürdürecekleri bir ‘strateji’ olmasının ötesine geçemeyecektir.

« Ce qui revient à dire que les gouvernements américains sont prêts à se battre jusqu’au dernier européen, mais pas au-delà. »

Charles Gave, çözümlemesini üç anekdotla bitiriyor :

Biri, Charles De Gaulle’ün “Tarih’e yön veren kılıçtır” sözü, ki şimdi kılıç Putin’in elindedir.

İkincisi, Raymond Aron’un Giscard d’Estaing için söylediği “O, Tarih’in trajik olduğunu bilmiyor” sözüdür. Ve bugün Putin, Bruxelles’de bulunan tüm uluslarüstü kurumlara ‘ölümcül’ bir darbe vurmaktadır: Bruxelles bugün yok hükmündedir (non-être).

Üçüncüsü de, yine Charles De Gaulle’ün Rus Ulusu için söylediği, “Rusya komünizmi mürekkep emen bir kağıt gibi özümseyecektir”.

Aslolan Ulus’tur.

Eğer, ülkede ya da dünya genelinde olanlara, alışılagelen ‘şablon’lar dışında bakmak denenecek olursa, zaman zaman ‘aşırı’ görülebilecek ‘değerlendirmeler’i de soğukkanlılıkla ele almak gerekir.

Düşünce jimnastiği’ denilen şey de, bu demek değil midir?

Gerçek bir ‘denemeci’ olan Charles Gave’ın, yukarıda özetlenen görüşleri ise, yüzlerce televizyonda onlarca ‘kendinden menkul uzman’ın gevezeliklerinden çok daha yararlı olacaktır diye düşünüyorum.

Kaldı ki, yinelemekte yarar var; Charles Gave, nice ‘ekonomist’i cebinden çıkaracak kadar ‘ekonomi’ ve ‘finanas’ bilgisine sahip.

Bir televizyon konuşmasında, ‘Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, gerçek bir aptallık olmuştur’ diyordu.

Değil ‘Dolar’, ‘Euros’ da un-ufak olacak diye ekliyordu.

Okumaya devam et  75. Yılında Kırım Tatar Sürgünü Bir İnsanlık Ayıbıdır

Hem de, para, altın ve emtia fiyatlarının özenli grafiklerini çıkararak…

Madem jimnastik deniliyor, buyurun size bir ‘yüksek atlama’ örneği.

Not: Yüziki yıl önce elde ettiğimiz ‘Ulusal Egemenlik’, ne yazık ki tam da yüziki yıl öncesi dönemdeki konumuna geriletilmiş bulunmaktadır O nedenle ben, çocuklarımızın gözüne ‘coşku’ ile değil ama onulmaz bir acı ve büyük bir ‘hüzün’le bakıyor, Atatürk’ün huzuruna bu yüzle çıkmaktan ise sadece ‘utanç’ duyuyorum. Dolayısıyla 23 Nisan Çocuk ve Ulusal Egemenlik Bayramı’nızı buruk bir acıyla kutluyorum.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir