Enerji güvenliği

2009 yılıydı.
Harp Akademileri Komutanlığı’nda “enerji güvenliği” konusunda uluslararası sempozyum düzenlendi.
Cumhuriyet tarihinde o güne kadar düzenlenmiş en kapsamlı, en geniş katılımlı enerji sempozyumuydu.

Petrolün ve özellikle doğalgazın “silah” olarak kullanılacağına dikkat çeken, Türkiye’nin de içinde yeraldığı bölgede enerji odaklı savaşların kaçınılmaz olduğunu öngören, bu tehdide yönelik güvenlik stratejileri geliştirmeyi hedefleyen, beyin fırtınasıydı.

Atom Enerjisi Ajansı, Uluslararası Enerji Ajansı, Avrupa Komisyonu, NATO genel sekreter yardımcısı, ABD enerji bakanlığı Rusya ve Avrasya dairesi başkanı, İngiltere Savunma Akademisi, Bulgaristan enerji bakanı, Hollanda ekonomi bakanı, Yunanistan kalkınma bakanı konuşmacı olarak katıldılar.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü profesörlerinden, Shell’in üst düzey yetkililerine, uluslararası ekonomistlere kadar, dünya çapında saygın konuklar görüşlerini dile getirdi. Rahmi Koç başta olmak üzere Türk iş dünyasının ileri gelenleri dinleyici olarak oradaydı.

Bu küresel sempozyumun zamanlaması bile muhteşemdi.
Üç ay önce patlak veren bir enerji güvenliği krizine denk gelmişti.
Rusya’yla Ukrayna arasında doğalgaz krizi başlamıştı!

Rusya’nın ana doğalgaz boru hattı olan Trans Sibirya Boru Hattı tee 40 yıl önce 1981 yılında açılmıştı.
4 bin 500 kilometre uzunluğundaydı.
Sibirya’dan başlıyor, Rusya’yı komple geçiyor, Ukrayna’ya giriyor, oradan Avrupa ülkelerine ulaşıyordu. Almanya başta olmak üzere 18 Avrupa ülkesi bu hattan gelen doğalgazı kullanıyordu.
Ukrayna hem uygun fiyat ödeyerek bu boru hattından gelen doğalgazı kullanıyor, hem de geçiş ücreti alıyordu.
Ama…
2004 yılındaki Turuncu Devrim’den itibaren Ukrayna’nın tavrında enteresan değişiklikler başladı, Rusya’ya 2 milyar dolardan fazla borcu birikmişti, doğalgazı kullanıyor, parasını ödemiyordu.
“Bana mecburlar, nasıl olsa gaz vermeye devam edecekler, benim gazımı keserlerse Avrupa’nın da gazı kesilmiş olur” diye düşünüyordu.
Bir yandan da Avrupa’ya mesaj gönderiyordu, “beni korumazsanız siz de gaz alamazsınız” diyordu.
ABD yönetimi, Rusya’nın Avrupa’ya doğalgaz vermesine Reagan döneminden beri karşı çıktığı için, Trans Sibirya Boru Hattı’nın açıldığı günden beri karşı çıktığı için, Ukrayna’nın sırtını sıvazlıyordu.
Bugün Ukrayna’da yaşanan savaşın temeli, işte böyle atılmıştı…
ABD tarafından sahip çıkılan Ukrayna, kendisini iyice güçlenmiş hissediyordu, NATO’ya alınacağını düşünüyordu, Rusya’ya rest çekerek Avrupa Birliği’ne gireceğini düşünüyordu.
Sırtını ABD’ye yaslamanın özgüveniyle, borcunu ödemediği gibi, geçiş ücretine zam yapmaya kalkıyordu.
Moskova’ya posta koyuyordu, “eşşek gibi hem gaz vereceksin, hem bize daha fazla para ödeyeceksin” demeye getiriyordu.
2009 yılbaşı…
Şak…
Rusya vanayı kapattı, gazı kesti.
“Ukrayna hem doğalgazımı çalıyor, hem paramı çalıyor, bu böyle devam edemez, biraz da siz düşünün” dedi.
Avrupa tutuştu.
Avrupa Birliği acilen toplandı.
O güne kadar salağa yatıyorlardı, koştura koştura devreye girdiler, ABD’yi ve Ukrayna’yı ikna ettiler, Rusya’nın parası ödendi, Rusya’nın fiyatları kabul edildi. Rusya vanayı açtı.

(Makarayı az ileri saralım.)

(Rusya, Ukrayna yüzünden bu tür krizler yaşayacağını tahmin ettiği için, Ukrayna’da turuncu devrim olur olmaz, 2005 yılında Kuzey Akım boru hattının temelini attı, 2011 yılında açıldı.
Kuzey Akım boru hattı Rusya’dan başlayarak, başka hiçbir ülkenin toprağına girmeden, Baltık Denizi üzerinden Almanya’ya bağlandı.
Ukrayna’yı devre dışında bırakan, Almanya üzerinden Avrupa’ya bağlanan bu boru hattına, Kuzey Akım 1 adı verildi.)

(Şu anda Ukrayna savaşı nedeniyle, ABD’nin yoğun baskısı üzerine, Almanya tarafından iptal edilen Kuzey Akım 2 boru hattı, işte bu Kuzey Akım 1’in bitişiğine, aynı güzergaha inşa ediliyordu.
Kuzey Akım 2 tamamlanırsa, Rusya’nın artık Avrupa’ya doğalgaz iletmek için Ukrayna’ya asla ihtiyacı olmayacaktı.
Ukrayna halkı ateşe sürüldü, savaş başlatıldı.
Böylece Kuzey Akım 2 durduruldu.)

(Makarayı tekrar 2009’a geri saralım.)

Harp Akademileri Komutanlığı’nda düzenlenen “uluslararası enerji güvenliği” sempozyumu, işte tam olarak 2009 yılındaki bu doğalgaz kriziyle, Rusya-Ukrayna kriziyle örtüşüyordu.

Türk genelkurmayı, petrolün ve özellikle doğalgazın “silah” olarak kullanılacağını, Türkiye’nin de içinde yeraldığı bölgede enerji odaklı savaşların kaçınılmaz olduğunu açıkça görüyordu.
Bu tehdide karşı, Türkiye’nin güvenlik stratejisini geliştirmek üzere kafa yoruyordu; sempozyum bu amaçla düzenlenmişti.

Harp Akademileri’nde böylesine kapsamlı bir uluslararası toplantının yapılması, her nedense (!) sayın medyamızdaki bazı arkadaşları fena halde rahatsız etmişti.
İkinci cumhuriyetçi ve AB’ci olduğunu saklamayan gazeteciler, o sırada Akp yancısıydılar, “asker neden enerji işiyle ilgileniyor?” diye makaleler döşeniyorlardı.

Güya Akp’yi uyarıyorlar, “bak askerler senin arkandan gizli gizli işler çeviriyor” diyorlardı, “sivil hükümet varken, askerler hangi hakla bu meseleye burnunu sokuyor” diyorlardı, “demokrasiye aykırı” diyorlardı, “vesayetçi bunlar” diyorlardı.

Halbuki gizli saklı filan değildi.
Hükümet aleyhine de değildi.
Akp’nin enerji bakanı Hilmi Güler sempozyuma katıldı.
Konuşmacı olarak katılmakla kalmadı, açılış oturumunu yönetti.
Hatta, Hilmi Güler de, sempozyumdaki konuşmasında Batı’yla Rusya arasında Ukrayna üzerinden yaşanan krize dikkat çekiyordu.

28 Nisan 2009.
Sayın medyamızdaki ikinci cumhuriyetçilerin şiddetli eleştirilerine rağmen, sempozyum toplandı.
Bütün davetliler yerine oturdu.
Tam açılış konuşması başlamıştı ki… Bum!

Harp Akademileri Komutanlığı’nın burnunun dibinde bomba patladı.
Ses bombasıydı.

(O güne kadar Türkiye’de örneği görülmemiş bir bombaydı. İnceleme yapıldı. Spekülasyon olmasın diye yazmıyorum, yabancı ve dost (!) bir istihbarat teşkilatına ait olduğu saptandı.)

Belli ki, Harp Akademileri’ndeki sempozyum, sadece ikinci cumhuriyetçi gazetecilerimizi rahatsız etmekle kalmamıştı.
Başka rahatsız olanlar da vardı.
Rahatsızlıklarını –tam sempozyumun başladığı saniyede- göstermek istemişlerdi.

Her şeye rağmen, sempozyum başladı.
Son derece başarılı şekilde gerçekleştirildi.

İki gün sürdü.
28 Nisan’da başladı.
29 Nisan’da sona erdi.
30 Nisan…
Enerji bakanı Hilmi Güler görevden alındı!

(Spekülasyon olmasın diye isim vermiyorum, doğalgaz ve petrol sektöründe iş yapan, o sempozyuma katılan ve Türkiye’nin tezlerini savunan işadamlarının, o sempozyumdan sonra başına gelmeyen kalmadı.)

Sempozyuma katılan herkes sivildi.
Üç kişi hariç…
Sadece üç subay vardı.
Kara, hava, deniz kuvvetlerini temsil ediyorlardı.

İsmet Çıngı.
Hava kurmay albaydı.
Harp Akademileri Komutanlığı Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Başkanı’ydı. Sempozyumun genel yönetmeniydi, Harp Akademileri adına bu uluslararası sempozyumu konukları dahil, a’dan z’ye organize eden subaydı.
Ahmet Küçükşahin.
Piyade kurmay albaydı.
Harp Akademileri Komutanlığı Stratejik Araştırmalar Enstitüsü müdürüydü, kara kuvvetleri adına konuşma yaptı.
Cem Gürdeniz.
Tümamiraldi.
Deniz kuvvetleri adına konuştu.

Bu üç subay…
Enerji güzergahlarının odağındaki Türkiye’ye yönelik askeri ve ekonomik tehditlere dikkat çekiyor, Akdeniz, Karadeniz ve Irak üzerindeki bölgesel çıkarlarımızı “Türk tezi”yle tarif ediyordu.

Bu üç subay…
Asrın iftirası Balyoz’la hapse atıldı!

O sempozyumu düzenleyen, o sempozyuma katılan, o sempozyumda Türk tezini temsil eden, enerji savaşlarının Türkiye’ye hem ekonomik hem askeri tehdit oluşturduğunu anlatan, bu konuda “bağımsız strateji” geliştirmek gerektiğini söyleyen herkes imha edildi.

Amaaann boşver be canım kardeşim…
Sen bu tür antin kuntin detaylarla hiç canını sıkma.
Aç bak televizyonları, hava durumu gibi şehir şehir anlatıyorlar, Harkov’dan girdi, Kiev’den çıktı, Melitopol sağanak füze yağışlı filan…

Haberi paylaşın
2009 yılıydı.Harp Akademileri Komutanlığı'nda “enerji güvenliği” konusunda uluslararası sempozyum düzenlendi.Cumhuriyet tarihinde o güne kadar düzenlenmiş en kapsamlı, en geniş katılımlı enerji sempozyumuydu.★Petrolün ve özellikle doğalgazın “silah” olarak kullanılacağına dikkat çeken, Türkiye'nin de içinde yeraldığı bölgede enerji odaklı savaşların kaçınılmaz olduğunu öngören, bu tehdide yönelik güvenlik stratejileri geliştirmeyi hedefleyen, beyin fırtınasıydı.★Atom Enerjisi Ajansı, Uluslararası Enerji Ajansı, Avrupa Komisyonu, NATO genel sekreter yardımcısı, ABD enerji bakanlığı Rusya ve Avrasya dairesi başkanı, İngiltere Savunma Akademisi, Bulgaristan enerji bakanı, Hollanda ekonomi bakanı, Yunanistan kalkınma bakanı konuşmacı olarak katıldılar.Massachusetts Teknoloji Enstitüsü profesörlerinden, Shell'in üst düzey yetkililerine, uluslararası ekonomistlere kadar, dünya çapında saygın konuklar görüşlerini dile getirdi. Rahmi Koç başta olmak üzere Türk iş dünyasının ileri gelenleri dinleyici olarak oradaydı.★Bu küresel sempozyumun zamanlaması bile muhteşemdi.Üç ay önce patlak veren bir enerji güvenliği krizine denk gelmişti.Rusya'yla Ukrayna arasında doğalgaz krizi başlamıştı!★Rusya'nın ana doğalgaz boru hattı olan Trans Sibirya Boru Hattı tee 40 yıl önce 1981 yılında açılmıştı.4 bin 500 kilometre uzunluğundaydı.Sibirya'dan başlıyor, Rusya'yı komple geçiyor, Ukrayna'ya giriyor, oradan Avrupa ülkelerine ulaşıyordu. Almanya başta olmak üzere 18 Avrupa ülkesi bu hattan gelen doğalgazı kullanıyordu.Ukrayna hem uygun fiyat ödeyerek bu boru hattından gelen doğalgazı kullanıyor, hem de geçiş ücreti alıyordu.Ama…2004 yılındaki Turuncu Devrim'den itibaren Ukrayna'nın tavrında enteresan değişiklikler başladı, Rusya'ya 2 milyar dolardan fazla borcu birikmişti, doğalgazı kullanıyor, parasını ödemiyordu.“Bana mecburlar, nasıl olsa gaz vermeye devam edecekler, benim gazımı keserlerse Avrupa'nın da gazı kesilmiş olur” diye düşünüyordu.Bir yandan da Avrupa'ya mesaj gönderiyordu, “beni korumazsanız siz de gaz alamazsınız” diyordu.ABD yönetimi, Rusya'nın Avrupa'ya doğalgaz vermesine Reagan döneminden beri karşı çıktığı için, Trans Sibirya Boru Hattı'nın açıldığı günden beri karşı çıktığı için, Ukrayna'nın sırtını sıvazlıyordu.Bugün Ukrayna'da yaşanan savaşın temeli, işte böyle atılmıştı…ABD tarafından sahip çıkılan Ukrayna, kendisini iyice güçlenmiş hissediyordu, NATO'ya alınacağını düşünüyordu, Rusya'ya rest çekerek Avrupa Birliği'ne gireceğini düşünüyordu.Sırtını ABD'ye yaslamanın özgüveniyle, borcunu ödemediği gibi, geçiş ücretine zam yapmaya kalkıyordu.Moskova'ya posta koyuyordu, “eşşek gibi hem gaz vereceksin, hem bize daha fazla para ödeyeceksin” demeye getiriyordu.2009 yılbaşı…Şak…Rusya vanayı kapattı, gazı kesti.“Ukrayna hem doğalgazımı çalıyor, hem paramı çalıyor, bu böyle devam edemez, biraz da siz düşünün” dedi.Avrupa tutuştu.Avrupa Birliği acilen toplandı.O güne kadar salağa yatıyorlardı, koştura koştura devreye girdiler, ABD'yi ve Ukrayna'yı ikna ettiler, Rusya'nın parası ödendi, Rusya'nın fiyatları kabul edildi. Rusya vanayı açtı.★(Makarayı az ileri saralım.)★(Rusya, Ukrayna yüzünden bu tür krizler yaşayacağını tahmin ettiği için, Ukrayna'da turuncu devrim olur olmaz, 2005 yılında Kuzey Akım boru hattının temelini attı, 2011 yılında açıldı.Kuzey Akım boru hattı Rusya'dan başlayarak, başka hiçbir ülkenin toprağına girmeden, Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya bağlandı.Ukrayna'yı devre dışında bırakan, Almanya üzerinden Avrupa'ya bağlanan bu boru hattına, Kuzey Akım 1 adı verildi.)★(Şu anda Ukrayna savaşı nedeniyle, ABD'nin yoğun baskısı üzerine, Almanya tarafından iptal edilen Kuzey Akım 2 boru hattı, işte bu Kuzey Akım 1'in bitişiğine, aynı güzergaha inşa ediliyordu.Kuzey Akım 2 tamamlanırsa, Rusya'nın artık Avrupa'ya doğalgaz iletmek için Ukrayna'ya asla ihtiyacı olmayacaktı.Ukrayna halkı ateşe sürüldü, savaş başlatıldı.Böylece Kuzey Akım 2 durduruldu.)★(Makarayı tekrar 2009'a geri saralım.)★Harp Akademileri Komutanlığı'nda düzenlenen “uluslararası enerji güvenliği” sempozyumu, işte tam olarak 2009 yılındaki bu doğalgaz kriziyle, Rusya-Ukrayna kriziyle örtüşüyordu.★Türk genelkurmayı, petrolün ve özellikle doğalgazın “silah” olarak kullanılacağını, Türkiye'nin de içinde yeraldığı bölgede enerji odaklı savaşların kaçınılmaz olduğunu açıkça görüyordu.Bu tehdide karşı, Türkiye'nin güvenlik stratejisini geliştirmek üzere kafa yoruyordu; sempozyum bu amaçla düzenlenmişti.★Harp Akademileri'nde böylesine kapsamlı bir uluslararası toplantının yapılması, her nedense (!) sayın medyamızdaki bazı arkadaşları fena halde rahatsız etmişti.İkinci cumhuriyetçi ve AB'ci olduğunu saklamayan gazeteciler, o sırada Akp yancısıydılar, “asker neden enerji işiyle ilgileniyor?” diye makaleler döşeniyorlardı. - perspective paradigma durbun boru

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

“Enerji güvenliği” için bir cevap

  1.  avatarı
    Anonim

    Bu yazı kime ait ?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. KUR’AN’da; ‘Şehit’ ve ‘Şefaat’?! KUR’AN’ın işaret ettiği anlamdan çok uzak, yine saptırılmış, dini, saltanatları için kullanan yönetimlerin, acımasızca sömürdükleri iki…

  2. Unutmayalım ki Nazım Hikmet karısını ve küçücük çocuğu Mehmet’i Türkiye’de terk etmiş, ilgilenmemiş ve Vera’yla sonradan evlenmiş hayırsız bir babadır.…

  3. Bu kadar yalan bir aciklama olamaz,adamin sulalesi 5 kusak dedelik mazisi olan bir aile, kesinlikle turkmen kokenli,ne kurt ,ne ermeni…

  4. SAYIN ÇELİK HOCAMIZ GECENİN 3’ÜNDE YAZMIŞ. BEN DE GECE’NİN DÖRTBUÇUĞU’NDA CEVAP YAZİİM . .. SODOM ve GOMORE’ye MUSA’NIN ŞİKÂYETİYLE ,…

  5. Olmadı, olmadı! Seçkin üyeleri olan [E-Türkiyeyiz.Biz]öbeğinde tartışma ekinin(kültür) yerleşmemiş olduğunu “Başarmak zorundayız” yorumunda görmekten mutlu değilim. İki örnekte olduğu gibi…

  6. Mustafa Şahin sen alçagın önde gidenisin Gazi Mustafa Kemal Atatürk e dil uzatanın dilini keserler…

  • Kara Ahmet

    Kara Ahmet

    Osmanlı’da Diri Diri Mezara Gömülen Cihan Pehlivanı Kara Ahmet’in Trajik Öyküsü..! Türkler için itibarlı ve millî bir spor olan güreşin geçmişi Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. […]


  • Köşe yazarımıza hapis cezası

    Köşe yazarımıza hapis cezası

    Yazılarını Turkish News’da takip ettiğimiz Turkish Forum köşe yazarı Temel Sağıroğlu’na “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla 1 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Ceza 5 yıl aynı suçu […]


  • Almanya Corona’yı biliyor muydu?

    Almanya Corona’yı biliyor muydu?

    Uzman Psikiyatrist dr. Sedat İrgil’in 21 Haziran 2023 tarihinde „yapay zeka“ konulu sunumu hakkındaki bilgiler alt tarafta. Tıp mesleğindeki insanları çok beğenirim, zira bütün ömürlerini […]


  • Yapay zekanın Sağlık alanındaki kullanımı

    Yapay zekanın Sağlık alanındaki kullanımı

    Yapay zeka, sağlık sektöründe son derece önemli bir rol oynamaktadır ve gün geçtikçe daha da önem kazanmaktadır. Yapay zeka, görüntü analizi, ses analizi ve büyük […]


  • Şehit ve Şefaat

    Şehit ve Şefaat

    KUR’AN’da; ‘Şehit’ ve ‘Şefaat’?! KUR’AN’ın işaret ettiği anlamdan çok uzak, yine saptırılmış,dini, saltanatları için kullanan yönetimlerin,acımasızca sömürdükleri iki kavram daha;şehit ve şefaat!? Bu sömürüyü şöyle […]


  • Memur ve emekliye kademeli zam…

    Memur ve emekliye kademeli zam…

    Seçim öncesi memur ve emekliye zam yapılacağı açıklanmıştı. Şimdi bu vaatlerin yerine getirilmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en düşük emekli aylığı ve bayram ikramiyesinin yeniden […]


  • BATAR MI BATMAZ MI ?

    BATAR MI BATMAZ MI ?

                Şu kendine ‘ekonomist’ diyenlerin çoğunluğunu birkaç yıl ekonomi öğrenimi görmüş olmalarına bağlayan ‘şapşal’ların sayısı her geçen gün artmaktadır.             Bunların ‘en iyi’leri ise, ekonomi […]


  • AH KEMAL KILIÇDAROĞLU AH!!!

    AH KEMAL KILIÇDAROĞLU AH!!!

    Ah Kılıçdaroğlu ahhhh!Sevgi dedin, saygı dedin, özgürlük dedin, adalet dedin, insanca yaşam dedin. Yetmedi…“Yolsuzluğa son verip, hırsızlığa izin vermeyeceğim” dedin.“Halk sefalet içinde yaşarken saray benim […]


  • SUUDİ ARABİSTAN’DA İSLAM

    SUUDİ ARABİSTAN’DA İSLAM

    Türkiye’de devletin dine bakışını ve tavrını eleştiren, laik eğitim karşıtı dinci ve siyasal İslamcılara ithaf olunur. Okuyun da ülkenizdeki dini serbestliğin demokrasinin değerini bilin. Türkiye’de […]


  • Resim bize ne anlatıyor?

    Resim bize ne anlatıyor?

    Bn. Sümer’e teşekkür ediyoruz. Yalnız olmadığımızı duyumsattı. 1929 yılına ait bu resim bize ne anlatıyor? Henüz Cumhuriyet yönetimine geçeli 7 yıl olmuş. Her yaştan 10 […]


  • Türkçe Bilmeyen Türk Vatandaşı Olmamalı

    Türkçe Bilmeyen Türk Vatandaşı Olmamalı

    Seçimler öncesi Türkçe bilmeyenlere vatandaşlık verilmesi çeşitli spekülasyonlara yol açmıştır. Türk vatandaşlığı doğum yoluyla veya sonradan başvuru yoluyla kazanılabilir. Yabancılar sonradan kazanma şansına sahiptir. Türk […]


  • TÜRKÇE’Yİ TANIYAN TÜRK’E ”BUYURSUNLAR ÜLKEMİZE” DİYECEKTİR

    TÜRKÇE’Yİ TANIYAN TÜRK’E ”BUYURSUNLAR ÜLKEMİZE” DİYECEKTİR

    KAŞGARLI MAHMUD ARAPLAR’A TÜRKÇE’Yİ ÖĞRETMEK VE ARAPLARA TÜRKÇE’NİN ARAPÇA’YA ÜSTÜNLÜĞÜNÜ DE GÖSTERMEK İÇİN YAZAR DİVAN-ÜL LÜGAT’ÜT TÜRK’Ü. KİTABIN BİR NÜSHASINI , KİTABIN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ YAZDIĞI […]


  • ÇARE MİLLİ OLARAK ÖRGÜTLENMEK

    ÇARE MİLLİ OLARAK ÖRGÜTLENMEK

    UMUTSUZLUĞU, HAYIFLANMAYI VE YILGINLIĞI BIRAKIN!ÇARE MİLLİ OLARAK ÖRGÜTLENMEK VE TÜRKİYE ULUSAL KONGRESİNİ TOPLAMAKTIR. SEFA YÜRÜKEL Değerli yurtseverler, Umutsuz olmaya gerek yok. Bugünler geçici günler. Bu […]


  • Cehalet ve gericilikle savaş, halkla savaş değildir

    Cehalet ve gericilikle savaş, halkla savaş değildir

    Cehaletin mutlaklaştırıldığı bir süreçte olduğumuz doğru. Doğru, lakin cehaletle savaş halkın kendisi ile savaş değildir. Mesela deprem bölgesindekilerin, mağduriyetlerine rağmen, iktidara oy vermesini suçlamak, halkla […]


  • AB’nin Gündeminde Kıbrıs Sorunu Yok

    AB’nin Gündeminde Kıbrıs Sorunu Yok

    Avrupa Birliği’nin dertleri başından aşkın. Kendi içlerindeki sorunlara ilaveten şimdi bir de “Türkiye ile nasıl baş ederim” düşüncesi var kafalarında. “Türkiye ile düşman mı olayım, […]


  • ABD`de 60 YIL

    ABD`de 60 YIL

    İmza gunu 10/06/23 Değerli dostlar,     Geliri tamamen Türk Amerikan Toplumu Merkezi Ataturk fonuna bagışlanacak ”ABD`de 60 YIL” adlı kitabımın imza ve satış günü 10 […]


  • “DIŞ” İŞLERİ

    “DIŞ” İŞLERİ

    “DIŞ” İŞLERİ (1) HÜSEYİN MÜMTAZ                 Çok eski yıllarda bir “Hariciye” geleneği vardı.                 “Mülkiye”, “Tıbbiye”, “Harbiye” gibi.                 Hariciye’nin de kendine has ahkâmlı bir […]



Posted

in

by