18 MART-KAN ÇİÇEKLERİ

 Türkiye’de gelincik çiçeğinin ne anlama geldiğini,en güzel,en parlak,en kırmızı gelincik nerede büyür, neyin simgesidir bilmiyordum.Eminim benim gibi pek çoğunuz da bilmiyor.Ben sanıyordum ki en güzel gelincik benim köyümün tarlalarında yetişir...Sabah kalkıp da kapıyı açtığımda uçsuz bucaksız gözümün önünde uzanan tarlalar kıpkırmızı ve rüzgarda nazlı nazlı dalgalanır. - umran unlu

 Türkiye’de gelincik çiçeğinin ne anlama geldiğini,en güzel,en parlak,en kırmızı gelincik nerede büyür, neyin simgesidir bilmiyordum.Eminim benim gibi pek çoğunuz da bilmiyor.Ben sanıyordum ki en güzel gelincik benim köyümün tarlalarında yetişir…Sabah kalkıp da kapıyı açtığımda uçsuz bucaksız gözümün önünde uzanan tarlalar kıpkırmızı ve rüzgarda nazlı nazlı dalgalanır.

Çanakkale Savaşı, Türkiye’nin kaderini değiştiren, var olma savaşıdır. Metrekareye 6 bin merminin düştüğü 250 bin şehidin ve binlerce yaralının olduğu bir savaştır, Çanakkale’de ölen insanların kanlarıyla sulanmıştır gelincikler…Narin, nazlı, hüzünlü gelincikler…

Kan Çiçekleri der Gelibolulular gelinciğe. Bahar gelince her yanı kırmızılar basar… Gelibolulular”Açan her bir gelincik, kan çiçeğidir. Şehit askerlerimizin her biri gelincik olmuş, sert rüzgârlara direnir de gitmez toprağından.Topraklar kana bulanmış gül bitermi hiç, biten kan çiçekleri…”der ve evladını sever gibi çok sever gelincikleri içi burkularak…

1914/1918 yılları arasında  dünyayı kan gölüne çeviren bir felaket yaşanmıştır, bu hepimizin bildigi gibi Birinci Dünya Savaşıdır.

Çıkarları birbirine ters düşen Avrupa  Devletleri iki bloğa ayrılmıştır;

İTİLAF DEVLETLERİ: İngiltere, Fransa ve onlara katılanlar.

İTTİFAK DEVLETLERİ: Almanya, Avusturya ve onlara katılanlar.

Her iki tarafta  Osmanlı Hükümetini savaşa sokmak için çeşitli yollar aramışlardır. Osmanlı  Hükümeti ısrarla savaşa girmekten kaçınmıştır. 

Boğazların stratejik durumu ve jeopolitik konumu herkesin iştahını iyice kabartmış, zaten hasta adam gözüyle baktıkları Osmanlı İmparatorluğu’nu bu savaşa sokarlarsa kolayca parçalayıp, kendi çıkarı doğrultusunda pay alma hesapları  yapmaya başlamışlardır.

Karadeniz ve Akdeniz’e kıyısı olan devletlerin kendi aralarında  siyasi, ticari ve ulaşım gibi konularda boğazlara ihtiyacı vardı.

Rus Dışişleri Bakanı Raporunda “Boğazların güçlü bir devletin eline geçmesi, tüm Güney Rusya’nın ekonomik hayatının, o devletin egemenliği altına girmesidir” düşüncesi!

Almanya’nın”doğuya doğru”politikası!

İngiltere’nin”Denizlere egemen olan dünyaya hakim olur”bakış açısı!

Napolyon’un “İstanbul bir anahtardır, İstanbul’a egemen olan dünyaya hükmedecektir” düşüncesi!

Boğazların ne kadar önemli olduğunun kanıtı değil mi sizce!

İstanbul Karadeniz kapısı, Çanakkale  Ege denizi kapısı olarak kabul görmüştür her zaman.

Okumaya devam et  ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ’NİN 109. YILI KUTLU OLSUN

Her iki Boğaz da sadece Avrupa’yı Asya’ya ya da Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan köprüler değildir. Cebelitarık ve Süveyş Kanalı gibi önemli su geçitlerini ya da Atlas ve Hint Okyanusu gibi büyük denizleri, büyük kıtaları  birbirlerine bağlayan, jeopolitik konumuyla dünya ekonomisi ve siyaseti üzerinde etkisi olan geçitlerdir.

Bu durumunu bugün de korumaktadır. Hele savaş zamanında uluslararası ilişkilerdeki önemini varın siz düşünün.

İtilaf Devletleri Rusya’nın her an kendilerine saldıracağı kuşkusuyla Osmanlı Hükümetini ne yapıp yapıp 2 Ağustos 1914 te silahlı tarafsızlık halinde bulunmak üzere seferberlik ilan ettirmeyi başarmışlardır.

1 Kasım 1914 te Rusya Osmanlı Devleti’ne savaş açmıştır. Kimbilir Çanakkale Savaşı’nı İtilaf Devletleri kaybetmeseydi ve Rusya’ya yardım edebilselerdi belkide Rusya’da yokluk çıkmayacaktı ve Bolşevik İhtilali başlamayacaktı. 1917 de savaştan çekilmeyecekti ve kim bilebilir belkide koskoca Çarlık Rusyası dağılmayacaktı. Böylece dünya kominizimle tanışmayacaktı.

Büyük ihtimalle bugün yaşadığımız Rusya-Ukrayna savaşı da olmayacaktı.

İngilizler boğazları aşmayı, İstanbul’a girmeyi, Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkıp, Rusya’ya yardım etmeyi doğudan ve batıdan Almanya’yı kuşatmayı planlıyordu. Fakat işler umdukları gibi gitmedi. Akdeniz İngiliz Donanması Başkomutanı CARDEN bu savaştan galip çıkacağından o kadar emindi ki, Türkleri yoğun deniz bombardımanıyla susturduklarını düşünüyordu.

Hesaplayamadığı bir şey vardı. Türkler yılmak bilmiyor, günün her saatin de, durmadan yer değiştirerek hafif bataryalarla ateş etmeye devam ediyorlardı. Bu durum komutanın sinirlerini iyice bozdu ve ingiltere’ye döndü. Yerine getirilen yardımcısı 18 mart’ta Türklerin işini bitirmeyi planlıyordu.

O gün öğle saatlerinde düşman zırhlıları kıyı şeridine top ateşi yağdırıyor, düşmanın menzile girmesini bekleyen Türk topçuları boğazı ateş gölüne çeviyorlardı. Düşman gemileri birer birer ağır yaralar alıyorlardı.

Kaçmaya çalışırken koskoca zırhlı 639 kişiyle birlikte batırılmıştır. Zekice yapılan planlar ve sessizce hareket edilerek 6 saat içinde üç büyük zırhlısını kaybeden Amiral De Robeck  şok geçirmiş ve şaşkınlıkla gecenin olmasını beklemiştir. 

Akşama doğru mermi stokumuz tükenmiş 6 toptan sadece ikisi kalmıştı. Komutan Üstg. Hasan Hulusi Ve takım Subayı Trabluslu TGm. Mehmet Mevsuf kalan iki topun başına kendileri geçmişlerdir.

Okumaya devam et  Çanakkale Şehitler Abidesi

Düşman kuvvetleri yeni planlar yapmak için  geri çekilmişlerdir.

25 Nisan 1915’te Kur.Yb. Mustafa Kemal komutasında  19. Tümen gelmiştir. Fransa ve İngiltere gibi zamanın iki büyük devleti  600.000 askerle savaşa başlamış fakat Türk’ün azmi karşısında 252.000 zayiat vererek Gelibolu Yarımadası’ndan kaçmıştır.

Bir başka açıdan bakıldığında üstünde güneş batmayan, yedi denizin hakimi  İngiliz İmparatorluğu mağlubiyeti tatmış ve geri sayıma geçmiştir. Bu savaşın sonucu ileride dünya siyasi haritasındaki değişimlere sebep olmuştur.

3 Kasım 1914-18 Mart 1915  tarihleri arasında Çanakkale Boğazı’nda yapılan deniz savaşlarıyla, GELİBOLU yarımadasında 25 Nisan 1915 ve 8,9 Ocak 1916 tarihleri arasında yapılan savaşlardır ÇANAKKALE SAVAŞLARI.

Mart 1915’de Anadolu’nun dört bir köşesindeki gençler okullarını ve ideallerini erteleyerek vatan savunmasına koşmuşlardır.

Savaşa gidenlerin çoğunun cepheden dönmeyi başaramadığı ve liselerin çoğunun iki yıl süre (1915-1916) ile öğrenci mezun edemediği anlaşılmaktadır.

Sadece Çanakkale Cephesinde şehit olanların 10 binden fazlasının yüksek tahsilli,70 bin kadarının da ortaokul mezunu olduğu anlaşılmaktadır.

Cephede meydana gelen boşlukları doldurmak için Sultan V. Mehmed Reşad’ın iradesinden sonra,bedenleri gelişmiş, harbe elverişli ve silah kullanmaya kabiliyetli olanlarının kıtalara teslim olmalarını istenmişti.

Balıkesir, Bursa, Kütahya, Manisa, Adapazarı, İzmir, Aydın, Muğla ve Konya’nın, tahsilleri ve hayatlarının henüz başındaki 15 ila 19 yaşında olan bu gençlerin cepheye katılımları anısına Anadolu’da yakılan meşhur “Hey Onbeşli Onbeşli” adlı türküyü hepiniz bilirsiniz.Hey onbeşli onbeşli,Tokat yolları taşlı,Onbeşliler gidiyor,Kızların gözü yaşlı…

Bu savaş’a 400.000 Türk katılmış 250.000 şehit vermişiz. Bütün Kurtuluş Savaşı boyunca 40.000 şehit vermişiz. Demek ki Çanakkale Zaferi bize çok pahalıya mal olmuş, en kanlı geçen savaşlardan birisidir. Buna rağmen Türk’ün yenilmez gücünü dünyaya göstermesi açısından çok önemlidir.

19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, 25 Nisan sabahı tümene bağlı 57. Alay’ı, bir top bataryası ve süvari birliğiyle bölgeye gönderdi .  Mustafa Kemal’in “Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum” sözüyle “Çanakkale geçilmez” destanını yazan 57. Alay ve diğer askerlerimiz vatanı için bile bile ölüme gitti.Bunun üzerine  İngiliz Subay General Hamilton’ın “Gebe dağlar Türk doğurmakta devam ediyor.”dedi.

Okumaya devam et  CANAKKALE 1917 ORDU YEMEK LISTESI

Anlayacağınız birilerinin hiç cepheye gitmeden taklit etmeye çalıştığı bir cümle değildir ölmeyi emretmek.

Çanakkale Savaşlarında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi birinci sınıfların hepsi şehit olduğundan 6 yıl sonra mezun vermemiştir.

Askeri zaferleri daima taarruz eden taraf kazanır. Çanakkale Savaşları savunan tarafın kazandığı tarihteki ender sonuçlardan birisidir.

Çanakkale Boğazi, tarih boyunca çeşitli ülkelerin işgalleri altında kalmış ve sonunda 1356 da Osmanlılardan günümüze kadar kesintisiz Türk Egemenliğinde kalmıştır ve öyle de kalacaktır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihe geçen ilk kahramanlığıdır. Türk halkına İlk bu savaşta güvenip Kurtuluş Savaşı’na Başlamaya Conkbayırı’nda karar vermiştir.

Bu yazıyı yazarken gözyaşlarıma hakim olamadım.Neden mi?Ülkemizin her bir avuç toprağını Türk kanıyla sulayarak sahip çıkan şehitlerimizi düşündüm.

Bir de bugünlerde ülke savunması bir kenara itilip,rant uğruna”Kanal İstanbul”ne pahasına olursa olsun yapılacak diye halkla inatlaşanları düşündüm.Acaba kimlere söz verilmişti ya da satılmıştı çevresi.

Ukrayna-Rusya savaşı patlak verince şimdilik rafa kaldırdılar.Kimbilir ne zaman ısıtıp önümüze koyacaklar.Ya şimdi kanal istanbul yapılmış olsaydı?Başımıza neler geleceğini düşünebiliyor musunuz?

Bir Montrö Sözleşmesi’ni düşününki başta İngiltere olmak üzere ABD’yi, Rusya’yı,NATO’yu ve ülkemize gözdikmiş diğer dünya ülkelerini dize getirme gücüne sahip…Dünyada hiçbir su yolu bu kadar güvenli bir anlaşma ile korunmamaktadır.

18 Martta Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu’nun düzenlediği etkinlikte İstanbul’ dan katılan öğrencilerle ve Amerika’da yaşayan Türk Vatandaşlarımızın katılımıyla anma töreni yapılmıştır.

Adını anmaktan  korkanlara duyurulur…Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Anıtkabir Komutanlığı’ndan ülkesini korumaya devam ediyor.

Düşmanlarımız emellerinden hiçbir zaman vazgeçmemişler ve asla vazgeçmeyecek, zayıf anımızı kollayacaklardır.

TÜRK millet olarak uyanık olmak ve ülkemize sahip çıkmak zorundayız.

Çanakkale İstanbul’un anahtarıdır.Çanakkale asla geçilmeyecektir…

Bugün CUMHURİYET’imizi borçlu olduğumuz Mustafa Kemal ATATÜRK’e ve şehitlerimize ALLAH’tan rahmet diliyorum


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir