Denize Düşen Yılana Sarılır…

AKP denize düştü. Yüzme de bilmiyor. Kurtulmak için çırpınıyor. Çabalıyor. - ali2

AKP denize düştü. Yüzme de bilmiyor. Kurtulmak için çırpınıyor. Çabalıyor.

Elinden tutan, kurtaran da yok.

Böyle durumlarda halkımız ne der? Denize düşen yılana sarılır.

Sanırım yılan Tansu Hanımefendi olmalı…

Ortalıkta bir Tansu Çiller adı dolaşmaya başladı. AKP’yi destekliyor, göklere çıkarıyor.

Konuşmalar, toplantılar yapıyor. Demeçler veriyor.

Bu arada duygularından, düşüncülerinden söz ediyor.

“Ben milletimi özledim.” Diyor.

25 yıldır ortalarda görünmeyen, adını sanını unutturan hanımefendi şimdi çıkmış, “Milletimi özledim” diyor.

Belli ki bir yerlerden ona “Dönüş çağrısı” yapılmış, destek almış…

O zaman en sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: “Biz onu hiç özlemedik…”

Çünkü bu ülke Çiller’den çok çekti. Halk yoksullaştı. İflaslar birbirini kovaladı. Kuyruklar arttı.

Aynen bugünkü gibi.

Sonunda, Süleyman Demirel, iktidara katılması için çağırdığı Tansu Hanımı nazikçe koltuğundan uzaklaştırdı.

Çünkü yapılan talanı yakından görüyor, yolsuzlukları yaşayarak izliyordu.

Çiller ailesi yurt içinde ve yurt dışında yedi sülalesine yetecek lüks otel, apartman, han, hamam sahibi oldu. Sonra da tamı tamına 25 yıl gözlerden uzak kaldı.

90’lı yılların ikinci yarısında, Uğur Dündar Ağabey, Arena programında onların Antalya-Beldibi’ndeki otel inşaatı oyununu ortaya çıkarmıştı!.

AKP iktidarı da Çillerlerin bir zamanlar çektiği bu sıkıntıyı, yani iktidarı kaybetme korkusunu, bugün yaşıyor.

Bu nedenle tertip üstüne tertip düzenliyor, oyun içinde oyun oynuyor. Sandıklar halkın önüne gelmeden önce, seçim yasasını değiştirme hazırlıklarına girişti bile.

Partiler arasında “ittifak” kaldırılmak istenmektedir ve bunun için yüzde 7 barajı getirilmektedir.

Çünkü muhalefet giderek güçleniyor ve birleşerek iktidarı sandıkta yıkmaya hazırlanıyor.

Özellikle İYİ parti ve DEVA partisi onları çok korkutuyor.

Sanırım, Tansu Çiller’in ortaya çıkması da bu oyunun bir parçasıdır…

AKP ve ortağı MHP 2002’de doğan ve bugün 20 yaşında olan gençlerin Hanımefendiyi tanımaması nedeniyle ona oy vereceğini düşünmektedirler.

Ama bütün bunlar boşuna çabalardır, halkımız onu dünüyle de bugünüyle de çok iyi bilmektedir.

Çok iyi tanımıştır. Silah ters de tepebilir.

Günümüze gelince:

Bütçe tamtakır… Ne mal kaldı, ne para… Köküne kibrit suyu döktüler.

Ekonomi de ziraat da kurudu… Bu yıkımdan ülkemiz kurtulacak gibi görünmüyor.

Çünkü onlar, devletin kurumlarının çoğunu satarak tükettiler. Bunların içerisinde kâğıt, şeker fabrikaları, Demir Çelik de var.

Şimdi tuvalette kullanacak kâğıt bulamıyoruz.

Türk TELEKOMU satın alan firma piyasalardan, bankalardan, devletten, halktan topladığı paraları ödemeyerek kaçtı.

Zararda olan Türk TELEKOMUN devlet tarafından yeniden geri alınacağı söyleniyor.

Kısaca bu iktidar, 19 yılda yapılan harcamanın 6 katını iktidarı döneminde yaptı. Trilyonları kazandı ama üretime yatırmadı.

Bir buğday, ayçiçeği ülkesi olan ülkemiz, bunların yarısından çoğunu Rusya’da, Ukrayna’dan alıyor.

Ortalık tamtakır, kuru bakır…

Köylüler, çiftçiler, sanayiciler çaresizlik içerisinde… Birer ikişer yok oluyorlar…

Mallarını, mülklerini satıp, kentlere taşınıyorlar. Çünkü mevcut iktidardan destek alamadılar. Tarlalar beton yığınlarına dönüşüyor…

Para yollara, köprülere, tünellere, lüks binalara, imam hatip okullarının yapımına, müteahhit çetelere gitti.

Merkez sağ AKP’den umudunu kesmek üzere. Akın akın DEVA partisine, İYİ partiye geçiyor. Bu, iktidarı çok korkutuyor

AKP ileri gelenlerini ve AKP’den beslenenleri de çok korkutuyor. Çünkü halkı kaybettiklerini biliyorlar. Artık din sömürüsü, halkın tepesine atılan çay paketleri de çözüm değil.

Bu durumda, elbette yeni ortaklar aranacak, yeni tertipler düzenlenecek, yeni seçim yasaları çıkarılacaktır.

Ben muhalefete buradan bir uyarı yapmak istiyorum:

AKP’nin ve onun başının bir 20 yıl daha iktidarda kalmasını istemiyorsanız; bu seçim oyunlarına, tertiplere karşı ENGELLEYİCİ ÖNLEMLERİNİZİ alın artık…

AMA SÖZDE DEĞİL, ÖZDE, ETKİLİ ÖNLEMLER…

Hata yapmayın…

Çünkü bir 20 yıl daha dayanacak ne sabrımız ne gücümüz kaldı…

(alieralp37@gmail.com)


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir