Devrimci Eğitim Bakanı

"Atatürk 10 yıl daha yaşaydı" diye ahlayıp vahlayanlar  O'nun ve Yücel'in fikirlerini anlamayanlardır. - hasan ali yucel ismail hakki tonguc ataturk

Devrimci Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel 26 Şubat 1961’de son noktayı yaşamına da koymuştu

"Atatürk 10 yıl daha yaşaydı" diye ahlayıp vahlayanlar  O'nun ve Yücel'in fikirlerini anlamayanlardır. - hasan ali yucel ismail hakki tonguc ataturk

“Atatürk 10 yıl daha yaşaydı” diye ahlayıp vahlayanlar  O’nun ve Yücel’in fikirlerini anlamayanlardır.

Gazi M.Kemal’in bir toplantıda “Türk milleti, ne zaman kendini kurtulmuş sayabilir? ” sorusuna hem de henüz 33 yaşındaki ” Türk milleti, ne zaman kurtarıcı arama ihtiyacını duymayacak hale gelirse, o zaman kurtulmuş olur.” der.

Yaşamına son noktayı 26 Şubat 1961’de koyup uçmağa varan Hasan Ali Yücel’i saygı, sevgi ile anıyoruz.26.2. 2022 C.tesi

Kemalist Devrimin bilge askeri Yücel kimdir?

•1938/46 yılları arasında Millî Eğitim Bakanlığı yapmış,

• Tercüme Bürosu’nun( *)  kurulmasını ve dünya klasiklerinin Türkçeye çevrilmesini sağlamış,

•Milletin Efendisi’ne eğitimi, bilimi taşıyacak Köy Enstitüleri yasasının çıkarılmasını sağlamış,

• Köy Enstitülerine öğretmen yetiştirecek Yüksek Köy Enstitüsü’nü açmıştır.

• “Bir kişinin atacağı dev adımları değil, bin kişinin atacağı insan adımlarını özlüyorum.” diyen bilge adam Köy Enstitüleri kuruluş gerekçesini şöyle açıklar:

Biz Kurtuluş Savaşı’ndan sonra, sosyal hayatımızda yaptığımız büyük devrimleri köylere götürecek adam(insan) yetiştirmek istedik.

Çünkü: Ümmet devrinin böyle bir adamı vardı. Bu imamdır. İmam, insan doğduğu vakit kulağına ezan okuyarak, vefat ettiği vakit mezarının başında telkin vererek, doğumundan ölümüne kadar manen köylünün hâkimidir.

Bu manevi hâkimiyet, maddi tarafa da intikal eder. Çünkü: Köylü hasta olduğu vakit de sual mercii imam olur. Biz imamın yerine, devrimci düşüncenin adamını göndermek istedik. İşte Köy Enstitüleri fikri böyle doğdu.”der. (İmece, Ocak 2011)

• 100.Doğum yılında (1997) UNESCO’nun dünyada, “saygıyla anılması” kararını aldığı bilge devlet adamıdır ….

***Yücel, 19 mayıs 1939’da yaptığı ilk konuşmasında sözlerine, “yurttaşlarım” diye başlar, “Şimdi, hür, müstakil bir vatan olarak üstünde dimdik durduğumuz bu nazik topraklar, onun (Atatürk’ün) bize, ölmez, zeval bulmaz yadigarıdır. Ondan ayrılmanın acısı, kalplerimizde vatan muhabbetine, istiklal aşkına İnkılabetti. Onu vatanımız kadar sevmek, vatanımızı onun kadar sevmek olmuştur” diye devam eder. Sonra, konuşmasının bitimine yakın şunları söyler: ,
İstiklal ve hürriyet tarihimizin başlangıcı, sizin bayramınızdır. Yürekleriniz vatan sevgisi, dimağınız ilim aşkı, benliğiniz fazilet nuru ile dolu olsun… Bizler; ağalarınız, babalarınız, analarınız, atalarınız, bizler; bizden sonra gelecek Türk evlatlarını kendimiz-den daha mükemmel görmekle mesut olacağız… Vatan, sizden önceki nesilden, bizden, mal islediği zaman malımızı, can istediği zaman canımızı verdik. Sizin de, bizden sonra gelecek nesillerin de böyle yapacağına iman ediyoruz.
Gençler;
Sizi, neşeli, canlı, heyecanlı, duygulu ve uyanık gören bütün millet, sizinle beraber bayram ediyor. Varlığınızı saran bu sevgi ile iftihar ediniz.”
 (s 8-9)(1 )

Okumaya devam et  9 Eylül’ün Unutturulmak İstenen Kahramanı:Yüzbaşı Şerafettin

——————–

 (* ) Yücel’in bakanlığında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak 1940 yılında kurulan Tercüme Bürosu tarafından Batı klasikleri başta olmak üzere  1.247 eser Türkçeye kazandırıldı. Yücel’in bakanlığı döneminde,  1941-1946 yılları arasında yayımlanan çeviri eserlerin dökümü şöyle: 1940’ta 10, 1941’de 13, 1942’de 28, 1943’te 71, 1944’de 105, 1945’de 129, 1946’da 165.

Hasan Âli Yücel’in şu saptaması önemlidir: “Bizde yenilik ve garplılaşma ilk önce Orduda olmuştur. En eskisi Mühendishane olmak üzere (1795), Tıbbiye (1825) ve Harbiye (1933) okulları, ileri düşüncenin ve müspet bilginin kaynaklarıdır. Hürriyet fikri, zaten, bilimden doğar. Cehaletten, ancak esaret doğar.”

Tercüme Bürosu, devlet eliyle gerçekleştirilen ilk ve son çalışmadır. Devlet içinde bir daha Tercüme Bürosu atılımı ölçeğinde bir çalışmaya tanık olunmadı

İlk Tercüme Bürosu kimler vardı?

Nurullah Ataç, Sabahattin Eyuboğlu, Halide Edip Adıvar, Adnan Adıvar, Sabahattin Ali, Reşat Nuri Güntekin, Cahit Sıtkı Tarancı, Orhan Veli, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday, Azra Erhat, Ahmet Hamdi Tanpınar, Vedat Günyol, Bedrettin Tuncel, Esat Sabri Siyavuşgil, Nusret Hızır, Hasan Ali Ediz, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Suut Kemal Yetkin, Orhan Burian, Erol Güney, Melahat Özgü, hatta dolaylı olarak Nazım Hikmet ve Zeki Baştımar.

Yücel’in bakanlığı döneminde, 1941-1946 yılları arasında yayımlanan çeviri eserlerin dökümü şöyle: 1940’ta 10, 1941’de 13, 1942’de 28, 1943’te 71, 1944’de 105, 1945’de 129, 1946’da 165.

Hasan Âli Yücel’in şu saptaması önemlidir: “Bizde yenilik ve garplılaşma ilk önce Orduda olmuştur. En eskisi Mühendishane olmak üzere (1795), Tıbbiye (1825) ve Harbiye (1933) okulları, ileri düşüncenin ve müspet bilginin kaynaklarıdır. Hürriyet fikri, zaten, bilimden doğar. Cehaletten, ancak esaret doğar.” (Hikmet Çiçek’in18 Ağustos Salı 2020 günlü yazısından)

Okumaya devam et  ATATÜRK’ÜN ÜSTÜN KİŞİLİĞİ

Ayrıntı için bağ(link):

(1 )  Ferhan OĞUZKAN’ın HASAN-ALÎ YÜCEL’İN TÜRK GENÇLİĞİNE SESLENİŞLERİ yazısı

(2 ) Feyziye Özberk’in Hasan Ali Yücel  yazısı- 27 ŞUBAT 2020


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir