BÜYÜK KUMPAS

AKP Siyaseti 2023 hedefine ulaşamadan çöktü. Üretimi bitirilen, borç batağına sürüklenen ülkemizde bütün yük ücretli kesimin üzerine yıkıldı. Halk fakirleşirken israf saltanatı devam etti, ediyor… Suç örgütü Lideri dedikleri(asıl suçluların taşeronu olduğu ortaya çıktı) Sedat Peker’in ortaya saçtığı uyuşturucudan cinayete, silah ve rüşvet sarmalı deprem etkisi yarattı.

Bazılarının yanlış politika dediği ekonomi yönetimiyle döviz fırladı. Türk parası değersiz bir kağıt parçasına dönüştü.

Ben bu duruma bile isteye geldiklerini düşünüyorum. Bile isteye gelmeselerdi, acil bakanlar kurulu toplanır, ülkemizde uzman olan ekonomistlerle gerçek bir yol haritası belirlenir, devlet yönetiminde de tasarrufa gidilirdi. Hiç biri yapılmıyor. Bir de konuşmalarıyla milletin aklıyla alay edip aşağılıyorlar.

Sizce seçime gidip, seçim sonuçlarına razı olacak bir yapı böyle bir yol izler mi?

AKP Türk Milletinin bütün varlıklarını yabancılara sattı. Türk Milleti’ni yabancı şirketlere ucuz işçi, yani maraba yapmak için her şeyi yaptı.

Ege’de 20 ada ve iki kayalığımızı Yunanistan’a peşkeş çekti. Sorumluların müebbet hapis cezası ile yargılanması gerekir. Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, işlenen suçun aynı zamanda bir terör suçu olduğunu iddia ediyor. Bu durumda bir terör suçuna dava açmayan Cumhuriyet Başsavcılarının da yargılanması gerekir.  Bu işgali perdeleyerek suç ortaklığı yapan GAZETELERİN Genel Yayın Yönetmenleri de bu suça ortaktır. Yargılanmalıdır.

CHP, İP, SP adalarımızın işgal edilmesi nedeniyle bir suç duyurusunda bulunmuş mudur? Bulunmadılarsa Yunanistan lehine iş birliği yaptıklarının açık göstergesi değil midir?

Vatan toprakları işgal ediliyor ama KIYAMET KOPMUYORSA, T.C. Devletinin “DEVLET” olma özelliği kalmamıştır?

***   ***

Anlaşılan odur ki, 2023’e AKP’nin nefesi yetmeyecek. Bu kadar suç işleyen bir yapı kuzu kuzu gidip yargılanmayı göze alamayacağına göre ne yapacak? Bu soruyu aklı olan herkes sorar.

AKP siyaseti 2004 Yılından beri Yunanistan lehine çalışıyor. Yunanistan’a toprak kazandırdı. Yunanistan bizden çok zayıfken şimdi aldığı savunma uçaklarıyla Türkiye ile eşit hale geldi. F35’leri aldığında ne yazık ki üstün duruma geçiyor. Radara yakalanmayan ve 240 km. menzili füze ile vurabilen F35’ler…

Yunanistan AKP kaybederse ne yaparız telaşına düşmüş durumda. Sahi, biri birilerine Mandacı mı demişti(!)…

AKP iki ülkeye hizmet etti. Biri Yunanistan, diğeri İsrail’dir. İsrail’in başına dert olan Suriye ve Libya sorununu ortadan kaldırdı. İsrail’de var olduğu iddia edilen nükleer silahlar araştırılsın önerisine BM’de çekimser oy kullanarak engel oldu. 2016 Yılında NATO’da üyeliği olmayan İsrail’in vetosunu kaldırarak genel merkezde daimi bir ofis tahsis edilmesini sağladı.

Derin bir proje olduğu anlaşılan 9 milyon geçici sığınmacıyı kontrolsüz bir şekilde ÜLKEMİZE aldı. Ayrıca, İŞİD, Taliban, Hizbullah… Bütün terör örgütleri içimizde… Bunlar yetmiyor, bir de kendi paramiler yapıları var.

15 Temmuz sonrası  AKP tarafından paramiliter güçlerin oluşturulduğu, AKP’lilerin bireysel silahlanmaya gittiği çok kez gündeme gelmişti. TÜGVA, HÖH, Osmanlı Ocakları ve SADAT…

Devlet içinde devlet kuruyorlar.. Paralel devlet…

Ve tabii ki TÜGVA…

CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen TÜGVA’nın ERP isimli yazılım programı ile Türkiye’deki herkesin kişisel bilgilerine ulaştığının ortaya çıktığını iddia etti.

Sızan bilgilere göre “TÜGVA İletişim Bilgileri” isimli klasöründe tüm siyasilerin telefon numaralarından özgeçmişlerine kadar bilgiler yer aldı. Bakanlar, milletvekilleri, valiler, il ve ilçe belediye başkanları ve danışmanlarının iletişim bilgileri, daha önce nerede görev yaptıkları yerleri kayıt altına alması dikkat çekti. )

Şaşırmadım. Siyasetiyle, dernekleriyle, tarikatlarıyla, gaz-tecileriyle birlikte suç örgütüne dönüşen karanlık bir yapı var karşımızda.

Muhalif isimlerin elleriyle bulmuş gibi evlerinin kapısı önünde saldırıya uğraması, adresleri TÜGVA mı verdi diye düşündürüyor?

Bütün insanların adreslerine bir vakıf neden ulaşma gereği duyar? Adres tespiti neyin hazırlığıdır?

Türk Milleti kutuplaştırıldı. Yetmedi, dışarıdan da sığınmacı kılıfıyla terör ithal edildi.

Şimdi Türk Milleti ekonomik tükenmişlikle köşeye sıkıştırılıyor. Söylemleriyle öfke biriktirmesi sağlanıyor. Genç işsizlik ve umutsuzluk kırılma enerjisinin birikmesine neden oluyor. Patlamaya hazır bir bomba gibi…

AKP siyaseti ötekileştirmeye, yaraları kaşımaya, düşmanlaştırmaya devam ediyor. Bana göre bir iç savaş planı var. Çünkü bir kaos yaratmadan hedefe varamayacaklarını anladılar. Türk milletini sokağa döküp, paramiliter silahlı yapılarıyla, dışarıdan ithal ettikleri terör yapılarıyla milletin tepesine binecekler. Çıkardıkları yasa ile bunun hazırlığını yaptılar. 15 Temmuz kalkışma(!) sını bahane ederek yasa çıkardılar. 15 Temmuz gecesi kafa kesenler nasıl yargılanamadı ise bundan sonrakiler de yargılanamayacak. Terör kalkışması deyip vurabilecekler ve yargılanmayacaklar! Bu gerçeği unuttuk mu?

Unutmak ölümdür!

Ülkemizde olup bitenler, mütareke basını sayesinde karartılıyor fakat dış düşman uyumuyor.  Almanya’da “Dersim Soykırımı” başlığıyla bir çalıştay düzenlendi. Çalıştaya Türkiye’den iki akademisyen gönderildi. Munzur Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gülnaz Karatay, Bilkent Üniversitesi’nden Bahar Şimşek Day…  Konferans oldukça kalabalık bir katılımcı listesine sahip. Hatırlayalım, AKP Genel Başkanı “ben de Dersim katliamı arşivini açarsam.. “ diyerek Türkiye’yi sanık sandalyesine oturtmuştu. Akabinde AP’da Dersim başlığıyla ilgili bir birim açıldı.

Konferansa Almanya, ABD, İsrail, Hollanda, İngiltere ve Fransa’nın yanında Türkiye’den iki akademisyenin katılması konferansın Türkiye’de olumlu karşılandığı şeklinde yorumlandı.

Kaynak: https://www.yenimuhalefet.com/haber/turkiye-cumhuriyeti-dersim-soykirimini-taniyacak-mi-16235

AKP döneminde sözde Ermeni Soykırımı iftirasını tanımayan ülke neredeyse kalmadı.

***      ***

Bu tablo size ne hatırlatıyor? İçten ve dıştan sarılmamız, Osmanlı’nın paylaşılma savaşının ön hazırlığına benzemiyor mu?

Türk Milleti’ni Anadolu’da yok edemediler ama asla vaz da geçmediler. Türklüğü Anadolu’da yok etme savaşı yeniden başladı. Seyit Rızasıyla, Şeyh Saidiyle, Türklüğümden 70 kere estağfurullah diyen İngiliz Muhibi Şeyhülislam Mustafa Sabrisiyle, Ali Kemalleriyle, Potamyasıyla, ABD’siyle, Fransa-İngiltere-Hollanda, yani İtilaf Devletleriye…

Bütün çözümlerimizi bu gerçek üzerinden üretmeliyiz!

“Gerçeklerden kaçarak ölümden kurtulamazsınız.” Mustafa Yıldırım.

Anlaşılan o ki, İtilaf devletleri içerideki iş birlikçilerine güvenerek Türkiye’yi parçalaması kolay bir hasta adam olarak görüyor. Federasyonla, özerk devletçiklerle parçalayıp, ŞEHİR DEVLETÇİKLERE GEÇİŞ YAPMA HAZIRLIĞI…

***     ***

Türk Milletine diyorum ki;

Sokağa çıkmamızı bekliyorlar. Provoke edecekler. Bizim ülkemizi bize parçalatacaklar. Peki, hiçbir şey yapmayalım mı? YAPALIM tabii ki… Sessiz kalırsak da, kabullendiğimizi ve korktuğumuzu düşünecekler. Eylemlerimizi ülkemizin tamamında aynı saatte evlerimizden gerçekleştirebiliriz. Susurluk olaylarında aydınlık için bir dakika karanlık eylemi gerçekleştirilmişti. Şimdi mutfaklarımız yanıyorsa, aynı saatte pencerelerimizden tencere-tava çalabiliriz. Bütün bakanlıklara, Ali Kemal’in mirasçısı gaz-tecilere, Mütareek Basınının genel yayın yönetmenlerine milyonlarca ileti gönderebiliriz. Yakamızda “yeter” ihtarı bulunan bir uyarı notuyla dolaşabiliriz.

Tarih okumak ve anlamak Bağışıklık Sistemimizi güçlü tutar. Aşı gibidir. Tehlikeyi (virüsü) hemen tanır ve ANTİKOR üretmeye başlar.

BİLGİ HAYAT KURTARIR.

Zahide UÇAR(26. 11. 2021)


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir