Site icon Turkish Forum

ERMENİ DİASPORASI ve ŞAKLABANLIKLARI (X/II)

       Diaspora Ermenilerinin bitmeyen yalanlarını, ŞARLATANLIKLARINI,  benim ifademle ŞAKLABANLIKLARINI yirmi makale de kaynaklara sadık kalarak, PAGAN dönemden başlayarak yazdım. Ermenilerin,  dünyanın farklı bölgelerine savrulmuş olduklarını, hangi ülkede, hangi sayıda yaşadıklarını, söz konusu ülkelere göç nedenlerini kalemim döndüğü kadarıyla anlatmaya, tarihin derinliğinde teolojiye, ilahiyata ve mitolojiye bakarak bazı iddialara da dikkatinizi çekmeğe çalıştım. Geç Antik Çağ yazarlarının yoğun çabalarına rağmen Ermeni mitosu ve dininin büyük bir kısmının “ANTİK ERMENİSTAN’IN BİZZAT KENDİSİNDEN GELEN KAPSAMLI YAZILI KANITLARIN YOKLUĞU ve ARKEOLOJİK KAYITLARIN YETERSİZLİĞİ YÜZÜNDEN HALA BİLİNMEMEKTE VEYA AÇIKLANAMAMAKTADIR” denildiğini kronolojik olarak bilgilerinize sundum. - agri dagi na ermenistan bayragi diktiler 774140

       Diaspora Ermenilerinin bitmeyen yalanlarını, ŞARLATANLIKLARINI,  benim ifademle ŞAKLABANLIKLARINI yirmi makale de kaynaklara sadık kalarak, PAGAN dönemden başlayarak yazdım. Ermenilerin,  dünyanın farklı bölgelerine savrulmuş olduklarını, hangi ülkede, hangi sayıda yaşadıklarını, söz konusu ülkelere göç nedenlerini kalemim döndüğü kadarıyla anlatmaya, tarihin derinliğinde teolojiye, ilahiyata ve mitolojiye bakarak bazı iddialara da dikkatinizi çekmeğe çalıştım. Geç Antik Çağ yazarlarının yoğun çabalarına rağmen Ermeni mitosu ve dininin büyük bir kısmının “ANTİK ERMENİSTAN’IN BİZZAT KENDİSİNDEN GELEN KAPSAMLI YAZILI KANITLARIN YOKLUĞU ve ARKEOLOJİK KAYITLARIN YETERSİZLİĞİ YÜZÜNDEN HALA BİLİNMEMEKTE VEYA AÇIKLANAMAMAKTADIR” denildiğini kronolojik olarak bilgilerinize sundum.

       Ermenilerin mitolojik dönemden başlamak üzere, kurguladıkları vatan ve millet olma iddiaları ya gerçek dışıdır, ya iddiaları eksiklik, çarpıtmalarla doludur ya da tarihin her döneminde mağduriyetlerin arakasına saklanmaya çalışmışlardır, dedim.  Ermeni tarihini yazanların din adamı oluşu, antik çağdan yaptıkları aktarmalar da hemen hemen her bulundukları ve de sonradan gelip yerleştikleri bölgeleri Ermenistan olarak adlandırmaları, tarihi gerçeklerle bağdaşmadığının altını çizdim.  Bir yerde kilisesinin, sinagogun, havranın, patrikhanenin, manastırın var olması, o toprakları dini aidiyetlere bağlı toplumların ülkesi yapmaz. Günümüzde, içinde farklı dinlere ait ibadethaneleri barından şehirleri, ülkeleri hatırlayınız… Meseleyi günümüzden antik çağa, semavi dinlerden mitolojiye taşırken, aynı gerçekle yüz yüze geliriz. Ermenilerin mitolojik tanrılarımız dedikleri tanrıların, sadece Ermenilere değil, o dönem o bölge de yaşayan toplumlara ait olduğunu belirttim.

      Kuşkusuz tarihte acılar yaşamamış bir millet yoktur. Ermeni sözde devlet yöneticileri gibi yine tarih boyunca kendi halkını ALDATAN, devlet yöneticilerine de ender rastlanmıştır. Benim, günün moda ifadesiyle DİASPORA Ermenileri için kullandığım, tamamı tarihi kaynaklara dayanan adice söylenmiş YALANLAR ve gerçeklerden tamamen kopuk ASILSIZ İFTİRALAR hakkında, yazı içeriğinde kullandığım ERMENİLER ifadesinden, tüm Ermeniler akla getirilmemeli, hangi ulusun içinde yaşamış ve de yaşamakta olursa olsunlar, bu YALANLARA katılmayan, maşa olarak kullanılmayan Ermeniler ayrı tutulmalıdır. Hangi din ve hangi kökenden olursa olsun kişinin inanç dünyasına saygı duymamız insan olmanın gereğidir. Bu nedenle her Ermeni ferdini YALANCILIKLA-ŞAKLABANLIKLA suçlamadığım da iyi bilinmelidir dedim.

      Günümüze kadar gelmiş insan neslinin, Nuh’un çocuklarına bağlama iddialarının içinde yer almaya çalışan Ermeniler, Hz. Âdem’in varlığını, tufandan sonra Hz. Nuh’un yaşamış olduğu uzun zaman dilimini nedense dikkate almamakta, gerçeği görmek istememektedirler. Pagan dönem, diğer milletler gibi Ermenilerin de Hıristiyanlık öncesi yaşadıklarıyla aynıdır. Mitolojik dönemden başlayarak, milletlerin, kavimlerin tanrı/tanrıça, ilah/ilahe, sonuçta tapındıkları putlar, putperestlikleri hemen hemen benzerdir. Pagan dönemden başlayarak dini inançlar, farklı ilişkiler doğrultusunda, devlet, kavim ve milletlerin kendi anlayışları doğrultusunda gelişmiş olmasına rağmen, sonuç da birbirlerinden etkilenmeleri kaçınılmaz olmuştur. Ermenilerden başka hiçbir millet, nereden geldiğini, neden etkilendiklerini, inkâr etmemiştir. Ermeniler, her türlü inkâr ve YALANI ısrarla sürdürürken, o inançlarının, Sümer, Hitit, Arap, Avrupa, Asur, Hint, İbrani, İran, Roma, Yunan ve de Urartu etkisinde olduğunu daima unutmuşlardır!       Yine bilmekteyiz ki; Ön Asya (Mezopotamya), Anadolu (Hitit), Lydia’lılar, Akdeniz, Ege, Eski Yunan, Roma, Yakın Doğu, Uzak Doğu (Çin-Hind) Tarih ve Uygarlıkları içinde Ermeni ismi geçmemektedir.

       Bütün bu gerçekler göz önünde iken, Ermeniler yaşadıkları ve de göç ettikleri her yeri Ermenistan olarak tanımlarken, bu yetmezmiş gibi Kilikya Ermeni Krallığının da üç yüz yıllık tarihine sığınmaya çalışmaktadırlar. O coğrafyaya neden ve nasıl geldikleri bilinirken, orada yaşamış ve yaşayan toplumları kendilerince yok saymaya kalkışmışlardır. Bunların hiçbiri gerçekle bağdaşmamaktadır. Söz konusu topraklarda, ister krallık, ister beylik, ister feodal yapı, vassallık, ister devlet desinler, gerçek olan diğer halkların yanında daima azınlık olarak yaşamışlardır. Ermenilerin ve de tarihçilerin adlandırdığı, Kafkasya ve Kilikya Ermeni Krallıklarının, Partların, Sasanilerin, Emevi lerin, Romalıların, Arapların, Selçukluların, Moğolların ve Osmanlı’nın himayesinde, tahakkümünde hangi taviz ve YALANLARLA günümüze nasıl gelmiş oldukları gerçeğini de daima perdelemeye çalışmışlardır. Bir toplumun tarihini bilmesi, bütün olumsuzlukları ortadan kaldırmaz mı? M.S. 58 de Partların Ermeni Krallığını, M.S. 63 de Roma İmparatoru Nero’nun I. Tiridatesi nasıl krallığa atadığını, M.S. 98 de Axidares’e kimin krallığı verdiğini bilmezsek, bu havanda daha çok su döveriz…

      Ermenilerin, dünyanın farklı bölgelerine savrulmuş olduklarını, hangi ülkede, hangi sayıda yaşadıklarını, söz konusu ülkelere göç nedenlerini biraz uzun olsa da kalemim döndüğü kadarıyla anlatmaya, satır başları ile de olsa, tarihin derinliğine teolojiye, ilahiyata ve mitolojiye bakarak bazı iddialara da dikkatinizi çekmeğe çalışacağımı ifade ederek, günümüz de ERMENİLERİN YAŞADIĞI ÜLKELERDE Kİ NÜFUSLARINI ve SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMINI TANIYAN ÜLKELERİ, bilgilerinize sundum.

      Soykırım genel anlamıyla BİR IRKI tamamen yok etmek ise 1915 TEHCİRİNDE, Ermenilerin tutarsız iddialarına göre SÖZDE SOYKIRIMINA uğrayarak tamamen yok olmuşlarsa, 1916-1922 tarihleri arasında özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’nde ERMENİ KATLİAMLARIYLA hayatını kaybeden 250.000 TÜRK/MÜSLÜMANIN hayatına kıyan Ermeniler gökten zembil ile mi inmişlerdir?

      Bunları sizlere aktarırken, asıl üzerinde önemle durulması, düşünülmesi gereken hususun, iki rakip hatta düşman egemen gücün (ABD-RUSYA) Ermeniler-Ermenistan üzerinde her yönde etkinliklerini sürdürürken, hiçbir çatışmaya girmemelerinin manidarlığına dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdim. Ermenilerin, diğer ülkeler yanında, özellikle, Kıbrıs, Rusya ve ABD ye hangi tarihte gittiklerini, uzun uzun yazdım. Sadece bu üç ülke hakkında, eksik yanları bir yana, tarihlerini, o tarihlerinin içerisinde Ermenilerin ne kadar yer aldığını, henüz Joe Biden’in ASILSIZ ERMENİ İDDİALARINI tanıdığını ifade etmesinden yaklaşık bir yıl önce yazmaya başladım. Söz konusu bu tefrika mahiyetindeki yazımda ERMELERİN, 1915 TEHCİRİNDE Anadolu topraklarından koparılmış ve sözde soykırımına uğradıkları ASILSIZ İDDİALARININ tamamen YALAN olduğunu ortaya koymaya çalıştım. İlgililerin hiç okumadığını, ilgilenmiş gibi yapanların da aynı çizgide olduklarını üzüntüyle görmeme rağmen, yazmaya devam ettim ve de edeceğim…

      Günümüzde SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMINI destekleyen, 1915 yılını milat alan sorunlu akıl, söz konusu tarihten önceki münasebetleri ve göç hareketlerini bilerek hiç dile getirmemektedirler.

Mesela;

1618, Ermeniler hakkındaki kayıtlar, Virginia’daki JAMESTOWN Kolonisine getirilen “Ermeni Martin’le” başlatılmaktadır. Sonraki on yıllarda ipekböceği yetiştiriciliğini denemek üzere başka Ermeniler de Amerika’ya davet edilmiştir.

1780, ABD Ermeni meselesine ilk defa iktisadî çıkarları açısından yaklaşmıştır. 1780’lerden itibaren Anadolu ve Orta Doğu topraklarının zenginliği ve pazar niteliği Amerika’yı cezp etmiştir.

1795,  Amerika’nın kurulduğu yıllarda OSMANLI DEVLETİ ve eyaletleri birtakım olumsuzluklara rağmen dünyanın önde gelen bir gücüydü. İspanyol limanı Cadic açıklarında Maria isimli Amerikan ticaret gemisi Osmanlı Devleti’nin eyaleti olan Cezayir yetkililerince aranmak istenmiş ancak kaptan direnmiştir. Bunun üzerine gemiye ve personeline el konmuş ve savaş esiri sayılmıştır. Daha sonra Douphin ve 10 civarında gemi daha esir alınmıştır. Amerika Temsilciler Meclisinde tartışılan konu, bir donanma hazırlanarak, Cezayir Donanmasının tesirsiz hale getirilmesi kararını almış, bunun için Başkan George Washington’a 688.000 dolar tahsis edilmiştir. Kurulan yeni donanma, Cezayir Beylerbeyliği ile birkaç defa savaşmasına rağmen yine yenilmiştir. Cezayir ve Amerika arasında yapılan Antlaşma ile Cezayir Beylerbeyliği vasıtasıyla OSMANLI DEVLETİNE 640.000 DOLAR VE 12.000 Osmanlı altın lirası ödenmesi kararlaştırılmıştır. Antlaşma Başkan Washington ile Beylerbeyi Dayı Hasan Paşa arasında imzalanmıştır. Bu antlaşma 1812 yılına kadar uygulanmıştır. Ancak bu sıralarda Osmanlı Devleti’nin sıkıntılarının artmasını gören Amerika vergiyi ödememeye başlamıştır.

1829, XIX.  Yüzyılda Osmanlı Devleti içerisindeki Ermeniler, Amerikalı tüccarlar ve misyonerler vasıtasıyla peyderpey ABD’ye göç etmeye başlamışlar, 1829 da Yunanlıların, 1878 de Bulgarların yaptığı gibi bağımsızlık ya da muhtariyet istemleriyle Anadolu içerisindeki Ermenileri teşkilatlandırmaya hatta isyan eylemlerine yönlendirmeye başlamışlar ve Osmanlı Devleti’ne yönelik karalama kampanyalarına girişmişlerdir.

1830, Tarihli ticaret anlaşmasının imzalanmasından sonra İzmir ve İstanbullu Ermeni tüccarlar özellikle New York, Boston ve Chicago’da büro açmışlardır.

1834, Anadolu’dan ailelerini bırakan Ermeni genç ve bekârlar çoğunlukla eğitim için New York’a gitmeye başlamışlardır.

1834, Amerika’ya gelen ilk öğrenci Khachadur Osganian’dır. Richmond’da “Yeni Ani” isimli bir koloni kurup, şehrin sokaklarına da Ermeni şehir ve kahramanlarının isimlerini vermeyi planlayan da Osganian’dır.

1840, Misyonerler, 1840’lardan itibaren ABD’ye Ermeni öğrencileri -genellikle teoloji tahsili için- göndermişlerdir. ABD’deki en önemli misyoner okulu Massachusetts’teki Andover Teoloji Fakültesi’ydi (Andover Theological Seminary) Bir süre sonra öteki okullarına Yale, Princeton, Amherst, Clark gibi- Amerikan üniversitelerine de Ermeni öğrencileri yerleştirmişlerdir. Buralarda misyoner eğitimlerini tamamlayan Ermeni gençlerine mühendislik, tıp, dişçilik gibi eğitim imkânları tanınmıştır.

1846, California’ya gelen misyonerler Ermeni cemaatini oluşturmak için yeni bir yer keşfettiler. Dişbudak ağaçlarının içindeki bu yerin adını “Fresno” koydular. Misyonerler Fresno’nun bulunduğu San Joaquin vadisine geldiklerinde orada Amerikan yerlileri yaşıyordu ve misyonerler Ermenilere evlerini kurup ilk üzüm bağlarını dikmenin yolunu açtılar.

1847, “Tabut gemi” ile New York’a yapılan yolculukta hastalıktan hayatını kaybeden 1879 yolcudan kaçı Ermeni dir?

1848, Amerika’ya gelen Chiristopher Der Seropian, Yale Üniversitesinden mezun olmuş ve daha sonra Dolar üzerinde kullanılan yeşil mürekkebi bulmuştur.

1848,  Ermeni gazetesi Gotchnag’ın 10 Kasım 1904 tarihli sayısına göre, Ermeni göçü, 1848–1875 öğrenci dönemi, 1875–1896 ticaret dönemi ve 1896–1904 işçi dönemi olmak üzere üç döneme ayrılmaktadır.

1854, Amerika da Ermenilere ilk yardımı sağlayan kişi, 1854 de Osganian ile birlikte seyahat eden James Gordon Bennett’dir. Ohio’ya gidip orada bir Ermeni topluluğu oluşturmasını teklif etmiştir.

1865, Hagop Isganian 1865’te ve Samuel Donchian 1884’te ABD’ye göç ederek halı ticareti yapmaya başlamışlardır.

1867, “Lucky Rupe” Minassian 1867 yılında ABD’ye gelip Kızılderili kabileleri arasında yaşamış, Mormonlardan çiftçiliği öğrenmiş, Idaho’da altın ve gümüş aramış ve sığır çobanlığı (Cowboy) yapmıştır.

1867, Worcester’e Harput’tan gelen ilk Ermeni, Misyoner George Knapp’ın evine hizmetkâr olarak gelen Garo’dur. Garo daha sonra fabrikalarda daha iyi kazanç olduğunu fark etmiş ve memleketinde bir haftada kazandığı 75 cent günlük ücretle tel fabrikasında çalışmaya başlamıştır. Garo’nun Harput’taki akraba ve arkadaşlarına yazdığı mektuplar Ermenilerin Worcester’e göç etmesine neden olmuştur.

1870, Amerika’nın Doğu kıyısına gelen ilk göçmenler, Merzifon’da Protestanlığa geçen ilk kişiler olan Hagop ve Garabed Seropian kardeşlerdir. Küçük kardeş Simon, 1870’lerin başlarında geri dönen birkaç misyonerle birlikte Worcester’e gelmiştir.

1870,  Jacob Seropian, 1870 yılında California’nın Fresno kasabasında arazi alan ilk Ermenilerden biridir.

1877, Bir kısım Ermeni, 1877–78 Osmanlı-Rus Savaşı esnasında Amerika’ya gitmiştir. Bu dönemde gidenlerin çok azı geriye dönmüştür. 1877–78 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra ülkenin düştüğü ekonomik kriz nedeniyle zanaatkâr ve tüccar Ermeniler ülkeden göç etmişler, Amerikan iç savaşı (1861–65) sonrası Amerika’daki ekonomik, sosyal ve politik gelişmeler Ermenileri Amerika’ya göç etmeleri konusunda cesaretlendirmiştir.

1880, Amerikan misyonerlerinin faaliyetleri (kilise kurma, okul ve kolej açma vd.) gelişip yayılınca Ermenilerin göçü her şehirden, özellikle Harput (%40)’tan ve genellikle bekârlar (%95) olmak üzere artmıştır.

1881, Ermeniler, Massachusetts’te Ermeni Evangelik Şehitler Kilisesi’ni inşa etmiştir. (Armenian Evangelical Church of the Martyrs)

1882,  Khatchadoor Donigian 1882 yılında kardeşi, iki erkek yeğeni, karısı Mary ve 5 çocuğuyla Ellis Adasına gelmiştir. Zengindir ve yanında 10.000 Dolar parası vardır. Teksas’ da bir çiftlik satın alarak oraya yerleşmiştir. Yeğeni Horn Donigian kovboy olarak Kansas’a sığır nakletmiş ve daha sonra Teddy Roosevelt’in “Rough Riders”larına katılarak Küba’da savaşmıştır.

1883, Kaliforniya’ya ilk gelen Ermenilerden biri olan Hagop Seropian (1881), Merzifon’daki akraba ve arkadaşlarını “tekne büyüklüğünde karpuzlar, yumurta büyüklüğünde üzümler ve 9–10 kilo ağırlığında patlıcanlar” yetiştirmek üzere Fresno’ya davet etmiştir. Bu davet 40 Merzifonlu Ermeni’nin 10 Ekim 1883 tarihinde ve 20 Yozgatlı Ermeni’nin de Kasım ayında Fresno’ya gelmesi için yeterli olmuştur.

1885, Ermeniler, New York’ta ilk olan Ermeni-Amerikan Vadookian Okulunu kurmuşlardır.

1885, Bitlisli Vartanian ve kardeşi Reverend Avedis Vartanian gelmiş ve Yettem’de “Armenian Library”i kurmuştur. Büyük bir üzüm bağı da satın almıştır.

1886, Osmanlı polisinden kaçan Garabed Nishigian ve ailesi gelmiş ve büyük bir arazinin sahibi olarak zengin olmuştur.

1887, Arapkir’ den 887 yılında gelen ilk göçmen Sarkis Jihanshahian ve kardeşi üzüm bağı sahibi ve terzi olarak zengin olmuşlardır.

1888, Diyarbakır’dan gelen ilk Ermeni olan Reverend Giragos Hovhannesian, topluluğun dini ve politik ilişkilerini sürdürmüştür.

1888, Ermeniler, İlk gazeteleri Aregak (Güneş) 1888 de Jersey City’de yayınlamaya başlamıştır.

1889, Ermenilerin, Rhode Island’da Ermeni Euprate Evangelik Kilisesi’ni inşa etmiştir. (Armenian Euphrates Evangelical Church)

1892, Ermenilerin, Massachusetts’de Birinci Belmont Ermeni Kilisesi’nin inşası (First Armenian Church of Belmont)

1892,  Yılı sonlarında 30.000 Suriyeli, 10.000 Ermeni ve 200 Müslüman Amerika’ya göç etmiştir.

1893, Adi suç işlemiş Ermeniler de göç etmeyi kurtuluş olarak görmüşlerdir. Agop adlı bir Ermeni Diyarbakır’da 39.950 lira parayı zimmetine geçirerek İstanbul’a gelmiş, üç yıl çinko ticaretiyle uğraştıktan sonra ailesiyle beraber Amerika’ya göç etmiştir. Yine Washington Sefiri Mavroyeni Bey’in bildirdiğine göre; Van vilayetinde 1.900 lira çalarak New York’a kaçan Cideciyan’ın yakalanması için yerel makamlara başvurulmuştur. Bazı göçmenler, Amerika’ya gidenlerin kazandıkları paraları gördükçe ve öğrendikçe ister istemez göç etme isteği duymuş ve daha iyi şartlarda yaşamak arzusu göç etmelerine neden olmuştur.

1896, Ermenilerin, New York Ermeni Evangelik Kilisesi’ni inşası  (Armenian Evangelical Church of New York)

1896, Anadolu’yu kana boyayan Ermeni komiteleri hareketlerinin Anadolu’nun bütün şehirlerine yaymış, isyanlar çıkarmış ve büyük katliamda bulunmuşlardır. İsyanlar, Van, Bitlis, Muş, Erzurum, Erzincan, Kars ve pek çok şehrimizde çıkartılmıştır. Daha sonrada Ermeniler katlediliyor diye Batı ülkeleri ayağa kaldırılmıştır. İsyan elebaşları Amerika’ya kaçmıştır.

1897, Ermenilerin, California’da Birinci Ermeni Presbyterian Kilisesi’ni inşası (First Armenian Presbyterian Church)

1898, Ermenilerin, New Jersey’de Ermeni Presbyterian Kilisesi’ni inşası (Armenian Presbyterian Church)

1899, Dâhiliye Nezareti’nin tespitine göre İstanbul’da ticaret yapmak maksadıyla Anadolu’dan mürur teskeresi alanlardan bazıları Amerika’ya kaçmak için İstanbul limanını kullanmışlardır. İzmir limanının da bu maksatla kullanıldığı anlaşılmıştır. Halep, Diyarbakır, Bitlis, Hakkâri ve Van vilayetlerinde yaşayan Ermeniler, İskenderun İskelesi ve Mersin limanını kaçış maksadıyla kullanmışlardır. İskelelerde kontroller sıklaştırıldığında ise gemilere sahillerden binmişler, oradan Kıbrıs’a geçerek Kıbrıs’ı konaklama yeri olarak kullanmışlardır. Haziran 1899 tarihinde İskenderun limanından ayrılan Messageries Maritimes Company vapuru Kongo 6 mil açıldıktan sonra sandallarla gelen Ermenileri vapura alarak Kıbrıs’a götürmüştür. Bazı Ermeni tüccarlar, Harput Ermenilerini ABD’ye kaçmak üzere Mersin’den Marsilya ve Liverpool’a getirmişlerdir. Harput, Ermeniler için Amerika’nın kapısı olarak görülmekteydi. Marsilya’ya giden Fransız posta vapurları da Beyrut sahillerinden aldığı Ermenileri, İzmir limanına da uğrayarak Marsilya’ya götürmüşlerdir. Osmanlı Devleti Lübnan sahillerini kontrol etmekte zorlanmıştır. Lübnan’daki Jounieh ve Jubayl iskelelerinden Avrupa vapurlarıyla göçmenler Marsilya, Barselona ve Liverpool’a nakledilmişlerdir. Bazı Ermeniler yabancı ülkelere gitmek için Mısır ve Bulgaristan yolunu kullanmışlardır. Mısır’dan Amerika’ya doğrudan gidenler olduğu gibi, önce Londra’ya uğrayıp daha sonra Atlantik Okyanusunu geçenler de mevcuttur. En önemli konaklama yeri ise Marsilya limanıdır. Samsunlu Kömürcüyan’ın, Ermenileri, Marsilya yoluyla Samsun limanından Amerika’ya sevk ettiği Marsilya Baş şehbenderliğinden Bab-ı Âli’ye bildirilmiştir. Trabzon limanından fındık ticareti yapan Fransız gemileri Karadeniz limanlarından Ermenileri alarak Marsilya’ya götürmüştür. Marsilya’da irtibatı ise Portakalyan sağlamaktadır. Ermeniler, Amerika’ya gitmek için Marsilya’dan çeşitli limanlara geçmişlerdir.

1899, ABD’de yayın yapan en eski gazete 1899 yılında yayın hayatına başlayan ve sadece Ermenice olarak çıkan Hairenik Weekly adlı gazetedir.

1900, Pennsylvania’da Holy Trinity Armenian Apolostic Church, kilisesi Ermeniler tarafından inşa edilmiştir.

1901, California’da Pilgrim Armenian Congregational Church Kilisesi Ermeniler tarafından inşa edilmiştir.

1907,New York’ta United Armenian Calvary Congretional Church Kilisesi Ermeniler tarafından inşa edilmiştir.

1910,  California’da Saint Gregory the Illuminatör Armenian Church Kilisesi Ermeniler tarafından inşa edilmiştir.

1910, New York’ta Saint Illuminator’s Armenian Apolostic Cathedrali Ermeniler tarafından inşa edilmiştir.

1914 yılında California’da Holy Trinity Armenian Apolostic Church Kilisesi Ermeniler tarafından inşa edilmiştir

      Bugün küçük büyük her türlü yayın organı tarafından yazılan haberlerin doğruluğu araştırılmadan gerçekmiş gibi işlem yapılarak Türk Milleti mahkûm edilmeye çalışılmaktadır. Anadolu’da Ermeni örgütlenmesi başlangıçta sosyal dernekler şeklinde olmuş ancak kısa zamanda silahlı örgütlere dönüştürülmüştür. Örgütlerin kurucularının çoğunluğunu ise ABD eğitimli ve Rus uyruklu Ermeniler oluşturmaktadır.

      Buradan ve örneklerden de anlaşılacağı üzere Ermeniler 1915 den yıllarca önce Amerika ve diğer ülkelere farklı nedenlerle göç etmiştir. Böylelikle özellikle ABD de Ermeni DİASPORASI oluşmuştur.  1915 TEHCİRİNDE Anadolu topraklarını terk etmek zorunda kaldıklarını İDDİA etmeleri tamamen yalandır.  Osmanlı Devleti’nde yaşayan ERMENİLERE yönelik ABD’nin pekte masum olmayan planları ve de ERMENİ DİASPORASININ ŞAKLABANLIĞI vardır. Bu ŞARLATANLIK, bu ŞAKLABANLIK günümüzde de devam etmektedir. İş bu yazı serisini burada noktalayarak, zaman bulduğumda, 1915 öncesinde diğer ülkelere yapılan Ermeni göçlerini de bilgilerinize sunacağım…

“ARININ İÇTİĞİ SUYUN TADINI NASIL ANLATIRSIN Kİ İÇTİĞİ HER DAMLA SUYU ZEHİRE ÇEVİREN YILANA?”

Kenan Mutlu Gürses

ARAŞTIRMACI-YAZAR

Kenan Mutlu Gürses

Exit mobile version