Sevr, Lozan, Haçlı Ülküsü ve Soykırım Yalanı

Süleyman Çelik ([email protected])

Lozan Antlaşması Timurlenk kadar hunhar, Korkunç İvan kadar sefih ve kafatasları piramidi üzerine oturan Cengiz Han kadar acımasız olan bir diktatörün zekice yürüttüğü politikasının bir sonucudur. Bu canavar, savaştan bıkmış bir dünyaya, bütün uygar uluslara onursuzluk getiren bir diplomatik antlaşmayı kabul ettirmiştir. Buna her yerde ‘Türk Zaferi’ dediler.”

Ağzından köpükler saçarak, Atatürk’ün kişiliğinde Türk ulusuna olan kinini kusan bu adam Amerikalı Senatör William David Upshaw’dır.

Bay Senatör, ABD’nin imzalamadığı antlaşmayı kabul eden Avrupalı müttefiklerini de eleştirir ve sözlerini sürdürür; “bu ülkeler parlamentolarına da antlaşmayı kabule ikna ettikten sonra, büyük sermaye grupları, soğukkanlı ticaret erbabı ve giderek güya bazı din temsilcileri bile, Türkiye’yi uygar uluslar masasında, uluslararası bir konuk durumuna yücelterek, Amerika’yı yüksek ülkülerinden uzaklaştırmada birleştiler.”

Bu sözler Türk düşmanı bir senatörün bireysel görüşleri değildi. ABD’nin “Devlet Görüşü” idi. Örneğin, Atatürk’ü “vahşi bir canavar (a brutal monster)” olarak nitelendiren ABD’nin İstanbul Eski Büyükelçisi Henry Morgenthau’ya göre de Lozan bir hezimetti ve “Antlaşmanın onaylanması ABD için onursuzluk anlamına gelecekti”. Çünkü Lozan Antlaşması ile Amerika’nın yüz yıldır yürüttüğü ve Bay Senatör’ün “yüksek ülküleri” olarak nitelediği proje çöpe atılmıştı.

Bu nedenle Amerika, “bizim projelerimiz uzun erimlidir. Eninde sonunda gerçekleştiririz diyerek Lozan Barış Antlaşması’nı imzalamadı. 

***

Aslında imzalayan Batılı ülkeler de Lozan’ı içlerine sindirememişti. Çünkü onların da projesi/ stratejisi aynıydı. Fakat taktikleri farklıydı. Bunu İngiliz delegesi Lord Curzon İsmet Paşa’ya doğrudan söyledi: “bak Genç General! Ne istediysek reddettiniz. Ama bunların hepsini cebime koydum. Ülkeniz çok yoksul; yakılmış, yıkılmış bir harabe durumunda. Halkınız hastalıktan kırılıyor. Kalkınmayı bırakın yaşamınızı sürdürmek için bile paraya gereksiniminiz var. Para da (yanında bulunan Amerikan delegesini göstererek) ikimizde var. Yarın gelip diz çökerek borç dileneceksiniz. O zaman cebimdekileri çıkarıp önünüze koyacağım ve hepsini alacağım…”

Bu projenin ne olduğunu, ABD’nin müttefiklerinin Birinci Dünya Savaşı başlarken yayımladıkları ortak bildiriden öğrenebiliriz: “Uygar dünya bilmelidir ki, müttefiklerin savaş amaçları, öncelikle Türklerin kanlı yönetimi altına girmiş ulusların kurtarılması ve Avrupa uygarlığına kesinlikle yabancı olan Türklerin geldikleri yere gönderilmesidir.” Amerika’nın “yüz yıllık ülküsü” de işte buydu ve bunu gerçekleştirmek için ittifaka katılacaktı. Aslında, Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı topraklarının paylaşımı savaşıydı ve bizim müttefiklerimiz olduğu için bildiride adları bulunmayan Almanya ve Avusturya da bu ülkü birliği içindeydi.

Avrupalılar bu ülkülerini gerçekleştirmek için, ilk Haçlı Seferi’nden bu yana bin yıldır çalışıyorlardı. Çok sonra dünyaya gelen ABD ise oyuna 100 yıl önce girdi.  İşe, 1820’den itibaren Osmanlı’ya doktor, eczacı, hemşireöğretmen, papaz, diplomat vs. kılığında on binlerce CIA ajanı misyoner göndererek başladı. Osmanlı’nın uğramadığı köylere kadar giden gezici sağlık ekipleri kurdu; dispanserler, hastaneler, eczaneler açtı. Dini konularda eğitilmiş bu sağlıkçılarla halka yönelik misyonerlik etkinliklerinde bulunurken, açtığı “Amerikan Koleji” olarak ün yapmış 2000 misyoner okulu ile de Osmanlı’nın parçalanması sonucu oluşacak devletlere yönetici kadrolar yetiştirmeye çalıştı…

Amerika ve ülküdaşları çalışmalarının ilk meyvesini Türkleri Rumeli’den atarak aldılar. Şimdi sıra, Atatürk’ün Nutuk’taki deyişiyle, “bir avuç Türk’ün barındığı ata yurdu” Anadolu’dan da atmaya gelmişti. Sevr’de amaçlarına eriştiklerini düşünüyorlardı ki karşılarına hesapta olmayan, daha 30’lu yaşlarında bir Genç Paşa çıktı. “Dünyaya yüz yılda bir, nadiren gelen büyük bir dahi” olan Genç Paşa, Türk ulusunun binlerce yıldır tutsaklığı kabul etmediğini biliyordu.  “Ya Bağımsızlık Ya Ölüm” diyerek, Türk’ün ruhundaki sönmeye yüz tutmuş özgürlük ateşini canlandırdı. Şair’in deyişiyle, “önlerine düşüp, gayrık yeter*” deyince şahlanan Türk ulusu, bu kez yalnız Haçlı İttifakını değil, onunla işbirliği yapmış olan Halife Sultanı, devşirme kalıntısı Türk düşmanı Osmanlı aydınlarını, yozlaşmış/ asalak ulemayı ve Babiâli basınını da yenerek hakkındaki ölüm fermanını çöpe attı…

***

Amerika Lozan Barış Antlaşmasını imzalamayınca, İstanbul’daki Amerikan Yüksek Komiseri Amiral Bristol Washington’a, “misyonerlik faaliyetlerinin tehlikeye düşeceğini” bildirerek Türklerle bir antlaşma yapılmasını istedi. Bunun üzerine 6 Ağustos’ta Lozan’da Türk Heyeti ile Amerikan Heyeti arasında ayrı bir özel barış antlaşması imzalandı.

Antlaşma’nın geçerli olabilmesi için ABD Senatosu ve TBMM tarafından karşılıklı olarak onaylanması gerekiyordu. Ancak yeni Türk devletinin varlığını fazla sürdüremeyeceğini düşündüklerinden Amerikalılar antlaşmayı onaylamakta acele etmediler. Zaten, aynı düşüncede olan Avrupalı müttefikleri de henüz elçi atamadıkları gibi elçiliklerini Ankara’ya taşımayarak İstanbul’da bulunan işgüder (maslahatgüzar) düzeyindeki temsilcileri ile yetiniyorlardı. Bu arada, bir yandan Atatürk’e karşı olan generallerin darbe yapmasını ve iç savaş çıkmasını beklerken, bir yandan da (hala yaptıkları gibi) beşinci kol etkinliklerini sürdürerek yeni yeni iç isyanlar çıkarıyorlardı. İzmir Suikastı ve en büyük kalkışma olan Şeyh Sait İsyanı sonrası, Cumhuriyeti yıkamayacaklarını anlayınca Avrupalılar elçilikleri Ankara’ya taşımaya başladılar. ABD’de antlaşmayı onaylanması için Senato’ya gönderdi. Görüşmeler sırasında söz alan senatörler, yüz yıllık beklentilerinin yıkılmasının yarattığı hayal kırıklığı ile Atatürk’e ve Türk ulusuna kin kustular. İşte Senatör Upshaw, yukarıda alıntıladığım konuşmasını bu toplantıda yaptı ve Antlaşma onaylanmadı

***

Sonuç olarak Lozan Barış Antlaşması ve onun tamamlayıcısı olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi Türkler için zafer, bin yıldır Türkleri Anadolu’dan atmaya çalışan Haçlı emperyalistler için hezimettir. Ancak emperyalistler yenilgiyi hiçbir zaman kabul etmezler.Yukarıda alıntıladığım gibi, “biz projelerimizi eninde sonunda gerçekleştiririz” diyerek kendileri açıkça söylemişlerdi. George W. Bush’un, “bu bir Haçlı Seferidir” diyerek başlattığı BOP, bu projenin yeni şeklidir ve yüz yıl önce olduğu gibi bugün de Ermeni ve Kürtleri kullanarak “büyük ülkü”lerini gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Büyük fotoğrafı görmeden Biden’ın konuşmasını Ermeni lobisine vs. bağlamak aymazlıktır. Parlamentolarında sözde Ermeni soykırımını kabul eden ülkelerin hepsi aynı zamanda PKK’yı da desteklemektedirler…______

*Nazım Hikmet, Türk Köylüsü, Kuvayı Milliye Destanı.

Haberi paylaşın
Süleyman Çelik (scelik44@gmail.com) - sevr antlasmasi 121050

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. TANRI-ALLAH’a yakıştırılan olumsuz tanımlamalarla başlayan yazı……?! Allah utandırmasın, Allah bozmasın, Allah şaşırtmasın, Allah ayırmasın, Allah dert vermesin, Allah belânı versin,…

  2. ben genel bir yorum yapayım valla memleketin turumu iyi değil kemel kılıçtar oğlu da gelse zor düzeltir bunu 5 sene…

  3. Sayın yetkili, Atatürk’ün yasaklanan tarih kitapları için link ekledim diye yazmışsınız, ancak yazıda link yok. lütfen bu kitapları indirebileceğim bir…

  4. Değişiklikler ve düzeltmelerle yeniden ilgi ve bilginize, en derin saygılarımı sunarak ve işlerinizde kolaylıklar dileyerek! ‘KUR’AN’da, hiçbir şeyi eksik bırakmadık,…

  5. Evet sınıfçı ve son derece yoz, geri kalmış zavallı bir bakış açısının yazıya dökümü. Kıskançlık ve çekememezlik yüklü. Önemli olan…

  6. CHP ile ilgili sayın müellifin “ … Cumhuriyet Halk Fırkası (Cumhuriyet Halk Partisi) sömürgeci emperyalistlere karşı bütün dünyada bağımsızlık için…

  • DEĞİŞİM ve DÖNÜŞÜM

    DEĞİŞİM ve DÖNÜŞÜM

                ‘Değişim’ ve ‘Dönüşüm’ sözcükleri kimi yerlerde ‘eşananlamlı’ olarak kullanılabilirler.             Aslından ‘değişim’, ticarette ‘eşdeğer’ olanların biribirleri yerine değiştirilmesi anlamında kullanılıyor.             Örneğin bir kilogram […]


  • Okullara imam atanması laikliğe aykırı!

    Okullara imam atanması laikliğe aykırı!

    Okullara imam atanması laikliğe aykırı! Eğitimde karanlığa izin vermeyelim İzmir ve Eskişehir’de, “manevi danışmanlık” hizmeti adıyla okullara imam ve müezzin atandı. Öğretmenler varken imamların görevlendirilmesinin çocukların gelişimine […]


  • KUR’AN’da her şeyi açıkladık

    KUR’AN’da her şeyi açıkladık

    ‘KUR’AN’da, hiçbir şeyi eksik bırakmadık, her şeyi ayrıntılı açıkladık.’ Ayetleri! Muhteşem ilâhî Kitap KUR’AN;Yüceler Yücesi Yaradan’ın,en çok şikayetçi olduğu şirk’e, TANRI’ya ortak oluculara-ortak koşucu-satıcı-sömürücülere karşı […]


  • Servet sınıfı riski sevemez riski sıfırlar

    Servet sınıfı riski sevemez riski sıfırlar

    Servet sınıfı için en önemli risk, siyasi iktidarların, oyları garanti etmesi için, zaman zaman halkçılık yapmasıdır. Böyle durumlar, servet sınıfı için en riskli zamanlardır. Böyle […]


  • İş kazalarında can kayıpları artıyor…

    İş kazalarında can kayıpları artıyor…

    İş kazalarında dünya önlemlerini alırken, Türkiye’de iş kazaları can almaya devam ediyor. İş Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre 21 yıllık AKP döneminde […]


  • 2 YIL 2 AY 20 GÜN 18 SAAT

    2 YIL 2 AY 20 GÜN 18 SAAT

    Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin en başarısız bürokratı kim diye soracak olursanız, uzak ara bir şekilde Şahap Kavcıoğlu’dur derim.100 yıllık bürokrasi geçmişimizde böylesine bürokratın ne bir eşi, […]


  • TR-326 – CIA AJANLARI

    TR-326 – CIA AJANLARI

    İbrahim KALIN. TR-326 – CIA AJANLARI. Hikmet Çiçek yazdı…12.08.2020 Bir zamanlar Washington’da Fethullahçı kurumlardan çıkmıyordu… FETÖ’nün para aktardığı Georgetown Üniversitesi’nin 2009 yılında hazırladığı “en etkili […]


  • KILIÇDAROĞLU’NUN KİM OLDUĞUNU ÖĞRENİN

    KILIÇDAROĞLU’NUN KİM OLDUĞUNU ÖĞRENİN

    KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN KİM OLDUĞUNU ÖĞRENİN… Eski AKP Elazığ Milletvekili #Feyziİşbaşaran’dan samimi itiraf …… 1) Sayın Kılıçdaroğlu’na benim sevgim, saygım çok başka. Sayın Kılıçdaroğlu’nu 1988-89’da tanıdım. […]


  • YABAN

    YABAN

    Kendilerini seçkin olarak gören ve düşüncelerinin/ yollarının/ kararlarının doğruluğundan kuşku duymayan bizim mahalledeki arkadaşların, seçimler sonrası halka yönelik tepkilerini bundan önceki yazımda, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun ‘Sodom ve Gomore’ romanındaki […]


  • BM’nin İşi Zor

    BM’nin İşi Zor

    Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri, Kıbrıs adasındaki Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün (BMBG) faaliyetleri ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin İyi Niyet Misyonunun faaliyetleri ile ilgili yılda […]


  •  “Doğruluk, yönetenin işine gelendir”

     “Doğruluk, yönetenin işine gelendir”

     “Doğruluk, yönetenin işine gelendir” “Bugünümüz, dünümüz ve önceki günümüz arasındaki tüm köprüler yıkılmadı ama esas depremden daha çok siyasi ve ahlaki deprem ülkeyi vurdu. Yeni […]


  • KALIN

    KALIN

    Kalın’ın atanacağı haberleri üzerine Gazeteci Fehmi Çalmuk, Kalın’ın üniversite döneminde katıldığı eylemlerden kareler yayınladı.Böylece MİT’in başına islamcı hareket içinden gelen eski bir militan oturmuş oldu. […]


  • ÜÇÜNCÜ MEVKİ YOLCULARININ TRENİ İTECEK GÜCÜ KALDI MI???

    ÜÇÜNCÜ MEVKİ YOLCULARININ TRENİ İTECEK GÜCÜ KALDI MI???

    “Büyük ve de Milli Ekonomistimizin” hüsranla sonuçlanan tüm dünyada hayret ve şaşkınlıkla izlenen ekonomi teorisinin vahim ve dramatik sonuçlarını elinden geldiğince gidermek için “İthal Sihirbazımız” […]


  • ELEŞTİRİ ve MAHKÛM ETME

    ELEŞTİRİ ve MAHKÛM ETME

                Seçimlerin ardından öylesine bir ‘eleştiri yağmuru’ başlatıldı ki, kimin neyi ve niye eleştiridiğini anlamakta zorlanıyorum desem yalan olmaz.             Kuşkusuz eleştirlerin çoğu ‘muhalefet kanadı’nın […]


  • MEHMET ŞİMŞEK BAŞARIR MI?

    MEHMET ŞİMŞEK BAŞARIR MI?

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni kabinesini açıkladı. Ülkeye ve asil milletimize hayırlı olsun. İnşallah başarılı hizmetler yaparlar da ülke kaostan, ekonomik enkazdan kurtulur. Mehmet Şimşek neden geldi/getirildi […]


  • ABD`de 60 YIL

    ABD`de 60 YIL

    İmza gunu 10/06/23 Değerli dostlar,     Geliri tamamen Türk Amerikan Toplumu Merkezi Ataturk fonuna bagışlanacak ”ABD`de 60 YIL” adlı kitabımın imza ve satış günü 10 […]



Posted

in

by