Atatürk’ün Milli Ahlaka Verdiği Önem ve Ahlakla İlgili Sözleri Anıları

Atatürk’ün Milli Ahlaka Verdiği Önem ve Ahlakla İlgili Sözleri Anıları :
Atatürk ahlak atatürk ahlak sözleri atatürkün ahlak ile ilgili sözleri düşünceleri özdeyişleri anıları ile ilgili bilgiler burada melekler. Mustafa Kemal Atatürk ‘ün söylediği sözler içinde ahlak ile ilgili sözleri de büyük önem taşır melekler. En çok bilinen ahlak ile ilgili özdeyişleri başında ” Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim ” sözü gelir, bunu hepiniz duymuşsunuzdur. Bu makalemizde Atatürkün ahlak ile ilgili düşünceleri , Atatürkün ahlak ile ilgili anıları nedir, bunları inceleyeceğiz..
“Millî ahlâkî işler, aynı zamanda hem mecburî ve hem de şayan-ı arzu olan işlerdir. Bir işin ahlâkî bir kıymeti olması ayrı ayrı insanlardan daha ulvî bir kaynaktan çıkmış olmasıdır. O kaynak toplumdur, millettir. Gerçekte de ahlâkiyet, özel fertlerden ayrı ve bunların üstünde, ancak sosyal, millî olabilir.”(1)
“Milletin sosyal düzen ve sükûnu, hal ve istikbalde refahı, mutluluğu, selâmeti ve dokunulmazlığı, uygarlıkta ilerleme ve gelişmesi için insanlardan, her konuda ilgi, gayret, nefsin feragati icap ettiği zaman seve seve nefsinin fedasını talep eden millî ahlâktır. Mükemmel bir millete millî ahlâkiyet gerekleri, o millet efradı tarafından adeta muhakeme edilmeksizin vicdanî duygusal bir nedenle yapılır. En büyük millî duygu, millî heyecan işte budur. Millet analarının, millet babalarının, millet öğretmenlerinin ve millet büyüklerinin; evde, okulda, orduda, fabrikada, her yerde ve her işte millet çocuklarına, milletin her ferdine bıkmaksızın ve sürekli olarak verecekleri millî eğitimin gayesi işte bu yüksek millî duyguyu sağlamlaştırmak olmalıdır. Ahlâkın millî, sosyal olduğunu söylemek ve maşerî vicdanın bir ifadesidir demek, aynı zamanda ahlâkın kutsallık sıfatını da tanımaktır.”
“Eğitim ve öğretimin amacı, yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha ziyade memlekete ahlâklı, karakterli, cumhuriyetçi, devrimci, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek yetenekte, doğru düşünüşlü, iradeli, hayatta tesadüf edeceği engelleri yenmeye kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programlarını ve sistemlerini ona göre düzenlemelidir.”


“Millî ahlâkın, millet teşkilinde yeri çok büyüktür, çok önemlidir”

“…Millî mevcudiyetin temelini, millî şuurda ve millî birlikte görmekteyiz” diyen Atatürk, millî ahlâk üzerinde de dikkatle durmuştur. Ahlâk değerlerimize değinmiştir. Ahlâk anlayışını ve ahlâk değerlerini millet yararına geliştirmek istemiştir. Her türlü millî görevin yerine getirilmesini de millî ahlâka bağlamıştır. Onun içindir ki, konuşmalarının birinde: “Gerçekten de, ahlâkiyet özel fertlerden ayrı ve bunların üstünde, ancak toplumsal, millî olabilir. Milletin toplumsal düzen ve sükûnu, hâl ve gelecekte refahı, mutluluğu, selameti ve dokunulmazlığı, uygarlıkta ilerlemesi, yükselmesi için insanlardan her konuda bilgi, gayret, nefsin feragatini, gerektiği zaman seve seve nefsin fedasını talep eden millî ahlâktır. Mükemmel bir millette millî ahlakın gerekleri, o millet fertleri tarafından, adeta muhakeme edilmeksizin, vicdanî, duygusal bir nedenle yapılır. En büyük millî duygu, millî heyecan işte budur.

“Millet analarının, millet babalarının, millet öğretmenlerinin ve millet büyüklerinin; evde, mektepte, orduda, fabrikada, her yerde ve her işte millet çocuklarına, milletin her ferdine bıkmaksızın ve mütemadiyen verecekleri millî terbiyenin amacı, işte bu yüksek millî duyguyu sağlamlaştırmak olmalıdır.

Gerçekten de, ahlakiyet özel fertlerden ayrı ve bunların üstünde, ancak toplumsal, milli olabilir. Milletin toplumsal düzen ve huzuru, bugün ve gelecekte refahı, mutluluğu, güvenliği ve dokunulmazlığı, uygarlıkta ilerleme ve yükselmesi için insanlardan, her hususta ilgi, gayret, nefsin özverisini ve gerektiği zaman seve seve nefsinin fedasını isteyen, millî ahlâktır. Mükemmel bir millette, millî ahlâk gerekleri, o millet bireyleri tarafından âdeta düşünülmeksizin vicdanî, hissî bir güdü ile yapılır. En büyük millî duygu, millî heyecan, işte budur. Millet analarının, millet babalarının, millet öğretmenlerinin ve millet büyüklerinin evde, okulda, orduda, fabrikada, her yerde ve her işte millet çocuklarına, milletin her bireyine bırakmaksızın ve sürekli olarak verecekleri millî eğitimin amacı, işte bu yüksek millî duyguyu sağlamlaştırmak olmalıdır.

“Ahlâkın millî, toplumsal olduğunu söylemek ve maşeri vicdanın bir ifadesidir demek, aynı zamanda ahlâkın kutsal sıfatını da tanımaktır. Ahlâk kutsaldır; çünkü, aynı değerde eşi yoktur ve başka hiçbir çeşit değerle ölçülemez.”

“Mükemmel bir millete ‘milli ahlak’ın icapları, o milletin fertleri tarafından, hiç tereddüt etmeksizin vicdani ve hissi bir zevkle yapılır. En büyük milli heyecan işte budur.”

Atatürk, Türk Milleti’nin, başka bir milletin boyunduruğu altında yaşayan bir millet olmasını asla istemiyordu. Bunun için yeni kurulan ülkeyi, güçlü bir çizgiye oturtacak maddi-manevi birçok tedbirler almıştı.

Atatürk, güçlü bir millet için ilk şartın milli ahlak ilkelerine riayet etmek olduğunu ifade ederdi. İşte bu sebeple milliyetçi ve muhafazakar bir kimlik belirlemiş olan Atatürk, milletin milli ahlakla ahlaklanmasının ancak mukaddes değerlere sadık kalması ile mümkün olacağını anlamış, milletin sahip olduğu onuru korumak için şu sözleri söylemiştir:

“Bizim dinimiz, milletimize hakir, miskin ve zelil olmayı tavsiye etmez. Tam tersine Allah da Hz. Peygamber de insanların ve milletlerin izzet ve şerefini korumalarını emrediyor.”

Atatürk, milli ahlak anlayışını ‘mukaddes bir değer’ olarak kabul etmiş, bu inancını birçok defa ifade etmiştir. 1930 yılında kendi el yazısı ile yazarak teslim ettiği notlar arasında da, “Ahlak mukaddestir: Çünkü aynı kıymette eşi yoktur. Ve başka hiçbir çeşit değerle ölçülemez” şeklinde bir sözü yer almaktadır.
Millî ahlâkımız, uygar esaslarla ve özgür fikirlerle beslenmeli ve sağlamlaştırılmalıdır. Bu, çok önemlidir; özellikle dikkatinizi çekerim. Korkutma esasına dayanan ahlâk, bir erdem olmadıktan başka güvene de lâyık değildir.
1924

Türklerin aşağı yukarı hep ahlâkları birbirine benzer. Bu yüksek ahlâk, hiçbir milletin ahlâkına benzemez. Ahlâkın millet oluşmasında yeri çok büyüktür, önemlidir.
1930

Büyüklere saygı iyi bir ahlâktır.
1919

Atatürk’ün güzel ahlakı, Türk Milleti için her ne pahasına olursa olsun hizmeti kendine ilke edinmesinden ve bu uğurda hiçbir özveriden kaçınmamasından anlaşılmaktadır. Fedakarlık için asıl önemli olanın ulusun ve vatanın esenliğini ve güvenliğini sağlamak olduğuna inanan Atatürk gerekirse bu uğurda canını bile feda edeceğini söylemiştir:
“Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.
Ahlakı ile de her zaman Müslüman Türk halkına örnek olan Atatürk son derece merhametli, şefkatli ve bağışlayıcı bir yapıya sahipti. Yakın çevresinden bir dostu Mustafa Kemal’i şu sözlerle anlatmıştır:

“Duruma göre esnek davranmasını bilir, kimseye asla kin tutmaz, ne kadar kızarsa kızsın bir zaman sonra onu affeder, olanları unuturdu. Bu yüzden çevresindeki bir çokları zaman zaman gözden düşer, sonra yeniden affedilir, eski yerini alırdı.”

Atatürk’ün ahlakında ailesinin muhafazakar ve manevi değerlerine bağlı olmasının çok büyük rolü olmuştur. Çocukluğunde iyi bir aile terbiyesi görmüştü. İlk din eğitimini annesi Zübeyde Hanım’dan almış ve yine dindarlığıyla tanınan babası Ali Rıza Bey’in güzel ahlakından da etkilenmiştir. Mazbut bir ortamda büyüyen Mustafa Kemal çevresinde, küçük yaşlardan itibaren efendiliği ve candanlığıyla tanınmıştır.


ANILAR

Atatürk, güzel ahlaklı olduğu kadar aynı zamanda çok ince düşünceli bir insandı. Neşeli, nüktedan yapısı ve keskin zekası ile açıkları kapatır, kimsenin utanacağı bir duruma düşmesini istemezdi. Bir ülkenin Kralının katıldığı yemekli bir davette gelişen bir olay onun güzel ahlakını yine ön plana çıkarmıştı. Atatürk’ün bu olay esnasında gösterdiği ince davranışı şöyle anlatılmıştır: “Yemek sırasında garsonlardan biri, fazla heyecanlandığı için mi nedir, elindeki büyük porselen tabakla yere yuvarlandı. Sofradakiler utanç içinde önlerine baktıkları bir anda Atatürk sanki hiçbir şey olmamış gibi Kral’a doğru eğilerek : Bu millete herşeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim. diye hem meseleyi kapattı, hem de ortalığı neşeye boğdu. Garsona da ‘vazifene devam et! Emrini verdi.

Atatürk geçen dünya harbi başladığı zaman Türk ordusunda Alman general ve subaylarına mühim mevkiler verilmesinin aleyhinde bulunmuştu. Alman mareşali Falkenhayn bu gibileri itirazdan vazgeçirmek için çeşitli çarelere başvuruyordu. Bu sırada Mustafa Kemal Paşa’nın yedinci ordu kumandanlığına hareket edeceği günün gecesi, İstanbul’da Akaretler’de 74 numaralı eve Alman mareşalinin karargahında memur olan bir Türk kurmay subayı ile genç bir Alman subayı geldiler. Ufak sandıklar içinde bazı şeyler getirdiler. Mustafa Kemal sordu:
– Bunlar nedir?

Alman subay cevap verdi.

– İstanbul’dan ayrılıyorsunuz; size Mareşal Falkenhayn bir miktar altın göndermiştir.

– Bu paralar bana yanlış geldi. Ordunun levazım reisliğine gönderilmesi lazımdı.

– Efendim, o da başka…

Mustafa Kemal paranın ne kadar olduğunu anladıktan sonra, Alman subayının önünde, onları teslim aldığına dair senet imzaladı; fakat Alman subayı bunu kabul etmedi. O zaman Mustafa Kemal Türk subayına emretti:

– Bu zabit bilmiyor, senedi alsın. Mareşale versin ve siz de paraları gelip alması için levazım reisliğine haber gönderiniz…

Bir kaç ay sonra Atatürk yedinci ordu kumandanlığını, vekil olarak Ali Rıza Paşa’ya bırakmış, ayrılmıştı; altınları da ona teslim ederek makbuz almıştı. Bu makbuzu iki yaverine verdi ve emretti.

– Mareşal Falkenhayn’e gidiniz; kendisini görünüz; bu makbuzu vererek benim imzamın bulunduğu kağıdı ondan alınız!

Mareşal Falkenhayn yaverine:

– Mustafa Kemal Paşa’ya böyle bir para verdiğimi hatırlamıyorum; bende imzalı senedinin bulunduğunu da bilmiyorum. Bunun için Ali Rıza imzalı kağıdı da kabul edemem! dedi. Mustafa Kemal Paşa şu haberi yolladı;

– Verdiğiniz altınlar olduğu gibi duruyor; onlar için size senet verilmiştir. Sizde böyle bir senedin bulunmayışı altınları yok edemez. Vesikayı kaybetmiş olabilirsiniz; o halde verdiğiniz altınları size iade edeceğiz; aldığınıza dair siz bize makbuz veriniz! Ben altın için memleket menfaatleri hakkında müsamaha gösterecek insanlardan değilim. Paralarınız duruyor, fakat onlardan daha kıymetli olan Mustafa Kemal imzası sizde kalamaz!



Bir aralık konu İstiklâl Savaşı’na geldi. Dikkat ettim, Binbaşılar dahil her komutanın hangi birliğe komuta ettiğini, nerede bulunduğunu, -bir gün önce olmuş gibi- hatırlıyordu. O savaş ki araç, gereç, personel kıtlığı bugün güç tasavvur edilirdi. Tümenlere binbaşılar, Kolordulara yarbaylar komuta ediyordu! Fakat, bu kadro canını dişine takmış bir ekipti. Var olmak ya da olmamak bu savaşın sonucuna bağlıydı. 30 Ağustos bu ruh haletinin eseriydi. Böyle bir dramı, hem yazarı, hem baş aktörünün ağzından dinlemek müstesna bir mutluluktu. O anılar Ata’yı coşturdukça coşturuyordu. Anlatmalarında abartma yoktu. Ama bu anlatış öylesine canlı, öylesine plastikti ki, hepimiz heyecandan heyecana sürükleniyorduk. Anlatışlarını şöyle bağladı:
– İşte büyük zafer böyle ortak bir eserdir. Şerefler de ortaktır.

Bu alçakgönüllülük şaheseriyle konunun kapanacağını tahmin ediyorduk. Bu arada Atatürk bir duraklama yaptı. Sonra içine dönük, adeta kendisiyle konuşur gibi ilave etti:
– Ama yenilseydik sorumluluk ortak olmayacak yalnız bana ait olacaktı.

Bu belagat karşısında gözyaşımı tutamadım. Tarihin, zaferleri kendine maleden, yenilgileri ise maiyetine yükleyen sahte kahramanlarını hatırladım.

Ord. Prof. Sadi IRMAK

Haberi paylaşın
Atatürk'ün Milli Ahlaka Verdiği Önem ve Ahlakla İlgili Sözleri Anıları :Atatürk ahlak atatürk ahlak sözleri atatürkün ahlak ile ilgili sözleri düşünceleri özdeyişleri anıları ile ilgili bilgiler burada melekler. Mustafa Kemal Atatürk 'ün söylediği sözler içinde ahlak ile ilgili sözleri de büyük önem taşır melekler. En çok bilinen ahlak ile ilgili özdeyişleri başında '' Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim '' sözü gelir, bunu hepiniz duymuşsunuzdur. Bu makalemizde Atatürkün ahlak ile ilgili düşünceleri , Atatürkün ahlak ile ilgili anıları nedir, bunları inceleyeceğiz.. “Millî ahlâkî işler, aynı zamanda hem mecburî ve hem de şayan-ı arzu olan işlerdir. Bir işin ahlâkî bir kıymeti olması ayrı ayrı insanlardan daha ulvî bir kaynaktan çıkmış olmasıdır. O kaynak toplumdur, millettir. Gerçekte de ahlâkiyet, özel fertlerden ayrı ve bunların üstünde, ancak sosyal, millî olabilir.”(1) “Milletin sosyal düzen ve sükûnu, hal ve istikbalde refahı, mutluluğu, selâmeti ve dokunulmazlığı, uygarlıkta ilerleme ve gelişmesi için insanlardan, her konuda ilgi, gayret, nefsin feragati icap ettiği zaman seve seve nefsinin fedasını talep eden millî ahlâktır. Mükemmel bir millete millî ahlâkiyet gerekleri, o millet efradı tarafından adeta muhakeme edilmeksizin vicdanî duygusal bir nedenle yapılır. En büyük millî duygu, millî heyecan işte budur. Millet analarının, millet babalarının, millet öğretmenlerinin ve millet büyüklerinin; evde, okulda, orduda, fabrikada, her yerde ve her işte millet çocuklarına, milletin her ferdine bıkmaksızın ve sürekli olarak verecekleri millî eğitimin gayesi işte bu yüksek millî duyguyu sağlamlaştırmak olmalıdır. Ahlâkın millî, sosyal olduğunu söylemek ve maşerî vicdanın bir ifadesidir demek, aynı zamanda ahlâkın kutsallık sıfatını da tanımaktır.” “Eğitim ve öğretimin amacı, yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha ziyade memlekete ahlâklı, karakterli, cumhuriyetçi, devrimci, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek yetenekte, doğru düşünüşlü, iradeli, hayatta tesadüf edeceği engelleri yenmeye kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programlarını ve sistemlerini ona göre düzenlemelidir.” - roosevelt ahlak

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. Siyasi Partillesme ve Milli bir Örgütlenme ile siyasi ve ekonomik isgale karsi savasmaktan baskacaremiz hic bir yok.

  2. Şimdi de Çiftçilerin önü kesiliyor. Her çiftçi her istedini ekemeyecek, ekime sınır getiriliyor, hayvancılığa sınır getiriliyor. Enflasyon düzelirim dersiniz.

  3. brics ilk kurulduğunda ekonomik mucize gerçekleştiren ülkeler olarak masum bir örgüttü ve Türkiye’de o zamanlar nispeten iyi giden ekonmisi ile…

  • “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    Kıbrıs’ta sular durulmuyor. Kıbrıslı Rumlar AB’nin desteği ile iyice şımardı. Önemli haklar elde etmeye çalışıyor. Ancak karşılarında KKTC’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı buluyorlar. Tatar, hiç taviz […]


  • Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 78’inci Genel Kurulu görüşmeleri bu yıl geçmişlerden farklı ve yeni bir dönemin başlayacağının habercisi konumunda zira 2023 yılında dünya […]


  • Altın Koza’ya Altın Program

    Altın Koza’ya Altın Program

    30. yılını kutlayan Adana Altın Koza Film Festivali’nin 18-24 Eylül tarihleri arasında Esas 01 Burda AVM, Cinema Pink salonlarında gösterime sunulacak uluslararası programı; Berlin, Cannes, […]


  • Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan, Rus göçü, Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşa daha fazla vatandaşın katılmasını gerektiren kısmi seferberlik kararından sonra […]


  • BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    Son aylarda birbiri ardı sıra gündeme gelen uluslararası kongreler ve toplantılar sürüp giderken ,bugünkü dünya siyaseti normal koşulların ötesinde gelişmeler göstermektedir .Ülkeler ve devletler arası […]


  • SADAKA

    SADAKA

    Bir dakika durup düşünün, ne kadar aşağılayıcı bir durum içindeyiz bu günlerde. Emekli vatandaşların emekli maaşlarına 3 liramı verelim yoksa 5 liramı verelim konusu, bütün […]


  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu görüşmelerine  katılmak için  New York’a  gitmeden  önce Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB ile yolları ayırabiliriz” diyerek önemli bir açıklamada bulunmuştur: ”Avrupa Birliği, […]


  • BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    Enflasyon altında ezilen yurttaş bütçeyi de finanse etti. Merkezi yönetim bütçe sonuçlarına göre yılın ilk sekiz ayında başta ÖTV ve KDV’de olmak üzere vergi gelirlerinde […]


  • O YILLAR

    O YILLAR

    O YILLAR                 HÜSEYİN MÜMTAZ                 Biz eskidik ama yazılar hiç eskimiyor galiba…                 Tam on yıl önce, Falih Rıfkı Atay’dan şu kısa alıntıyı yapmışız; […]


  • Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Halkımız aptal değil, tehlikenin farkında. Yıllardır „sivil işgal kuvvetleri“ ülkemize dolduruluyor. „Barış süreci“ diye, binlerce PKK askeri, davul-zurna eşliğinde silâhları ile birlikte ülkemize sokuldu. Onları […]


  • Siyasette “aptal sözcüğü”

    Siyasette “aptal sözcüğü”

    Sosyal medyada aptal sözcüğünün çok sık kullanıldığını görmüşünüzdür. Siyasi ya da ideolojik tartışmayı aptalsın, akıllısın gibi yere indirgemek, aslında “entelektüel yeteneğin” sınırlı olduğuna işaret eder, […]


  • ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ÇEDES PROJESİ İLE AKP KARŞI DEVRİM’İNİN ŞEYHÜLİSLAMLIK AYAĞI DA KURULMUŞ OLUYOR Çağdaş bir devlet yurttaşlarına din dayatmaz. DİB bütçeden aldığı bakanlıklar üstü ödenek ile toplumun […]


  • FEYM GRUBU BÜLTENİ

    FEYM GRUBU BÜLTENİ

    ERMENİ Faaliyetleri (21 Eylül 2023) 1.  ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 21 Eylül Bağımsızlık Günü’nde Ermenistan halkına en iyi dileklerini göndererek, ABD’nin Ermenistan’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve […]


  • 8 ayda Türkiye’ye 36 milyon turist geldi…

    8 ayda Türkiye’ye 36 milyon turist geldi…

    Yaz aylarında beklenen turist 50 milyondu 36 milyon turistle sezonu kapattık. Turizm Bakanlığı yetkilileri geçen yılın Ağustos ayına göre yüzde 5.65 artış yaşandığını söylüyor. Kış […]


  • NASIL İNSANLAR OLDUK BİZ

    NASIL İNSANLAR OLDUK BİZ

    Tv de anlatılıyordu.Antalya da Rus’un biri Site den 80 daire satın almış. Sadece Ruslara kiralıyormuş.Doğrumu yanlış mı bilmiyorum. Ama sektörüm olan Tarımdan biliyorumBaşta Muz seraları […]


  • İstiklal Harbi’nde Etnik İhanet

    İstiklal Harbi’nde Etnik İhanet

    İzmir’in işgalinden cesaret alan 800 kadar yerli Rum çetesi, İzmir’in işgalinden bir gün sonra, ı6 Mayıs sabahı Urla yarımadasındaki Türk köylerine saldırdılar. Köylüleri katletiler. Mallarını […]


  • MARX’TA PARA (10)

    MARX’TA PARA (10)

                ‘Para-sermaye’nin başlangıçta, metalik para, kredi senedi, değerli kâğıt vb biçiminde olmasının önemi yoktur.             Tek koşul “ sermaye olarak para (argent) biçiminde avans edilmiş […]


  • MARX’TA PARA (9)

    MARX’TA PARA (9)

    Para ve semayenin çevrimi Kapital’in II.cilt birinci bölümünde kapitalin dolanım süreci şöyle formüle edilebilir (1): I           A-M … P … M’ -A’  para-sermaye çevrimi […]


  • Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu’nda  “Hocalı Soykırımı”na da  Değinebilirdi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu’nda  “Hocalı Soykırımı”na da  Değinebilirdi

    ABD’deki BM’nin 78’nci Genel Kurulu görüşmelerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki çatışmaları ele alarak  şu önemli tespiti yapmıştır: “Karabağ, Azerbaycan toprağıdır.”  Erdoğan   bu  fırsattan yararlanarak  en […]


  • ÖNCELİK NE OLMALI, SİVİL ANAYASA MI?

    ÖNCELİK NE OLMALI, SİVİL ANAYASA MI?

    Hükümet ve Sn. Erdoğan, ekonomik gidişatın altında bunalmaktalar. “Bu kardeşiniz, bu iktidarda olduğu sürece FAİZ her ay inecek-FAİZ neden enflasyon netice” büyük iddia ve söylemlerinden […]



Posted

in

by

Tags: