Ömürler Bitti, Ömürler Tükendi…

19 yıldır çile çekiyoruz… - IMG 20170622 111622 2 254x300 2
19 yıldır çile çekiyoruz… - IMG 20170622 111622 2 254x300 2

19 yıldır çile çekiyoruz…

Tam 19 yıl bu. Dile kolay…

Yoksullaştık. Sadaka ekonomisine muhtaç olduk. Perişan olduk.

İktidar, ülkenin sorunlarını çözüp, insanların yaşam düzeyini yükselteceği yerde, halka soğan, patates dağıtıyor…

Şimdi yeni bir döneme girdik… SADAKA EKONOMİSİ DÖNEMİ…

Artık, soğan, patates tırları yetkililer tarafından bayraklarla, törenlerle karşılanıyor, törenlerle dağıtılıyor…

Ne gelirimiz kaldı ne kazancımız.

Ne maaşımız kaldı ne ücretimiz.

Ne mutluluğumuz kaldı, ne huzurumuz… Tümü de eridi… Bitti…

Bizim maaşlara yüzde 4 + 4 zam, kendilerine yüzde 30’lara, 40’lara varan zamlar yaptılar.

Bu zamlar da yetmedi onlara… Yandaşlarını, yakınlarını üç maaşa, dört maaşa bağladılar…

Bir de başımıza korona virüs belasını sardılar.

Bu bela, her geçen gün biraz daha yaygınlaşıyor. Güçleniyor… Kara bulutlar gibi tepemize çöküyor…

Çünkü başından beri onu hafife aldılar. Önemsemediler. Önlemleri geciktirdiler.

Geçen sene Umreden dönen 21 bin kişinin bir kısmı çevreye dağıldı; bir kısmı kapalı mekânlara yerleştirildi, ama sonra tümü de da salıverildi…

Onlardan toplumu koruyamadılar. Yayılma böyle başladı.

Ve giderek tüm ülke lebalep kongrelerle, açık hava toplantılarıyla pandemiye büründü…

Bir haftada salgın hastalık haritası kan kırmızıya döndü.

Avrupa’da koronalı ülkeler arasında birinci olduk. Dünyada ise ilk iki, üç devletin arasına girdik…

Şimdi yoğun bakım ünitelerinde yatak kalmadı…

Vatanımız bu durumdayken, Libya’ya 150 bin aşı gönderdik. Milyonlarca Suriyeliye, Ortadoğuluya sağlık hizmeti veriyoruz ama kendi vatandaşlarımıza yabancılaştık.

Sağlık bakanı şimdi de kalkmış, “Vakaların artmasından hepimiz sorumluyuz, 84 milyon” diyerek tüm ülkeyi suçluyor.

 Biz nasıl sorumlu oluyoruz?

Aylardan beri sokağa çıkamıyoruz. En acil ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz… Odalara hapsolduk.

Sesimiz, soluğumuz kesildi… Konuşmaya konuşmaya dilimiz lal oldu…

Bütün bu sağlık sorunlarının yanında şimdi bir de demokrasi sorunu yaşamaya başladık.

Ne özgürlüğümüz kaldı ne söz hakkımız.

Konuşmak yasak. Eleştirmek yasak. Soru sormak yasak.

Bir de meclise “Fezleke düzenleme” geleneği getirdiler.

Çok konuşan, çok ses çıkaran, çok diklenen, rahatlarını bozan milletvekillerine hemen tahkikat, araştırma başlatıyorlar…

Bunların arsasında Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da var…

Sanki iktidarı bırakmaya hiç niyetleri yok gibi…

Sanki sandığa gitmeye hiç niyetleri yok gibi.

Sanki halktan, seçilememekten korkuyorlar…

Şimdiye dek hiçbir iktidar döneminde siyasal partilerin duvarlarından afişler sökülmemişti. AKP iktidarında onu da gördük.

CHP binalarının duvarlarına asılan “128 milyar dolar nerede” afişleri gece yarısı vinçlerle indiriliyor.

Bu pankartlarda Cumhurbaşkanına hakaret olduğu ileri sürülüyor. Nasıl anladılarsa, nasıl vardılarsa bu sonuca… Çünkü afişlerin üzerinde bu konuyla ilgili tek harf yok…

Yani işin özeti, ne hakkımızı arayabiliyoruz, ne haksızlıkları, yolsuzlukları sorabiliyoruz…

Uçan kuşa borcumuz var… Çoluk çocuğumuz aç, perişan… Ölümle yaşam arasında bir yerlerde gidip geliyoruz. Bocalıyoruz.

Çocuklarımız mahrum kalmasın diye tane ile meyve, gramla et alıyoruz.

Karpuz, kavun mevsimi açıldı ve onların dilimini 10 – 15 liradan satıyorlar. Çünkü tek karpuz 80 TL. Yani et fiyatına…

Özellikle hamile kadınlar ve hastalar tercih ediyor…

Ama bu durum, bu perişanlık varsılların, servet sahibi olanların umurunda bile değil…

Saraylarda, köşklerde, yalılarda; yazlık, kışlık, güzlük konutlarda bu dünyada cenneti yaşıyorlar.

Milyonluk lüks makam arabaları ile turlar atıyorlar.

Ama halk yok oldu…

Ömürler bitti, ömürler tükendi…

([email protected])


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir