FEYM GRUBU MESAJI – Ermeni Faaliyetleri ( 16 Ocak 2021)

1.. Ermeni dramının (AMD)  devalüasyonu devam ediyor ve döviz tekrar daha pahalı hale geliyor. ABD doları minimum 527 AMD değerindeydi. Avronun karşılığı 648 ve daha fazlaydı, Rus rublesinin belirlenen minimum oranı 7.27 idi. Kasım ayı başlarında, savaşın bitiminden önce 495 AMD  ile  bir dolar alınabilirdi.  https://news.am/eng/news/623754.html - iki

1.. Ermeni dramının (AMD)  devalüasyonu devam ediyor ve döviz tekrar daha pahalı hale geliyor. ABD doları minimum 527 AMD değerindeydi. Avronun karşılığı 648 ve daha fazlaydı, Rus rublesinin belirlenen minimum oranı 7.27 idi. Kasım ayı başlarında, savaşın bitiminden önce 495 AMD  ile  bir dolar alınabilirdi.  https://news.am/eng/news/623754.html

2.  Henaket Analitik Merkezi Başkanı Tigran Abrahamyan, uzman görüşlerini reddeden iktidardaki ‘Benim Adımım’ fraksiyonu üyesi Lena Nazaryan’ın “yeniden silahlanıp gelecekteki zafere hazırlanmayı” öneren yorumlarına verdiği yanıtta, Nazaryan’ ın  bu yaklaşımını gerici ve tehlikeli olarak adlandırmıştı. Abrahamyan’ ın  Facebook’ta Nazaryan’ın yorumuna cevabı şöyle;”Bu insanlar, Türkiye ve Azerbaycan’ın halihazırdaki başarılarından memnun olmadıklarını ve savaştan hemen sonra gelecek olanları hala anlamadılar.   

3.  Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Anna Naghdalyan Cuma günü Rusya Dışişleri Bakanlığı temsilcisi tarafından yapılan açıklamaya tepki gösterdi. Bu tür programlar için ön koşul olup olmadığı sorulan Naghdalyan, “Rusya’nın bölgede barış ve istikrarın sağlanması yönündeki çabalarını son derece takdir ediyoruz. Ermeni tarafı, bölge toplumları arasında karşılıklı temele dayanması gereken insani temasları her zaman desteklemiştir. Elbette, bu tür programlar için ilgili ön koşullar oluşturulmalıdır.” Ancak, Naghdalyan  Azerbaycan önderliğinin son günlerde yaptığı açıklamaların Azerbaycan’ın buna henüz hazır olmadığını gösterdiğini kaydetti. Ermenilere yönelik etnik temizliği yücelten bir pul basılması ve ayrıca Cumhurbaşkanı Aliyev’in dile getirdiği sürekli tehditler, Azerbaycan’ın uluslararası güven oluşturma çabalarına meydan okuduğunu kanıtlıyor. Naghdalyan, “Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın Şuşi’de yaptığı kışkırtıcı açıklamalar ve savaş sırasında hedef alınan Kutsal Kurtarıcı Ghazancetsots Kilisesi’ni bir savaş ödülü ve zafer sembolü olarak sunma girişimleri özellikle üzücü. Bu gerçekler, çatışmanın hala çözülmekten uzak olduğunu ve bölgede kalıcı barışın sağlanmasında barış sürecini gerekli  kılıyor” diyerek açıklamasına son verdi.

4. Türkiye, Karabağ’daki Türk-Rus Ateşkes İzleme Merkezinin yapısı hakkında bilgi verdi. RIA Novosti’nin bildirdiğine göre, “Türk askerleri Dağlık Karabağ’daki ortak ateşkes izleme merkezinde görev yapacak. Ateşkes izleme merkezi Azerbaycan’ın Ağdam bölgesinde kurulacak. Konteynırlar zaten yerinde ve inşaat başladı. İlk etapta orada 60 Türk ve Rus asker olacak. Türk askerleri yapım aşamasında olan izleme merkezine gitmeye çoktan başladı.” Çavuşoğlu, gerekirse genişletilebilecek olsa da burası büyük bir izleme merkezi olmayacak. İleride ihtiyaç ortaya çıkarsa,Türkiye Azerbaycan’a  her zaman gerekli desteği sağlayacak” dedi.

5.  Vatan Kurtuluş Hareketi üyesi Ermeni Devrimci Federasyonu-Taşnaksutyun’ (ARF-D) dan İşkhan Sağatlian,  görevdeki yetkililerin istifası için 17 muhalefet partisinin kampanya yürüttüğü bloğun bugün Vanadzor’ da yaptığı konuşmada,“ Başbakan Nikol Paşinyan liderliğindeki  mevcut hükümet her gün ülkemizi ve devletimizi gerçek kayıplarla tehdit ediyor. Bu kişi kendisini sandalyesine yapıştırarak ülkeyi yıkıma götürdü” dedi.

6.  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin,  Ermenistan Başbakanı ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile 11 Ocak’ta  yaptığı görüşmelerin sonuçları hakkında  Rusya   Federasyonu Güvenlik Konseyi üyelerine  bilgi verdiğini duyurdu. Ayrıca, birkaç daimi üyeyi bir araya getiren toplantıda bir dizi dış ve iç politika meselesi tartışıldı. 7. Ermenistan Başbakanı Nikol  Paşinyan, Cumartesi günü asker ailelerini kabul etti. Aileler  görüşmeden memnun değiller. Paşinyan, asker ailelerini dinledi, sorularını yanıtlamak için onlara güvence verdi.

7. Ermenistan Başbakanı Nikol  Paşinyan, Cumartesi günü asker ailelerini kabul etti. Aileler  görüşmeden memnun değiller. Paşinyan, asker ailelerini dinledi, sorularını yanıtlamak için onlara güvence verdi.

8.  Ermenistan Devrimci Federasyonu (ARF – Taşnaktsutyun) siyasi partisi Yüksek Kurulu üyesi İşkhan Sağatlian, bugün Ermenistan’ın Gümrü kentinde bir toplantıda, “ Nikol Paşinyan’ın istifasını sağlamanın dört yolu var.   Birincisi, Paşinyan anlayış ve sorumluluk sahibi olsaydı ve ülkeyi düşünseydi istifa ederdi. İkincisi, Ulusal Meclis’in ‘Benim Adım’ bloku,  Nikol Paşinyan’ı savunarak Ermenilere de ihanet ettiğini anlarsa, özel bir parlamento oturumu toplayacak ve onu görevden alacaktır. Üçüncüsü, muhalefetteki Anavatan Kurtuluş Hareketi, Başsavcılığın Nikol Paşinyan’a suç duyurusunda bulunması ve vatana ihanet maddesi uyarınca tutuklanması talebiyle zaten bir rapor sundu. Dördüncüsü, hükümetin üçte ikisi yani 10 bakan girişimde bulunması halinde Paşinyan istifa edecek ”dedi. 

9.  Joe Biden, Amerikalı Ermeni Ike Hajinazarian’ı Beyaz Saray’da Bölgesel İletişim Direktörü olarak seçti.

10. Ermenistan Cumhuriyeti Ulusal Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü Müdürü Türkolog Ruben Safrastyan’a göre, “Karabağ Savaşından sonra, gerçek bir arka plana sahip olan, ortak bir ‘Türk Büyük Turan’ silahlı kuvvetlerinin kurulacağına dair söylentiler yoğunlaştı. Büyük Turan projesinin ne ölçüde uygulanabilir olduğunu ve bunu kimin önleyebileceğini şöyle açıkladı; “Geçtiğimiz hafta içinde, Savunma Bakanlığı da dâhil olmak üzere, Türk resmi kurumlarının temsilcilerinin Orta Asya ülkelerini ziyaret ettiğini ve bunun akabinde de bazı ülkelerle, silah temini konusunda anlaşmalar imzalamış olduklarını görüyoruz. Ayrıca ortak silahlı kuvvetler oluşturma konusu görüşülmüştür. Bu aşamada, bu projenin uygulama şansı henüz az olmakla birlikte, Türkiye’nin dış politikasının öngörülen Pan-Türk hedeflerine ulaşma olasılığı ciddi şekilde tartışmaya yönlendirilmektedir. Bu fikrin uygulanmasından bahsetmek henüz çok erken olmakla birlikte, Türkiye’nin sınırlı kaynaklara sahip olmakla birlikte, Türk askeri-sanayi kompleksi, özellikle de  İHA’ların ileri teknolojik gelişimi için fırsatlar oluşmasıyla ilgilidir.  Ankara bu faktörü tam olarak kullanacaktır. Bu tehlikeye çok ciddi olarak eğilmek gerekir, bu durum Ermenistan’ın haricinde Rusya, İran ve Arap ülkelerini  de ilgilendirir.”

11.  ABD’de kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum örgütü olan Ermenistan Fonu, Karabağ Savaşı sırasında yeni kaynak yaratma rekorları kırdı. Ermeni diasporasında benzeri görülmemiş bir kaynak yaratıldı. Savaştan sonra bu fonların tahsisi konusunda sorular gündeme gelmeye başladı. Ermeni Fonu A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanı olan Maria Mehranian, mevcut durum hakkında bilgi verdi. Ermenistan Fonu Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından çeyrek asır önce 1994’te kuruldu, 1988 Ermeni Depremi, Ermenistan’ın bağımsızlığı ve ardından Karabağ’daki kurtuluş savaşının bir sonucu olarak,. İnsani yardım sağlar, okullar, hastaneler, temiz içme ve sulama suyu sistemleri ve otoyollar dahil olmak üzere Ermenistan ve Karabağ için altyapı geliştirir.

12. Hrant Dink etkinliklerle anılıyor Her yıl Hrant Dink’in vurulduğu yerde, Osmanbey’deki eski Agos önünde yapılan 19 Ocak anması bu yıl pandemi koşulları nedeniyle internet üzerinden yapılacak ve canlı olarak yayınlanacak. Ayrıca çeşitli kurumlar da internet üzerinden anma etkinlikleri düzenliyor.

13.  Ekathimerini’ de “Erdoğan, Rama ve 12 deniz mili”  başlıklı bir haber yer alıyor. Haberde özetle şu bilgi var; “  Yunanistan’ın İyon Denizi’ndeki karasularının 6 milden 12 mil’e genişletildiğini duyurmasının hemen ardından, Arnavutluk’ta bazıları  eski yorgun melodiyi çalmaya başladı: ‘Bu  denizler bizim‘.  Arnavut lider Ed Rama, kendisini siyasi serpintilerden korumak için, Yunanistan’ın 1990’da Arnavutluk’un yaptığı gibi, uluslararası Deniz Hukuku tarafından uygun gördüğü zaman karasularını genişletme hakkına sahip olduğunu söyleyerek itirazcıları sakinleştirmeye çalıştı. Bu konuda haklı, ancak muhalefette olsaydı itiraz edecekti.”

14.  Batı, yeni Doğu Sorunu ile karşı karşıyadır…Avrupa, çok eski zamanlardan beri bir ” Doğu Sorunu ” ( eski ifademiz ile  Şark Meselesi) ile karşı karşıya kalmıştır. Özünde sorun değişmez. Güneydoğu Avrupa topraklarında Batı’nın ve Doğu’nun alışkanlıkları, fikirleri ve önyargıları arasındaki çatışmadan doğmuştur. Ama özünde biri olmasına rağmen, sorun farklı dönemlerde farklı yönler kazandı. Sir John A.R. Marriott, “Doğu Sorunu, Avrupa Diplomasisinde Tarihsel Bir İnceleme” adlı klasik metninde Doğu Sorunu’nu anlatıyor. Doğu Sorununun bu tanımı, bir asır önce yapılmış olsa da, bölgemizdeki gelişmeleri anlamak için kalıcı bir araç olduğunu kanıtladı. 20. yüzyılın ilk yıllarına kadar, Osmanlı İmparatorluğu’nun uzun zamandır süren küçülme süreci ve jeopolitik etkisi Doğu Sorununun merkezinde yer alıyordu. İmparatorluğun çöküşü ve 1923’te modern Türk devletinin  kurulması, Lozan Antlaşması’nın bölgesel ve diğer şartları ile tasdik  edildi ve Doğu Sorunu’nun önemli bir bölümünü kapattı. Kemalist vizyonu uygulayan modern Türkiye, kendisini başta stratejik olmak üzere siyasi ve kültürel olarak da Avrupa ve Batı’ya bağladı. NATO’nun kilit bir üyesi ve Avrupa Birliği’ne üye adayı olan Türkiye, Marriott’un tanımladığı gibi Doğu Sorunu’nun parçası olmaktan çıktı.

15.  Greek City Times’ ta yayımlanan yazının başlığı, “Türkiye’nin IŞİD ile ilişkisi hakkında cevapsız sorular.” Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, IŞİD’in Suriye’deki statüsüyle ilgili yakın tarihli bir güncellemede, Suriye çölündeki terörist grup için güçlü bir geri dönüş konusunda uyarıda bulundu. IŞİD,  terörist grup propagandasının sosyal medyada videolarında gösterildiği gibi Mısır’ın Sina Yarımadası’nda ve Güney Libya’da aktif rol oynadı. Bu nedenle, IŞİD ile savaşan tüm dürüst taraflara, yakın gelecekte terör örgütünden gelebilecek olası saldırılara hazırlıklı olması için  Gözlemevi’nden bir uyarı ve uyandırma çağrısıdır. Çoğu kişi için IŞİD sadece bir terörist gruptur, ancak terörle mücadele uzmanları için aşırılık yanlısı örgüt, her türlü dini kışkırtmayı sona erdirerek kökünden sökülmesi gereken bir ideolojidir. Ne yazık ki, bazı rejimler IŞİD ile aynı dili kullanan aşırılık yanlılarına güvenli bir sığınak sağlıyor ve kimse bu konuda hiçbir şey yapmıyor!  Çirkin gerçek şu ki, IŞİD yanlısı birçok kişi ve vaiz bir şekilde  aktivist” haline geldi ve şu anda  ifade özgürlüğü bahanesiyle kışkırtmak için her türlü sosyal medya platformunu aktif olarak kullanıyorlar. (Not:Web sitesi yoruma açık. Haberi okuduğum sırada yorum yoktu. Pek çok yorum görebiliriz..,o.tan)

16.  Avim Bülteni’ nde yer alan  habere  göre, “ MACARİSTAN, İŞGALDEN KURTARILAN AZERBAYCAN YERLEŞİMLERİNİN YENİDEN İNŞASINDA ROL ALMAK İSTİYOR.” Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, ülkesinin, Azerbaycan’ın işgalden kurtardığı bölgelerin yeniden inşasında rol almak istediğini açıkladı. Szijjarto, Azerbaycan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sahil Babayev ile gerçekleştirdiği videokonferans görüşmesi sonrasında, “Dağlık Karabağ krizi sonrası Macaristan Azerbaycan’ın yeniden inşasına yardım edecek.” Dedi. (Not; Erdoğan, kendi tabiri ile “Orda size ekmek yok” diyebilir.., o.tan)   https://avim.org.tr/tr/Bulten/MACARISTAN-ISGALDEN-KURTARILAN-AZERBAYCAN-YERLESIMLERININ-YENIDEN-INSASINDA-ROL-ALMAK-ISTIYOR

17. Bir Düzeltme; Önce bu maddeye  kadar  mesajı sıkılmadan okuyanlara, emeğimize  gösterdikleri saygıları nedeniyle, takdir ve teşekkürlerimi sunuyorum.  Bağlantısını aşağıda belirttiğim dünkü mesajımızın 12 nci Maddesinde “Songs of Solomon” başlıklı yeni Ermeni propaganda  filminin orijinal adını yazmakla  beraber iki kere  de Türkçeye çevirmiştim. Bugün zaman ayırıp  fragmanlarını izlediğimde; Filmin orijinal adının değiştirilmemesini düşündüm. Ayrıca,  filmi izleyen bir Ermeni‘ nin  şu yorumu dikkatimi çekti; “ Gerçek olaylardan esinlenen bu film, Sultan II. Abdülhamid döneminde (1894-1896) Osmanlı İmparatorluğu tarafından korkunç Hamidiye katliamlarıyla parçalanmış bir çocukluk arkadaşlığı hakkında bir film. Ciddi bir önyargı zamanında cesur bir Türk kadını kendi hayatını tehlikeye atıyor.”  Senarist, Ermeni propagandası yaparken senaryoya  gerçeklik sağlamak üzere,  bir Türk kadının cesaretini de  işlemiş diye  düşünüyorum.., o.tan.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir