FEYM GRUBU MESAJI – Ermeni Faaliyetleri ( 11 Aralık 2020)

1... ABD Temsilciler Meclisi, Türkiye'ye yaptırım öngören savunma bütçesini kabul etti.  ABD Temsilciler Meclisi, savunma bütçesine 740 milyar dolar ayıran ve Türkiye'ye S-400 alımıyla ilgili olarak yaptırım öngören Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa (NDAA) Tasarısı'nı kabul etti.  ABD Başkanı Donald Trump'ın sosyal medya şirketlerine yasal güvence sağlayan bir düzenlemeyi içerdiği için veto edeceğini söylediği tasarıyı Temsilciler Meclisi 78'e karşı 335 oyla onayladı. Temsilciler Meclisi'nden üçte ikiden büyük bir oy çokluğuyla geçen tasarı aynı destekle Senato'dan da geçerse Trump tasarıyı veto edemeyecek. Savunma bütçesi tasarısında Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını öngören bir bölüm de yer aldı. Tasarıda Türkiye’nin S-400’leri teslim almasının ABD Hasımlarına Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamında Rusya ile önemli bir işlem olarak kabul edildiği ve NDAA’nın yasalaşmasından sonra 30 gün içinde Türkiye’de S-400 alımına müdahil olanlara CAATSA yaptırımlarının uygulanması talep edildi. Tasarıda, başkanın CAATSA kapsamında belirtilen 12 maddeden en az 5’ini uygulaması, yaptırımların 'ithal edilen malları' kapsamaması istendi. (Not;  Daha  önce California Senatosu’ nda kabul edilen orijinal adı ile “Turkish Divestment Bill”, Temsilciler Meclisi’ nin kararı ile çelişiyor gibi. ABD’ deki avukat dostlarımızdan yorumlamalarını rica  ediyoruz..,o.tan) - iki

1… ABD Temsilciler Meclisi, Türkiye’ye yaptırım öngören savunma bütçesini kabul etti.  ABD Temsilciler Meclisi, savunma bütçesine 740 milyar dolar ayıran ve Türkiye’ye S-400 alımıyla ilgili olarak yaptırım öngören Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa (NDAA) Tasarısı’nı kabul etti.  ABD Başkanı Donald Trump’ın sosyal medya şirketlerine yasal güvence sağlayan bir düzenlemeyi içerdiği için veto edeceğini söylediği tasarıyı Temsilciler Meclisi 78’e karşı 335 oyla onayladı. Temsilciler Meclisi’nden üçte ikiden büyük bir oy çokluğuyla geçen tasarı aynı destekle Senato’dan da geçerse Trump tasarıyı veto edemeyecek. Savunma bütçesi tasarısında Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını öngören bir bölüm de yer aldı. Tasarıda Türkiye’nin S-400’leri teslim almasının ABD Hasımlarına Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamında Rusya ile önemli bir işlem olarak kabul edildiği ve NDAA’nın yasalaşmasından sonra 30 gün içinde Türkiye’de S-400 alımına müdahil olanlara CAATSA yaptırımlarının uygulanması talep edildi. Tasarıda, başkanın CAATSA kapsamında belirtilen 12 maddeden en az 5’ini uygulaması, yaptırımların ‘ithal edilen malları’ kapsamaması istendi. (Not;  Daha  önce California Senatosu’ nda kabul edilen orijinal adı ile “Turkish Divestment Bill”, Temsilciler Meclisi’ nin kararı ile çelişiyor gibi. ABD’ deki avukat dostlarımızdan yorumlamalarını rica  ediyoruz..,o.tan)

2.  Avrupa Birliği (AB) liderleri, Türkiye’ye ek yaptırım uygulanmasını kabul etti.  AB  liderlerinin Brüksel’deki zirvesinin ilk gününden çıkan sonuç bildirgesinin, Türkiye ve Doğu Akdeniz ile ilgili bölümleri üzerinde fikir birliği sağlandı. Kabul edilen sonuç bildirgesi bölümde, AB Konseyi’nden 11 Kasım 2019’da kabul edilen kararlar çerçevesinde Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yetkisiz bir şekilde gerçekleştirdiği sondaj faaliyetleri nedeniyle yeni kısıtlayıcı önlemlerle ilgili ek listeler hazırlaması istendi. Karar metninde ayrıca, AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilciliği ile Avrupa Komisyonu’ndan AB ile Türkiye arasındaki siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerin durumuyla ilgili rapor hazırlaması talep edildi.  AFP’ye konuşan bir diplomat, “Belirlenen önlemler olacak ve Türkiye’nin faaliyetlerini sürdürmesi halinde ek önlemlerin alınmasına da karar verilebilecek” dedi. (Not: “bireylere yönelik yaptırımlar” ne demek,teyide  muhtaç…,o.tan)

3.  Dünyanın farklı ülkelerini temsil eden bilim kuruluşlarında görevli olan yaklaşık 150 bilim insanı Karabağ’ daki  Ermeni kültürel mirasının korunması adına Vatikan Devlet Sekreterliği’ne bir dilekçe sundular. Bilim insanları, yazdıkları dilekçede, Karabağ’da yaşanan insani  krizin yanı sıra  bölgedeki Ermeni-Hristiyan zengin kültürel mirasının da tehlikede olduğunu ifade ettiler. (İddiaya göre) Son dönemlerde Azerbaycan Hükümeti tarafından sistematik bir şekilde Ermeni anıtlarının yok edilmesini de kanıtlayan birçok delil ileri sürüldu. (Not;Bu haber Türk dünyasını çok incitiyor. Ermeniler, başarılı propagandaları ile bizleri dünyay  barbarlar olarak tanıtıyorlar. Biz nedense  bu tip olumsuz haberlere tepki  bile veremiyoruz…,  o.tan)  

4.   “Azerbaycan Kontrolündeki Ermeni Hazinelerine Ne Olacak?” başlıklı haber, ( kaynağının ifadesine  göre) “Beş yıl önce Dadivank Manastırı Artsakh’ın taçlandıran ihtişamını ziyaret ettim. Fresk resimleri ve çok sayıda Ermenice yazıt dışında neredeyse çıplak olan kilisenin içinde mum yakan yaşlı bir kadın vardı. Yaklaştım ve “Mayrig Jan, ne için dua ediyorsun?” Diye sordum. Tereddüt etmeden cevap verdi, “Khaghaghoutiun” (Barış)… Bu görkemli ve manevi yapı, şu anda Azerbaycan’ın kontrolünde olan yüzlerce kilise, manastır, antik haç, mezarlık, el yazması ve diğer kutsal eserlerden biridir. Dadivank Kilise kompleksi (9. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar), engebeli Kelbecer bölgesinde, vahşi atların dolaştığı yüksek zirveler ve çok sayıda Ermeni köyünü çevreleyen yoğun ormanlık yamaçlarla dolu. Kompleks, iki freskli kilise, bir yemekhane, şarap sıkacağı, kütüphane ve incelikle oyulmuş Haçkarlar (haç taşları) ile çan kulesi ve birçok ortaçağ Ermenice yazıt içerir.”

5. Kaliforniya Kurye yayıncısı Harut DSassounian’ ın  “Pashinyan’ın Altı Aylık Yol Haritası: Neler Dahildir ve Neler Hariç Tutulmuştur?” başlıklı  yazısından, daha  önce  Panorama  web sitesindeki haberden çok kısa bilgi vermiştik. Arzu üzerine  The California Courier’ den biraz daha  detaylı bilgi aşağıya çıkarılmıştır…,o.tan) “…Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Ermenistan’ın Azerbaycan’a, Türkiye’ye ve ithal paralı teröristlere karşı aldığı yıkıcı yenilginin ardından gerçekleştirmeyi planladığı altı aylık eylemlerin yol haritasını 18 Kasım 2020 tarihinde Facebook sayfasında sundu. Bunlar, Paşinyan’ın iktidarda kalacağını varsayarak atmayı planladığı adımlar. İstifa için halkın ısrarlı  taleplerini reddetti. 15 maddelik planında şunlar yer  alıyor; . “Mevcut durumun asıl sorumlusu” ve “durumu aşmaktan ve ülkede istikrar ve güvenliği sağlamaktan sorumlu” olduğunu kabul etti. Başbakan, birinci önceliğinin AGİT Minsk Grubu Eşbaşkanları formatında Dağlık Karabağ barış sürecinin yeniden başlaması olduğunu belirtti. Paşinyan, Rusya ile Karabağ Savaşı’nın sona ermesini müzakere ederek Minsk Grubu müzakerecilerinin diğer iki üyesini, Fransa ve ABD’yi dışlamıştı. Paşinyan, Karabğ halkının evlerine dönmesinin önemini tekrarladı. Hasar gören evlerinin, apartmanlarının ve altyapılarının restore edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. İfade ettiği Üçüncü nokta: “öldürülen askerlerin ve vatandaşların aileleri için sosyal güvence sağlanması”, Dördüncü nokta: “Ermenistan Cumhuriyeti topraklarında savaş sırasında hasar gören konut ve kamu yapılarının ve altyapının restorasyonu.” Beşinci nokta: “engelli askerler için sosyal garantiler, protezler ve mesleki eğitim sağlamak.” Altıncı nokta: “esir alınan askerlerin ve sivillerin en kısa sürede dönüşü. Aileleri için sosyal güvence sağlanması. Eksiklerin akıbetinin hızlı bir şekilde açıklanması ve aileleri için sosyal güvencelerin sağlanması. Yedinci nokta: “Savaşta ve genel olarak toplumda yer alan bireylerin psikolojik rehabilitasyon sisteminin oluşturulması.” Sekizinci nokta: “Silahlı Kuvvetler Reform Programının onaylanması ve reformların başlatılması.” Dokuzuncu nokta: “koronavirüs salgınının üstesinden gelmek ve sonuçlarını ortadan kaldırmak.” Onuncu nokta: “ekonomik faaliyet için çevrenin restorasyonu.” On birinci nokta: “demografik sorunları çözmeye yönelik programların yeniden canlandırılması.”  On ikinci nokta: “Seçim Yasasında yapılan değişiklikler ve [siyasi] partilerle ilgili yeni bir yasanın kabulü.” On üçüncü nokta: “Yolsuzlukla mücadele mahkemesinin kurulmasında ilk adım olarak profesyonel hâkimler enstitüsünün kurulması. Yasadışı mülkiyete el koyma yasasının uygulanması. ”  On dördüncü nokta: “Ermeni siyasi topluluğu ve sivil toplum temsilcileriyle düzenli tematik istişarelerde bulunmak.” On beşinci nokta: “Ermeni örgütleri ve diasporadaki bireylerle düzenli tematik istişarelerde bulunmak. Diaspora bireylerinin ve yapılarının yukarıda belirtilen süreçlere katılımı. “…  Sonuç olarak, Paşinyan, Haziran 2021’e kadar altı ay içinde bu 15 noktanın uygulanmasını millete rapor edeceğini ve “kamuoyunu ve tepkisini dikkate alarak bundan sonra ne yapılacağına karar vereceğini” belirtti. Bu, Paşinyan’ın iktidarda kalmak ve halkın kederini ve hayal kırıklığını yatıştırmak için kendine zaman kazanmaya çalıştığı anlamına gelebilir. Bu kadar uzun sürüp sürmeyeceği ve merhaba’nın sonuçları ne olacak göreceğiz.  Bu kadar uzun sürüp sürmeyeceği ve planlarının sonuçlarının ne olacağı henüz belli değil.  Paşinyan’ın yol haritasının dışında bıraktığı birkaç önemli nokta;  İlk acil öncelik, Paşinyan’ın Aliyev ve Putin ile imzaladığı “Açıklama” nın muğlak hükümlerinin açıklığa kavuşturulması olmalıdır…İkinci öncelik, Artsakh’ın bağımsız statüsünü korumak için gerekli tüm adımları atmak olmalıdır. Aksi takdirde, Karabağ’ın geri kalanını kaybetme riskini alırız. Üçüncü öncelik, savaşta yanlış giden her şeyi gözden geçirecek ve büyük hatalardan sorumlu olanları belirleyecek bir araştırma komitesinin kurulmasıdır. Dördüncü eksik nokta, Ermenilerin, rejim yanlısı ve muhalefet yanlısı gruplar anlamına gelen “siyahlar” ve “beyazlar” olarak üzücü bölünmelerinin ortadan kaldırılmasıdır. Son olarak, ana hatlarıyla belirtilen bazı noktaları denetlemek ve diğerlerini de Ermeni toplumunu normale döndürmek için geçici bir teknokratlar hükümeti kurulmalıdır. Parlamentoyu dağıtmak ve altı ila 12 ay içinde yeni parlamento seçimleri planlamak için de planlar yapılmalıdır. Ancak,  seçimden önce, yeni bir anayasa hazırlanmalı ve Parlamento tarafından atanmasından ziyade Cumhurbaşkanının seçilmesini de içerebilecek değiştirilmiş hükümlerini kabul etmek için bir referandum yapılmalıdır.  Tüm bu adımlar, bireysel farklılıklarımıza bakılmaksızın, hukukun üstünlüğüne saygı gösterilerek ve şiddet taahhüdü dışında bir barış ve hoşgörü atmosferinde atılmalıdır.”

6.  Bloomberg’in bildirdiğine göre, ABD, NATO müttefiklerinin 2017’de Rusya’dan hava savunma sistemini satın alma kararıyla başlayan yıllar süren dramın ardından, ABD’nin S-400 füzelerini satın alması nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulamayı planladığını bildirdi. Konuya aşina olan iki kişiye göre, Başkan Donald Trump, Dışişleri Bakanı Michael Pompeo tarafından önerilen bir tedbir paketini imzaladı. Yaptırımlar, CAATSA olarak bilinen Amerika’nın Düşmanlarına Yaptırım Yoluyla Karşı Mücadele Yasası kapsamında uygulanacak. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi, Hazine ve Dışişleri Bakanlıkları yetkilileri yorum talebine  yanıt vermedi.

7.  Kasım ayı sonlarında Erivan’da düzenlenen ilk aydın toplantısına katılan toplam 61 sanat, kültür ve bilim temsilcisi entelektüeller, Perşembe günü ülkedeki durumla ilgili endişelerini dile getiren bir bildiri yayınladı. Nikol Paşinyan tarafından imzalanan “utanç verici teslimiyet” “kabul edilemez” diyerek,  Başbakan Nikol Paşinyan’ı “Ermeni devletini tehdit eden  gelişmeleri durdurmaya yardımcı olacak” istifa çağrılarına katıldılar.

8. Ermenistan’dan AB’ye ihracat 2019’da 196,6 Milyon Avro oldu.  Ermenistan’daki AB delegasyonu, Ermenistan’ın 2019’da tüm AB GSP + yararlanıcıları arasında tercih kullanımının en yüksek yüzdesine sahip olduğunu bildirdi. Ermenistan, 2014 yılından bu yana, Avrupa Birliği tarafından tanınan reform Genelleştirilmiş Tercihler Planından (GSP +) yararlanmaktadır. GSP + kapsamındaki uygun ihracat ile tercihin fiili kullanımı arasındaki farkı gösteren kullanım oranı AB GSP + yararlanıcıları arasında en yüksek olan % 98’e ulaştı!  

9.  BM Genel Sekreteri Sözcüsü Stephane Dujarric’ in bildirdiğine  göre,  “BM,  Dağlık Karabağ’a misyon gönderme niyetini koruyor ve bunun bir an önce gerçekleşmesi için tüm tarafları işbirliği yapmaya çağırıyor,”

10.  Los Angeles şehir konseyi, Karabağ’ın bağımsızlığının tanınmasını onayladı ve ABD hükümetini de aynı kararı  almaya çağırdı. Kararın yazarı belediye meclisinin bir üyesidir. (Not: İsim verilmemiş, ancak, ABD’ de  özellikle  California’ daki yoğun ANCA faaliyetleri dikkate  alındığında Ermeni asıllı olabilir diyoruz..,o.tan)

11.  Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, bugünkü brifing sırasında, “Rusya’nın, kan dökülmesinin durdurulmasına, ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin dönüşü ve ekonomik bağların güçlendirilmesi  konusunda bir anlaşmaya varılmasına yardımcı olduğunu,  siyasi irade durumunda Ermenistan ve Azerbaycan’ın çıkarlarını birleştirecek yolların aranabileceğini, siyasi irade durumunda, Ermenistan ve Azerbaycan’ın çıkarlarını birleştirmek için yollar aramanın mümkün olabileceğini”  söyledi.

12. Ermenistan Dışişleri Bakanı Ara Aivazian’ ın  başkanlığındaki  Hükümet heyeti, Ermenistan-AB Ortaklık Konseyi’nin üçüncü oturumu için 16-18 Aralık’ta Brüksel’i ziyaret edecek. Toplantıda ayrıca Adalet Bakanlığı,  Bölge Yönetimi ve Altyapı Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı Çevre Bakanlığı temsilcileri de yer alıyor.

13.  Avustralya Ermeni Ulusal Komitesi’nin (ANC-AU) bildirdiğine göre,  Avustralya’nın eski Savunma Bakanı Milletvekili Joel Fitzgibbon, Parlamento’da, Karabağ Ermenilerin maruz kaldığı insan hakları adaletsizliklerine karşı  ve Karabağ’ da kalıcı barışa giden yol olarak  Federal Hükümeti harekete geçirmek için konuşma yaptı. (Not; Avustralya’ da üçlü şer  odağı güçleniyor, oradaki soydaşlarımızdan gelecek bilgiyi bekliyoruz..,o.tan)

14.  Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova,  bugün brifingde söylediğine göre, “Ermenistan ve Azerbaycan, bölgedeki tüm derin çatışmalar karşısında, çıkarlarını uzlaştırmanın yollarını aramalı. Ermeniler ve Azeriler hem Azerbaycan hem de Ermenistan topraklarında birlikte yaşama konusunda olumlu tarihsel bir deneyime sahipler. Birlikte çalıştılar, arkadaşlar edindiler, aileler kurdular. Şimdi, Rusya’nın arabuluculuk çabaları sayesinde kan dökülmesi durduruldu ve mültecilerin, ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin dönüşü ve bölgedeki ulaşım ve ekonomik bağların engellenmemesi konusunda bir anlaşmaya varıldı”dedi.

15.  Vatan Kurtuluş Hareketi’ nin Başbakanı adayı Vazgen Manukyan medyayla yaptığı görüşmede, “Rusya’nın yardımı olmadan, Ermenistan Silahlı Kuvvetlerinin savaş etkinliğini eski haline getiremeyeceğiz.Türkiye ve Rusya bu bölgedeki ana oyunculardır.Türkiye, Azerbaycan üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Bu koşullarda, geleceğimizi Türkiye ile bağlarsak yıkıma mahkum olacağız. Rusya’nın rolü artık Ermenistan için her zamankinden çok daha önemli. Ancak bu diğer ülkelerle ilişkileri dışlamak anlamına gelmez dedi.”

16.  Ermenistan Cumhuriyeti Ulusal Bilimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsü Müdürü Ruben Safrastyan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in açıklamalarına Ermenistan’ın resmen cevap vermesi gerektiğini söyledi. Safrastyan, şunları söyledi, “Aliyev bugün Bakü’deki askeri geçit töreninde, Erivan, Zangezur ve Sevan’ın tarihi Azerbaycan toprakları olduğunu söyledi. Aliyev’in açıklamaları yeni değil, Azerbaycan’ın on yıllardır süren Ermeni karşıtı propagandasının bir parçası ve tarihi tahrif ediyor. Ancak,  bu kez Aliyev’in sözleri propaganda kapsamını aştı, çünkü öncelikle, Karabağ’a karşı Azerbaycan’ın zaferine adanmış bir askeri geçit töreninde, ikincisi de Türkiye Cumhurbaşkanı huzurunda söylendi. Bu nedenle Ermenistan, Aliyev’in sözlerini ciddiye almalı, Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yapmalı. Cevapsız bırakmak kabul edilemezdir” dedi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı, askeri geçit töreninde Azerbaycan halkının Ermenilere karşı yeni bir savaşa hazırlanması gerektiğini söylemişti. Safrastyan’a göre, Rus barış güçleri Dağlık Karabağ sınırında olduğu sürece, Ermenistan ile Azerbaycan arasında yeni bir savaş olasılığı gerçekçi değil.

17.  “Geçit töreninin sembolizmi” başlıklı  yazıda, Şarkiyat Araştırmaları Merkezi başkanı Vladimir Avatkov’ un  şunları  söylediği bildiriliyor,“ Bakü askeri geçit töreninin sembolizminin derin bir siyasi boyutu var,  uluslararası ilişkilerde yeni bir sorunlu eksen inşa ediliyor. Bakü’deki ortak askeri geçit, her şeyden önce Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunun genişlediğini gösteriyor.  Türkiye, Karabağ sorununda Azerbaycan’a sadece diplomatik değil,  askeri yardım da sağlamış durumda.  İsrail istihbaratı, Azerbaycan’ın kendileri için stratejik bir ortak olduğunu belirtti. Daha önce medyada, Mossad’ın İran’ı izlemek için Bakü ile bağlarını kullandığı defalarca bildirilmişti.  Nükleer bombanın babası” Mohsen Fahrizadeh suikastının ardından Tahran’da bir İsrail izi açıklandı ve suikast girişimini düzenleyenler dün tutuklandı. İran liderliği eşdeğer bir yanıt vermeyi vaat ediyor. Bugün İran, bölgesel ve dünya siyasetinde önemli bir rol oynuyor. Ancak,  8 Aralık’ta Rusya’nın İsrail Büyükelçisi, İsrail’in Ortadoğu’daki durumu İran’dan daha fazla istikrarsızlaştırdığını söylemişti.

18.  Ermenistan Başbakanı sözcüsü Gevorgyan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bakü’de yaptıkları açıklamaları yorumladı. Gevorgyan özellikle şunları söyledi, “Azerbaycan liderinin Bakü’de yaptığı provokatif açıklamaları şiddetle kınıyoruz. Ermenistan’a karşı toprak hırsları hakkında konuşmak, Azerbaycan’ın barışı tesis etmeye hazır olup olmadığını ciddi şekilde sorguluyor ve bölgesel barış ve güvenliği bilinçli olarak riske atıyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanının,  Azerbaycan’ın Karabağ sorununu askeri güçle çözdüğüne dair iddiaları, savaşı ve güç kullanımını kimin başlattığını, bölgeyi daha fazla istikrarsızlık ve zorluklara yönlendirmeye çalıştığını bir kez daha gösteriyor. Bu açıklamalar, Karabağ halkının kendi kaderini tayin hakkının uluslararası tanınmasını, Azerbaycan’ın Karabağ’daki Ermeni nüfusuna karşı yeni soykırım özlemlerini önlemek için bir zorunluluk haline getiriyor.”

19.  Ermenistan Dışişleri Bakanı Ara Aivazian, “Soykırımı Önlemede Kitle İletişim Araçları: Dijital Çağın Sözü ve Tehlikesi” başlıklı sanal etkinlikte yaptığı konuşmada, “Azerbaycan ve Türkiye, soykırım amacıyla Karabağ’a karşı askeri taarruz başlattı. Azerbaycan, Türkiye’nin ve Ortadoğu’dan yabancı terörist,  paralı savaşçıların doğrudan katılımıyla, Dağlık Karabağ’a karşı geniş çaplı bir askeri saldırı başlattı” dedi. Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme’nin kabulünün 72. yıl dönümünde konuşan Bakan,  “Sözleşme, soykırım suçunu önlemek ve cezalandırmak için uluslararası toplumu yasal çerçeve ile güçlendirdi”  dedi. (Not: Haberde, Ara Aivazian’ ın konuşması ile ilgili olarak 5 dakikalık bir  video var.., o.tan)

20.  Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova tarafından yapılan açıklamaya göre,  “  Moskova,  Nahçıvan ve Bakü arasında Ermenistan üzerinden geçecek bir demiryolu bağlantısına sıcak bakıyor.”

21.  Agos  Gazetesinde yer alan “Dağlık Karabağ: Hayatta Kalma Soruları” başlıklı haberde, İsviçre’deki Cenevre ve Neuchâtel Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Sévane Garibian’ ın, üniversitenin ‘Hakikat Hakkı, Haklar Yoluyla Hakikat (ler): Toplu Suçlarda Cezasızlık ve Geçiş Dönemi Adaleti’ başlıklı araştırma programını yönettiğini bildiriliyor.   Garibian’ın 6 Aralık 2020’de Le Monde’da yayınlanan makalesinin genişletilmiş versiyonunun çevirisi gazetede yer alıyor. Yazının son bölümü şöyle; “ ‘…tüm mültecilerin, yerel halkın ve şu anda Azerbaycan kontrolü altında olan Ermeni kültürel varlıklarının kaderi sorunu, büyük bir meydan okumanın nesnesi durumundadır. Bölgede insan haklarının ve azınlık haklarının geleceği, ‘çatışma sonrası’ bir arada yaşamanın koşulları göz önünde bulundurulduğunda üç otoriter devletin tehdidi altında: Azerbaycan, onu destekleyen Türkiye ve durumu kontrolü altında tutan Rusya. Dağlık Karabağ’la ilgili ihtilafları karara bağlama yetkisi olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 29 Eylül’den itibaren Ermenistan’ın girişimiyle ‘onarılamaz hasarın gerçek riski’ni göz önüne alarak geçici tedbirleri kabul etti. Geçiş dönemi adaletine özgü araçlar da mevcuttur, ancak yaşanmakta olan durum endişe verici ve uluslararası topluluğun acil müdahalesini gerektiriyor.  

22.  Avim Bülteni’ nde yer alan  haberin başlığı “ERMENİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİNİN 67. SAYISI YAYINLANDI”  Haber özetle  şöyle, “ Dergimizin 2020 yılındaki son sayısı olan 67. sayısında; 1 başyazı, 4 araştırma makalesi ve 1 kitap incelemesi yer almaktadır.  Ermenistan’ın iç ve dış dinamiklerinde ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde Ağustos-Aralık 2020 ayları arasındaki gelişmeler, Alev Kılıç’ın kaleme aldığı “Olaylar ver Yorumlar” başlıklı başyazıda ele alınmaktadır. Araştırma makaleleri başlıkları ve  yazarları;  İlk sıradaki makale, Taner Aslan’ın “Van Ermeni Murahhasa Vekili Altcıyan Kirkor’un Lahiyası Üzerine Bazı Düşünceler” başlıklı makalesi.  ikinci araştırma makalesi, “Tarihten Günümüze Borçalı Bölgesine Ermeni İddiaları ve Bölgenin Türk (Azerbaycanlı) Ahalisi” başlığıyla Samira Habbibayli’nin yazdığı makaledir. Habibbayli bu makalesinde Borçalının siyasi tarihine ve demografik yapısındaki değişimlere ışık tutmaktadır… Diğer bir araştırma makalesi, Ömer Çakmak tarafından yazılan “On Yedinci Yüzyılda Osmanlı Topraklarında Bir Tüccar Grubu: Agulisli Ermeni Tüccarlar” başlıklı makaledir. Makalenin yazarı Ömer Çakmak, Ermeni tüccarların Osmanlı’daki ticari faaliyetlerine ve bu faaliyetleri sırasında yaşadıkları sorunlar hakkında Osmanlı mercileri nezdinde yaptıkları başvurulara odaklanmaktadır….Oğuzhan Er,  Yıldız Deveci Bozkuş’un 2020 yılında çıkan “19.Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Entelektüeller” başlıklı kitabını değerlendirmektedir.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir