Sevgisizliğin, Çaresizliğin Doruğa Çıktığı Bir Dönemi Yaşıyoruz…

Birkaç gün önce bir fotoğraf paylaştım. - IMG 20170622 111622 1
Birkaç gün önce bir fotoğraf paylaştım. - IMG 20170622 111622 1

Birkaç gün önce bir fotoğraf paylaştım.

İçi ot dolu, sırtında kocaman bir çuvalla bir anamız, asfalt yolda yürüyor…

Elleri belinde. Bir elinde tırpan… Beli iki büklüm… Belli ki çalışmaktan geliyor. Çok yorulmuş…

Oysa onun dinlenme zamanı şimdi. Torunlarını sevme, saçlarını, başlarını okşama; kucağına alma, öpme zamanı…

Yoksullara, çaresizlere ilgi yok toplumumuzda. Yaşları 70 – 80 olmuş insanlarımız, hâlâ ek iş yapıyorlar. Aile geçindirmeye çalışıyorlar. Elektrik, su, yakacak paralarını zor denkleştiriyorlar…

Yaşlılara, işsizlere, çoluk çocuk sahibi olanlara ilgi az da kadınlara çok mu? Kadınlar iş bulabiliyorlar mı sanki? Sevilip, sayılıyorlar mı?

İş nerede? Güç nerede? İş bulmaktan vaz geçtik. Bir de horlanıyorlar, küçümseniyorlar. Dövülüyorlar. Sövülüyorlar. Öldürülüyorlar. Tacizlere, tecavüzlere uğruyorlar.

Bundan 20 – 30 yıl önce daha çağdaş, daha uygar bir toplum görüntüsüne sahiptik. İnsanlar arasında yardımlaşma, dayanışma, sevgi, saygı vardı.

Artık sokaktaki hayvanlara bile saldırmaya başladılar. Onlara eziyet etmekten, işkence yapmaktan büyük bir zevk ve keyif alıyorlar.

Geçenlerde böyle bir saldırıya uğramış ve bir gözünü kaybetmiş bir kedi yavrusu gördüm İnternette. Tekmelemişler. Hayvan sever dostlar hemen olaya el koymuşlar. Tedavisini yaptırmışlar.

Dünyaya şimdi tek gözüyle bakıyor o kedicik.

Ama yine de sevgiyle bakıyor. Kimseye kötülük düşünmüyor.

Bakışlarında, tek gözünde, kendisini tekmeleyen kadar nefret yok…

Bir başka olay da birkaç gün önce Samsun’un Havza ilçesinde meydana geldi. Bir yavru köpek, patileri kesilmiş halde bulundu.

 ‘Pamuk’ adlı yavru köpeğin tedavisi devam ediyor. Hayati tehlikeyi atlatan köpek takılacak yürüteçle yaşamını sürdürecek. Veteriner Hekim Mustafa Kanat “Pamuk güçlü ve şanslı bir köpek. Bu kadar dayanabilmesi de bir mucize” dedi.

Sevgisizliğin egemen olduğu ülkelerde çürüme, yozlaşma, ahlaksızlık sarmıştır dört bir yanı. Onların yanında insanın, hayvanın, doğanın değeri yoktur. Tek yol gösterici kişilerin çıkarıdır. Menfaatleridir.

Çünkü onların yüreğine sadece nefret, tiksinti tohumları ekilmiştir. İnsanları düşman gibi görürler. Onların yaşadığı yerlerde fuhuşlar, tecavüzler, cinayetler, tacizler günlük olaylardan sayılır.

Kedilere saldırırlar, köpeklere saldırırlar. Taşlarla, sopalarla gözlerini çıkarırlar, kemiklerini kırarlar. Dünyalarını karartırlar…

Çünkü onların yüreğinde sevgisizlik vardır. Düşmanlık, can yakma duygusu vardır…

Beyninde sevgi taşımayan insan, insan değildir.

O, dünyaya ve insanlara nefret penceresinden bakar.

Sevginin olmadığı yerde korku vardır, güvensizlik vardır. Kuşku vardır. Korku imparatorluğu vardır.

Hepsinden önemlisi acımasızlık vardır.

Sevgisiz yaşam olmaz. Sevgisiz toplum olmaz. Her şeyin başı sevgidir çünkü.

Her şey sevgiyle başlar.

Sevgi, sadece insanların birbirine duyduğu aşk değildir. Sevgi, sadece iki karşıt cinsin duygularında, ilişkilerinde şekillenmez.

Çünkü sevgi tek değildir. Çoktur. Çeşitlidir. Alanı geniştir.

Tüm dünyayı kapsar o. Doğayı, evreni, hayvanları, ormanları. Yeri göğü…

Yaşam, birçok sevginin birleşmesinden, bütünleşmesinden, iç içe geçmesinden oluşur.

Bunların tümünü yüreğinde, düşüncesinde taşıyanlar ancak “insan olma”, “adam olma” yüceliğine erişirler.

Sevgi emektir. Sevgi üretmektir. Sevgi bölüşme, paylaşma üzerine kurulmuştur.

Balzac, “Sevmek bir başkasının hayatını yaşamaktır” der.

İşte bu nedenle dincisi, mandacısı, satılmışı, haini, sevmenin ve sevilmenin doruğuna çıkmış bir yüce adamı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü halkımızın, halkların yüreğinden söküp atamıyor.

Tüm dünya ona sahipleniyor.

Yok edemiyorlar.

Gittikçe daha çok güçleniyor. Değer kazanıyor…

Güneşin doğuşu kadar kesindir ki, önce onu yok etmek isteyenler yok olup gidecek; Atatürk artarak, çoğalarak, büyüyerek yüreklerde, beyinlerde yaşamasını sürdürecektir…

Çünkü Atatürk sevgi, saygı, insanlık, uygarlık, özgürlük ve bağımsızlık demektir…

([email protected])


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir