YEREL TOHUM GELECEĞİMİZDİR !!

Tarımda en önemli kaynaklardan biri tohumdur, daha doğrusu yerel-atalık tohumlardır.
Asırlardır tarımla uğraşan köylü, çiftçi atalarından gördüğü gibi ekim yaparken aynı zamanda tohumluk ayırmayı, bu tohumları takas yapmayı, ihtiyacından fazlasını satmayı özgürce yapabilirken, satış hakkı elinden alındı.
Bu yasaklarla birlikte, çiftçilerin çoğu küresel şirketlerin eliyle üretimden uzaklaştırıldı ya da onların dayattığı tohuma, gübreye, ilaca mecbur bırakıldı.
Atalık-Yerel tohumların tekrar kullanılması, her ürün alındıkça gelecek yılın tohumluklarının ayrılıp özenle saklanması yaşatılması zorunlu olan apayrı bir kültürdür.
Yasalarla, siyasi kaygılarla, yanlış tarım politikalarıyla en önemlisi de dışa bağımlılıkla birlikte tarımda önce köylerimizi, meralarımızı, geleneklerimizi, küçük üreticilerimizi ve büyük ölçüde kültürümüzü kaybettik.
Bir anda biten köylülük yerini tüketen şehirliye bıraktı. Hayvancılık bitirildi, toprak satışları önlenemez oldu, çiftçinin atasından kalan tohumları ve bu tohumlardan ürettiği fideleri satması yasaklandı, sertifika zorunluluğu ile üretici kıskaca alındı.
Küresel şirketlerin dayattıkları hazır tohumlar, ilaçlarla, gübrelerle birlikte satılırken bunlar toprağa kalıcı zararlar verirken, alınan ürünlerle de insanların sağlığı bozuldu.
Öyle ki, insanlarda oluşan hastalıkların, ilaçların ve tedavilerinin arkasında da yine bu şirketler ve işbirlikçileri bulunmaktadır.
Asıl sahibi olan çiftçinin elinden çıkan tohum, özel şirketlerin kâr aracı haline gelirken, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler ise küresel şirketlerin açık pazarı konumuna getirilmiştir.
Yerel tohumları yaşatmak için başlayan, Tohum Takas etkinlikleri tek başına yeterli değil. Sadece tohum toplayıp, paylaşmak yetmez, bu tohumların düzenli olarak ait olduğu bölgenin topraklarında mevsiminde ekilmesi, üretilmesi ve yeniden tohum alınarak sürekliliğin sağlanması gerekiyor. Bunun için de yerel yönetimlere büyük görevler düşmektedir.
Çanakkale, Muğla, İzmir illerimiz bu konuda öncülük etmişlerdir. Bir çok İlçe’de Yerel Yönetimler yerel tohumun, yerel üretimin önemini kavrayarak, her türlü desteği vermiştir. Bir çok Belediye, Tarımsal Kalkınma Müdürlüğü birimlerini ve kendi tohum bankalarını kurmuştur.
Başta Yerel Yönetimler olmak üzere Muhtarlar, Tohum Dernekleri, Kooperatifler, Birlikler atalık-yerel tohumları korumak ve yaşatmak için ciddi önlemler almak zorundadır. Bu birimler aracılığı ile yerel tohumların kayıt altına alınması, ekilmesi, tohum ve fidelerin yerel tohum üreticilerine düzenli bir şekilde ulaştırılması, üretim aşamasında doğal ilaçlarla ve gübrelerle bakım desteği verilmesi ve üretilen ürünlere alım garantisi sağlanması zorunludur.
Ne yazık ki hayalleri için tohum satanların çoğaldığı günümüzde, hastalıkların, yoksullukların, kıtlıkların baş göstermesiyle, insanlar ancak, kendileri ya da sevdikleri hasta olunca güvenli gıda arayışına giriyor.
Güvenli gıda herkesin hakkı.
Bunun için hepimize düşen görevler var.
Yerel tohumları bulunduğu bölgede daha çok ekmek, daha çok üretmek, daha çok paylaşmak ve yardımlaşmak hepimizin görevi olmalı.
Biz bir adım attık.
Yolumuz uzun zorlu ancak başarmak imkansız değil.
Başaracağız..

<p>Tarımda en önemli kaynaklardan biri tohumdur, daha doğrusu yerel-atalık tohumlardır.
Asırlardır tarımla uğraşan köylü, çiftçi atalarından gördüğü gibi ekim yaparken aynı zamanda tohumluk ayırmayı, bu tohumları takas yapmayı, ihtiyacından fazlasını satmayı özgürce yapabilirken, satış hakkı elinden alındı.
Bu yasaklarla birlikte, çiftçilerin çoğu küresel şirketlerin eliyle üretimden uzaklaştırıldı ya da onların dayattığı tohuma, gübreye, ilaca mecbur bırakıldı.
Atalık-Yerel tohumların tekrar kullanılması, her ürün alındıkça gelecek yılın tohumluklarının ayrılıp özenle saklanması yaşatılması zorunlu olan apayrı bir kültürdür.
Yasalarla, siyasi kaygılarla, yanlış tarım politikalarıyla en önemlisi de dışa bağımlılıkla birlikte tarımda önce köylerimizi, meralarımızı, geleneklerimizi, küçük üreticilerimizi ve büyük ölçüde kültürümüzü kaybettik.
Bir anda biten köylülük yerini tüketen şehirliye bıraktı. Hayvancılık bitirildi, toprak satışları önlenemez oldu, çiftçinin atasından kalan tohumları ve bu tohumlardan ürettiği fideleri satması yasaklandı, sertifika zorunluluğu ile üretici kıskaca alındı.
Küresel şirketlerin dayattıkları hazır tohumlar, ilaçlarla, gübrelerle birlikte satılırken bunlar toprağa kalıcı zararlar verirken, alınan ürünlerle de insanların sağlığı bozuldu.
Öyle ki, insanlarda oluşan hastalıkların, ilaçların ve tedavilerinin arkasında da yine bu şirketler ve işbirlikçileri bulunmaktadır.
Asıl sahibi olan çiftçinin elinden çıkan tohum, özel şirketlerin kâr aracı haline gelirken, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler ise küresel şirketlerin açık pazarı konumuna getirilmiştir.
Yerel tohumları yaşatmak için başlayan, Tohum Takas etkinlikleri tek başına yeterli değil. Sadece tohum toplayıp, paylaşmak yetmez, bu tohumların düzenli olarak ait olduğu bölgenin topraklarında mevsiminde ekilmesi, üretilmesi ve yeniden tohum alınarak sürekliliğin sağlanması gerekiyor. Bunun için de yerel yönetimlere büyük görevler düşmektedir.
Çanakkale, Muğla, İzmir illerimiz bu konuda öncülük etmişlerdir. Bir çok İlçe’de Yerel Yönetimler yerel tohumun, yerel üretimin önemini kavrayarak, her türlü desteği vermiştir. Bir çok Belediye, Tarımsal Kalkınma Müdürlüğü birimlerini ve kendi tohum bankalarını kurmuştur.
Başta Yerel Yönetimler olmak üzere Muhtarlar, Tohum Dernekleri, Kooperatifler, Birlikler atalık-yerel tohumları korumak ve yaşatmak için ciddi önlemler almak zorundadır. Bu birimler aracılığı ile yerel tohumların kayıt altına alınması, ekilmesi, tohum ve fidelerin yerel tohum üreticilerine düzenli bir şekilde ulaştırılması, üretim aşamasında doğal ilaçlarla ve gübrelerle bakım desteği verilmesi ve üretilen ürünlere alım garantisi sağlanması zorunludur.
Ne yazık ki hayalleri için tohum satanların çoğaldığı günümüzde, hastalıkların, yoksullukların, kıtlıkların baş göstermesiyle, insanlar ancak, kendileri ya da sevdikleri hasta olunca güvenli gıda arayışına giriyor.
Güvenli gıda herkesin hakkı.
Bunun için hepimize düşen görevler var.
Yerel tohumları bulunduğu bölgede daha çok ekmek, daha çok üretmek, daha çok paylaşmak ve yardımlaşmak hepimizin görevi olmalı.
Biz bir adım attık.
Yolumuz uzun zorlu ancak başarmak imkansız değil.
Başaracağız..</p> - 126839824 1747256365450106 5834370865433743180 o

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Ardahan Göle 1967 doğumlu, İş Bankası'n dan emekli , okur-yazar, Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi, Fethiye Yerel Tohumlar Derneği Kurucu Başkanı, Fethiye Gazeteciler Derneği Üyesi, Yerel Tohum Gönüllüsü,

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. Adalet; Hakka-Gerçeğe Hizmet? KUR’AN! Yüceler Yücesi Yaratıcı Güç, müthiş-muhteşem bir akışla çevirdiği bu dünyada, sistemini hak-adalet ilkeleri üzerine kurmuş. Zaten…

  2. Sadece (Bakara,136)ayeti ekleyerek ve içeriği olduğu gibi aynı bırakarak; (Peygamber(ler)in ALLAH’a Ortaklığı-Hadisler-KUR’AN) yazısı, yeni başlıkla kabul görür mü? Tüm ilgi-alâka,…

  3. Dünya Hayatı; Çoğaltma Yarışı? Ölüm?-KUR’AN?! (Mülk,2)”O, davranış ve eylem bakımından hanginizin daha güzel amel edeceğini-en güzel eseri kimin yapacağını belirlemek-sınamak…

  • ÜNİVERSİTENİN AMACI; DÜNYAYA GENİŞ AÇIDAN BAKABİLME ÖZELLİĞİ KAZANMIŞ İNSAN YETİŞTİRMEKTİR

    ÜNİVERSİTENİN AMACI; DÜNYAYA GENİŞ AÇIDAN BAKABİLME ÖZELLİĞİ KAZANMIŞ İNSAN YETİŞTİRMEKTİR

    Geçen hafta yüz yüze eğitimin gerekliği konusundaki “Diploma Kalitelerinin Zedelenmemesi için Yüz-Yüze Eğitim veya Eğitimi Yaz Dönemine Ötelenmesi Önerilebilir” başlıklı yazım sonrası Emekli eğitim emekçisi […]


  • KUR’AN’A ABDESTSİZ DOKUNULAMAZ MI?

    KUR’AN’A ABDESTSİZ DOKUNULAMAZ MI?

    Aşağıdaki takvim yaprağı, DİP takviminin 30 Mart 2023 tarihli yaprağıdır.Görüldüğü gibi DİB, Kur’an’ın kâğıda basılı haline abdestsiz dokunulamayacağını söylüyor.Bilgisayar, tablet, cep telefonu vs. elektronik cihazlar […]


  • Altın Manyaklığı Kitabı

    Altın Manyaklığı Kitabı

    Bülent ESİNOĞLU Nasıl yapayım, nereden başlayayım bilemedim. Lakin olayların başlangıç yeri Altın Manyaklığı kitabı olsa gerek. Amerika’da, durup dururken, Altın Manyaklığı kitabı çıkmaz diye düşünüyordum. […]


  • 2070 yılına kadar seyahatlerde neler değişecek?..

    2070 yılına kadar seyahatlerde neler değişecek?..

    Şu bir gerçek: İnsanların her geçen yıl seyahat ve tatil tercihleri değişiyor. Bu gerçekler ışığı altında sektör yenileme çalışmalarına hız vermeli. İngiltere merkezli hava yolu ve […]


  • MİLLİYETÇİLİK ve ULUSALCILIK (3)

    MİLLİYETÇİLİK ve ULUSALCILIK (3)

                Ulusalcılık kavramının oluşumundaki ‘tarihsel kalıt’a  eski dilde ‘Ecdadın ruhu’ da denilebilir, ki geçen yazıda buna kısaca değinmiştik. İşte Fransızların ‘kadim ruh’ (l’âme antique) dedikleri […]


  • YSK, RTE’NİN NOTERİ OLMUŞTUR

    YSK, RTE’NİN NOTERİ OLMUŞTUR

    RTE’NİN ANAYASAL OLMAYAN ADAYLIĞINI ONAYLAYAN BU YSK, ALDIĞI KARARLA RTE’NİN NOTERİ OLMUŞTUR YSK’nın son aldığı kararı, RTE’nin CB seçimine aday olarak katılmasını oy birliğiyle almış […]


  • Dünya Hayatı; Çoğaltma Yarışı? Ölüm?

    Dünya Hayatı; Çoğaltma Yarışı? Ölüm?

    Dünya Hayatı; Çoğaltma Yarışı?Ölüm?-KUR’AN?! (Mülk,2)”O, davranış ve eylem bakımından hanginizin daha güzel amel edeceğini-en güzel eseri kimin yapacağını belirlemek-sınamak için ölümü ve hayatı yarattı.” Yaşamın […]


  • EKONOMİMİZ GERÇEKTEN DE UÇUYOR MU?

    EKONOMİMİZ GERÇEKTEN DE UÇUYOR MU?

    Sn. Erdoğan ve Maliye Bakanı Nebati, Türk ekonomisinin uçtuğunu, uygulanan sisteme Batılıların bile hayran kaldığını üstüne basa basa söylemekteler. Sn. Erdoğan, “Benim alanın ekonomi, bunların […]


  • KARA NİYETLİ PAPAZ

    KARA NİYETLİ PAPAZ

    KARA NİYETLİ PAPAZ HÜSEYİN MÜMTAZ                 Rusya-Ukrayna savaşı ile Lozan’ın, 100 yıl sonra aynı karede yer alabileceğini hiç düşünebilir miydiniz?                 Heybeli’deki kara cübbeli, kara […]


  • Bir Günah Gibi

    Bir Günah Gibi

    Kimin yazdığını bilmiyorum, ancak çok duygusal bir kişinin yazdığına emin olduğum bir şarkı sözü vardır. Aslında şarkı bir Rus halk şarkısından gelmekte, ‘Oçi Çorniye’. Şarkının […]


  • Suudiler, İran ile barıştı…

    Suudiler, İran ile barıştı…

    Suudi Arabistan ile İran’ın 7 yıllık kesintinin ardından Çin’in arabuluculuğuyla diplomatik ilişkileri başlatma kararı, İsrail dışında tüm bölge ülkeleri tarafından memnuniyet verici bir gelişme olarak […]


  • “Rumlarla eşit şartlarda müzakere ederiz…”

    “Rumlarla eşit şartlarda müzakere ederiz…”

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs yönetimi ile resmi müzakere masasına oturmak için çerçevenin belirlenmesi gerektiğini vurgulayarak, egemen eşitlik ve eşit […]



Posted

in

, ,

by