İhanetin bedeli

Şefika Nenemin Acısını Benimle Kim Paylaşacak

2014 yılı Nisan ayında ; Bu ülkenin Başbakanı sıfatı ile “ Ermenilerin Acısını Paylaşıp , taziye dileklerinde bulunan “ Recep Tayyip Erdoğan’a , Şefika Nenemin acısını benimle paylaşmadan , Ermenilerle neyi paylaştığını , gecikmiş bir soruyu sormak için yazıyorum.

Ilk okul ve Orta Okul yıllarımda , Şefika nenem ,her seferinde gözlerinden yaşlar süzülerek ve ağlayarak , bana o kadar çok anlattıki yaşadığı zulum ve soykırımı , bunu sıradan bir insan bile duysa yüreği parçalanır, insanlığından utanır. Ancak Bizim Ermeni açılımcıları , bırakın utanmayı, ihanetin sınırına gelip dayandılar.

Şefika nenem 7 yaşında iken halası ile tarlada çalışıyorlarmış , birden Ermeni çeteleri önde , Rus askerleri arkada ( O zamanlar Ruslar iyi polisi oynayarak bizimkilere hiç dokunmamış , hep arkada seyirci kalmışlar ) köye baskına gelirlerken nenemlerle karşılaşmışlar. Yer Erzurum Olur ilçesi eski ismi Tavusker köyü , Halası hemen çapayı toprağa saplayıp bırakarak , nenemin elinden tutmuş, haydi kızım koş diyerek can havli ile koşmaya başlamışlar. Koşa koşa dağın keskin yamacına gelirler. Aşağısı dik uçurum. Halası hemen neneme sarılarak “ kızım ben atlayıp namusumu kurtaracağım. Sen kal. Çocuksun belki birşey yapmazlar. Hakkını helal et “ diyerek uçurumdan atar kendini. Tam o sırada Ermeniler de nerdeyse halayı yakalayacak kadar yaklaşmışlar. Tam yakalayacakken halası kendini uçurumdan atınca , Ermen çeteciler iki ellerini dizlerine vurarak “ tüh yakalayamadık “ diyerek hayıflanmışlar ve nenemi saçlarından sürükleyerek köye kadar getirmişler. Nenem köyde manzarayı görünce hepten şoke olmuş. Ermeniler Köyde yakaladıkları çol çocuk kadın erkek herkesi camiye doldurmuşlar, kaçmasınlar diyede kapı ve camlara kalaslar çakmışlar ateşi vermek üzereler. Insanların bağrışmaları yalvarmaları halen kulaklarımda çınlıyor diyerek hüngür hüngür ağlardı. O hengamede Ermenilerin elinden kaçan nenem , gizlenerek yola devam ederken diğer kaçanlarla birleşir. Akrabalarına ve ailesine kavuşur. Yollarda diğer köylerden geçerlerken , gördüğü manzara şudur. Ermeniler tarafından Aynı şekilde camilerde topluca yakılan insanlar, kadınların rahimlerini deşerek karnındaki çocuğu dışarı alarak kılıçtan geçirmişler, kadınların göğüslerini kesip kapılara çivilemişler, yaralıların ölmeden once anlattıklarına gore , bunları yapmadan öncede hepsinin ırzlarına geçmişler. Ermeniler bu katliamları Türk- Kürt ayrımı yapmadan herkese yaptılar. ( Bu arada, Bazılarının iddia ettiği gibi, Kürtlere dokunmadılar yalanını ise sadece Van şehrimizi yerle bir ettiklerini ve tek bir Türk ve Kürt sağ bırakmadıklarını hatırlatırım )

Bunun aynısı tüm doğu anadoluda birebir yaşandı. Buna dair o kadar çok canlı anılar varkı . Ne zamanki Rusyadaki Ekim devrimi nedeni ile iç savaş yüzünden Ruslar bizim oralardan çekildiler, desteksiz kalan Ermeniler yaptıklarının cezasını çekeceklerini bildiklerinden Rusyaya doğru kaçmaya başladılar. Tabiki kaçarlarken önleri kesildi. Birebir savaşlar yapıldı. Ermenilerde o zamanın en modern silahları vardı. Bizimkilerde kama, kılıç, çakaralmaz silahlar. Buna rağmen Ermeniler savaşı kaybettiler. Gerçek hikaye budur. Ancak Ermenilerin savaştan sonra aramızda kalanlarınada hiç bir şekilde dokunulmadı. Bizden birileri gibi yaşamlarını sürdüler. Mesela Oltuda bizim mahallede yaşlı bir Ermeni nine vardı. Süt satarak geçimini sağlardı. Biz sütümüzü ondan alırdık. O zaman Şefika nenem hayattaydı. O ermeni nine bize her geldiğinde nasılsın diye hatırını sorardı. Yine bir Ermeni doktor vardı. Herkes ona giderdi. Eğerki yaygara ettikleri o soy kırım olsaydı, o ermeni nine ile doktorunda hayatta olmaması gerekirdi.

Açılımcı ve taziyecilere şunu sormak istiyorum.

Eğerki Osmanlı o sözde Ermeni soykırımını yapmış olsaydı ;

1- Osmanlı göçe tabi tuttuklarının malvarlıklarını tehcir dönemi sonunda geri getirildiklerinde iade etmek üzere neden tesbit tutanakları ile listeledi. Osmanlı o kadar salakmıydıki, öldürüp yok edeceği birinin mal varlığını geri getirdiğimde iade edeyim diye tesbit altına alsın. O kadar zaman kaybı , kırtasiye vs gibi külfete niye katlansın. Yakaladığı yerde öldürür, göçe bile tabi tutmaya zahmet etmezdi.
2- Osmanlı o devirde düzeltsin diye hazineyi bir Ermeni nazır’a ( şimdiki maliye bakanı ) teslim etmişti. Osmanlı o kadar salakmıydıki katliam yapacağı bir milletenin üyesini hazinenin başına getirsin.

3- Hitler Yahudileri , Almanya dahil, tüm Avrupanın her yerinde yakaladığı yerde ya hemen sorgusuz sualsiz öldürdü, yada gaz odalarında yaktı. Osmanlı o kadar salakmıydıki soykırım yapmayı düşündüğü Ermenilerin sadece Doğu Anadoludakilerini ( münferit olarakta Orta Anadolu ) tehcire tabi tutu. Neden İstanbulda, İzmirde, marmara bölgesinde, hatta o devride Irak Suriye Osmanlı toprağıydı, buralarda yaşayan Ermenilere dokunmadı. Yoksa bu Ermeniler torpillimiydi. Soykırım denen şey yaşadığı bölge farketmeksizin yakaladığını öldürmek demektir. Mesela tehcir zamanı Sıvasta yanlışlıkla tehcire tabi tutulan Kız Ermeni koleji öğrencileri tam trene binerken listeyi kontrol eden Osmanlı subayı, bunlar tehcir listesinde yoklar diye hepsini geri gönderdi. Soykırım olsaydı, neden bu subay ,hazır kendi ayakları ile gelmişler diyerek bunlarıda tren bindirmedi.

3- tehcir esnasında tabiki yokluklar ve yoksulluklar sebebi ile hastalıklardan, özellikle Kürt çetelerin Ermenilerde altın vardır diyerek konvoylara saldıralarından yollarda ölen binlerce Ermeni oldu. Osmanlı bu ermeni konvoylarını korusunlar diye zabitler görevlendirdi ama o zamanın fiziki şartlarında doğal olarak yetersiz kaldı . Zayiatlar tehcirin elde olmayan sonuçlarıydı. Kaldıkı her olay Osmanlı tarafından resmi olarak soruşturlumuştur. Sırf ermeni yaygaralarını dindirmek için haksız yere çok zabit ve kaymakam mahkum edilmiş, idam dahi edimişledir. Bugün bile Amerika teknoloji ve fiziki şartların en üstününe sahip olduğu halde neden Irakta Amerikalı askerlerin yaptığı ırza geçmeler,öldürmeler , telefer , bağdat ve basra bölgelerinde toplu baskın ve katliamlarını önleyemedide iki milyonda fazla insan öldü .

4- o devirde Osmanlı ordusu Alman subaylar tarafından yönetilip yönlendiriliyordu. Doğu Anadoluda Rus, Fransız ,İngiliz , İtalyan casusları cirit atıyorlardı. Eğerki soykırım olsaydı, neden bunların raporlarında bir tek soykırıma dair rapor yok. Aksine , özellikle İngiliz ve Rus subaylarının Ermenilerin Türklere yaptıkları katliamlara dair pek çok raporlar var. Ancak bunların bir kısmı yeni yeni deşifre oluyor ama gelinen noktada bunu görmek istemeyen kör açılımcı gözler var.

5- Osmanlı soy kırım yapsaydı, neden Malta sürgünleri mahkemesi duruşmaları yapılırken, Avrupa devletlerinden oluşan mahkeme heyeti tüm Avrupa ülkelerine soy kırıma dair elinizde olan tüm belgeleri yollayın dediği halde bir tek ülkeden bir tek belge gelmedi mahkemeye. Ki o zaman herşey sıcağı sıcağınaydı ve Osmanlıda ölüm döşeğindeydi. Yani kimse Osmanlıdan ne korkuyor nede çekiniyordu.

6- Ister sevin ,ister sevmeyin, Doğu Perinçek, AİHM de Türkiyenin onurunu kurtardı. Ileri sürdüğü belgelerinden biride ilk Ermeni başbakanı Ovannes Kaçaznuni ‘nin Ermeni parlamentosunda yaptığı konuşmaydı. , Kaçaznuni mealen kısaca dediki “ Türkler haklıdır. Biz Ermeniler Türklere katliamlar yaptık “ ( Kaynak yayınları bunu kitap halinde yayınladı. Herkesin okuması lazım bunu ) .

Erdoğan o zaman diyorduki “ Ermenilerin acısını paylaşıyor, taziyelerimizi sunuyoruz.” . bunu derken, acaba hiç o zaman düşündümü, ben bunu dersem, Doğu Perinçek’in AİHM de kazandığı zaferi gölgelerim, Ermeni lobiside bu karara itirazında benim bu beyanımı kaynak belge olarak gösterip kararı bozdurmaya çalışır. Ki, bu ifadeye dayanarak bozdurma ihtimali çok yüksek idi. Arkasındanda tüm dünyanın dayanılmaz baskısı gelecekti ve Ermenilerin önce tazminat, sonrada toprak talepleri gerçekleşecekti. Bu ihtimal halen dahi sözkonusudur.

Şurası iyi bilineki;

Vatanı sadece seccadenin serildiği yer olarak görenler şunu unutmasınlarki, Dünyadaki hiç bir toprak, üzerinde yaşayanların ihanetini kabul etmez. Onları üzerinden atar. Nasılki o topraklar Osmanlının ihanetini kabul etmedide üzerinden attı bizi, üç kıtadan çekildikde, Atatürk ve silah arkadaşları sayesinde ancak Anadoluya sığınabildik, acaba Anadoludanda atılınca biz kimin sayesinde ve nereye sığınacağız. 31 Ekim 2020

Şefika Nenemin Acısını Benimle Kim Paylaşacak - ermeni cete adapazari 1915

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Turkish Forum Editör, İngilizce, Almanca, Türkçe. Sitemizde Medya takibi ve editörlük yapmak isteyenler bizimle irtibata geçebilirler.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. KUR’AN-İçki?! Robotlaşmış Kullar?! Kafayı içki içenlere takmış, onları cehennemlik-kâfir ilan eden din satıcıları-yobazlara inat, Yüceler Yücesi Yaratıcı aşağıdaki ‘içki’ ile…

  2. İlginç, bir sürü insan hakkında haklı haksız yurtdışına çıkış yasağı var ama sadece spesifik olarak TMSFye borcu olanların yasağını kaldırmak…

  3. KUR’AN! ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?! Vefa-Minnet! Kibir? (Enbiya,18)”Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan-yalanlardan dolayı size yazıklar olsun!” KUR’AN’da olmayanları, Kitap’tan-KUR’AN’dan ALLAH’ın sözleriymiş gibi insanlara…

  • Çocuklar en çok tahılla besleniyor

    Çocuklar en çok tahılla besleniyor

    CHP’li Sarı, çocukların en çok tahılla beslendiğine dikkat çekti HEPİMİZ YOKSULLAŞTIK! Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili A.Adayı Serkan Sarı, TÜİK verilerinin çocukların sağlıklı ve dengeli […]


  • Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Yukarıdaki başlık sayın Emin Çölaşan’ın  dünkü  yazısının başlığıdır.  Sayın Sultan Uçar    “Diploma kayalara çarpmış’başlığı ile sayın Cumhurbaşkanının diplomasını sorgulamış. Sayın Fatih Portakal ise “En azından […]


  • KURUCU MECLİS

    KURUCU MECLİS

    Öğrenme ve öğretmenin bir yolu da ‘yinelemek’tir (tekrarlamak). O nedenle, örneğin daha iki ay önce yayımlanan ‘düklük ve düdüklük’ başlıklı yazımı yeniden ve aynen yayınlamak […]


  • Korkutan tahmin…

    Korkutan tahmin…

    Türkiye deprem kuşağında. Art arda yaşadığımız depremler son olmayacak. Yeni depremler oluyor ve daha sonra beklenen depremler var. Uzmanlar uyarıyor. Tedbirleri almak ve yapılan bu […]


  • TARİH NASIL YAZILIR?

    TARİH NASIL YAZILIR?

    TARİH NASIL YAZILIR? HÜSEYİN MÜMTAZ Meraklısı, iç politikaya hiç bulaşmadığımı iyi bilir. Ama yukarıdaki seçim afişini görünce kıyısından köşesinden iki laf etmek istedim. Yine meraklısı […]


  • ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?!

    ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?!

    KUR’AN!ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?!Vefa-Minnet!Kibir? (Enbiya,18)”Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan-yalanlardan dolayı size yazıklar olsun!” KUR’AN’da olmayanları, Kitap’tan-KUR’AN’dan ALLAH’ın sözleriymiş gibi insanlara sunarak yalan beyanda bulunup iftira edenler ALLAH’ın hakkına […]


  • Kızılay maden suyunda zehir

    Kızılay maden suyunda zehir

    Kızılay maden suyunda zehir çıktı. Sağlığımızla oynayanlar yargılansın! Kızılay ile ilgili skandallar bitmiyor! Sorumluların yargılanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyorum. Birgün Gazetesi, Migros’un 2019’da Kızılay maden […]


  • Emekli Aylıkları

    Emekli Aylıkları

    Emekli Aylıkları Üzerine Bilgi Notları…1️⃣Emekli aylıkları yasayla artırılır. Yetki TBMM’dir. Bu 1.2️⃣En düşük emekli aylığı 7.500 olmuyor. Eğer yasa çıkarsa 7.500 TL’den düşük aylıklar Hazine […]


  • “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    Trabzon’da öğretmenlik yapan  R.G.S, 2005 yılında Başbakanlık tarafından “Yılın Öğretmeni” seçildi. 19 yıl “sahte diploma” ile öğretmenlik yaptığı ortaya çıktı. Suçunu itiraf etti. Yargı beraat […]


  • İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    Demokrasinin özde, dolaysız değil sözde yaşanır bir hale geldiğini görmek? Heyecan, sevinç, umutlar, yaşanası tüm güzellikler, huzur ve mutluluklar özgürlük hepsi unutulan bir zamanın içinde […]


  • Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALAN(SARI SAÇLI MAVİ GÖZLÜ) UKRAYNALI KADINLAR AVRUPA’DA FUHŞA ZORLANIYORMUŞ AB ülkelerinde internette ‘Ukrayna mülteci pornosu’ aramalarında patlama yaşanmaktaymış (1 )  Savaş’tan kaçan […]


  • Üreticiyi teşvik edeceklerini tehdit ediyorlar

    Üreticiyi teşvik edeceklerini tehdit ediyorlar

    VEKİL YOKUŞ: İTİRAF ETTİLER ÇİFTÇİYİ TEŞVİK EDECEKLERİNE TEHDİT EDİYORLAR! İYİ Parti Konya Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri komisyonu üyesi Fahrettin Yokuş, 20 Mart günü […]


  • Rusya iç turizme yöneliyor…

    Rusya iç turizme yöneliyor…

    Ukrayna savaşı nedeni ile sıkıntılı günler yaşayan Rusya iç turizmi canlandırmak için çeşitli önlemler almaya başladı. Hedef belli: Milli gelir dışa gitmesin. Ancak alınan bu […]


  • Putin’e Tutuklama Kararı ve ABD’nin Teröre Desteği

    Putin’e Tutuklama Kararı ve ABD’nin Teröre Desteği

    Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcılığının Putin’i tutuklama kararının Ukrayna’daki savaş suçlarının ötesinde anlamı bulunmaktadır. 1998 Roma Statüsü’yle kurulan, 2003’te çalışmaya başlayan mahkeme, yargı yetkisini kabul etmiş ülkelerde, soykırım, tecavüz, işkence gibi insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamındaki kişileri yargılar. Aynı zamanda bu ülkelerin hakkında tutuklama kararı bulunanları tutuklama hakları ve görevleri vardır. Kremlin’dekilerin karar konusunda umursamaz görünmesinin temelinde, Rusya’nın mahkemeye taraf olmaması bulunmaktadır. Ukrayna sözleşmeyi imzaladığı halde henüz onaylamamış, fakat ihlaller konusunda mahkemenin yetkisini kabul etmiştir. Yasa dışı olarak çocukların, insanların zorla Rusya’ya nakledilmesi insanlığa karşı suç kabul edilerek sorumlular Putin ve Rusya Çocuk Hakları Komiseri için tutuklama kararı çıkartılmıştır. Bu durumda lise/üniversite çağındaki çocuklarımızın ABD destekli terör örgütü tarafından zorla dağa kaldırıldığını hatırlayalım. UCM savcılığı Ukrayna’da tahkikat yaparak iddiaların gerçek olduğu sonucuna varmıştır. Bunlar önemli ölçüde Rusya kontrolündeki Dombass kentlerinde gerçekleşse de hukuken Ukrayna’ya aittir. Kararı memnuniyetle karşılayan Ukraynalılar arkasının geleceğini, başka tutuklama kararları olacağını söylemişlerdir. Bütün umursamaz tavırlara karşın, Kremlin’de derin endişeler bulunmaktadır ki yine nükleer silah gücünü gündeme getirmiştir



Posted

in

by