Vatandaş Gazeteci Olun

Dünyanın neresinde olursanız olun Türk'ler, Türkiye veya Türkçe hakkında yazılar yazıyor, çevrenizde olup bitenlerle ilgili yerel yada global, bize haberler göndermek istiyorsanız, hemen şimdi Turkish Forum için yazı yazmaya başlayabilir, "vatandaş gazeteci" olabilirsiniz. Dilerseniz anonim kalarak da yazı yayınlayabilirsiniz. - tf gazeteci

Dünyanın neresinde olursanız olun Türk’ler, Türkiye veya Türkçe hakkında yazılar yazıyor, çevrenizde olup bitenlerle ilgili yerel yada global, bize haberler göndermek istiyorsanız, hemen şimdi Turkish Forum için yazı yazmaya başlayabilir, “vatandaş gazeteci” olabilirsiniz. Dilerseniz anonim kalarak da yazı yayınlayabilirsiniz.

Üst menüde yer alan “Haber Gönder” linkinden hemen başlayın!

Dünyanın neresinde olursanız olun Türk'ler, Türkiye veya Türkçe hakkında yazılar yazıyor, çevrenizde olup bitenlerle ilgili yerel yada global, bize haberler göndermek istiyorsanız, hemen şimdi Turkish Forum için yazı yazmaya başlayabilir, "vatandaş gazeteci" olabilirsiniz. Dilerseniz anonim kalarak da yazı yayınlayabilirsiniz. - tf gazeteci
Okumaya devam et  TÜRK DİL BAYRAMI KUTLU OLSUN

Comments

“Vatandaş Gazeteci Olun” için 2 yanıt

  1. Kamil Özkaloğlu avatarı
    Kamil Özkaloğlu

    37 YILI NASIL HARCADIK
    Biz Kıbrıs Türkleri 37 yıldır hep bu sözleri dinledik durduk:
    “SINIRSIZ SABIR”,
    “SINIRSIZ HOŞGÖRÜ”,
    “UYGUN ZAMAN,
    “UYGUN KOŞULLAR”…
    “SABIR” bize dayatılan en etkili olanıdır. Bazı çok büyüklerimizin, çok ileri giderek “TÜRKLERİN SABRI BİTTİĞİ YERDE YENİDEN BAŞLAR” gibi iddialarda bulundukları da olmuştur. Bunun anlamı; nasıl bir duruma düşerseniz düşün “SONSUZA DEK SABREDİN” değil midir?
    “HOŞGÖRÜ” şüphesiz çok güzel bir tepkidir. Hoşgörülü olmaya tabii ki karşı değiliz. Ama bazen Hoşgörünün dozunu da o kadar kaçırıyoruz ki; hoşgörü, niteliğini yitirip neredeyse ahmaklık gibi algılanır oldu.
    “UYGUN ZAMAN” ve “UYGUN KOŞULLAR”ı bekleyelim derken de bize “DÜNYANIN GÖNLÜ OLUNCAYA KADAR BEKLEYİN” demiyorlar mı?
    O Dünyanın gönlünün hiçbir zaman olmayacağı da çok açık değil mi?
    Biz 37 yıl önce büyük bir varlık mücadelesinden sonra bir devlet kurduk. Meclisimizden tüm dünyaya Cumhuriyetimizi ilan ettiğimizi haykırdık.
    Meclis üyeleri Cumhuriyet ilanını oy birliği ile ayakta onayladılar.
    Gelin görün ki o meclis üyelerinin bir kısmı daha 24 saat dolmadan kıvırttılar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanına karşı olduklarını açıkladılar.
    Meğer koltuklarını ve devletin sağlayacağı maddi ve manevi imkanları yitirmemek için taktik olarak devlet ilanına “evet” demişler.
    Bu taktik ustası zeki! insanlar ve partileri 37 yıl sonra bugün hâlâ devlet imkânlarından gani gani nemalanıyorlar. Ancak hâlâ devletin varlığına ve geleceğine karşıdırlar…
    Onlar ve partileri, solcu, sosyalist, komünist falan olduklarının iddiasındadırlar ama sömürgeci batı emperyalizminin beslemesi ve Sömürgeci Batı Emperyalizminin kendilerine verdiği içimizdeki işbirlikçilik görevini büyük bir bağlılıkla sürdürüyorlar…
    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan ettik ama 37 yıldır dünyanın karşısına dikilip
    “BİZ TANINMA İSTİYORUZ, BİZİ TANIYIN”
    diyemedik.
    “Biz davamızda sonuna kadar haklıyız. “Biz ayrılıkçı değiliz, devletten silâh zoru ile atıldığımız için kendi devletimizi ilan etmek zorunluluğunda kaldık”
    diyemedik.
    “Biz Federasyon, Birleşik Kıbrıs görüşmeyiz, tek hedefimiz, devletimizin tanınmasıdır.”
    Diyemedik.
    Bu bizim anamızın ak sütü gibi helalimizdir.
    Diyemedik…
    Çünkü bize büyüklerimiz hep,
    “SABIR” dediler,
    ” HOŞGÖRÜ” dediler,
    “UYGUN ZAMANI BEKLEYELİM” dediler,
    “UYGUN KOŞULLAR OLUŞSUN” dediler…
    Bu da bize tuzaklar kurarak bu adadaki varlığımızı sonlandırmak isteyen tüm devlet ve işbirlikçilerin işine geldi.
    Gelin görün ki Cumhuriyetimizin 21. yılında dünyanın hazırladığı ve başarılı bir şekilde bize “evet” dedirttikleri adı ‘ANNAN PLANI” olan emperyalizm markalı Kıbrıs Türklerinin ilan ettiği devletinin tasfiyesini amaçlayan planın referandumunun hemen sonrasında hazırlanan raporda ve yapılan açıklamalarda “Plana ‘evet’ diyerek Kıbrıs Türkleri devlet istemediklerini tescil ettiler” dediler.
    Bu açıklamaların bizim uyanmamızı sağlaması gerekiyordu.
    Bu durumun, 21 yıl sonra “SABIR”, ” HOŞGÖRÜ”, “UYGUN ZAMANI BEKLEYELİM”, “UYGUN KOŞULLAR OLUŞSUN” söylemlerinin bizi getirdiği son nokta olduğunu anlamamız gerekiyordu.
    UYANAMADIK, ANLAYAMADIK…
    Dahası, her seçimde bayraklara sarılıp, “BU DEVLETİ BİZ KURDUK, BİZ YAŞATACAĞIZ” çığlıkları atarak milliyetçi tabanın oylarını çalarken; bir yandan da KKTC’yi ortadan kaldıracak ön koşullara imza atıp; federasyon ve veya Birleşik Kıbrıs görüşmeyi sürdürdü milliyetçilik iddiasındaki partilerimiz. Biz de 37 yıldır milliyetçi oldukları iddiasındaki bu partilerden devletimizin tanınmasını savunacaklarını boş yere bekledik durduk…
    Kurucu Cumhurbaşkanımız Sn. Denktaş’ın VOLKAN Gazetesinde yayınladığı bir makalede özetle şöyle diyordu:
    “Geçen gün İstanbul’da dolaşırken, tanıdığım bir İngiliz Politikacı ile karşılaştım. Fırsatı bulmuşken başladım adama sorular sormaya. İngiltere Kıbrıs’ta bir Garantördür ama siz bir garantöre yakışır şekilde tarafsız olamıyorsunuz, taraf tutuyorsunuz, Rumların çıkarları doğrultusunda hareket ediyorsunuz vb soruları peş peşe sıraladım. Adam beni büyük bir soğukkanlılıkla dinledi ve bana şu cevabı verdi: ‘Siz bir devlet kurdunuz ama ne Türkiye ne de siz bu devletin tanınması için en ufak bir girişimde dahi bulunmadınız. Tutturdunuz bir Federasyon, bu günlere kadar geldiniz. İngiltere de sizin Federasyon istekleriniz doğrultusunda Federasyonu bir çözüm olarak savunuyor.’ Dedi. Düşündüm adam doğru söylüyor…”
    EĞER BİR CUMHURİYET İLAN EDİLİRSE; HEMEN O GÜN TANINMA İÇİN YOLA ÇIKILMALIDIR.
    Tanınma talebini yıllarca oyalamak o Cumhuriyetin varlığını kökleştirmez; 21. Yılda olduğu gibi Cumhuriyet ciddiyetini yitirmekle karşı karşıya kalır.
    Bugün 37. Yıldayız, halâ “SABIR”, “HOŞGÖRÜ”, “UYGUN ZAMANI BEKLEYELİM”, “UYGUN KOŞULLAR OLUŞSUN” masalları ile avutuluyoruz.
    Kıbrıs Türk Halkına, özellikle Kıbrıs Türk Gençliğine sesleniyorum:
    Yüce Atatürk’ün dediği gibi ‘sizler ZEKİSİNİZ, ÇALIŞKANSINIZ.’
    Sizin akıl hocalarına ihtiyacınız yok. Siz okuyun, siz araştırın ve kendi kararlarınızı siz verin. Sizin hiç kimsenin aklına ihtiyacınız yok.
    Hiç kimsenin sizi yönlendirmesine,
    Hiç kimsenin sizi kendi çıkarları uğruna kullanmasına, izin vermeyin.
    Hâlâ hiç geç değil.
    O zaman göreceksiniz ki;
    Sömürgeci Batı Emperyalizmi tarafından beslenenler sizin bu cennet adadaki varlığınızı, sizin özgürlüğünüzü, sizin egemenliğinizi, sizin devletinizi ortadan kaldırmaya çalışıyorlar…
    Milliyetçilik ayaklarına yatarak sadece kendi çıkarları uğruna devlet düşmanlarını devlet bütçesinden besleyenlerle sizin değerlerinize ihanet edenler var…
    Akıncı’nın görev süresini yasadışı olarak uzatıp seçimde devlet imkânlarını kullanarak yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamak isteyenler var…
    ABD tarafından “git aday ol ve sağ oyları böl” görevlendirilmesini kabul edenler var…
    Asil Kıbrıs Türk Halkı,
    Kıbrıs Türkleri olarak düştüğümüz bu sıkıntılı durumdan bizi sadece Kıbrıs Türk Halkının özgür iradesi kurtarabilir…
    Ne Mutlu Türküm Diyene…

  2. Yazılarınızı menüde yer alan “Haber Gönder” linkinden gönderirseniz yayına alınabilir. Saygılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir