Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na Fahri Doktora

Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Kırım Tatar Türklüğünün lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu için 17 Mart Salı günü saat 10,30’da üniversitenin Itri Salonu’nda fahri doktora töreni gerçekleştirerek  kendisine “fahri doktora” verecektir. Rusya ile gerginleşen ilişkiler kapsamında sayın Kırımoğlu’na Üniversite’nin “fahri doktora” vermesi zamanlama açısından bence anlamlı olup,  yerindedir. Geçmişte sayın Kırımoğlu’na çok sayıda fahri doktora unvanı verilmiştir ama bu seferki  farklıdır.

Çünkü, Cumhurbaşkanı Erdoğan Ukrayna ziyaretinde Kırım’ın ilhakını gündeme taşıyarak  “Türkiye olarak Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımadığımızın altını çizmek istiyorum” demiştir. Kırım Tatar Milli Meclisi  ve Dünya Kırım Tatar Kongresi Başkanı Refat Çubarov’un  “Ukrayna’nın ana kısmından Rusya tarafından işgal edilen Kırım’a Dünya Şiddete  ve İşgale Karşı Onur Yürüyüşü”  açıklamasının ardından bu etkinliğin yapılması çok  anlamlıdır.

Kırım Tatar Milli Meclisi’ni terörist ilan eden Rusya’nın  Moskova’da PKK/YPG’nin (Halk Savunma Birlikleri, Kürtçe Yekîneyên Parastina Gel), büro açmasına izin vermesini Kırım Türkleri  ve Türkiye karşıdır.

Yazar Murat Yetkin, Türkiye ile Rusya arasındaki gerilimin Türk askerlerinin İdlib yakınlarında öldürülmesiyle açığa çıktığını, Türkiye ve Rusya arasındaki sorunların artık saklanamaz hale geldiğini açıklamıştır. Eski Anayasa Başkanı Yekta Güngör Özden  “Rusya’nın sözde dostluğu için endişelerimizi yeniliyorum” derken,  Rahmi Turan da “Rusya 5 yıl sonra, intikam almak istercesine , İblid’de askerlerimizi vurdu. Önce 33 olan şehit sayımız  daha sonra 34’e yükseldi” tespitini yapmış ve  kıssadan hisse “kuyruk acısı” nı okurlarıyla paylaşmıştır.

Kırım Tatar halkının milli lideri, Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın Kırım Tatarlarından Sorumlu Yetkilisi ve Ukrayna milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, “Türkiye dünyadaki birçok ülkenin uyguladığı yaptırımlara katılmadı. Tersine, şimdi Türkiye-Rusya arasında ‘işbirliği’ ve ‘dostluk’ kelimeleri kullanılıyor. Ambargoya katılmayı bırakın, son zamanlarda iki ülke arasında ticaret hacmi artıyor. Şimdi dünyada bize soruyorlar, Türkiye size bu kadar yakın, en kalabalık diasporanız da orada, Türkiye niye böyle davranıyor diye. Biz elimizden geldiğince Türkiye’yi savunuyoruz. Ama bunlar çok tesirli, çok inandırıcı olmuyor. Diyorlar ki, akrabalık böyle olmaz”  diyerek  önemli bir tespitte bulunmuştur.

Programı bilmiyorum ama sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan Kırımoğlu’nu  kabul edip Beştepe’de kapıda karşılarsa,  Moskova’daki 2 dakikalık bekletilmeye en güzel diplomatik cevabı vermiş olur. Şüphesiz takdir kendilerinindir.

Ankara’da 7 Haziran 2018 tarihinde   düzenlenen ve benimde katıldığım iftarda  “Kırım davasını hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. Kırım’ın ilhakını tanımadık, tanımayacağız” diyen Dışişleri Bakanı sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklaması önemlidir: Sizler, yıllar önce anavatan Kırım’dan ikinci vatanınız Türkiye’ye gelmiş olan kardeşlerimizin evlatları olarak, atalarınızın anısına sahip çıkıyorsunuzKırım Tatar halkı, bu dik duruşuyla bütün mazlum halklar içinde emsalsiz bir örnek teşkil ediyor. Sevgili kardeşlerim, sosyal, dini, kültürel, maddi, manevi her türlü sıkıntınız karşısında her zaman çalabileceğiniz bir kapınız var, Türkiye var. Bu kapı size tarih boyunca açık olmuştur, ilelebet de açık olacaktır.” 

Daha önce hem  Eskişehir Osmangazi Üniversitesi  ve hem de Anadolu Üniversitesi Kırımoğlu’na fahri doktora vererek  Kırım Tatar halkının milli liderini onurlandırmıştır. Osmangazi Üniversitesi  bu onurlandırmayı, benim girişimlerimin de katkısıyla yapmıştır. Üniversite, 26 Ağustos 2009 tarihli ve 22 sayılı Senato Kararı ile Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalında fahri doktora vermiştir. Dönemin Eskişehir Valisi Mehmet Kılıçlar, üniversitenin konferans salonunda düzenlenen etkinlikte kentte 100 binden fazla Kırım Tatarı olduğunu belirterek, bu kişilerin kentin kültür, sanayi ve tarımının gelişmesine büyük katkıda bulunduğunu şöyle açıklamıştır:

Okumaya devam et  FELAKETİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ SANA BAŞKA NASIL ANLATABİLİRİM Kİ?

“Günümüzde yükselen değerler, barış, insan hakları ve demokrasidir. Herkes bu konulardan bahsediyor ama geçmişi de unutmamak gerekir. 1944’te saat 03.00’da 200 bin insanın evinin kapısı çalınıyor ve 15 dakika içinde bulundukları yerlerin meydanlarında toplanmaları isteniyor… Bir gecede binlerce kişi yurtlarından ayrılıyor, sürgüne gönderiliyor, 200 bin insanın üçte biri 6 yılda yok oluyor. Bu bir soykırım değil mi? İnsan hakları savunucuları denilince akla Nelson Mandela, Gandhi geliyor. Bize göre günümüzde yaşayan en büyük insan hakları savunucusu, bu onurlu mücadeleyi şerefli bir şekilde yürüten Mustafa Abdülmecit Kırımoğlu’dur.”

Osmangazi Üniversite’sinin verdiği onursal doktora sonrasında Kırımoğlu “Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı” ile de onurlandırılmıştır.  18 Kasım 2013 tarihinde yayınlanan “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Osmangazi Üniversitesi” başlıklı yazımda Kırımoğlu’na Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı verilmesi gereği üzerinde  durmuştum: “Eskişehir Osmangazi Üniversitesi 26 Ağustos 2009 tarihli ve 22 sayılı Senato Kararı ile Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na 2009 yılında Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalında fahri doktora vermiştir…Kırımoğlu’na, Türkiye Cumhuriyeti ile Ukrayna Cumhuriyeti arasındaki dostça ilişkilerin geliştirilmesini, iki ülke halkını birbirine yakınlaşmalarını sağladığı için Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı verilmesinin uygun olacağı düşüncesindeyim.”

Kırım Haber Ajansı bu önerimi 21 Kasım 2013 tarihinde abonelerine şöyle geçmiştir: “Eskişehir (QHA) – Anadolu Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Rıdvan Karluk, Sakarya gazetesindeki 18 Kasım tarihli yazısında Kırım Tatarlarının lideri Mustafa A. Kırımoğlu’na Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı verilmesi fikrini ortaya koydu. Prof. Dr. Rıdvan Karluk, 2009 yılındaki bir köşe yazısında yaptığı teklifini hatırlatarak, Kırım Tatarlarının yoğun olarak yaşadığı Eskişehir’de bulunan Anadolu ve Eskişehir Osmangazi Üniversitelerinin Kırımoğlu’na fahri doktora unvanı verilmesi konusunun yeniden gündeme almasını önerdiğini belirtti. Eskişehir’e Türk Dünyası Kültür Başkenti ziyareti kapsamında gelen Kırım Milli Meclis Eski Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Osmangazi Üniversitesi’ni de ziyaret etmesini çok anlamlı bulduğunu kaydeden Rıdvan Karluk, ‘Kırımoğlu’na, Türkiye Cumhuriyeti ile Ukrayna Cumhuriyeti arasındaki dostça ilişkilerin geliştirilmesini, iki ülke halkını birbirine yakınlaşmalarını sağladığı için Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı verilmesinin uygun olacağı düşüncesindeyim’ diye yazdı.”

16 Aralık 2013 tarihinde “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı” başlıklı yazımda konuyu yeniden gündeme getirmiştim. Nobel Barış Ödülü’ne de aday gösterilen Kırımoğlu Osmangazi Üniversite’nde yaptığı konuşmada “En Çok Demokratik Mücadeleye Özen Gösterdik” dedikten sonra şunları söylemiştir:

“Kırım Tatarları için verilen mücadelede en çok özen gösterdiğimiz konu kan dökülmeden demokratik yöntemlerin kullanılması ve kimsenin zarar görmemesidir. Kırım Tatarları için verilen mücadele süresince Sovyet yönetiminin baskıları, sürgün ve hapis cezaları yüzünden, girdiğim üniversitelerde eğitimimi tamamlamak nasip olmadı…Ancak annem ve babam sağ olsaydı Kırım Tatarlarının yoğun yaşadığı, adeta ikinci vatan olarak gördüğümüz Eskişehir’deki böylesine seçkin bir üniversiteden doktora unvanı verilmesinden büyük onur duyarlardı.”

Bu gelişmelerden sonra  dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,  Kırımoğlu’nu 15 Nisan 2014 tarihinde Cumhuriyet Nişanı  vererek onurlandırmıştır. Çankaya Köşkü’ndeki törene, Cumhurbaşkanı Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül ve Kırımoğlu’nun eşi Safinar Cemileva’nın yanı sıra Başbakan yardımcıları Bülent Arınç ve Emrullah İşler, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı Rıfat Çubarov, Kırım Tatar Milli Meclis Başkan Yardımcısı Aslan Ömer Kırımlı, Ukrayna Milletvekili, eski Dışişleri Bakanı ve cumhurbaşkanı adayı Petro Poroshenko, aralarında benimde bulunduğum yabancı misyon şefleri ve tarihçilerin de  yer aldığı çok sayıda davetli katılmıştır.

Okumaya devam et  BAĞIMSIZ ÇERKESYA

Tören, Kırımoğlu’nun öz geçmişi ve cumhuriyet nişanı verilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının okunmasıyla başlamıştır. Karar’da, Türkiye Cumhuriyeti ile mensubu bulunduğu devlet arasında dostça ilişkilerin geliştirilmesini ve milletlerin birbirlerine yakınlaşmalarını sağlaması sebebiyle Kırımlıoğlu’na nişanı verilmesinin kararlaştırıldığı  açıklanmıştır. Cumhurbaşkanı Gül törendeki konuşmasına, “Kırım Tatarlarının yolbaşçısı, milli kahramanı, aziz kardeşim” diye hitap ettiği Kırımoğlu’na cumhuriyet nişanı tevcih töreni için bir araya gelindiğini belirterek başlamıştır.

Cumhuriyet nişanının, Türkiye’de devlet başkanları haricindeki kişilere verilen en yüksek nişan olduğunun altını çizen Gül, “Kırım Tatarlarının var olma ve insanca yaşama mücadelesinin bayraktarlığını yapan, bu uğurdaki büyük fedakarlıklarını takdirle izlediğim Sayın Kırımoğlu’na bu nişanın verilmesini, aslında iki sene önce düşünmüştüm ve bunu Dışişleri Bakanlığımıza ve Bakanlar Kurulumuza tavsiye etmiştim” demiştir.

Dışişleri Bakanlığı ve Bakanlar Kurulu’nda gerekli düzenlemelerin yapılmasının zaman aldığına işaret eden Gül, Cumhuriyet nişanını, ömrünü Kırım Tatarlarının haklı davasını dünyaya duyurmaya adayan Kırımoğlu’na takdim etmekten onur ve gurur duyduğunu  açıklamıştır. Bölgenin yerli sakinleri olan Tatarların Kırım’daki geçmişlerinin, 13’üncü yüzyılda kurulan Altınordu Devleti’ne (Altın Orda Devleti) kadar uzandığını ve Tatarların, yüzyıllar boyunca bu topraklarda barış ve huzur içinde yaşadıklarına dikkati çeken Gül, “Kırım için çile dönemi ise İkinci Dünya Savaşı’nın ardından başlamıştır. 1944’ten itibaren Sovyet komünizmi altında uygulanan sürgün ve zorunlu göçlerle, Tatarlar anavatanlarından kopartılmıştır” değerlendirmesinde bulunmuştur.

Kırım Tatarlarının bu kapsamda Özbekistan, Romanya ve Bulgaristan ile Baltıklar ve Rusya’nın birçok bölgesine sürgün edildiğini, yüz binlercesinin anavatanlarını terk ederek Türkiye’ye geldiğini ve yerleştiğini söyleyen Gül, öz yurtlarında azınlık durumuna düşen Tatarların, çok daha yoğun biçimde Kırım dışında yaşamak zorunda bırakıldığını şöyle belirtmiştir.

“İşte, 1944’te daha 6 aylıkken Özbekistan’a sürgün edilen Sayın Kırımoğlu’nun, ömrünü Kırım Tatarlarının anavatanlarına geri dönüş mücadelesine vakfetmesinin nedeni budur. Sayın Kırımoğlu’nun hayatı, adeta Kırım halkının çektiği çilelerin kısa bir özetidir. Biraz evvel ıstıraplı hayat hikayesini birlikte dinlediğimiz bu fedakar insan, uluslararası baskılar yüzünden 1986’da tahliye edilene kadar, 15 senesini hapishanelerde, sürgünde veya çalışma kamplarında geçirmiştir ki, o dönemleri ve rejimi hatırladığınızda bu çilelerin ne olduğunu çok daha iyi idrak edeceğiz. Davası kutlu, azmi sabit olunca elbette çekilen çileler karşılıksız kalmamıştır. Böylece Kırım Tatarları anavatanlarından sökülüp atılamayacaklarını tüm dünyaya da ispatlamışlardır.

 Sayın Kırımoğlu’nun liderliğindeki bu özgürlük mücadelesi, tarihe altın harflerle kazınmıştır. Takip eden dönemde Kırımoğlu, restorasyon döneminin liderliğini de üstlenmiştir. Kırım Tatar Milli Meclisi’nde ve Ukrayna Parlamentosu’nda sergilediği basiretli liderlik, bunun en müşahhas nişanesidir.  Kırım Tatarları, bu şartlar altında ciddi bir sınavdan geçmektedirler. Böylesine sıkıntılı dönemlerde herkesle barışık, farklılıklara saygılı ve ağırbaşlı bir yaklaşım sergilenmesi, Tatar kardeşlerimizin huzurlu geleceklerinin teminatı olacaktır. Tatar kardeşlerimizin, bu doğrultuda milli kahramanları Sayın Kırımoğlu’nun etrafında kenetlenerek, kaderlerini ve geleceklerini, birlik ve beraberlik ruhu içinde tayin için bir kez daha topluca hareket edeceklerine inanıyoruz.”

Konuşmasının sonunda Gül, cumhuriyet nişanını, Kırım Tatarlarının Yolbaşçısı Kırımoğlu’na büyük bir mutlulukla tevcih ettiğini ve şahsında tüm Kırımlı Tatarlara en kalbi selam, sevgi ve muhabbetlerini sunmuş ve Kırımoğlu’nun yakasına Cumhuriyet Nişanı’nı takmıştır.

Kırım Tatar halkının bugün çok zor durumda olduğunu belirten Kırımoğlu da, Kırım yarımadasının Ruslar tarafından işgal edildiğini söylemiş, Rusya’nın asırlar geçse bile siyasetinin değişmediğini  açıklayan  Kırımoğlu, Ukrayna’nın zor durumda olmasından faydalanan Rusya’nın tanklarını Kırım topraklarına soktuğunu şöyle   belirtmiştir:

Okumaya devam et  Ukrayna çatışmasının gölgesinde: Türk Cemaatleri Rus baskısı altında

“Bildiğiniz gibi, şubat ayında Ukrayna’da büyük olaylar oldu. Halkına, vatanına, milletine, devletine çok zararlar getiren, Kırım halkına da ayrımcılık politikası uygulayan Ukrayna rejimi çöktü. Ukrayna bağımsızlığını ilan ettikten sonra belki de en demokratik hükümet kuruldu. Ümit ederdik ki, bundan sonra bizim halkımızın iradesi daha tez olacak, bizim sosyal sorunlarımız da tez çözülecek ama maalesef öyle olmadı.”

Bugün artık 1944 yılında olunmadığını, bu zorbalığa karşı binlerce insanın, devletin karşı çıktığını dile getiren Kırımoğlu,  “Ümit ederiz ki bu işgal uzun sürmeyecek ve biz toprağımızı serbest göreceğiz. Biz çok memnunuz ki bu bizim zor durumumuzda, Ukrayna’nın zor durumunda Türkiye Cumhuriyeti tarafsız kalmadı, halkımıza, Ukrayna’ya yardım elini uzattı. Bugün bana layık gördüğünüz devlet nişanını da bu yüksek mükafatı da ben halkıma, Ukrayna devletine daha bir manevi destek olarak kabul ediyorum. Sizlere de derin teşekkürlerimi bildirmek istiyorum. Allah sizden razı olsun” demiştir.

Suriye’de  Türk askerlerine yönelik hain saldırıda  34 askerimizin şehit olduğu haberlerinden  sonra  Rusya’nın, “Türk askerlerini biz vurmadık” açıklamasının ardından  bu  törenin Ankara’da yapılmasın bir anlamı  vardır. Çünkü, saldırıyı manşetine taşıyan İngiliz The Guardian gazetesi saldırının Rus uçakları tarafından yapıldığını iddia etmiştir. Gazetenin haberi  şöyledir:

“Suriye’nin İdlib eyaletindeki hava saldırısında düzinelerce Türk askeri, ülkenin son muhalefet kalesinin kontrolündeki savaşta dramatik bir artışla öldürüldü. Türk yetkililer, Perşembe gecesi saldırıda askeri personelinin en az 33’nün öldürüldüğünü ve 30’dan fazla kişinin de yaralandığını  açıkladı…Türk yetkililer Suriye rejimini saldırı için suçladı, ancak İdlib’deki çeşitli kaynaklar, Suriye’ye yardımcı olan Rus hava kuvvetleri tarafından gerçekleştirildiğini öne sürdü. Rusya Savunma Bakanlığı Cuma günü yaptığı açıklamada, uçakların görevi gerçekleştirdiğini ancak Türk birliklerinin İdlib bölgesinde bulunmaması gerektiğini  açıklamıştır.” )

Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. Üstad Leonardo ustanın ifadesiyle “anyone who conducts an argument by appealing to authority is not using his intelligence, he is just using his memory”  dir. Bu sebeple geçmişi hatırlamakta yarar vardır. Rus Çarı 1’nci Nikolay’ın St. Petersburg’da 9 Ocak 1853 tarihinde söylediği “Kollarımız arasında hasta, ağır hasta bir adam var” ifadesindeki hasta adam, Osmanlı Devleti’dir: “As early as 1853, Tsar Nicholas of Russia said to the British envoy in St.Petersburg, Sir George Hamilton: “We have on our hands a sick man, a very sick man. It will be, I tell you frankly, a great misfortune if, one of these days, he should slip away from us before all necessary arrangements were made.” ) Terim ilk defa 12 Mayıs 1864 tarihinde The New York Times’te yer almıştır. (March 4, 1979, Section E, Page 3)

Kırım Tatar halkının milli lideri  ve Ukrayna milletvekili sayın Kırımoğlu’nun   planlandığı gibi bir aksilik olamadan Türkiye’ye  gelmesi, Türkiye’de yaşayan Kırım kökenli Türk vatandaşlarını memnun edecektir.  Salı günü törende yapacağı  konuşmada   İblid’de şehit edilen Türk askerlerine de dikkat çekeceğini tahmin etmekteyim.

Turkish Forum’da   3 Mart 2020 tarihinde yayınlanan yazımdaki “Rusya’dan dost, kurttan post olmaz. 18 Mayıs 1944 tarihinde  Stalin tarafından vatanlarından sürülen ve yarısı yollarda  hayatlarını kaybeden  Kırım Türklerini unutmayalım, unutturmayalım”  görüşümü bu vesile ile tekrar etmekte yarar görüyorum. https://www.turkishnews.com/tr/content/wp-login.php?redirect_to=https%3A%2F%2Fwww.turkishnews.com%2Ftr%2Fcontent%2Fwp-admin%2Fpost.php%3Fpost%3D676291%26action%3Dedit%26classic-editor&reauth=1)

 

 

 

 

Haberi paylaşın
Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Kırım Tatar Türklüğünün lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu için 17 Mart Salı günü saat 10,30’da üniversitenin Itri Salonu’nda fahri doktora töreni gerçekleştirerek  kendisine “fahri doktora” verecektir. Rusya ile gerginleşen ilişkiler kapsamında sayın Kırımoğlu’na Üniversite’nin “fahri doktora” vermesi zamanlama açısından bence anlamlı olup,  yerindedir. Geçmişte sayın Kırımoğlu’na çok sayıda fahri doktora unvanı verilmiştir ama bu seferki  farklıdır. - sadik ridvan karluk

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. Tek ve vazgeçilmez insanların olduğu yer Sultanlıktır… *** Aynısı AKP’de var zaten… *** Hayranlık güzeldir ama sürü psikolojisinin de temel…

  2. Sevgili Erdoğan çok ağır yazmışsınız,keşke beni yakından tanıyabilseydiniz.Ben dededen,babadan CHP liyim,ama artık yeter sanki sadece muhalefet yapmak için oturmuş o…

  3. ALLAH-TANRI; Kitabı KUR’AN! Ve, Akıl!? (1) (Yunus,34)”Allah! Yaratışı başlatır, sonra onu çevirip yeniden yaratır-her şeyi yoktan var eden ve sonra…

  4. Eleştirdiğiniz kısımları belirtmeniz tek tek güzel bir şey ama kanıta dair herhangi bir şey göremiyorum ayetlerini ve surelerini yazarsanız çok…

  5. Siyasi Partillesme ve Milli bir Örgütlenme ile siyasi ve ekonomik isgale karsi savasmaktan baskacaremiz hic bir yok.

  • “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    Kıbrıs’ta sular durulmuyor. Kıbrıslı Rumlar AB’nin desteği ile iyice şımardı. Önemli haklar elde etmeye çalışıyor. Ancak karşılarında KKTC’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı buluyorlar. Tatar, hiç taviz […]


  • Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 78’inci Genel Kurulu görüşmeleri bu yıl geçmişlerden farklı ve yeni bir dönemin başlayacağının habercisi konumunda zira 2023 yılında dünya […]


  • Altın Koza’ya Altın Program

    Altın Koza’ya Altın Program

    30. yılını kutlayan Adana Altın Koza Film Festivali’nin 18-24 Eylül tarihleri arasında Esas 01 Burda AVM, Cinema Pink salonlarında gösterime sunulacak uluslararası programı; Berlin, Cannes, […]


  • Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan, Rus göçü, Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşa daha fazla vatandaşın katılmasını gerektiren kısmi seferberlik kararından sonra […]


  • BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    Son aylarda birbiri ardı sıra gündeme gelen uluslararası kongreler ve toplantılar sürüp giderken ,bugünkü dünya siyaseti normal koşulların ötesinde gelişmeler göstermektedir .Ülkeler ve devletler arası […]


  • SADAKA

    SADAKA

    Bir dakika durup düşünün, ne kadar aşağılayıcı bir durum içindeyiz bu günlerde. Emekli vatandaşların emekli maaşlarına 3 liramı verelim yoksa 5 liramı verelim konusu, bütün […]


  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu görüşmelerine  katılmak için  New York’a  gitmeden  önce Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB ile yolları ayırabiliriz” diyerek önemli bir açıklamada bulunmuştur: ”Avrupa Birliği, […]


  • BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    Enflasyon altında ezilen yurttaş bütçeyi de finanse etti. Merkezi yönetim bütçe sonuçlarına göre yılın ilk sekiz ayında başta ÖTV ve KDV’de olmak üzere vergi gelirlerinde […]


  • O YILLAR

    O YILLAR

    O YILLAR                 HÜSEYİN MÜMTAZ                 Biz eskidik ama yazılar hiç eskimiyor galiba…                 Tam on yıl önce, Falih Rıfkı Atay’dan şu kısa alıntıyı yapmışız; […]


  • Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Halkımız aptal değil, tehlikenin farkında. Yıllardır „sivil işgal kuvvetleri“ ülkemize dolduruluyor. „Barış süreci“ diye, binlerce PKK askeri, davul-zurna eşliğinde silâhları ile birlikte ülkemize sokuldu. Onları […]


  • Siyasette “aptal sözcüğü”

    Siyasette “aptal sözcüğü”

    Sosyal medyada aptal sözcüğünün çok sık kullanıldığını görmüşünüzdür. Siyasi ya da ideolojik tartışmayı aptalsın, akıllısın gibi yere indirgemek, aslında “entelektüel yeteneğin” sınırlı olduğuna işaret eder, […]


  • ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ÇEDES PROJESİ İLE AKP KARŞI DEVRİM’İNİN ŞEYHÜLİSLAMLIK AYAĞI DA KURULMUŞ OLUYOR Çağdaş bir devlet yurttaşlarına din dayatmaz. DİB bütçeden aldığı bakanlıklar üstü ödenek ile toplumun […]


  • Turizmde tanıtım hamlesi…

    Turizmde tanıtım hamlesi…

    Turizmde bütün çabamız istikrarı yakalamak ve liderliğe oturmak.. Bunun kolay olmayacağı biliniyor. Tanıtım faaliyetlerine ağırlık verilecek. Turizm demek, tanıtım demektir. Bunu iyi yapabilirsek önümüze hiçbir […]


  • İklim değişikliği göçleri hızlandırdı…

    İklim değişikliği göçleri hızlandırdı…

    İklim değişikliği ve artan küresel sıcaklıklar dünyanın pek çok bölgesinde çeşitli doğal afetlerin yaşanmasına yol açıyor. Afetler ve aşırı hava olaylarının yıkıcı sonuçları ise insanları […]


  • “Kışın Çinli turist bekliyoruz…

    “Kışın Çinli turist bekliyoruz…

    Başlığı okuduğunuzda şaşırdığınızı görür gibiyiz. Kış aylarında turist gelir mi? Bir de bu Çinli turist olursa. Nevşehir Turist Rehberleri Odası (NERO) Başkanı Özay Onur, Covid-19 […]


  • Japon uzmandan İzmir için deprem uyarısı…

    Japon uzmandan İzmir için deprem uyarısı…

    Hep yazıyor ve uyarıyoruz: Tülrkiye deprem kuşağında bir ülke. Özellikle deprem beklenen yerlerde gereken tedbirlerin alınması gerekiyor. Bu konuda yerli ve yabancı uzmanlar sürekli uyarılarda […]


  • Keşke mafya birkaç kişi olsaydı

    Keşke mafya birkaç kişi olsaydı

    Bülent ESİNOĞLU Piyasa ekonomisinin anlayış kökleri; bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler olduğunu hatırlatalım. Bu anlayışın günümüz uygulaması, servet sınıfının önündeki tüm “kuralları kaldırın” şeklinde yaşanır. Kuralların […]


  • Altın Koza Sahiplerini Buldu

    Altın Koza Sahiplerini Buldu

    “En İyi Film Ödülü”nü, Umut Subaşı’nın yönettiği “Sanki Her Şey Biraz Felaket” filmi aldı. “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Senaryo” ödüllerinin sahibi de yine […]


  • Avrupa’nın En İyi Türk Üniversiteleri ve Bir Gerçek

    Avrupa’nın En İyi Türk Üniversiteleri ve Bir Gerçek

    İngiltere merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu QS (Quacquarelli Symond)  Avrupa Konseyi’ne üye 42 ülkedeki 688 üniversiteyi değerlendirdiği “Dünya Üniversite Sıralaması: Avrupa 2024″  araştırmasında ilk defa  Avrupa […]


  • Ganire Pashayeva…

    Ganire Pashayeva…

    Ganire Pashayeva üzerinden Türklük şuurunuzu ve samimiyetinizi müşahede ettik! İsmail bey Gaspıralının işte,dilde,fikirde birlik ülküsünün uygulayıcısı, Türk dünyasının Tomris Hatunu, Türk birliğinin rol modeli Ganire […]