Bu göç durmaz…

Necdet Buluz - buluz

Necdet Buluz

Suriye’de şu anda çıbanbaşı İdlib olarak görülüyor. Rejim ve Rusya, İdlib’de çeşitli terörist grupların kendilerine ateş açtığı iddiası ile birlikte saldırı düzenliyor. Bu saldırılara zaman zaman İran destekli grupların da katıldığı söyleniyor.
İdlib’deki rejim ve Rusya’nın saldırıları sonrası kentten göç edenlerin sayısı da giderek atıyor. Gruplar halinde Türkiye’ye doğru hareket edenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Suriye’deki iç savaş ve Esad rejimi ile destek veren grupların, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi ile kırsalına yönelik saldırıları nedeniyle güvenli bölgelere göç edenlerin sayısı, bu satırların yazıldığın son 5 günde gelen yaklaşık 100 bin kişi ile birlikte 800 bine yaklaştığı ifade ediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da konu hakkında yaptığı açıklamada “1 milyon kişi sınırımıza dayandı” demişti.
Suriye´deki çatışma ve bombardımanda, az da olsa yanlarına aldıkları eşyalarla Türkiye sınırı yakınlarındaki güvenli bölgelere gelenler, çadır kuracak ve kamp yapacak yer bulamadıkları için daha çok Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından terörden temizlenen Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı Harekatı bölgesine ya da yakınlarına göç ediyor.
İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi içerisinde yer alan Halep kentinin batısı ve güneyinden, İdlib kent merkezinden ve Eriha, Cebel Zaviye ile Serakip ilçelerinden göç etmek zorunda kalanların sayısı her geçen gün artıyor.
Saldırılar nedeniyle göç edenlerin sayısı 100 bin kişiye ulaştı. Kasım ayından bu yana evleri ile arazilerini bırakarak göç edenlerin sayısı ise 800 bine yaklaştı.
Göç edenlerin yolculukları ise çok zorlu geçiyor. Kamyonet kasalarında, soğuk hava ve yağış altında göç edenler ile özellikle çocukların yorgun olduğu gözlendi.
Suriye sınırından 10 kilometre içeride sığınmacılar için kampların oluşturulduğu, prefabrik yapılarla evlerin takviye edilmesine çalışıldığı daha önce açıklanmıştı. Çeşitli yardım kuruluşlarınca da gelenlere yemek veriliyor, ihtiyaçları karşılanmaya çalışılıyor.
Ancak nereye kadar?
Suriye’deki saldırlar devam ettikçe bu göç dalgası da devam edecek demektir.
Rusya’dan yapılan açıklamaları değerlendirdiğimizde bu saldırıların devam edeceğini görüyoruz. Rusya “Bizim savaşımız sivillerle değil, bölgedeki teröristlerle” diyor.
Türkiye’nin bu yeni göç dalgasını kaldırabilecek gücü yok. Kaldı ki, Türkiye’de daha önce gelen 4 milyona yakın Suriyeli sığınmacı bulunuyor.
Bu göç dalgası durmaz.
Aklımıza gelenleri de paylaşalım:
Amerika, Rusya ve AB ülkeler bu göç dalgası ile Türkiye’nin önünü tıkamak ve bunaltmak istiyor olabilirler. Bölgede Amerika kadar Rusya da sinsi oyunlar içinde bulunuyor. Güvenmemek gerektiğini daha önceki yazılarımızda da vurgulamaya çalışmıştık. Bugün de aynı şeyleri yineleyelim.
Avrupa, sığınmacılara kapılarını tamamen kapattı.
Bu konuda yapılan uyarılara da hiç kimse aldırış etmiyor. Beklenen yardım ve destekler de yapılmıyor. Bu durumda Türkiye kaderi ile baş başa bırakılmış durumda.
Şunu özellikle vurgulayalım:
İdlib’de rejim ve Rusya’nın saldırıları devam ettikçe bu göç dalgası daha da büyüyecek ve sınır boylarımız karışacaktır.
Bizim bir başka endişemiz de şu:
Göç dalgası ile gelen sivillerin içinde teröristlerin de olabileceği düşünülüyor. Böyle bir durum karşısında çok daha sıkıntılı durumlara düşebileceğimiz gözlerden uzak tutulmamalıdır.
Suriye sorununun kalıcı çözüme kavuşması için atılması gereken adımlar ne gerektiriyorsa atılmalıdır. Esad ile karşılıklı görüşmelerle sorunun çözüme kavuşması gerektiğini söyleyenlerin acaba sesine kulak verirsek isabetli karar mı vermiş oluruz?
Bunu bir kez daha düşünmekte yarar var.
[email protected]
www.facebook.com/necdetbuluz


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir