Afganistan Halkı Hiçbir Zaman Savaş İstemedi ki!

Afganistan Halkı Hiçbir Zaman Savaş İstemedi ki!

Afganistan Halkı Hiçbir Zaman Savaş İstemedi ki! - image009

Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya

Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, Davos’ta, Afganistan halkının artık savaş istemediğini söyledi. 50. Dünya Ekonomik Forumu’ndaki etkinlikler, Çin kaynaklı virüs başta olmak üzere diğer gelişmelerin gölgesinde kaldı. Bununla beraber dünya patronlarının yeni projelerinin tartışıldığı, genellikle gelecek on yılların stratejilerinin çizildiği bu zeminde, Gani’nin pek dikkate alınmayan bu ifadesini son derece önemli buluyorum. Gani’nin bu sözü doğru olmakla beraber yanlışa varacak derecede eksiktir. Çünkü Afganistan halkı sadece şimdi değil, hiçbir zaman savaş istememiştir. Tıpkı Suriye halkının veya Yemen halkının yahut Irak, Libya halkının hiçbir zaman savaş istemediği gibi. Savaşı isteyenler ise diktatörler, cuntacılar ile onların emir aldığı sömürgeci patronlardır.

Soğuk Savaş döneminin kırılma noktalarından Sovyetler’in Afganistan’a müdahalesinde, birçok emperyalist gücün uyguladığı gibi, önce Sovyet yanlısı cunta darbe yapmış gibi oldu, daha sonra darbeci yönetim, Sovyetler Birliği ile askeri işbirliği anlaşması imzalamıştı. Buna dayanarak Sovyet ordusu davet edilmişti. Yani Sovyetler Afganistan’ı işgale teşebbüs etmemiş, sadece bir “dost” ülkenin davetine icabet etmişti. Bu süreçte Afganistan halkının hiçbir dahli olmamıştır. Bu felaketin sorumluları, batıda veya Moskova’da eğitim almış, halktan kopuklardır.

Kızılordu’nun Kabil’den başlayarak Afganistan’ı işgal teşebbüsüne karşı halk vatanını kurtarmak üzere harekete geçmiş, basit silahlarla Sovyet ordusuna ağır darbeler vurmuştur. Başta ABD olmak üzere batının mücahitlere desteği olmasaydı da Kızılordu’nun bu coğrafyada barınması kolay değildi. Sadece jeopolitik gerçekler değil Sovyet sisteminin çürümüşlüğünün de bunda etkisi bulunmaktadır. ABD, Sovyet istilasına karşı mücahitlere yardım ederken bir taraftan da bölgeye yerleşmenin planlarını hazırladı. Halkın, etnik gruplar, inanç sistemleri, aşiretler, diğer bölgesel unsur farklılıklarını sinsice kullanarak lime lime etti, birbirine karşı kullanmak için her fırsatı hoyratça kullandı.

Okumaya devam et  İŞTE TERÖRE ÇAĞRI VE İŞTE BİR POTANSİYEL TERÖRİST

Gorbaçov’un başkanlığında Sovyetlerin, Afganistan’dan çekilmesinden yaklaşık iki yıl sonra CIA, Afganistan-Pakistan sınırında Taliban ve El-Kaide’nin temellerini attı. Bu siyonist proje sayesinde sadece Afganistan değil fakat Afrika dahil birçok İslam ülkesi halkı halen terörle boğuşmaktadır. Batının cömertçe gönderdiği silahlarla yine kendilerinin ürettiği El-Nusra, Eş-şebap, Boko-Haram, IŞİD.. gibi örgütlere karşı çaresizce ülkelerini batıya parselleyerek güya çözüm aramaya çalışmaktadırlar. Terör, cihat, fundamentalizm gibi İslam kelimesinin ilave edildiği türevlerle beslenen İslamofobi, sadece batı ülkelerinde ihtida etmek isteyenlerin gözünü korkutma projesi olmamıştır. Bu projenin daha korkunç ayrıntıları İslam ülkelerinin madden ve mânen tahribi, iç savaşlara zemin oluşturma, halkları bölerek birbirine kırdırmadır. Bundan daha da tehlikeli olanı ise felaketlerin sorumluluğunun İslam’a mal edilerek ajan teologlar üzerinden dinin hedef alınması, misyoner-oryantalistlerin asırlardır gündeminde olan dinde reforma zemin hazırlanmasıdır. Zira maddi tahribat gün gelir telafi edilir, ancak inanç ve ruh bitirildiğinde halk yığınları robot haline gelir.

Belirtmek gerekir ki Sovyetlerin çekilmesinden sonra ABD’nin önderliğinde Taliban’ın başlattığı yıkım Afganistan’ı Ruslardan daha fazla tahrip etmiştir. Birbiriyle savaşan grupların özellikle Türkiye’nin de desteği ile uzlaşarak tam da barışın kurulması aşamasında, uzlaşının mimarı Şah Ahmet Mesut 9 Eylül 2011’de öldürülmüş, hemen arkasından 11 Eylül senaryosu uygulanarak ülke, ABD tarafından işgal edilmiştir. Afganistan işgalinin doğrudan ABD bütçesine maliyeti ağır olmakla beraber bunun getirisi dünya ve Amerikan kamuoyu açısından meçhuldür ki Beyaz Saray’ı en çok bu rahatsız etmektedir. Hangi ender madenlerin dev kargo uçaklarıyla gemilere ve ABD’ye taşındığı sırdır. Bu transferi diğer NATO görevlileriyle birlikte Afganistan’daki Türk subaylar da uzaktan seyredebilmektedir. Daha doğrusu mesela Türk görevlilerin bu hassas maden üretim ve transfer bölgelerine girişleri yasaktır.

Okumaya devam et  İŞTE TERÖRE ÇAĞRI VE İŞTE BİR POTANSİYEL TERÖRİST

Obama gibi Trump da Afganistan’dan çekilmeyi gündeme getirdi, ancak bu ülkeden aşırılanlar fısıldanınca ipe un sermeye başladı. Katar’da aylardan beri süren, zaman zaman ara verilen barış görüşmeleri bu ipe un serme tiyatrosunun ilginç sahnelerini oluşturmaktadır. Afganistan’da sıradan bir sivil dahi son birkaç ayda hangi ABD birliğinin hangi bölgede hangi Taliban güçlerine nasıl yardım ettiğini yer, zaman ve miktar bilgileriyle size anlatabilir. Bunu Kabil yönetimi de çok iyi bilir ancak aslında kendisini hedef alan bu tezgâhı kabullenmekten başka çare göremez. Çünkü bunu dillendiren bir yönetici ya öldürülür veya bir şekilde iktidardan uzaklaştırılarak beş altı metrelik duvarların arkasındaki köşk hapishanesinde ömrünü tamamlamak zorunda kalır. Bu gerçeği çok iyi bilen Eşref Gani de gazetecilere ABD birliklerinin Afganistan’dan çekilmesi konusunda hiçbir sorunun olmadığını ve müzakerelerin Taliban ile değil de Afgan hükümetiyle yapılması gerektiğini utana, sıkıla söyleyebildi.

Davos’ta bulunan Trump da Afganistan’daki barış müzakerelerinin anlamlı olabilmesi için Taliban’ın, şiddeti ciddi şekilde azaltması gerektiğini söyledi. Bu sözün anlamı ABD’nin bir şekilde bu ülkede kalması için Taliban’ın yeni saldırılarını beklemek gerektiğidir ki zaten tam da unutulduğu sırada yeni bir bomba patlatılıyor, onlarca sivil hayatını kaybediyor, evler, yollar harap oluyor. Taliban içinde ABD kontrolünden uzaklaşan kesimlerin güçlendiğini dikkate alan CIA bunun da çaresini buldu ve Afganistan IŞİD’ini oluşturarak yedeğine koydu.

Afganistan, maden, petrol, tarım ve hayvancılık imkanlarıyla jeopolitik kıymeti dikkate alındığında dünyanın en zenginlerinden olmaya adaydır. Halbuki ABD istilacıları tarafından bu devletin adına bir de “İslam” eklenerek dünyanın en güvensiz, en fakir, en itibarsız ülkesi haline getirilmiştir. Ortaçağ’da dahi ilim, medeniyet ve refah toplumuna sahip bu ülke halkının çektiği sıkıntıların sona ererek özledikleri barış ve huzur dönemine geçmesi beklenmektedir. Ancak tam da bu süreçte İran Esedabad doğumlu olup Sünni dünyasında asıl kimliğini gizlemeye çalışan, kemikleri 1944’de Amerikalı Mr. Crane tarafından İstanbul’dan Afganistan’a nakledilen Cemaleddin Efgani isminin Kabil’de kütüphanelere verilmesi, adına toplantılar düzenlenmesi, fesat fikirlerinin yeniden ısıtılarak gündeme getirilmesi, bu ümidi zayıflatmaktadır.

Okumaya devam et  İŞTE TERÖRE ÇAĞRI VE İŞTE BİR POTANSİYEL TERÖRİST

Bugünkü sorun 123 yıl önce ölmüş olan bir provakatör, kışkırtıcı, bölücü, hemen her sömürgeci ülkeye uşaklık etmek üzere nice yollar denemiş, Arap dünyasında Türk düşmanlığı, Osmanlıda Arap düşmanlığı yaparak Osmanlı coğrafyasının İngiliz işgaline açılması için elinde geleni yapmış olan Cemaleddin Esedabadi değil, fakat İslâmı tahrip etme, daha fazla terör ve terrorist için olabildiğince sapık yollar ve fikirler üretilebilecek zeminler, fesat yuvaları oluşturma, halkı birbirine kırdırmak için her türlü silah ve ekipman desteğini verme, böylece işgal ve sömürü siyasetine, “güvenliği sağlama” kılıfı giydirmedir.

Öncevatan, 28.01.2020

[email protected]

Haberi paylaşın
Afganistan Halkı Hiçbir Zaman Savaş İstemedi ki! - Reagan Meets the Taliban

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. KUR’AN’da; ‘Şehit’ ve ‘Şefaat’?! KUR’AN’ın işaret ettiği anlamdan çok uzak, yine saptırılmış, dini, saltanatları için kullanan yönetimlerin, acımasızca sömürdükleri iki…

  2. Unutmayalım ki Nazım Hikmet karısını ve küçücük çocuğu Mehmet’i Türkiye’de terk etmiş, ilgilenmemiş ve Vera’yla sonradan evlenmiş hayırsız bir babadır.…

  3. Bu kadar yalan bir aciklama olamaz,adamin sulalesi 5 kusak dedelik mazisi olan bir aile, kesinlikle turkmen kokenli,ne kurt ,ne ermeni…

  4. SAYIN ÇELİK HOCAMIZ GECENİN 3’ÜNDE YAZMIŞ. BEN DE GECE’NİN DÖRTBUÇUĞU’NDA CEVAP YAZİİM . .. SODOM ve GOMORE’ye MUSA’NIN ŞİKÂYETİYLE ,…

  5. Olmadı, olmadı! Seçkin üyeleri olan [E-Türkiyeyiz.Biz]öbeğinde tartışma ekinin(kültür) yerleşmemiş olduğunu “Başarmak zorundayız” yorumunda görmekten mutlu değilim. İki örnekte olduğu gibi…

  6. Mustafa Şahin sen alçagın önde gidenisin Gazi Mustafa Kemal Atatürk e dil uzatanın dilini keserler…

  • Köşe yazarımıza hapis cezası

    Köşe yazarımıza hapis cezası

    Yazılarını Turkish News’da takip ettiğimiz Turkish Forum köşe yazarı Temel Sağıroğlu’na “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla 1 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Ceza 5 yıl aynı suçu […]


  • Almanya Corona’yı biliyor muydu?

    Almanya Corona’yı biliyor muydu?

    Uzman Psikiyatrist dr. Sedat İrgil’in 21 Haziran 2023 tarihinde „yapay zeka“ konulu sunumu hakkındaki bilgiler alt tarafta. Tıp mesleğindeki insanları çok beğenirim, zira bütün ömürlerini […]


  • Yapay zekanın Sağlık alanındaki kullanımı

    Yapay zekanın Sağlık alanındaki kullanımı

    Yapay zeka, sağlık sektöründe son derece önemli bir rol oynamaktadır ve gün geçtikçe daha da önem kazanmaktadır. Yapay zeka, görüntü analizi, ses analizi ve büyük […]


  • Şehit ve Şefaat

    Şehit ve Şefaat

    KUR’AN’da; ‘Şehit’ ve ‘Şefaat’?! KUR’AN’ın işaret ettiği anlamdan çok uzak, yine saptırılmış,dini, saltanatları için kullanan yönetimlerin,acımasızca sömürdükleri iki kavram daha;şehit ve şefaat!? Bu sömürüyü şöyle […]


  • Memur ve emekliye kademeli zam…

    Memur ve emekliye kademeli zam…

    Seçim öncesi memur ve emekliye zam yapılacağı açıklanmıştı. Şimdi bu vaatlerin yerine getirilmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en düşük emekli aylığı ve bayram ikramiyesinin yeniden […]


  • BATAR MI BATMAZ MI ?

    BATAR MI BATMAZ MI ?

                Şu kendine ‘ekonomist’ diyenlerin çoğunluğunu birkaç yıl ekonomi öğrenimi görmüş olmalarına bağlayan ‘şapşal’ların sayısı her geçen gün artmaktadır.             Bunların ‘en iyi’leri ise, ekonomi […]


  • AH KEMAL KILIÇDAROĞLU AH!!!

    AH KEMAL KILIÇDAROĞLU AH!!!

    Ah Kılıçdaroğlu ahhhh!Sevgi dedin, saygı dedin, özgürlük dedin, adalet dedin, insanca yaşam dedin. Yetmedi…“Yolsuzluğa son verip, hırsızlığa izin vermeyeceğim” dedin.“Halk sefalet içinde yaşarken saray benim […]


  • SUUDİ ARABİSTAN’DA İSLAM

    SUUDİ ARABİSTAN’DA İSLAM

    Türkiye’de devletin dine bakışını ve tavrını eleştiren, laik eğitim karşıtı dinci ve siyasal İslamcılara ithaf olunur. Okuyun da ülkenizdeki dini serbestliğin demokrasinin değerini bilin. Türkiye’de […]


  • Resim bize ne anlatıyor?

    Resim bize ne anlatıyor?

    Bn. Sümer’e teşekkür ediyoruz. Yalnız olmadığımızı duyumsattı. 1929 yılına ait bu resim bize ne anlatıyor? Henüz Cumhuriyet yönetimine geçeli 7 yıl olmuş. Her yaştan 10 […]


  • Türkçe Bilmeyen Türk Vatandaşı Olmamalı

    Türkçe Bilmeyen Türk Vatandaşı Olmamalı

    Seçimler öncesi Türkçe bilmeyenlere vatandaşlık verilmesi çeşitli spekülasyonlara yol açmıştır. Türk vatandaşlığı doğum yoluyla veya sonradan başvuru yoluyla kazanılabilir. Yabancılar sonradan kazanma şansına sahiptir. Türk […]


  • TÜRKÇE’Yİ TANIYAN TÜRK’E ”BUYURSUNLAR ÜLKEMİZE” DİYECEKTİR

    TÜRKÇE’Yİ TANIYAN TÜRK’E ”BUYURSUNLAR ÜLKEMİZE” DİYECEKTİR

    KAŞGARLI MAHMUD ARAPLAR’A TÜRKÇE’Yİ ÖĞRETMEK VE ARAPLARA TÜRKÇE’NİN ARAPÇA’YA ÜSTÜNLÜĞÜNÜ DE GÖSTERMEK İÇİN YAZAR DİVAN-ÜL LÜGAT’ÜT TÜRK’Ü. KİTABIN BİR NÜSHASINI , KİTABIN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ YAZDIĞI […]


  • ÇARE MİLLİ OLARAK ÖRGÜTLENMEK

    ÇARE MİLLİ OLARAK ÖRGÜTLENMEK

    UMUTSUZLUĞU, HAYIFLANMAYI VE YILGINLIĞI BIRAKIN!ÇARE MİLLİ OLARAK ÖRGÜTLENMEK VE TÜRKİYE ULUSAL KONGRESİNİ TOPLAMAKTIR. SEFA YÜRÜKEL Değerli yurtseverler, Umutsuz olmaya gerek yok. Bugünler geçici günler. Bu […]


  • Cehalet ve gericilikle savaş, halkla savaş değildir

    Cehalet ve gericilikle savaş, halkla savaş değildir

    Cehaletin mutlaklaştırıldığı bir süreçte olduğumuz doğru. Doğru, lakin cehaletle savaş halkın kendisi ile savaş değildir. Mesela deprem bölgesindekilerin, mağduriyetlerine rağmen, iktidara oy vermesini suçlamak, halkla […]


  • AB’nin Gündeminde Kıbrıs Sorunu Yok

    AB’nin Gündeminde Kıbrıs Sorunu Yok

    Avrupa Birliği’nin dertleri başından aşkın. Kendi içlerindeki sorunlara ilaveten şimdi bir de “Türkiye ile nasıl baş ederim” düşüncesi var kafalarında. “Türkiye ile düşman mı olayım, […]


  • ABD`de 60 YIL

    ABD`de 60 YIL

    İmza gunu 10/06/23 Değerli dostlar,     Geliri tamamen Türk Amerikan Toplumu Merkezi Ataturk fonuna bagışlanacak ”ABD`de 60 YIL” adlı kitabımın imza ve satış günü 10 […]


  • “DIŞ” İŞLERİ

    “DIŞ” İŞLERİ

    “DIŞ” İŞLERİ (1) HÜSEYİN MÜMTAZ                 Çok eski yıllarda bir “Hariciye” geleneği vardı.                 “Mülkiye”, “Tıbbiye”, “Harbiye” gibi.                 Hariciye’nin de kendine has ahkâmlı bir […]


Exit mobile version