ABD ARA SEÇİMLERİ ÖNCESİ

17 Eylül'de, Rusya'ya ait Ilyuşin-20 istihbarat uçağı, 15 mürettebatıyla birlikte,
İsrail F16 uçaklarının kasten sınır taciziyle Suriye hava savunma sisteminin bulunduğu bölgeye sürüklendi.
Suriye Ordusu'nun Rus menşeli S-200  tipi savunma sisteminden fırlatılan bir füzeyle düşürüldü...
 
*
Moskova, Suriye Ordusu'nu S-300 hava savunma füzeleri ile takviye etti.
Suriye'de topyekün bütünleşik bir savunma sistemi konuşlandırdı.
Sistemin devreye gireceği üç aylık süreden sonra Batı ordularının Suriye hükümetinin izni olmaksızın ülke üzerinde uçması imkansız hale geldi.
Bu durum Rusya'ya bu savaşı uzatarak bitirme ve saldırgan ülkelere karşı Washington ile uzlaşma fırsatı verdi...
 
*
Bir numaralı saldırgan ABD'dir.
Ama Başkan D.Trump, önce ABD birliklerini Suriye'den çekmek niyetinde olduğunu duyurmuş,
Rusya'nın  Suriye'de topyekün bütünleşik bir savunma sistemi konuşlandırmasının ardından,
Pentagon' un talebiyle;
ABD'nin Soçi'deki barış müzakerelerine dahil edilmediği sürece Suriye'de baskısını sürdürme kararı vermiştir. 
Şimdi ABD, askerlerini Suriye'den çekmeyi fakat Demokratik Suriye Güçlerini oluşturan Kürt ve Arap paralı askerlerini burada tutmayı öngörüyor...
 
* 
Diğer saldırgan Fransa'dır.
Fransa'nın Suriye'deki DAEŞ'i yok etmek için askeri çabada merkezi bir oyuncudur.
Esasen Uluslar Cemiyeti'nden aldığı Suriye üzerindeki mandayı yeniden kurmanın peşindedir.
Bu yüzden Suriye'de Araplarla Kürtlerin etnik ayrılığından medet umuyor,
Suriye'de Araplara ait topraklar üzerinde Kürdistan'ın kuruluşunu destekliyor.
Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Suriye'de krize çözüm bulunamaması halinde savaşın kalıcı hale gelebileceği iddiasındadır...  
 
*
Bir diğeri Birleşik Krallık'tır. 
Genişletilmiş Ortadoğu projesine, Osmanlı'ya karşı 1915 Büyük Arap İsyanı'nın  benzeri bir planla katılmıştı.
1915'te Araplara "Osmanlı'yı devir, yerine  Vahhabileri getir" karşılığında özgürlük vadetmişlerdi,
Bu kez kendi hükümetlerini devirmeleri ve yerine Müslüman Kardeşleri getirmeleri karşılığında özgürlük sözü veriyor...
İngilizler Suriye' den çekilmiştir ne ki, Suriye işlerine ülkelerinden müdahil oluyorlar...  
 
*
Suriye hükümeti ise  ABD, Fransa ve Türkiye işgal güçlerinin derhal ve şartsız olarak geri çekilmesini istiyor.
Eğer ABD Suriye'den ayrılırsa, Fransızların ve Türkiye'nin burada kalması söz konusu olamayacaktır.
Üstelik İsrail artık Suriye hava sahasında uçamayacak, bu ülkeyi bombalayamayacaktır...
 
*
Bu sırada BM Genel Sekreterinin Suriye Özel Temsilcisi Steffan de Mistura, Cenevre'de;
14 Eylül'de  ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Suudi Arabistan, Mısır ve  Ürdün  heyetleriyle, 
18 Eylül'de Astana Grubu'nu oluşturan Rusya, İran ve Türkiye heyetleri ve Almanya'nın da katıldığı toplantılar düzenlemiş,
Her iki heyet de Suriye müzakerelerinde ağırlıklarını  koymak üzere BM' e taleplerine ilişkin birer  belge teslim etmişlerdir.
 
*
Belgelere göre;
ABD, Rusya tarafından yürütülen süreci sadece müdahil olmadığı için reddedmekte,  
Birleşik Krallık ve Fransa  ise Suriye'yi el altından kontrol etmelerini sağlayan kurumları  dayatmaktadır.
Bu  hem Soçi kararlarının çiğnenmesi hem de Rusya'nın krizin çözümünde üstlendiği role karşı çıkılması anlamına geliyor.
ABD vazgeçilmez süper güç statüsünü korumak isterken,
Birleşik Krallık ve Fransa sömürgeci projelerini sürdürme niyetini muhafaza ediyor...
 
* 
Astana Grubu ise BM'den " Suriye'de  BM nezaretinde yapılacak  anayasa reformu ve seçimlerde;
Potansiyel bağışçı ülkelerin uluslararası yeniden yapılandırma yardımlarında onların memnuniyetine yönelik bir siyasi süreç olmayacaktır" talebinde bulunmuştur.
Almanya Dışişleri Bakanı H.Maas ise ülkesinin serbest seçimlere giden bir siyasi çözüm imkanı olması durumunda yeniden inşa sürecine katılmaya hazır olduğunu bildirmiştir...  
 
*
Suriye bağımsızlığı için savaşırken Batılıların Suriye'nin yeniden inşasıyla  ganimetleri peşinde olduğu açıktır.
 
*
Bu noktada R.T.Erdoğan' da; İslam Birliği başlığında Suriye'de bir Sünni koridor üzerinde "bölgeyi kazanırsak petrolü ve Misak-ı Millî topraklarını da kazanırız" hayali kuruyor,
" İnşallah önümüzdeki dönemde Fırat'ın doğusunu da kapsayacak şekilde, Suriye'nin içindeki güvenli bölgeleri artırmaya devam edeceğiz. Ülkemize yönelik terör tehdidi son bulana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Aynı şekilde ilk kıblemiz Kudüs'ü, işgalcilerin ve Filistinlilere devlet terörü uygulayanların ihtiraslarına terk etmeyeceğiz" diyor! 
Böylece İsrail'in; İsrail-Filistin Barış Anlaşması için  Suudi Arabistan, Mısır ve Sünni Arap Dünyası ile geliştirdiği işbirliğine rağmen Arap coğrafyasında Sünni liderliğe oynuyor... 
 
*
Ayrıca, Suriye'nin kuzeyini Kürtler vasıtasıyla ilhak etmek istediği için İsrail ve Fransa ile,
Ortadoğu'nun sınırları  kanın ve inancın doğal bağlarını yansıtacak şekilde değişmezse  sıranın kendilerine geleceğini artık gizlemeyen ABD ile çatışma halini sürdürüyor.  
Yeni Osmanlı Halifeliğini kurmak istediği için de Birleşik Krallık ile iyi geçinmeye çalışıyor... 
 
*
Bütün  bu göstergeler Batılıların yeniden sefere çıktıklarını gösteriyor... 
Başkan Trump'ın çöküşüne adanmış bazı ABD'li ve Batılı çevreler ile gizli örgütler  yaşanan durumdan vazife çıkarmıştır..
Nitekim kayıp Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı üzerinden;
Suudi Arabistan Veliaht Prensinin altını oymak,Trump ve J.Kushner'in İsrail- Filistin Barışı projesini çökertmek üzere,
Tüm uluslararası sorunlar ABD'deki 4 Kasım ara seçimlerine kadar askıya alınmıştır.
 
 *
Şimdi İsrail, Fransa, Birleşik Krallık, Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün ve İran kararlarını vermek için,
Başkan Trump'ın ara seçimlerde alacağı sonucu bekliyor.
 
* 
Beyaz Saray ise  ara seçim öncesi dönen söylentilerden rahatsızdır.
Trump "Olanları bulmak zorundayım. Hem Türkiye hem Suudi Arabistan ile çalışıyoruz. Ne olduğunu öğrenmek istiyoruz. Açıkçası ABD-Suudi ilişkilerine ciddi zarar veren meselenin, bu amaç için kasıtlı olarak tasarlanmış veya oportünist bir şekilde istismar edilip edilmediğini belirlemek çok önemli " diyor.
Tehlikede olan şey, İsrail-Filistin anlaşmazlığını çözmek ve Arap dünyası ile Yahudi Devleti arasındaki ilişkilerin normale döndürülmesi için Trump'ın "Yüzyılın Barış Planı"dır. 
 
*
Başkan ara seçimleri kazanırsa, Batılılar Suriye'de savaşmaktan vazgeçecek,
Başkan ara seçimleri kaybederse belki görevden alınmasının yolu açılırken;
Suriye'deki savaş Birleşik Krallık tarafından  yeniden başlatılacaktır....  
 
*
Müslüman Kardeşlerin hamisi Türkiye ile ABD arasında diplomatik ve ekonomik kriz yaşanmasına neden olan,
Amerikalı Rahip A. Brunson'un tahliyesi bir hukuk skandalı idi.
Belki de Suriye' de yaşanan bu süreçte, Başkan Trump'a  ara seçim öncesinde verilen bir armağan görüntüsünde,
Buzdağının görünmeyen kısmına örülen bir kamuflajdı...  
 
14.10. 2018 - ahmet kilicaslan aytar
17 Eylül’de, Rusya’ya ait Ilyuşin-20 istihbarat uçağı, 15 mürettebatıyla birlikte,
İsrail F16 uçaklarının kasten sınır taciziyle Suriye hava savunma sisteminin bulunduğu bölgeye sürüklendi.
Suriye Ordusu’nun Rus menşeli S-200  tipi savunma sisteminden fırlatılan bir füzeyle düşürüldü…
 
*
Moskova, Suriye Ordusu’nu S-300 hava savunma füzeleri ile takviye etti.
Suriye’de topyekün bütünleşik bir savunma sistemi konuşlandırdı.
Sistemin devreye gireceği üç aylık süreden sonra Batı ordularının Suriye hükümetinin izni olmaksızın ülke üzerinde uçması imkansız hale geldi.
Bu durum Rusya’ya bu savaşı uzatarak bitirme ve saldırgan ülkelere karşı Washington ile uzlaşma fırsatı verdi…
 
*
Bir numaralı saldırgan ABD’dir.
Ama Başkan D.Trump, önce ABD birliklerini Suriye’den çekmek niyetinde olduğunu duyurmuş,
Rusya’nın  Suriye’de topyekün bütünleşik bir savunma sistemi konuşlandırmasının ardından,
Pentagon’ un talebiyle;
ABD’nin Soçi’deki barış müzakerelerine dahil edilmediği sürece Suriye’de baskısını sürdürme kararı vermiştir. 
Şimdi ABD, askerlerini Suriye’den çekmeyi fakat Demokratik Suriye Güçlerini oluşturan Kürt ve Arap paralı askerlerini burada tutmayı öngörüyor…
 
Diğer saldırgan Fransa’dır.
Fransa’nın Suriye’deki DAEŞ’i yok etmek için askeri çabada merkezi bir oyuncudur.
Esasen Uluslar Cemiyeti’nden aldığı Suriye üzerindeki mandayı yeniden kurmanın peşindedir.
Bu yüzden Suriye’de Araplarla Kürtlerin etnik ayrılığından medet umuyor,
Suriye’de Araplara ait topraklar üzerinde Kürdistan’ın kuruluşunu destekliyor.
Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Suriye’de krize çözüm bulunamaması halinde savaşın kalıcı hale gelebileceği iddiasındadır…  
 
*
Bir diğeri Birleşik Krallık’tır. 
Genişletilmiş Ortadoğu projesine, Osmanlı’ya karşı 1915 Büyük Arap İsyanı’nın  benzeri bir planla katılmıştı.
1915’te Araplara “Osmanlı’yı devir, yerine  Vahhabileri getir” karşılığında özgürlük vadetmişlerdi,
Bu kez kendi hükümetlerini devirmeleri ve yerine Müslüman Kardeşleri getirmeleri karşılığında özgürlük sözü veriyor…
İngilizler Suriye’ den çekilmiştir ne ki, Suriye işlerine ülkelerinden müdahil oluyorlar…  
 
*
Suriye hükümeti ise  ABD, Fransa ve Türkiye işgal güçlerinin derhal ve şartsız olarak geri çekilmesini istiyor.
Eğer ABD Suriye’den ayrılırsa, Fransızların ve Türkiye’nin burada kalması söz konusu olamayacaktır.
Üstelik İsrail artık Suriye hava sahasında uçamayacak, bu ülkeyi bombalayamayacaktır…
 
*
Bu sırada BM Genel Sekreterinin Suriye Özel Temsilcisi Steffan de Mistura, Cenevre’de;
14 Eylül’de  ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Suudi Arabistan, Mısır ve  Ürdün  heyetleriyle, 
18 Eylül’de Astana Grubu’nu oluşturan Rusya, İran ve Türkiye heyetleri ve Almanya’nın da katıldığı toplantılar düzenlemiş,
Her iki heyet de Suriye müzakerelerinde ağırlıklarını  koymak üzere BM’ e taleplerine ilişkin birer  belge teslim etmişlerdir.
 
*
Belgelere göre;
ABD, Rusya tarafından yürütülen süreci sadece müdahil olmadığı için reddedmekte,  
Birleşik Krallık ve Fransa  ise Suriye’yi el altından kontrol etmelerini sağlayan kurumları  dayatmaktadır.
Bu  hem Soçi kararlarının çiğnenmesi hem de Rusya’nın krizin çözümünde üstlendiği role karşı çıkılması anlamına geliyor.
ABD vazgeçilmez süper güç statüsünü korumak isterken,
Birleşik Krallık ve Fransa sömürgeci projelerini sürdürme niyetini muhafaza ediyor…
 
Astana Grubu ise BM’den ” Suriye’de  BM nezaretinde yapılacak  anayasa reformu ve seçimlerde;
Potansiyel bağışçı ülkelerin uluslararası yeniden yapılandırma yardımlarında onların memnuniyetine yönelik bir siyasi süreç olmayacaktır” talebinde bulunmuştur.
Almanya Dışişleri Bakanı H.Maas ise ülkesinin serbest seçimlere giden bir siyasi çözüm imkanı olması durumunda yeniden inşa sürecine katılmaya hazır olduğunu bildirmiştir…  
 
*
Suriye bağımsızlığı için savaşırken Batılıların Suriye’nin yeniden inşasıyla  ganimetleri peşinde olduğu açıktır.
 
*
Bu noktada R.T.Erdoğan’ da; İslam Birliği başlığında Suriye’de bir Sünni koridor üzerinde “bölgeyi kazanırsak petrolü ve Misak-ı Millî topraklarını da kazanırız” hayali kuruyor,
” İnşallah önümüzdeki dönemde Fırat’ın doğusunu da kapsayacak şekilde, Suriye’nin içindeki güvenli bölgeleri artırmaya devam edeceğiz. Ülkemize yönelik terör tehdidi son bulana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Aynı şekilde ilk kıblemiz Kudüs’ü, işgalcilerin ve Filistinlilere devlet terörü uygulayanların ihtiraslarına terk etmeyeceğiz” diyor! 
Böylece İsrail’in; İsrail-Filistin Barış Anlaşması için  Suudi Arabistan, Mısır ve Sünni Arap Dünyası ile geliştirdiği işbirliğine rağmen Arap coğrafyasında Sünni liderliğe oynuyor… 
 
*
Ayrıca, Suriye’nin kuzeyini Kürtler vasıtasıyla ilhak etmek istediği için İsrail ve Fransa ile,
Ortadoğu’nun sınırları  kanın ve inancın doğal bağlarını yansıtacak şekilde değişmezse  sıranın kendilerine geleceğini artık gizlemeyen ABD ile çatışma halini sürdürüyor.  
Yeni Osmanlı Halifeliğini kurmak istediği için de Birleşik Krallık ile iyi geçinmeye çalışıyor… 
 
*
Bütün  bu göstergeler Batılıların yeniden sefere çıktıklarını gösteriyor… 
Başkan Trump’ın çöküşüne adanmış bazı ABD’li ve Batılı çevreler ile gizli örgütler  yaşanan durumdan vazife çıkarmıştır..
Nitekim kayıp Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı üzerinden;
Suudi Arabistan Veliaht Prensinin altını oymak,Trump ve J.Kushner’in İsrail- Filistin Barışı projesini çökertmek üzere,
Tüm uluslararası sorunlar ABD’deki 4 Kasım ara seçimlerine kadar askıya alınmıştır.
 
 *
Şimdi İsrail, Fransa, Birleşik Krallık, Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün ve İran kararlarını vermek için,
Başkan Trump’ın ara seçimlerde alacağı sonucu bekliyor.
 
Beyaz Saray ise  ara seçim öncesi dönen söylentilerden rahatsızdır.
Trump “Olanları bulmak zorundayım. Hem Türkiye hem Suudi Arabistan ile çalışıyoruz. Ne olduğunu öğrenmek istiyoruz. Açıkçası ABD-Suudi ilişkilerine ciddi zarar veren meselenin, bu amaç için kasıtlı olarak tasarlanmış veya oportünist bir şekilde istismar edilip edilmediğini belirlemek çok önemli ” diyor.
Tehlikede olan şey, İsrail-Filistin anlaşmazlığını çözmek ve Arap dünyası ile Yahudi Devleti arasındaki ilişkilerin normale döndürülmesi için Trump’ın “Yüzyılın Barış Planı”dır. 
 
*
Başkan ara seçimleri kazanırsa, Batılılar Suriye’de savaşmaktan vazgeçecek,
Başkan ara seçimleri kaybederse belki görevden alınmasının yolu açılırken;
Suriye’deki savaş Birleşik Krallık tarafından  yeniden başlatılacaktır….  
 
*
Müslüman Kardeşlerin hamisi Türkiye ile ABD arasında diplomatik ve ekonomik kriz yaşanmasına neden olan,
Amerikalı Rahip A. Brunson’un tahliyesi bir hukuk skandalı idi.
Belki de Suriye’ de yaşanan bu süreçte, Başkan Trump’a  ara seçim öncesinde verilen bir armağan görüntüsünde,
Buzdağının görünmeyen kısmına örülen bir kamuflajdı…  
 
14.10. 2018

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir