PAPAZ KAÇTI

<p>PAPAZ KAÇTI
Hüseyin MÜMTAZ</p>
<p>“Bir papaz, bir papaza, bre papaz, gel papaz papaza, papaz kaçtı oynayalım” demiş mi?
Dememiş.
Ama birden yoğun bir papaz fırtınası ile karşı karşıya kalınca aklıma nedense bu tekerleme geldi.
Yoksa doğrusu öyle değil miydi?
İçinde bulunduğumuz günlerde hangi olay göründüğü gibi?
Aslında papazlarla öteden beri hep papaz olduğumuz yadsınamaz bir gerçek.
Herkesin aklına hemen Makarios gelecek ama öncesi de var.
Yok, Mora ayaklanmasını açıktan kışkırttığı için Benderli Ali Paşa tarafından 1821’de Patrikhane’nin orta kapısında astırılan Gregorius’a kadar gitmeyeceğim.
NUTUK’ta şöyle der ATATÜRK;
“Pek mevsûk elde edilen ma’lumâta göre Rum Patrikhanesi’nde Mavri Mira isminde bir heyet teşekkül etmiştir. Bunun reisi Patrik Vekili Droteos, azaları: Atenagoras, Enez Metropoliti, Yunan Kaymakamı Giritli Katekhakis, Katelopulos, Dipasimas, Ayinpa, Polimitis, Siyari ismindeki zevâttır.
Heyet doğrudan doğruya Venizelos’tan talimat alıyor. Rumların ve Yunan Hükümeti’nin muâvenet-i nakdiyesiyle pek azîm bir sermayesi vardır.
Vazifesi, Osmanlı vilâyetleri dahilinde çeteler teşkil ve idâre eylemek, mitingler ve propaganda yapmaktır. Yunan Salib-i Ahmer’i de bu Mavri Mira heyetine merbuttur. Vazifesi sûretâ muhâcirlere bakmak gibi insanî bir perde altında çete teşkilâtı yapmak, tertibât-ı ihtilâliyeyi ihzâr eylemektir. Bu suretle eczâ-yı tıbbiye ve levâzım-ı sıhhiye namı altında silâh, cephane ve teçhizatı memâlik-i Osmaniye’ye idhâldir. Hatta resmî Muhâcirîn Komisyonu da Mavri Mira heyetine tâbidir.
İstanbul Patrikhanesi ve Yunan Konsoloshanesi esliha ve cephane deposu halini almıştır ve hatta kiliseler ibadet yerinden ziyade askerî ambarlar gibi kullanılmaktadır. Ermeni Patriği Zaven Efendi de Mavri Mira heyeti tarafından satın alınmıştır. Rum mekteplerinin, evvelce bizim yapıp da tam şimdi sırası iken maalesef terk ettiğimiz, izci teşkilâtları tamamen Mavri Mira heyeti tarafından idâre olunmaktadır. İstanbul, Bursa, Bandırma, Kırkkilise, Tekfurdağı ve mülhakatında izci teşkilâtı itmâm olunmuştur, izciler yalnız çocuklar değildir. Yirmi yaşını mütecâviz gençler de dahildir. Anadolu’da Samsun ve Trabzon cephane tevzi mahallidir. Müsait bir halde bir yelkenli Yunan sefinesi istasyon halinde cephane ve eslihayı hâmilen bu mahallerde bulundurulacaktır. Ermeni hazırlığı da tamamen Rum hazırlığı gibidir.”
Süreyya Şahin, İslâm Ansiklopedisinde Athenagoras’tan şöyle bahseder;
“Türk hükümetleri gerek dış baskılarla, gerekse 1950’den sonraki dönemde azınlıklardan oy alma endişesiyle patrikhâneye ve Rum okullarına çok geniş tavizler verdiler. Amerika Birleşik Devletleri ile başlatılan yakın ilişkilerin bir sonucu olarak bu ülkenin vatandaşı Athenagoras’ın patrikliği kabul edildi. Vilâyet tezkeresinde belirtilen seçim ilkelerine aykırı biçimde patrik seçilen Athenagoras, Başkan Truman’ın özel uçağı ile Türkiye’ye geldi ve gelir gelmez başkanın bir mesajını, itimatnâmesini sunan bir büyükelçi tavrıyla Türkiye cumhurbaşkanına iletmek gibi garip bir davranışta bulundu. Daha sonra Türk vatandaşlığına geçen Athenagoras Yunanistan ile birlikte “megalo idea”yı gerçekleştirmek için yoğun bir faaliyet içine girdi. Türk hükümetinden izin almadan Yunanistan’da bulunan bazı metropolitlikleri patrikhâneye bağladı. Bizans dönemindeki teşkilâta göre hiç Rum bulunmayan bölgeler için metropolitlikler ihdas ederek bunların sayısını yediden yirmiye çıkardı. Diğer Ortodoks kiliseleriyle dostluk kurduğu gibi Doğu ve Batı kiliselerinin birleştirilmesi konusunda da faaliyetlere bulundu”.
Sonra Makarios’u; Akritas’ı, “TÜRK’Ü İMHA PLANI”nı hep biliyoruz, yaşadık…
Ve Barthalemeos.
Önceleri gayet faaldi de son senelerde neden acaba son derece “uslu”?
O’nun da meydanı şimdi Kıbrıs’taki çömezi Hristostomos’a bıraktığı görülüyor…
Ve işte böyle bir durumda, birden pastör, papaz Andrew Craig Brunson depremi patlayıverdi.
“Terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım ve yataklık” suçundan Terör örgütleri FETÖ ve PKK adına suç işlediği, casusluk yaptığı iddiasıyla hakkında 35 yıl hapis cezası istenen Brunson'ın tutukluğu, "sağlık sorunları" dikkate alınarak ev hapsine çevrilmişti.
Vay nasıl olurdu böyle bir şey?
Önce ABD Başkan Yardımcı Mike Pence Dışişleri Bakanlığı'nda katıldığı bir programda, NATO üyesi Türkiye'yi ciddi biçimde tehdit etti. Pence, "Türkiye, Papaz Andrew Brunson'u derhal serbest bırakmaz ve Amerika'daki evine göndermezse ABD bu masum inanç adamı serbest kalana kadar Türkiye'ye önemli yaptırımlar uygulayacak" dedi.
Ve arkadan Trump, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "ABD, büyük bir Hristiyan, aile babası ve muhteşem bir insan olan Papaz Andrew Brunson'ın uzun süreli tutukluğu nedeniyle Türkiye'ye geniş yaptırımlar uygulayacak. Bu masum inanç adamı derhal serbest bırakılmalı! " ifadelerini kullandı.
Türkiye, çeşitli kademelerden gereken cevabı ânında verdi.
Çoğu kimse “Papaz Kaçtı”yı bir kâğıt oyunu olarak bilir.
Aslında PHILLIP KING’in yazdığı Leyla Erduran’ın da çevirisini yaptığı bir tiyatro oyunudur “PAPAZ KAÇTI”.
Tam hatırlamıyorum ama galiba 80’li yıllarda DORMEN Tiyatrosu’nda seyretmiştim. Çok güzel ve keyifli bir oyundu.
Olay,1943 yılının Haziran ayında Ingiltere’nin kuzeyinde Middlewick köyünde geçer. II. Dünya Savaşının ortasında Doris ve rahip olan kocasi Lionel’in mutlu bir evliligi vardir. Eski bir gösteri kizi olan Doris’in halen asker olan eski arkadaşı Clive’in eve ziyarete gelmesi, işleri karıştırır. Karmaşa, sürpriz kişilerin katılımı ile giderek içinden çıkılmaz bir hal alır.
Aman ha… İzmir’deki pastör/papaz da kâğıt veya tiyatro oyunundan esinlenip kaçmaya kalkmasın, sakın kaçmasın…
Dünyaya rezil oluruz.
Bitirirken konuyla ilgili son iki soru. Cevabını bilen varsa ve cevap verirse memnuniyetle yayınlarım;
“1952’de Menderes, Athenagoras’ı Patrikhane’de ziyaret ettiğinde Orta Kapı’dan mı girmişti? Ve Özal zamanında Patrikhane yenilenirken Orta Kapı açılmış mıydı?” 27 Temmuz 2018</p> - IMG 20180727 WA0002

<p>PAPAZ KAÇTI
Hüseyin MÜMTAZ</p>
<p>“Bir papaz, bir papaza, bre papaz, gel papaz papaza, papaz kaçtı oynayalım” demiş mi?
Dememiş.
Ama birden yoğun bir papaz fırtınası ile karşı karşıya kalınca aklıma nedense bu tekerleme geldi.
Yoksa doğrusu öyle değil miydi?
İçinde bulunduğumuz günlerde hangi olay göründüğü gibi?
Aslında papazlarla öteden beri hep papaz olduğumuz yadsınamaz bir gerçek.
Herkesin aklına hemen Makarios gelecek ama öncesi de var.
Yok, Mora ayaklanmasını açıktan kışkırttığı için Benderli Ali Paşa tarafından 1821’de Patrikhane’nin orta kapısında astırılan Gregorius’a kadar gitmeyeceğim.
NUTUK’ta şöyle der ATATÜRK;
“Pek mevsûk elde edilen ma’lumâta göre Rum Patrikhanesi’nde Mavri Mira isminde bir heyet teşekkül etmiştir. Bunun reisi Patrik Vekili Droteos, azaları: Atenagoras, Enez Metropoliti, Yunan Kaymakamı Giritli Katekhakis, Katelopulos, Dipasimas, Ayinpa, Polimitis, Siyari ismindeki zevâttır.
Heyet doğrudan doğruya Venizelos’tan talimat alıyor. Rumların ve Yunan Hükümeti’nin muâvenet-i nakdiyesiyle pek azîm bir sermayesi vardır.
Vazifesi, Osmanlı vilâyetleri dahilinde çeteler teşkil ve idâre eylemek, mitingler ve propaganda yapmaktır. Yunan Salib-i Ahmer’i de bu Mavri Mira heyetine merbuttur. Vazifesi sûretâ muhâcirlere bakmak gibi insanî bir perde altında çete teşkilâtı yapmak, tertibât-ı ihtilâliyeyi ihzâr eylemektir. Bu suretle eczâ-yı tıbbiye ve levâzım-ı sıhhiye namı altında silâh, cephane ve teçhizatı memâlik-i Osmaniye’ye idhâldir. Hatta resmî Muhâcirîn Komisyonu da Mavri Mira heyetine tâbidir.
İstanbul Patrikhanesi ve Yunan Konsoloshanesi esliha ve cephane deposu halini almıştır ve hatta kiliseler ibadet yerinden ziyade askerî ambarlar gibi kullanılmaktadır. Ermeni Patriği Zaven Efendi de Mavri Mira heyeti tarafından satın alınmıştır. Rum mekteplerinin, evvelce bizim yapıp da tam şimdi sırası iken maalesef terk ettiğimiz, izci teşkilâtları tamamen Mavri Mira heyeti tarafından idâre olunmaktadır. İstanbul, Bursa, Bandırma, Kırkkilise, Tekfurdağı ve mülhakatında izci teşkilâtı itmâm olunmuştur, izciler yalnız çocuklar değildir. Yirmi yaşını mütecâviz gençler de dahildir. Anadolu’da Samsun ve Trabzon cephane tevzi mahallidir. Müsait bir halde bir yelkenli Yunan sefinesi istasyon halinde cephane ve eslihayı hâmilen bu mahallerde bulundurulacaktır. Ermeni hazırlığı da tamamen Rum hazırlığı gibidir.”
Süreyya Şahin, İslâm Ansiklopedisinde Athenagoras’tan şöyle bahseder;
“Türk hükümetleri gerek dış baskılarla, gerekse 1950’den sonraki dönemde azınlıklardan oy alma endişesiyle patrikhâneye ve Rum okullarına çok geniş tavizler verdiler. Amerika Birleşik Devletleri ile başlatılan yakın ilişkilerin bir sonucu olarak bu ülkenin vatandaşı Athenagoras’ın patrikliği kabul edildi. Vilâyet tezkeresinde belirtilen seçim ilkelerine aykırı biçimde patrik seçilen Athenagoras, Başkan Truman’ın özel uçağı ile Türkiye’ye geldi ve gelir gelmez başkanın bir mesajını, itimatnâmesini sunan bir büyükelçi tavrıyla Türkiye cumhurbaşkanına iletmek gibi garip bir davranışta bulundu. Daha sonra Türk vatandaşlığına geçen Athenagoras Yunanistan ile birlikte “megalo idea”yı gerçekleştirmek için yoğun bir faaliyet içine girdi. Türk hükümetinden izin almadan Yunanistan’da bulunan bazı metropolitlikleri patrikhâneye bağladı. Bizans dönemindeki teşkilâta göre hiç Rum bulunmayan bölgeler için metropolitlikler ihdas ederek bunların sayısını yediden yirmiye çıkardı. Diğer Ortodoks kiliseleriyle dostluk kurduğu gibi Doğu ve Batı kiliselerinin birleştirilmesi konusunda da faaliyetlere bulundu”.
Sonra Makarios’u; Akritas’ı, “TÜRK’Ü İMHA PLANI”nı hep biliyoruz, yaşadık…
Ve Barthalemeos.
Önceleri gayet faaldi de son senelerde neden acaba son derece “uslu”?
O’nun da meydanı şimdi Kıbrıs’taki çömezi Hristostomos’a bıraktığı görülüyor…
Ve işte böyle bir durumda, birden pastör, papaz Andrew Craig Brunson depremi patlayıverdi.
“Terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım ve yataklık” suçundan Terör örgütleri FETÖ ve PKK adına suç işlediği, casusluk yaptığı iddiasıyla hakkında 35 yıl hapis cezası istenen Brunson'ın tutukluğu, "sağlık sorunları" dikkate alınarak ev hapsine çevrilmişti.
Vay nasıl olurdu böyle bir şey?
Önce ABD Başkan Yardımcı Mike Pence Dışişleri Bakanlığı'nda katıldığı bir programda, NATO üyesi Türkiye'yi ciddi biçimde tehdit etti. Pence, "Türkiye, Papaz Andrew Brunson'u derhal serbest bırakmaz ve Amerika'daki evine göndermezse ABD bu masum inanç adamı serbest kalana kadar Türkiye'ye önemli yaptırımlar uygulayacak" dedi.
Ve arkadan Trump, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "ABD, büyük bir Hristiyan, aile babası ve muhteşem bir insan olan Papaz Andrew Brunson'ın uzun süreli tutukluğu nedeniyle Türkiye'ye geniş yaptırımlar uygulayacak. Bu masum inanç adamı derhal serbest bırakılmalı! " ifadelerini kullandı.
Türkiye, çeşitli kademelerden gereken cevabı ânında verdi.
Çoğu kimse “Papaz Kaçtı”yı bir kâğıt oyunu olarak bilir.
Aslında PHILLIP KING’in yazdığı Leyla Erduran’ın da çevirisini yaptığı bir tiyatro oyunudur “PAPAZ KAÇTI”.
Tam hatırlamıyorum ama galiba 80’li yıllarda DORMEN Tiyatrosu’nda seyretmiştim. Çok güzel ve keyifli bir oyundu.
Olay,1943 yılının Haziran ayında Ingiltere’nin kuzeyinde Middlewick köyünde geçer. II. Dünya Savaşının ortasında Doris ve rahip olan kocasi Lionel’in mutlu bir evliligi vardir. Eski bir gösteri kizi olan Doris’in halen asker olan eski arkadaşı Clive’in eve ziyarete gelmesi, işleri karıştırır. Karmaşa, sürpriz kişilerin katılımı ile giderek içinden çıkılmaz bir hal alır.
Aman ha… İzmir’deki pastör/papaz da kâğıt veya tiyatro oyunundan esinlenip kaçmaya kalkmasın, sakın kaçmasın…
Dünyaya rezil oluruz.
Bitirirken konuyla ilgili son iki soru. Cevabını bilen varsa ve cevap verirse memnuniyetle yayınlarım;
“1952’de Menderes, Athenagoras’ı Patrikhane’de ziyaret ettiğinde Orta Kapı’dan mı girmişti? Ve Özal zamanında Patrikhane yenilenirken Orta Kapı açılmış mıydı?” 27 Temmuz 2018</p> - IMG 20180727 WA0002

 

PAPAZ KAÇTI
Hüseyin MÜMTAZ

“Bir papaz, bir papaza, bre papaz, gel papaz papaza, papaz kaçtı oynayalım” demiş mi?
Dememiş.
Ama birden yoğun bir papaz fırtınası ile karşı karşıya kalınca aklıma nedense bu tekerleme geldi.
Yoksa doğrusu öyle değil miydi?
İçinde bulunduğumuz günlerde hangi olay göründüğü gibi?
Aslında papazlarla öteden beri hep papaz olduğumuz yadsınamaz bir gerçek.
Herkesin aklına hemen Makarios gelecek ama öncesi de var.
Yok, Mora ayaklanmasını açıktan kışkırttığı için Benderli Ali Paşa tarafından 1821’de Patrikhane’nin orta kapısında astırılan Gregorius’a kadar gitmeyeceğim.
NUTUK’ta şöyle der ATATÜRK;
“Pek mevsûk elde edilen ma’lumâta göre Rum Patrikhanesi’nde Mavri Mira isminde bir heyet teşekkül etmiştir. Bunun reisi Patrik Vekili Droteos, azaları: Atenagoras, Enez Metropoliti, Yunan Kaymakamı Giritli Katekhakis, Katelopulos, Dipasimas, Ayinpa, Polimitis, Siyari ismindeki zevâttır.
Heyet doğrudan doğruya Venizelos’tan talimat alıyor. Rumların ve Yunan Hükümeti’nin muâvenet-i nakdiyesiyle pek azîm bir sermayesi vardır.
Vazifesi, Osmanlı vilâyetleri dahilinde çeteler teşkil ve idâre eylemek, mitingler ve propaganda yapmaktır. Yunan Salib-i Ahmer’i de bu Mavri Mira heyetine merbuttur. Vazifesi sûretâ muhâcirlere bakmak gibi insanî bir perde altında çete teşkilâtı yapmak, tertibât-ı ihtilâliyeyi ihzâr eylemektir. Bu suretle eczâ-yı tıbbiye ve levâzım-ı sıhhiye namı altında silâh, cephane ve teçhizatı memâlik-i Osmaniye’ye idhâldir. Hatta resmî Muhâcirîn Komisyonu da Mavri Mira heyetine tâbidir.
İstanbul Patrikhanesi ve Yunan Konsoloshanesi esliha ve cephane deposu halini almıştır ve hatta kiliseler ibadet yerinden ziyade askerî ambarlar gibi kullanılmaktadır. Ermeni Patriği Zaven Efendi de Mavri Mira heyeti tarafından satın alınmıştır. Rum mekteplerinin, evvelce bizim yapıp da tam şimdi sırası iken maalesef terk ettiğimiz, izci teşkilâtları tamamen Mavri Mira heyeti tarafından idâre olunmaktadır. İstanbul, Bursa, Bandırma, Kırkkilise, Tekfurdağı ve mülhakatında izci teşkilâtı itmâm olunmuştur, izciler yalnız çocuklar değildir. Yirmi yaşını mütecâviz gençler de dahildir. Anadolu’da Samsun ve Trabzon cephane tevzi mahallidir. Müsait bir halde bir yelkenli Yunan sefinesi istasyon halinde cephane ve eslihayı hâmilen bu mahallerde bulundurulacaktır. Ermeni hazırlığı da tamamen Rum hazırlığı gibidir.”
Süreyya Şahin, İslâm Ansiklopedisinde Athenagoras’tan şöyle bahseder;
“Türk hükümetleri gerek dış baskılarla, gerekse 1950’den sonraki dönemde azınlıklardan oy alma endişesiyle patrikhâneye ve Rum okullarına çok geniş tavizler verdiler. Amerika Birleşik Devletleri ile başlatılan yakın ilişkilerin bir sonucu olarak bu ülkenin vatandaşı Athenagoras’ın patrikliği kabul edildi. Vilâyet tezkeresinde belirtilen seçim ilkelerine aykırı biçimde patrik seçilen Athenagoras, Başkan Truman’ın özel uçağı ile Türkiye’ye geldi ve gelir gelmez başkanın bir mesajını, itimatnâmesini sunan bir büyükelçi tavrıyla Türkiye cumhurbaşkanına iletmek gibi garip bir davranışta bulundu. Daha sonra Türk vatandaşlığına geçen Athenagoras Yunanistan ile birlikte “megalo idea”yı gerçekleştirmek için yoğun bir faaliyet içine girdi. Türk hükümetinden izin almadan Yunanistan’da bulunan bazı metropolitlikleri patrikhâneye bağladı. Bizans dönemindeki teşkilâta göre hiç Rum bulunmayan bölgeler için metropolitlikler ihdas ederek bunların sayısını yediden yirmiye çıkardı. Diğer Ortodoks kiliseleriyle dostluk kurduğu gibi Doğu ve Batı kiliselerinin birleştirilmesi konusunda da faaliyetlere bulundu”.
Sonra Makarios’u; Akritas’ı, “TÜRK’Ü İMHA PLANI”nı hep biliyoruz, yaşadık…
Ve Barthalemeos.
Önceleri gayet faaldi de son senelerde neden acaba son derece “uslu”?
O’nun da meydanı şimdi Kıbrıs’taki çömezi Hristostomos’a bıraktığı görülüyor…
Ve işte böyle bir durumda, birden pastör, papaz Andrew Craig Brunson depremi patlayıverdi.
“Terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım ve yataklık” suçundan Terör örgütleri FETÖ ve PKK adına suç işlediği, casusluk yaptığı iddiasıyla hakkında 35 yıl hapis cezası istenen Brunson’ın tutukluğu, “sağlık sorunları” dikkate alınarak ev hapsine çevrilmişti.
Vay nasıl olurdu böyle bir şey?
Önce ABD Başkan Yardımcı Mike Pence Dışişleri Bakanlığı’nda katıldığı bir programda, NATO üyesi Türkiye’yi ciddi biçimde tehdit etti. Pence, “Türkiye, Papaz Andrew Brunson’u derhal serbest bırakmaz ve Amerika’daki evine göndermezse ABD bu masum inanç adamı serbest kalana kadar Türkiye’ye önemli yaptırımlar uygulayacak” dedi.
Ve arkadan Trump, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “ABD, büyük bir Hristiyan, aile babası ve muhteşem bir insan olan Papaz Andrew Brunson’ın uzun süreli tutukluğu nedeniyle Türkiye’ye geniş yaptırımlar uygulayacak. Bu masum inanç adamı derhal serbest bırakılmalı! ” ifadelerini kullandı.
Türkiye, çeşitli kademelerden gereken cevabı ânında verdi.
Çoğu kimse “Papaz Kaçtı”yı bir kâğıt oyunu olarak bilir.
Aslında PHILLIP KING’in yazdığı Leyla Erduran’ın da çevirisini yaptığı bir tiyatro oyunudur “PAPAZ KAÇTI”.
Tam hatırlamıyorum ama galiba 80’li yıllarda DORMEN Tiyatrosu’nda seyretmiştim. Çok güzel ve keyifli bir oyundu.
Olay,1943 yılının Haziran ayında Ingiltere’nin kuzeyinde Middlewick köyünde geçer. II. Dünya Savaşının ortasında Doris ve rahip olan kocasi Lionel’in mutlu bir evliligi vardir. Eski bir gösteri kizi olan Doris’in halen asker olan eski arkadaşı Clive’in eve ziyarete gelmesi, işleri karıştırır. Karmaşa, sürpriz kişilerin katılımı ile giderek içinden çıkılmaz bir hal alır.
Aman ha… İzmir’deki pastör/papaz da kâğıt veya tiyatro oyunundan esinlenip kaçmaya kalkmasın, sakın kaçmasın…
Dünyaya rezil oluruz.
Bitirirken konuyla ilgili son iki soru. Cevabını bilen varsa ve cevap verirse memnuniyetle yayınlarım;
“1952’de Menderes, Athenagoras’ı Patrikhane’de ziyaret ettiğinde Orta Kapı’dan mı girmişti? Ve Özal zamanında Patrikhane yenilenirken Orta Kapı açılmış mıydı?” 27 Temmuz 2018


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir