Ağdam!

Bu gün benim doğup büyüdüğüm Azerbaycan’ın Ağdam kentinin Ermeniler tarafından işgal edildiği gün. Aslında Ermeniler işgal etti dediğimizde onları gözümüzde büyütmüş oluyoruz. Ermeniler bu işgalleri dış güçlerin, özellikle Rusya’nın yardımları ile gerçekleştirdi. - 20180715 0146221151345116

Bu gün benim doğup büyüdüğüm Azerbaycan’ın Ağdam kentinin Ermeniler tarafından işgal edildiği gün. Aslında Ermeniler işgal etti dediğimizde onları gözümüzde büyütmüş oluyoruz. Ermeniler bu işgalleri dış güçlerin, özellikle Rusya’nın yardımları ile gerçekleştirdi.

Önce söyleyelim ki Ağdam, 1993’ün Mayıs’ında 6 bin kişilik Ermeni birliğinin saldırısına maruz kaldı. Bakü’de meydana gelen iç karışıklıklar nedeniyle savunma gücü azalan Azerbaycan birlikleri, 42 gün boyunca şehri savunmaya çalıştı fakat başarılı olamadı. Şehir 23 Temmuz’da tamamen işgal edildi. Azerbaycan birlikleri bölgenin yüzde 25’lik bir kısmını koruyabildi. Ermeni işgalinde, Ağdam’da 5 bin 897 kişi  şehit oldu. 153 bin nüfusu olan en kadim toprak Ağdam, işgalin sona erdirilmesi planlanan ilk beş bölge içinde yer alıyor. Karabağ’a sınır şehri terk etmek zorunda kalan halk, Azerbaycan’ın 64 ayrı bölgesinde mülteci olarak yaşıyor…

Ben de bu kadim toprakta doğdum, büyüdüm, ta 16 yaşıma dek orda yaşadım…

Hayatımın en mutlu ve anlamlı günleri de o işgalle bitti. Hayat beni yurdumdan sonra ikinci kez uzaklara attı. Şimdi Türkiye’de vatan hasreti çekiyorum, birde işgal altında olan Ağdam’ın acısını.

Çok garip bir duygu… Sözle ifade edilemeyecek kadar garip. Ta Türkiye’de oturun da binlerce kilometre uzakta kavuşamadığın yurdunun kalbini tetikleyen acısını hissetmek. Mülteci olmak hiç kolay değil…

Fark etmez ister vatanın bir kentinden başka kentinde mülteci ol, ister başka bir ülkeye git. Acı aynı, hasret aynı. Ben yaşadığım acıyı tarif edersem anlar mısınız beni?

O zaman yaşadıklarımdan sadece bir kaçını anlatayım ki içimdeki sevdanın, yangının boyutunu belki görürsünüz…

Hiç aklımdan çıkmaz bir gün Ağdam’a bombalar yağıyor. Babam “sizi şehirden uzaklaştırayım, birkaç saat sonra döneriz yine” dedi. Hep yapıyorduk bunu. Kentin çıkışında oturup bekler sonra evimize döner, mermi kokan şehrimize sarılır uyurduk. O günde aynısını yapacaktık. Evimizin küçüğü olan erkek kardeşim tam kapıdan çıkarken “anne dur!” dedi. Koşarak odanın duvarını öptü. “Belki dönemeyiz, ben seni çok özlerim” dedi.

Ah! Bu nasıl bir acı…

“Annem, babam; “yok, döneceğiz” dedi. O gün döndük tabii. Bir gün sonra yine şehre bombalar yağdı. Bu defa tam annemlerin yattığı odanın tam karşısına düşmüştü. Evimizde her şey yerle bir olmuştu. Babam ve anneme bir şey olmadı. Amma babamın korku içinde bizim odamıza koşup bizi sağ görse de inanmayıp defalarca “iyi misiniz?” demesini unutmuyorum. Ama biz yine evimizi bırakmadık…

Sabah oldu babam işe bizde gece olanları konuşan mahallemizin teyzelerinin sohbetini dinlemeye gittik. O aralar hayat öyle geçiyordu. Okulumuz bombalanmıştı. O yüzden tüm okullar kapanmış, durum gittikçe değişiyor ve hissediyorduk bir şeyler yanlış gidiyordu. O aralar babamın yeni inşa ettiğimiz evin tamirine devam etmesi de bir başka teselliydi. Annemin “biraz beklesek” demesini de aldırmadı. “Ne oldu bir avuç Ermeni’den mi korkacağız” dedi.

Ah benim  babam! Sen ne kadar güzel söyledin ama olmadı işte. Korkmadan yenildik. Sonra bir gün annem iş icabı kardeşlerimi alıp Başkent’e gitmişti. Ben amcamlardaydım. Amcamın kızıyla bahçede elma ağacının altında oturup başımızın üstünden uçan füzeleri sayıyorduk. Belki inanmakta zorluk çekeceksiniz ama biz bunu yapıyorduk.

Korku yoktu bizim için oyun vardı…

Baktım yüzü bembeyaz olmuş bir halde babam geldi. “Hemen sizi çıkarmam lazım, sonra ben geri döneceğim” dedi. Ne olduğunu tam anlamadık. Sonuçta iki günde bir çıkıp geri dönüyoruz. Babam yengeme “evraklarınızı da al” dedi. Bu çok ciddi bir mesajdı aslında. Arabaya oturduk iki el bombası vardı. Amcamın kızıyla bana verdi ve “baktınız düşmana yakalandık, çekin!” dedi. 16 yaşında bir kız babasının el bombasını patlatın demesine hiç soru sormadan tamam dedim. Babama “dönmeyecek miyiz?” dediğimde “döneceğiz” dedi.

Fakat ilk defa bana yalan söyledi. Çünkü; sonra hiç dönemedik…

Toprağımız işgal edildi…

Babamda çok yaşamadı zaten…

3 defa kalp krizi geçirdi ve kalbi dayanmadı bu acıya.

Bu tarifi olmayan bir acı…

Benim 80 yaşında dedem, evinin anahtarını ölene dek tuttu elinde bir gün geri döneceğiz diye.

O hale saf, temiz yüreği ve gönlüyle “evim beni bekliyor!” derdi.

Şimdi ben Türkiye’deyim!

Geçenlerde emniyete gitmiştim. Görevli evraklarımı yazıyordu. Bana doğum yerimi sordu.

Ağdam dedim…

Dedim ama o an sanki kalbimden bir soğuk rüzgâr geçti. Dışarı çıktım sağa sola baktım. “Eh kızım Mehseti” dedim. Sen Ağdam’da doğdun ya, şimdi ne işin var İstanbul’da?

Öylece kala kaldım…

Duygulandım, ağladım garip vücudumu alıp eve geldim. Anladım ki benim ruhum hala Ağdam’da…

Bugün de bunları yazarken Ağdam’da ki mahallemi, evimi düşündüm ama öyle her zaman ki gibi düşünmek değil…

Annem, babam yanımda, biz  çocuğuz. Mutfağımızı, yatağımızı, koltuklarımızı hatta lavaboyu bile hayal ettim. Ordaydık çocuktuk, çok mutluyduk…

Şimdi kanadım, kolum kırık, artık yaşlanıyorum ve nerede olacak mezarım bilemiyorum.

Ama ahtım olsun benden sonra yaşayacak evlatlarıma; bir gün çürümüş vücudumu kendi yurduma gömün!

Son olarak; biz güçlüyüz ama yalnızız. Azerbaycan yalnız olduğu için işgalde olan toprakları geri alamıyor. Bu o kadar kolay değil. Her şey güçlü askerle, orduyla olmuyor bazen…

Bence Türk dünyası bunu bilmeli ve Karabağ tek Azerbaycan’ın derdi olmamalı!

Bu gün benim doğup büyüdüğüm Azerbaycan’ın Ağdam kentinin Ermeniler tarafından işgal edildiği gün. Aslında Ermeniler işgal etti dediğimizde onları gözümüzde büyütmüş oluyoruz. Ermeniler bu işgalleri dış güçlerin, özellikle Rusya’nın yardımları ile gerçekleştirdi. - 20180714 2307482034637540

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

“Ağdam!” için bir cevap

  1. Rəfiqə Sadıqova avatarı
    Rəfiqə Sadıqova

    İlk dəfədir ki, danışmağa söz, söyləməyə fikir tapmıram. Deyirdim ki, Ağdam getsə urəyim dayanar,amma dayanmadı. Hələ də döyunur. Lakin bu urək əvvəlki deyil. Döyuntusu də, çırpınması da bir başqadır.Bəlkə bu bir royadır. Nə ola Allahım ayılanda, özumə gələndə bu bir dəhşətli yuxu imiş deyib sevinəm. Amma yox. İndi Ağdama QAfqazın Xirosiması deyirlər. Ermənilər hər şeydən, hər kəsdən çox qorxduqları Ağdamı yerlə bir edib , yandırıb yaxmaqla hayıf çıxmaq istəyirlər. Atalar deyib ki, meydan son gulənindir. Deyəsən şaqqanaq çəkib gulmək vaxtı yetişir axı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. Tasavvuf; Kullara Tapınma? KUR’AN!? Tasavvuf konusu; ilk başlarda KUR’AN merkezli nefsi terbiye etme amaçlı ortaya çıkmışsa da; sonralarda kişileri yüceltme,…

  2. KUR’AN! Fal?-Nazar?-Büyü? (Mâide,3)”Fal oklarıyla-kehanet yoluyla gelecekte sizleri neyin beklediğini öğrenmeye çalışmak fısktır-kötü bir eylemdir; çünkü bu yoldan çıkmaktır.” Fal ile…

  3. KUR’AN-İçki?! Robotlaşmış Kullar?! Kafayı içki içenlere takmış, onları cehennemlik-kâfir ilan eden din satıcıları-yobazlara inat, Yüceler Yücesi Yaratıcı aşağıdaki ‘içki’ ile…

  4. İlginç, bir sürü insan hakkında haklı haksız yurtdışına çıkış yasağı var ama sadece spesifik olarak TMSFye borcu olanların yasağını kaldırmak…

  • PROTEİN EKSİKLİĞİ

    PROTEİN EKSİKLİĞİ

    Ülkelerin gelişmesini, proteinli gıdalarla beslenen gençler ve kuşaklar sağlar. Her Japon çocuğu mutlaka yumurta yer, et, balık, fındık, badem yer, süt içer. Her Alman çocuğu […]


  • Türkiye’ye turist yağacak…

    Türkiye’ye turist yağacak…

    Alınan onca önleme rağmen Rus turistlerin Türkiye tercihi önlenemiyor. Geçenlerde yazmıştık. Rusya, iç turizme yönelik önlemler almaya başlamıştı. Ancak, görülüyor ki Rus turistler Türkiye’den hali […]


  • Fal?-Nazar?-Büyü?

    Fal?-Nazar?-Büyü?

    KUR’AN!Fal?-Nazar?-Büyü? (Mâide,3)”Fal oklarıyla-kehanet yoluyla gelecekte sizleri neyin beklediğini öğrenmeye çalışmak fısktır-kötü bir eylemdir; çünkü bu yoldan çıkmaktır.” Fal ile ilgili uyaran ayetten sonra kendimize şu […]


  • Kocaseyit

    Kocaseyit

    1929’da Havran’a gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk  ,Nahiye Müdürüne , ” Havran köylerinden birinde bir Seyit Onbaşı olacaktı onu bulup getirin” der. Seyit Onbaşı’nın hangi köyde olduğunu bilmeyen Nahiye Müdürü “Emriniz olur.Buluruz […]


  • SEÇİM SİSTEMİNİN GÜVENİRLİĞİ

    SEÇİM SİSTEMİNİN GÜVENİRLİĞİ

    Erkam Tufam yurtdışında yaşayan bir gazeteci. Niye yurtdışında, nasıl çıkmış gibi sorular beni ilgilendirmiyor. Bir yazımda vurgulamıştım; ‘ben söze bakarım’! O kişinin söylediklerinin ne kadarı benim […]


  • Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Yukarıdaki başlık sayın Emin Çölaşan’ın  dünkü  yazısının başlığıdır.  Sayın Sultan Uçar    “Diploma kayalara çarpmış’başlığı ile sayın Cumhurbaşkanının diplomasını sorgulamış. Sayın Fatih Portakal ise “En azından […]


  • Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Bir Şahin’in inanılmaz yolculuğu

    Kuşlar yılın farklı zamanlarında besin kaynaklarının mevcudiyetine ve iklim koşullarına bağlı olarak kışı geçirecekleri alanlara veya üreme alanlarına göç ederler. Göç eden kuşların çoğu Avrupa, […]


  • Orta Asya’da Türkler

    Orta Asya’da Türkler

    Türkmenistan’daki ‘Türk’ ile Türkiye’deki ‘Türk’ aynı insanları mı ifade ediyor? Eğer öyleyse, neden ikisinin arasında isimleri başka insanlara atıfta bulunan ülkeler var? İran, Irak, Suriye […]


  • Çadır söken AFAD’a tepki

    Çadır söken AFAD’a tepki

    CHP’li Parlar’dan çadır söken AFAD’a tepki İSYAN ETMEK YETMEZ, HESAP SORACAĞIZ CHP Hatay Milletvekili A. Adayı Dr. Hasan Ramiz Parlar, depremden yıkılan Hatay’da elektrik, tuvalet […]


  • Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    Tercihleri ile Yavaş Yavaş Ölümü Seçmek veya Seçmemek

    “Yavaş yavaş ölürler okumayanlar” diyor şair. Yaşam Tercihimizde Yavaş Yavaş Ölümü Mü? Yoksa Yaşamı Anlayarak Ölmek mı? Brezilyalı şair Martha Medeiros’un 1961 yılında yazdığı “Ağır […]


  • SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK. Sefa Yürükel

    SEÇİMLERDE SEÇMEN; YA T.C. YA DA YIKIM VE KAOS DİYECEK. Sefa Yürükel

    Türkiye’de önümdeki dönemde yapılacak seçimler için herkesinde gördüğü gibi, ABD bilerek kendine bağlı işbirlikçilerle beraber R.T.E. -K.K. üzerinden Türkiye’ye anti demokratik ve totaliter içerikli iki […]


  • Yine bir deprem uyarısı…

    Yine bir deprem uyarısı…

    Depremler tehlikesi halen devam ediyor. Uzmanlar yeni depremler konusunda yeni uyarılarda bulunuyor. Şimdi de Bingöl masaya yatırıldı. Bingöl’de de deprem olabileceği konusunda yeni uyarılar geldi. […]



Posted

in

by