YAVUZ’UN KÜRTLERE YAPMIŞ OLDUĞU BEDDUA!

<p>
Kürd'e fırsat verme Yarab
Dehre sultan olmasın
Ayağını çarık sıksın
Gönlü huzur bulmasın.</p>
<p>Vur sopayı al haracı,
Karnı bile doymasın,
Ol çeşmeden gâvur içsin,
Kürde nasip olmasın.</p>
<p>Vasiyetim oldur kim,
Kürd bin kerre yalvarsın.
İnanma kanma,
Yakana bit, kapına Kürd dadandırma.</p>
<p>Yukarıdaki şiirimsi mısraların, Yavuz Sultan Selim'e ait olduğu iddiasıyla sosyal medyada paylaşıldığı görülüyor.
Efendim, Yavuz Sultan Selim, Mısır Seferi'ne giderken Muş'ta bir çeşme yaptırasıymış, seferden dönüşünde çeşmenin yerinde yeller estiğini görünce çeşmeyi yeniden yaptırıp, yukarıdaki şiiri de kitabesine koydurasıymış!
Oysa bu şiirin Yavuz Sultan Selim'e ait olmadığı ve sonradan uydurulduğu o kadar aşikâr ki; bunu söylemek için tarihçi, edebiyatçı ve dil bilimci olmaya bile gerek yoktur.
Bir kere şiirin dili, çok sonraki zamanlara aittir.
Adeta günümüz Türkçesiyle yazılmış gibi durmaktadır.
Yavuz Sultan Selim ise "Selîmi" mahlasıyla yazmış olduğu şiirlerini Farsça ve Divan Şiiri tarzında yazmıştır genelde.
Böyle olunca şiirin bir nazım ölçüsü ve kendine göre bir kafiye düzeni olması gerekirdi.
Bu şiirde ise bunların neredeyse hiçbirisi yok!
Böyle olunca bu şiire şiir demek, herhalde şiir sanatına ve şairlere hakaret olur.
Yavuz Sultan Selim'in Ruhuna da azap olur.
*
Bilindiği gibi; Yavuz Sultan Selim, Türk kökenli Safevi Hükümdarı Şah İsmail ile mücadele etmek zorunda kalmıştır ve Şah İsmail de tıpkı Yavuz Sultan Selim gibi bir şairdir.
Üstelik Şah İsmail, "Hatayi" mahlasıyla yazmış olduğu şiirlerini halk şiiri tarzında, hece vezniyle ve bugünkü Anadolu Türkçesiyle yazmıştır ki; onun yazmış olduğu şiirler, bugün bile deyiş olarak çalınıp söylenmektedir ülkemizde.
Onun en sevdiğim deyişlerinden birisi şu dizelerle biter:
"Şah Hatayi'm ölmeyince,
Tenim turap olmayınca,
Dost dosttan ayrılmayınca,
Dost kadrini bilmez imiş"
*
Öte yandan mezhep taassubuyla hareket eden Yavuz Sultan Selim, Şii Şah İsmail'e ve kendi vatandaşları da olan Alevi inancına mensup Türk ve Türkmenlere karşı, doğudaki Sünni Kürt aşiret beyleriyle ittifak etmiştir ki; bu beylerin en ünlüsü İdris-i Bitlisi'dir; yani Bitlisli İdris.
Çaldıran Zaferi'nden sonra ise Doğu Anadolu'nun idaresini büyük ölçüde bu Kürt beylerine bırakmış, bu adamların her biri kendi bölgesinde adeta bir derebeyi gibi davranmıştır.
Yani Kürtler, o tarihlerde Şah İsmail'in hasmı durumundadırlar.
Bu sebeple yukarıdaki şiir için "Bu şiir Yavuz Sultan Selim'e değil, olsa olsa Şah İsmail Hatayi'ye aittir" denilseydi sanırım çok daha inandırıcı olurdu.
Ancak şiirin sanat gücündeki zayıflığı, vezin ve kafiye bozukluğunu dikkate alırsak, bu şiiri Şah İsmail'e nispet etmek, aynı zamanda ünlü bir halk şairi olan Şah İsmail'e de hakaret olur.
*
Öte yandan Yavuz Sultan Selim, Mısır dönüşü neden Muş'a yol uğratsın?
Suriye üzerinden Çukurova'ya girip, oradan Merkezi Anadolu üzerinden, yani çok daha kısa yoldan İstanbul'a dönmek varken, neden Muş gibi Doğu Anadolu'da bulunan bir yerleşim merkezine yol uğratarak lüzumsuz yere yolunu uzatsın ve iki yıldır seferde olmakla zaten yorgun olan ordusunu büsbütün bitap düşürsün!
Üstelik o bölge, 1514 yılında yapılan Çaldıran Savaşı ile zaten Osmanlı topraklarına katılmıştı ve o yıllarda, bölgeye tekrar sefer yapmayı gerektiren bir tehlike de bulunmuyordu.
*
Geçtiğimiz 30 Aralık'ta Hatay'ın Yayladağı ilçesinde, Mısır Seferi sonrasında Yavuz Sultan Selim'in, Yayladağı'na gelişinin 500. yılı kutlanmıştır.(1)
Adanalı tarihçi olarak kendisini tanıtan Cezmi Yurtsever ise "Yavuz Sultan Selim Kadirli Turna Dağında" başlıklı yazısında, "1515 yılı haziran ayı başlarında Osmanlı ordusu Hadım Sinan Paşa kumandasında (Dulkadiroğlu Beyi) Alaüddevle üzerine yürüdü. 13 Haziran günü Göksun ile Andırın arasında kalan Ördekli yazı denilen yerde şiddetli bir savaş oldu" diyerek, Yavuz Selim'in, 1515 yılında çıktığı Suriye ve Mısır Seferi'nde, ordunun geçtiği güzergâhın, doğuda uzandığı en uzak bölgenin bugünkü Maraş sınırları içindeki Göksun-Andırın arasındaki coğrafya olduğunu söylemektedir.(2)
*
Bu bilgiler, bizim, Mısır seferinden dönen Osmanlı Ordusu'nun, Suriye üzerinden Çukurova'ya girip, oradan en kısa yol olan İç Anadolu üzerinden İstanbul'a dönmüş olması gerektiği şeklindeki iddiamızı güçlendiren bilgilerdir.
Bu durumda Yavuz Sultan Selim'in, Mısır Seferi'den dönüşte Muşa yol uğratarak orada yeniden inşa ettirdiği çeşmeye, Kürtlere beddua içeren bir kitabe yaptırdığı iddiası, tamamıyla bir yalan ve palavradır.
Üstelik, Şah İsmail'e karşı Kürtlerle işbirliği yapan Yavuz Sultan Selim'in, Muş gibi o dönem için bir Kürt şehri olan bir kentte yaptırdığı bir çeşmeye "Kürtlere Beddua" içeren bir kitabe yaptırması, onun büyük devlet adamlığı sıfatına da uygun düşmez.
Peki o zaman bu şiiri kim ya da kimler uydurmuş olabilir?
Emin değilim.
Bu konuda bizden çok daha yetkin bir tarihçi olan Murat Bardakçı'nın yazdıklarına bakmakta fayda var galiba.(3)</p>
<p>03.01.2018
____________
1- .
2-
3- </p> - yavuz sultan selim
Kürd’e fırsat verme Yarab
Dehre sultan olmasın
Ayağını çarık sıksın
Gönlü huzur bulmasın.

Vur sopayı al haracı,
Karnı bile doymasın,
Ol çeşmeden gâvur içsin,
Kürde nasip olmasın.

Vasiyetim oldur kim,
Kürd bin kerre yalvarsın.
İnanma kanma,
Yakana bit, kapına Kürd dadandırma.

Yukarıdaki şiirimsi mısraların, Yavuz Sultan Selim’e ait olduğu iddiasıyla sosyal medyada paylaşıldığı görülüyor.
Efendim, Yavuz Sultan Selim, Mısır Seferi’ne giderken Muş’ta bir çeşme yaptırasıymış, seferden dönüşünde çeşmenin yerinde yeller estiğini görünce çeşmeyi yeniden yaptırıp, yukarıdaki şiiri de kitabesine koydurasıymış!
Oysa bu şiirin Yavuz Sultan Selim’e ait olmadığı ve sonradan uydurulduğu o kadar aşikâr ki; bunu söylemek için tarihçi, edebiyatçı ve dil bilimci olmaya bile gerek yoktur.
Bir kere şiirin dili, çok sonraki zamanlara aittir.
Adeta günümüz Türkçesiyle yazılmış gibi durmaktadır.
Yavuz Sultan Selim ise “Selîmi” mahlasıyla yazmış olduğu şiirlerini Farsça ve Divan Şiiri tarzında yazmıştır genelde.
Böyle olunca şiirin bir nazım ölçüsü ve kendine göre bir kafiye düzeni olması gerekirdi.
Bu şiirde ise bunların neredeyse hiçbirisi yok!
Böyle olunca bu şiire şiir demek, herhalde şiir sanatına ve şairlere hakaret olur.
Yavuz Sultan Selim’in Ruhuna da azap olur.
*
Bilindiği gibi; Yavuz Sultan Selim, Türk kökenli Safevi Hükümdarı Şah İsmail ile mücadele etmek zorunda kalmıştır ve Şah İsmail de tıpkı Yavuz Sultan Selim gibi bir şairdir.
Üstelik Şah İsmail, “Hatayi” mahlasıyla yazmış olduğu şiirlerini halk şiiri tarzında, hece vezniyle ve bugünkü Anadolu Türkçesiyle yazmıştır ki; onun yazmış olduğu şiirler, bugün bile deyiş olarak çalınıp söylenmektedir ülkemizde.
Onun en sevdiğim deyişlerinden birisi şu dizelerle biter:
“Şah Hatayi’m ölmeyince,
Tenim turap olmayınca,
Dost dosttan ayrılmayınca,
Dost kadrini bilmez imiş”
*
Öte yandan mezhep taassubuyla hareket eden Yavuz Sultan Selim, Şii Şah İsmail’e ve kendi vatandaşları da olan Alevi inancına mensup Türk ve Türkmenlere karşı, doğudaki Sünni Kürt aşiret beyleriyle ittifak etmiştir ki; bu beylerin en ünlüsü İdris-i Bitlisi’dir; yani Bitlisli İdris.
Çaldıran Zaferi’nden sonra ise Doğu Anadolu’nun idaresini büyük ölçüde bu Kürt beylerine bırakmış, bu adamların her biri kendi bölgesinde adeta bir derebeyi gibi davranmıştır.
Yani Kürtler, o tarihlerde Şah İsmail’in hasmı durumundadırlar.
Bu sebeple yukarıdaki şiir için “Bu şiir Yavuz Sultan Selim’e değil, olsa olsa Şah İsmail Hatayi’ye aittir” denilseydi sanırım çok daha inandırıcı olurdu.
Ancak şiirin sanat gücündeki zayıflığı, vezin ve kafiye bozukluğunu dikkate alırsak, bu şiiri Şah İsmail’e nispet etmek, aynı zamanda ünlü bir halk şairi olan Şah İsmail’e de hakaret olur.
*
Öte yandan Yavuz Sultan Selim, Mısır dönüşü neden Muş’a yol uğratsın?
Suriye üzerinden Çukurova’ya girip, oradan Merkezi Anadolu üzerinden, yani çok daha kısa yoldan İstanbul’a dönmek varken, neden Muş gibi Doğu Anadolu’da bulunan bir yerleşim merkezine yol uğratarak lüzumsuz yere yolunu uzatsın ve iki yıldır seferde olmakla zaten yorgun olan ordusunu büsbütün bitap düşürsün!
Üstelik o bölge, 1514 yılında yapılan Çaldıran Savaşı ile zaten Osmanlı topraklarına katılmıştı ve o yıllarda, bölgeye tekrar sefer yapmayı gerektiren bir tehlike de bulunmuyordu.
*
Geçtiğimiz 30 Aralık’ta Hatay’ın Yayladağı ilçesinde, Mısır Seferi sonrasında Yavuz Sultan Selim’in, Yayladağı’na gelişinin 500. yılı kutlanmıştır.(1)
Adanalı tarihçi olarak kendisini tanıtan Cezmi Yurtsever ise “Yavuz Sultan Selim Kadirli Turna Dağında” başlıklı yazısında, “1515 yılı haziran ayı başlarında Osmanlı ordusu Hadım Sinan Paşa kumandasında (Dulkadiroğlu Beyi) Alaüddevle üzerine yürüdü. 13 Haziran günü Göksun ile Andırın arasında kalan Ördekli yazı denilen yerde şiddetli bir savaş oldu” diyerek, Yavuz Selim’in, 1515 yılında çıktığı Suriye ve Mısır Seferi’nde, ordunun geçtiği güzergâhın, doğuda uzandığı en uzak bölgenin bugünkü Maraş sınırları içindeki Göksun-Andırın arasındaki coğrafya olduğunu söylemektedir.(2)
*
Bu bilgiler, bizim, Mısır seferinden dönen Osmanlı Ordusu’nun, Suriye üzerinden Çukurova’ya girip, oradan en kısa yol olan İç Anadolu üzerinden İstanbul’a dönmüş olması gerektiği şeklindeki iddiamızı güçlendiren bilgilerdir.
Bu durumda Yavuz Sultan Selim’in, Mısır Seferi’den dönüşte Muşa yol uğratarak orada yeniden inşa ettirdiği çeşmeye, Kürtlere beddua içeren bir kitabe yaptırdığı iddiası, tamamıyla bir yalan ve palavradır.
Üstelik, Şah İsmail’e karşı Kürtlerle işbirliği yapan Yavuz Sultan Selim’in, Muş gibi o dönem için bir Kürt şehri olan bir kentte yaptırdığı bir çeşmeye “Kürtlere Beddua” içeren bir kitabe yaptırması, onun büyük devlet adamlığı sıfatına da uygun düşmez.
Peki o zaman bu şiiri kim ya da kimler uydurmuş olabilir?
Emin değilim.
Bu konuda bizden çok daha yetkin bir tarihçi olan Murat Bardakçı’nın yazdıklarına bakmakta fayda var galiba.(3)

03.01.2018
____________
1- .
2-
3-

<p>
Kürd'e fırsat verme Yarab
Dehre sultan olmasın
Ayağını çarık sıksın
Gönlü huzur bulmasın.</p>
<p>Vur sopayı al haracı,
Karnı bile doymasın,
Ol çeşmeden gâvur içsin,
Kürde nasip olmasın.</p>
<p>Vasiyetim oldur kim,
Kürd bin kerre yalvarsın.
İnanma kanma,
Yakana bit, kapına Kürd dadandırma.</p>
<p>Yukarıdaki şiirimsi mısraların, Yavuz Sultan Selim'e ait olduğu iddiasıyla sosyal medyada paylaşıldığı görülüyor.
Efendim, Yavuz Sultan Selim, Mısır Seferi'ne giderken Muş'ta bir çeşme yaptırasıymış, seferden dönüşünde çeşmenin yerinde yeller estiğini görünce çeşmeyi yeniden yaptırıp, yukarıdaki şiiri de kitabesine koydurasıymış!
Oysa bu şiirin Yavuz Sultan Selim'e ait olmadığı ve sonradan uydurulduğu o kadar aşikâr ki; bunu söylemek için tarihçi, edebiyatçı ve dil bilimci olmaya bile gerek yoktur.
Bir kere şiirin dili, çok sonraki zamanlara aittir.
Adeta günümüz Türkçesiyle yazılmış gibi durmaktadır.
Yavuz Sultan Selim ise "Selîmi" mahlasıyla yazmış olduğu şiirlerini Farsça ve Divan Şiiri tarzında yazmıştır genelde.
Böyle olunca şiirin bir nazım ölçüsü ve kendine göre bir kafiye düzeni olması gerekirdi.
Bu şiirde ise bunların neredeyse hiçbirisi yok!
Böyle olunca bu şiire şiir demek, herhalde şiir sanatına ve şairlere hakaret olur.
Yavuz Sultan Selim'in Ruhuna da azap olur.
*
Bilindiği gibi; Yavuz Sultan Selim, Türk kökenli Safevi Hükümdarı Şah İsmail ile mücadele etmek zorunda kalmıştır ve Şah İsmail de tıpkı Yavuz Sultan Selim gibi bir şairdir.
Üstelik Şah İsmail, "Hatayi" mahlasıyla yazmış olduğu şiirlerini halk şiiri tarzında, hece vezniyle ve bugünkü Anadolu Türkçesiyle yazmıştır ki; onun yazmış olduğu şiirler, bugün bile deyiş olarak çalınıp söylenmektedir ülkemizde.
Onun en sevdiğim deyişlerinden birisi şu dizelerle biter:
"Şah Hatayi'm ölmeyince,
Tenim turap olmayınca,
Dost dosttan ayrılmayınca,
Dost kadrini bilmez imiş"
*
Öte yandan mezhep taassubuyla hareket eden Yavuz Sultan Selim, Şii Şah İsmail'e ve kendi vatandaşları da olan Alevi inancına mensup Türk ve Türkmenlere karşı, doğudaki Sünni Kürt aşiret beyleriyle ittifak etmiştir ki; bu beylerin en ünlüsü İdris-i Bitlisi'dir; yani Bitlisli İdris.
Çaldıran Zaferi'nden sonra ise Doğu Anadolu'nun idaresini büyük ölçüde bu Kürt beylerine bırakmış, bu adamların her biri kendi bölgesinde adeta bir derebeyi gibi davranmıştır.
Yani Kürtler, o tarihlerde Şah İsmail'in hasmı durumundadırlar.
Bu sebeple yukarıdaki şiir için "Bu şiir Yavuz Sultan Selim'e değil, olsa olsa Şah İsmail Hatayi'ye aittir" denilseydi sanırım çok daha inandırıcı olurdu.
Ancak şiirin sanat gücündeki zayıflığı, vezin ve kafiye bozukluğunu dikkate alırsak, bu şiiri Şah İsmail'e nispet etmek, aynı zamanda ünlü bir halk şairi olan Şah İsmail'e de hakaret olur.
*
Öte yandan Yavuz Sultan Selim, Mısır dönüşü neden Muş'a yol uğratsın?
Suriye üzerinden Çukurova'ya girip, oradan Merkezi Anadolu üzerinden, yani çok daha kısa yoldan İstanbul'a dönmek varken, neden Muş gibi Doğu Anadolu'da bulunan bir yerleşim merkezine yol uğratarak lüzumsuz yere yolunu uzatsın ve iki yıldır seferde olmakla zaten yorgun olan ordusunu büsbütün bitap düşürsün!
Üstelik o bölge, 1514 yılında yapılan Çaldıran Savaşı ile zaten Osmanlı topraklarına katılmıştı ve o yıllarda, bölgeye tekrar sefer yapmayı gerektiren bir tehlike de bulunmuyordu.
*
Geçtiğimiz 30 Aralık'ta Hatay'ın Yayladağı ilçesinde, Mısır Seferi sonrasında Yavuz Sultan Selim'in, Yayladağı'na gelişinin 500. yılı kutlanmıştır.(1)
Adanalı tarihçi olarak kendisini tanıtan Cezmi Yurtsever ise "Yavuz Sultan Selim Kadirli Turna Dağında" başlıklı yazısında, "1515 yılı haziran ayı başlarında Osmanlı ordusu Hadım Sinan Paşa kumandasında (Dulkadiroğlu Beyi) Alaüddevle üzerine yürüdü. 13 Haziran günü Göksun ile Andırın arasında kalan Ördekli yazı denilen yerde şiddetli bir savaş oldu" diyerek, Yavuz Selim'in, 1515 yılında çıktığı Suriye ve Mısır Seferi'nde, ordunun geçtiği güzergâhın, doğuda uzandığı en uzak bölgenin bugünkü Maraş sınırları içindeki Göksun-Andırın arasındaki coğrafya olduğunu söylemektedir.(2)
*
Bu bilgiler, bizim, Mısır seferinden dönen Osmanlı Ordusu'nun, Suriye üzerinden Çukurova'ya girip, oradan en kısa yol olan İç Anadolu üzerinden İstanbul'a dönmüş olması gerektiği şeklindeki iddiamızı güçlendiren bilgilerdir.
Bu durumda Yavuz Sultan Selim'in, Mısır Seferi'den dönüşte Muşa yol uğratarak orada yeniden inşa ettirdiği çeşmeye, Kürtlere beddua içeren bir kitabe yaptırdığı iddiası, tamamıyla bir yalan ve palavradır.
Üstelik, Şah İsmail'e karşı Kürtlerle işbirliği yapan Yavuz Sultan Selim'in, Muş gibi o dönem için bir Kürt şehri olan bir kentte yaptırdığı bir çeşmeye "Kürtlere Beddua" içeren bir kitabe yaptırması, onun büyük devlet adamlığı sıfatına da uygun düşmez.
Peki o zaman bu şiiri kim ya da kimler uydurmuş olabilir?
Emin değilim.
Bu konuda bizden çok daha yetkin bir tarihçi olan Murat Bardakçı'nın yazdıklarına bakmakta fayda var galiba.(3)</p>
<p>03.01.2018
____________
1- .
2-
3- </p> - yavuz sultan selim

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Eski Diyanet görevlisi Ömer Sağlam’ın yayınlanan iki kitabı vardır: Ermeniler Buharlaşmadılar, Bin Yıllık Yürüyüş 1015-2015 ve Çöldeki Osmanlı.

Yorumlar

“YAVUZ’UN KÜRTLERE YAPMIŞ OLDUĞU BEDDUA!” için 32 cevap

  1.  avatarı
    Anonim

    bence hak etmişlerdir

  2. emin avatarı
    emin

    Eğer bu şiiri yavuz s.s. yazmış ise ben birşey bilmiyorum.

  3. Adem avatarı
    Adem

    Lan gerizekalı beyinsizler bunun gerçek olduğuna nasıl inanabilirsiniz, diplomayı yırttırır sizin gibi cahiller.

  4. mustafa avatarı
    mustafa

    iste böyleee.
    Yavuzu bende sevmem,cünkü isigücü TTürklere karsi düsmanliktir.Kürtlere kizmasinin nedeni iran seferine giderken misira giderken degil siirt yakinlarinda bir yerde konaklar ve orda bir cesme yapar.Iran dönüsünde ayni yere gelirki cesme yerinde yok.Kürtler yikip taslarini ev ahir yapmada kullanmislar.Buna cok sinirlenen Yavuz.Suclulari buldurur cezalandirir ve yeni bir cesme yaptirir,ve üzerinede o siiri yazar.
    Kürtler anadoludaki TÜRK yönetimlerine karsi 18 dafa isyan ettmislerdir. Her dafasinda bircok can kaybi olmusturKI pkk da bir kürt ayaklanmasidir.Ermenilerin ve ingilizlerin dürtükledikleri bir hareketlerdir.Dersim isyancibaslari yargilanirken hakim sorar sizi bu yola itenler kimdi.Yaniti Ingilizler olmustur.Ingilizler tüm dünyayi karistiran bir soydur.Nerde bir ayaklanma varsa altinda% 90 ingilizler vardir.Bugün o görevi Amerika üslenmis,Amerikalilarda avrupa k yani ingiliz kökenlidir

  5. ODİN avatarı
    ODİN

    Her kim yazmış veya yazdırmışsa anasını düzeyim picin

  6. Ay avatarı
    Ay

    Hiç değilse Kürtleri tanımış. Dağ türkünün ayağından çıkan kurt Kürt sesidir diyenleri de gördük biz

  7. Reha Ören avatarı
    Reha Ören

    Yazının kaynak bölümünde Cezmi Yurtsever görünüyor. Bu şahıs tarafımızdan bilinmektedir. Tarihçiliği kendinden menkuldur. Kıymet-i harbiyesi yoktur. Atatürk Osmanlı arşivlerini iki kasa rakı karşılığında Bulgarlara verdi diyebilecek sevide biridir. Yağmura göre tarla taşır!
    Adının anılması bile abesle iştigaldir. Rahmetli rüstem kocadurmuşoğlu Adana Türk Ocağı’&nda düzenlediği iki sohbette şahsın Amerikadaki Ermenilere bilgi ve belge aktardığını belirtmiştir.

  8. mahmut demirkolllllu avatarı
    mahmut demirkolllllu

    yavuz,ermeniden dönme hain kürtlere nefret etmiş olmalıdır

  9. Seladdin Eyyubi avatarı
    Seladdin Eyyubi

    Kürtlerin kökeni çok eski tarihlere dayanmışken ve bununla ilgili odalarca yapıt varken hala ermeni kökenli diyen adama aslında pek de diyecek bir şey yoktur. Zaten bu kafayla fazla yaşayamaz.

  10. Recep Yazıcı avatarı
    Recep Yazıcı

    Bir çok Kürt arkdaşım, tanıdıklarım,dostlarım var içlerinde çok iyileri de var, kötüleri de var. Bizler bu kadim topraklarda yaşayan Mevlanın mirasçıları olarak, gönlümüz de kapımız da insan olan herkese açıktır . Hiç bir insana ırkına, diline, dinine göre davranmayız, bizim için İyi İnsan veya Kötü insan vardır. iyi ırk kötü ırk yoktur. Yanlış söyleyenler, yanlış yapanlar , kötü örnekler büyük çoğunluğu temsil etmez. Bizler biriz, beraberiz.

  11. Adem avatarı
    Adem

    Türk Kürt gardaşdır ayrım yapan galleştir…daha önceki yıllarda sicili bozuk çok kürt vardır ..tek devlet tek millet tek dil baska soze hacet yok ….bu hepsine mal edilemez…

  12.  avatarı
    Anonim

    Ama kim yazmışsa hakkını verelim güzel yazmış

  13. Ooooo avatarı
    Ooooo

    Odin deyyusu kendi ananı düz sen

  14. Gülay Karaoğlu avatarı
    Gülay Karaoğlu

    Yıllardır duyduğumuz bu öyküde gerçeklikle ilgili benimde şüphelerim vardır… Bir Türk olarak, yıllarca o bölgelerde yaşayan insanlara ağalar, şeyhler, toprak işgalcileri tarafından baskı yapılmış, din ile istibdat karıştırılmış ve bölge halkı her şekilde ezilmiştir. Bunun sonucunda ortaya çıkan görüntüler kin ve nefret duyguları ile kürtlük ve ermenilik karıştırılmamalıdır.. Çünkü doğuda Rus -Türk savaşları sırasında ermenilere karşı da en büyük savaşı yine kürtler varmiştir. Pkk ile Kürtlüğü de karıştırmak yanlıştır. Ülkemizi bölmek isteyen uluslararası güçler PKK kuruluşunda büyük hizmetler yapmışlardır… 1900’li savaş yıllarında ülke Ermenilerimizi de kışkırtan bu unsurlar Ermenilerin ayaklanması için yoğun çaba harcamışlar, hatta doğuda Van ve ilçelerinde bir çok Kürt köyünü işgal ederek tehcire zorlamışlardır….. Tabi Kürtlerin Rus -Türk savaşları sonrası evlerine geri dönmeleri kararlılıkla olmuş ve tekrar haneleerine sahip çıkmak için savaşmışlardır. Bu olaylar sonrası yurdumuzu işgal etmek isteyen güçlere karşıda hep birlikte mücadele edilmiştir. Karanlık güçler ve misyonerler savaşla alamadıkları bu değerli, altın toprakları kışkırtarak, PKK’yı kurdurarak, ve ermenileri kürt kimliği altında sunarak halen istediklerine ulaşmaya çalışmaktadırlar.

  15. Hasan C avatarı
    Hasan C

    Kürtten evliya, koyma avluya.
    Nerde gördün bi kürt, iki sürt bi dürt.
    Kürde girse sikim yanar, yanan sike kürt konar.
    Kürttür o aslını yüceltir, evveliyatını sik dünya düzelir.
    Kürde soktum dikti sikim, sikime sıçtı ez dı hezdıkım.
    Sik kürdü durma asla, unutma ki aslı asala.
    Bilmez o kürt yok ilacı, durma! Sik…Ana bacı.

  16. Keko avatarı
    Keko

    Ulan anonim şerefe tanno

  17. ömer silvan avatarı
    ömer silvan

    Valla yavuz yazmış yada yazmamış…onu bilmem ama kim yazmış sa doğru yazmış …Bunlar kadar hain , nankör onursuz bir millet yok..Tabi bunlar milletmi derlememi bilinmez..Hangisiyle tanışsam ahbab olsam sonuç hep fiyasko…

  18. sadasdas avatarı
    sadasdas

    ananı sikim

  19. td avatarı
    td

    td

  20. Sait avatarı
    Sait

    Ben buradan bilip bilmeden konuşanlara söylüyorum bilip bilmeden konuşuyorsunuzda yavuz Sultan Selim’in doğu seferinde yanında bulunan veziri kimdir biliyor musunuz doğu seferini o planlamış tır ama mısır seferinde şehit olmuştur siz ancak ırkçılık yapın bı tarih kitabı bile okumuşluğunuz yoken buradan Kürtlere Küfr ediyonuz unutmayın ki çanaakkaleyide birlikte kurtadik ingilizleride fransizlarida birlikte bu topraklardan atık
    De hade şimdi konuşun enisi biraz tarih kitabı okuyup gelin
    UNUTMAYİN YAZDİKLARİM İRKÇİLİK YAPANLARADİR HEPİMİZ KARDEŞİZZ

  21. Hasan Uğurlu avatarı
    Hasan Uğurlu

    birlik beraberlik içinde alevi kürt türk sünnü ermeni yahudi insanmı evet insansa allah yarattı ise mesele yok fahri kahinatı yaraatn bile bu ayrımı yapmamış siz neden yapıyorsunuz.

  22. Tataroğlu avatarı
    Tataroğlu

    BİZLERKİ İNSAN OĞULLARIYIZ BİZLERKİ ÇİY SÜT EMMİŞİZ İYİ TÜRK KÖTÜ KÜRT DİYE BİRŞEY YOKTUR ALLAH RESÛLÜ BİZ İNSANLARA VİCDAN MERHAMET ACIMASIZLIK HİSLERİNİ VERMİŞ IYILIK YOLUNUDA KÖTÜLÜK YOLUNUDA BIZ KENDİMİZ SECERIZ HER INSANIN İÇİNDE İYİLİK HER INSANIN İÇİNDE KÖTÜLÜK VARDIR DOGRU SEÇTİĞİMİZ YOLU KENDİMİZ BELİRLERİZ BİZ İNSAN OĞLUYUZ

  23. Anti moğul anti türk avatarı
    Anti moğul anti türk

    Hasan c senin o namusun sikim göt hammal ata türkün kabrine sıçaıym lan nasıl bi şerefsiz faşist piç bir ırksınız lan alayınızı SİKTİĞİM oruspu çocukları

  24. Şerif İldoğan avatarı
    Şerif İldoğan

    Hasan C denilen zat! İnsan mısın ? Bu yorumu yazanında yayınlayanında ahlak edebi necasettendir.İnsan ancak bu kadsr aşşağılık olurmuş, bu adamın bir yerine Kürtler metal mı soktu acaba ?

  25. Haydar avatarı
    Haydar

    Kürtler kadar hele hele muşlu olan itler kadar bir topluluk yoktur dünyada Türk Kürt asla kardeş olamaz kalleşten nerde görülmüş kardeş olundığu kim yazmışsa çok doğru yazmış şiiri…

  26. Mirza avatarı
    Mirza

    Hasan Kürtler belliki iyi sikmiş ananını bacını yoksa bu yaran olmazdı Osmanlı’ya gelince kendi öz ve öz evlatlarına kıyanlar mı kürtlerin tarihine bak Osmanlı kadar kancık arkadan vuran birileri var mı

  27. Mirza avatarı
    Mirza

    Doğunun hangi şehrine giderseniz gidin belli ederler kendini merhameti olsun vicdanı olsun Allah eksik etmezler ali gaffar okan Sakaryalı değil mi Kürt halkı neden onu benimsedi insan olduğu için merhametli olduğunu için diyarbakır halkını sevdiği için halkta onu sevdi be hey ırkcılık yapan insanlıktan nasibini almamış mahluklar insan olun insan Türkler kadar kalleş şerefsiz bir millet yok hepsi için ayrımcılık yapanlara bu lafım kendinize gelin

  28. Orhan Korkut avatarı
    Orhan Korkut

    Bakın Kürt müslüman dir Kürt un alevisi yokdur ben Kürt alevisiyim diyenler Ermeni’dir Kürt nisyanlarini tarih boyunca Ermeniler yapmıştır Kürt ler ve safdir Araplar haindir

  29. Adem avatarı
    Adem

    Merhaba Hasan-c,
    Yorumunu beğendim.Aynı şekilde Mustafa Armağan içinde söyleseydin.

  30. Firattt avatarı
    Firattt

    Bu şiir İbrahim temo’nun Türkler için yazdığı bı şiirdir sadece kelimelerle oynanmış Türk yerine Kürt koyulmuş

  31. Umut Bulut avatarı
    Umut Bulut

    HAN
    Zaman,şeker misali erirken handa,
    Han yerinde durur, hancı uykuda.

    Gün gelir yolcusu… girer kapıdan,
    Gün gelir yolcusu… gider kapıdan.

    Han ıssız, han sessiz , han izbe yerde,
    Han siyah , han soğuk, han aynı yerde.

    Gün gelir hancısı… girer kapıdan,
    Gün gelir hancısı… gider kapıdan.

    Duvarlar taştandır, tavanı yüksek,
    Kervan yorgundur, ayaklar aksak,

    Gün gelir kervanı…girer kapıdan,
    Gün gelir kervanı…gider kapıdan.

    Adem ÖZEL (SORGUNLU)

  32. terminator avatarı
    terminator

    kürtler reptiliyan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. Adalet; Hakka-Gerçeğe Hizmet? KUR’AN! Yüceler Yücesi Yaratıcı Güç, müthiş-muhteşem bir akışla çevirdiği bu dünyada, sistemini hak-adalet ilkeleri üzerine kurmuş. Zaten…

  2. Sadece (Bakara,136)ayeti ekleyerek ve içeriği olduğu gibi aynı bırakarak; (Peygamber(ler)in ALLAH’a Ortaklığı-Hadisler-KUR’AN) yazısı, yeni başlıkla kabul görür mü? Tüm ilgi-alâka,…

  3. Dünya Hayatı; Çoğaltma Yarışı? Ölüm?-KUR’AN?! (Mülk,2)”O, davranış ve eylem bakımından hanginizin daha güzel amel edeceğini-en güzel eseri kimin yapacağını belirlemek-sınamak…

  • ÜNİVERSİTENİN AMACI; DÜNYAYA GENİŞ AÇIDAN BAKABİLME ÖZELLİĞİ KAZANMIŞ İNSAN YETİŞTİRMEKTİR

    ÜNİVERSİTENİN AMACI; DÜNYAYA GENİŞ AÇIDAN BAKABİLME ÖZELLİĞİ KAZANMIŞ İNSAN YETİŞTİRMEKTİR

    Geçen hafta yüz yüze eğitimin gerekliği konusundaki “Diploma Kalitelerinin Zedelenmemesi için Yüz-Yüze Eğitim veya Eğitimi Yaz Dönemine Ötelenmesi Önerilebilir” başlıklı yazım sonrası Emekli eğitim emekçisi […]


  • KUR’AN’A ABDESTSİZ DOKUNULAMAZ MI?

    KUR’AN’A ABDESTSİZ DOKUNULAMAZ MI?

    Aşağıdaki takvim yaprağı, DİP takviminin 30 Mart 2023 tarihli yaprağıdır.Görüldüğü gibi DİB, Kur’an’ın kâğıda basılı haline abdestsiz dokunulamayacağını söylüyor.Bilgisayar, tablet, cep telefonu vs. elektronik cihazlar […]


  • Altın Manyaklığı Kitabı

    Altın Manyaklığı Kitabı

    Bülent ESİNOĞLU Nasıl yapayım, nereden başlayayım bilemedim. Lakin olayların başlangıç yeri Altın Manyaklığı kitabı olsa gerek. Amerika’da, durup dururken, Altın Manyaklığı kitabı çıkmaz diye düşünüyordum. […]


  • 2070 yılına kadar seyahatlerde neler değişecek?..

    2070 yılına kadar seyahatlerde neler değişecek?..

    Şu bir gerçek: İnsanların her geçen yıl seyahat ve tatil tercihleri değişiyor. Bu gerçekler ışığı altında sektör yenileme çalışmalarına hız vermeli. İngiltere merkezli hava yolu ve […]


  • MİLLİYETÇİLİK ve ULUSALCILIK (3)

    MİLLİYETÇİLİK ve ULUSALCILIK (3)

                Ulusalcılık kavramının oluşumundaki ‘tarihsel kalıt’a  eski dilde ‘Ecdadın ruhu’ da denilebilir, ki geçen yazıda buna kısaca değinmiştik. İşte Fransızların ‘kadim ruh’ (l’âme antique) dedikleri […]


  • YSK, RTE’NİN NOTERİ OLMUŞTUR

    YSK, RTE’NİN NOTERİ OLMUŞTUR

    RTE’NİN ANAYASAL OLMAYAN ADAYLIĞINI ONAYLAYAN BU YSK, ALDIĞI KARARLA RTE’NİN NOTERİ OLMUŞTUR YSK’nın son aldığı kararı, RTE’nin CB seçimine aday olarak katılmasını oy birliğiyle almış […]


  • Dünya Hayatı; Çoğaltma Yarışı? Ölüm?

    Dünya Hayatı; Çoğaltma Yarışı? Ölüm?

    Dünya Hayatı; Çoğaltma Yarışı?Ölüm?-KUR’AN?! (Mülk,2)”O, davranış ve eylem bakımından hanginizin daha güzel amel edeceğini-en güzel eseri kimin yapacağını belirlemek-sınamak için ölümü ve hayatı yarattı.” Yaşamın […]


  • EKONOMİMİZ GERÇEKTEN DE UÇUYOR MU?

    EKONOMİMİZ GERÇEKTEN DE UÇUYOR MU?

    Sn. Erdoğan ve Maliye Bakanı Nebati, Türk ekonomisinin uçtuğunu, uygulanan sisteme Batılıların bile hayran kaldığını üstüne basa basa söylemekteler. Sn. Erdoğan, “Benim alanın ekonomi, bunların […]


  • KARA NİYETLİ PAPAZ

    KARA NİYETLİ PAPAZ

    KARA NİYETLİ PAPAZ HÜSEYİN MÜMTAZ                 Rusya-Ukrayna savaşı ile Lozan’ın, 100 yıl sonra aynı karede yer alabileceğini hiç düşünebilir miydiniz?                 Heybeli’deki kara cübbeli, kara […]


  • Bir Günah Gibi

    Bir Günah Gibi

    Kimin yazdığını bilmiyorum, ancak çok duygusal bir kişinin yazdığına emin olduğum bir şarkı sözü vardır. Aslında şarkı bir Rus halk şarkısından gelmekte, ‘Oçi Çorniye’. Şarkının […]


  • Suudiler, İran ile barıştı…

    Suudiler, İran ile barıştı…

    Suudi Arabistan ile İran’ın 7 yıllık kesintinin ardından Çin’in arabuluculuğuyla diplomatik ilişkileri başlatma kararı, İsrail dışında tüm bölge ülkeleri tarafından memnuniyet verici bir gelişme olarak […]


  • “Rumlarla eşit şartlarda müzakere ederiz…”

    “Rumlarla eşit şartlarda müzakere ederiz…”

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs yönetimi ile resmi müzakere masasına oturmak için çerçevenin belirlenmesi gerektiğini vurgulayarak, egemen eşitlik ve eşit […]