İbrahim Kalın’dan Rusya’ya Önemli Mesaj: PYD/YPG PKK’nın Uzantısıdır

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın önceki günkü basın toplantısında Rusya’nın Astana sürecine PYD’yi davet etmesini Ankara’nın nasıl karşıladığını sorusuna,“Bununla ilgili emrivaki gibi bir şeyin olduğunu arkadaşlarımız bize dün ilettiler… Tabii ki bunu kabul etmemiz asla mümkün değildir” cevabını vermiş,  “PYD’li ve YPG’li olmayan Kürtlerin oraya Kürt toplumunu temsilen davet edilmesinde hiçbir sorun görmediklerini” açıklamıştır. - india hindistan

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın önceki günkü basın toplantısında Rusya’nın Astana sürecine PYD’yi davet etmesini Ankara’nın nasıl karşıladığını sorusuna,“Bununla ilgili emrivaki gibi bir şeyin olduğunu arkadaşlarımız bize dün ilettiler… Tabii ki bunu kabul etmemiz asla mümkün değildir” cevabını vermiş,  “PYD’li ve YPG’li olmayan Kürtlerin oraya Kürt toplumunu temsilen davet edilmesinde hiçbir sorun görmediklerini” açıklamıştır.

Kalın,“Ama PYD ve YPG, PKK terör örgütünün bir uzantısıdır ve onun ne Astana ne Cenevre ne de bir başka toplantıya davet edilmesi asla kabul edilemez. Çünkü orada fiili durum yaratarak eşkıyalık yaparak, oradaki insanları terörize ederek, DEAŞ’la mücadele kılıfı altında kendine alan yaratarak bir noktaya gelmiş bir terör örgütüne Astana gibi bir uluslararası platformda yer verilmesini biz asla kabul etmeyiz. Zannediyorum oradaki arkadaşlarımızın da müdahalesiyle o sorun yerinde, büyük oranda çözüldü ama bu konuda Rus mevkidaşlarımızla benim de dün bu konuda görüşmelerim oldu. Pozisyonumuzu çok net bir şekilde tekrar ortaya koyduk” demiştir.

İbrahim Kalın haklıdır.  Geçmişte PKK ve ASALA da işbirliği yapmıştır. CIA, gizliliği kaldırılan belgelerde Ermeni terör örgütü ASALA ile PKK’nın işbirliği yaptığını, aşağıdaki belgeyi paylaşarak açıklamıştır.  

 

 

Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti üzerinde jeopolitik ve jeostratejik konumlarından dolayı çeşitli ülke ve grupların çıkarları olmuş, çıkarlar zaman zaman örtüşmüş, zaman zaman da çatışmıştır.

Ermeni terör örgütü ASALA 1973 yılında ortaya çıkarak, 1974 Kıbrıs Barış Harekatından sonra yurt dışındaki temsilciliklerimize ve diplomatlarımıza yönelik sabotaj ve suikastlar gerçekleştirmiş, 1984 yılına kadar eylemlerini sürdürmüştür.  Bu yıldan sonra yerini PKK terör örgütüne bırakmıştır.

PKK, 15 Ağustos 1984 tarihinde Eruh’ta ilk eylemini gerçekleştirmiş, 21-28 Nisan 1980 tarihini Kızıl Hafta, 24 Nisan’ı da Ermenilerin soykırım günü ilan etmiştir. 8 Nisan 1980’de Lübnan’ın Sidon kentinde PKK ve ASALA ortak basın toplantısı düzenlemiştir. Abdullah Öcalan, Ermeni Yazarlar Birliği tarafından büyük Ermenistan fikrine katkılarından dolayı onur üyeliğine seçilmiştir. 4 Haziran 1993’de Ermeni Hınçak Partisi, ASALA ve PKK terör örgütleri mensupları batı Beyrut’ta bulunan PKK merkezinde toplantı yapmışlardır.

Tüm bunlar, “düşmanımın düşmanı benim dostumdur” görüşünün çok ötesinde PKK ve ASALA bilinçli işbirliğinin göstergeleridir. ASALA ve PKK terör örgütlerinin arkasında, bu örgütleri kullanarak Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlenmesini istemeyen güçler vardır.

ASALA’nın saldırılarında 42 diplomatımız ile 4 yabancı hayatını kaybetmiştir. Bunlardan biri olan ve Atina’da şehit edilen Haluk Sipahioğlu, benim Paris OECD Büyükelçimizde 1980 yılların sonunda oda arkadaşımdı.

Türkiye Rusya ilişkilerinin düşürülen Rus uçağı sonrasında düzelmesi olumlu gelişmedir. Rusya’nın 1 Ocak 2016’da başlayan domates yasağını 22 ay sonra 1 Kasım itibariyle kaldırmış olması da olumludur.  Rus tarım ürünleri denetim ajansı Rosselhoznadzor, 22 ay sonra bazı Türk domates üreticilerine 1 Kasım’dan itibaren Rusya’ya domates sevkiyatı yapma izni vermiştir: “1 Kasım 2017’den itibaren, daha önce teftiş edilen, eksiksiz üretim zincirine sahip ve aynı zamanda ihracatçı olan 3 Türk firmasına (Özaltın, Agrobay, SURAL) Türk menşeli domatesleri Rusya’ya sevk etme izni veriyor.”

Türkiye ile Rusya arasındaki domates sorunu tamamen çözülmemiştir.  Bu konuda Türkiye İhracatçılar Meclisi  Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin itirazı vardır. Uluslararası yayın kuruluşu Global Connection tarafından Antalya Belek Turizm Bölgesi’nde düzenlenen Türkiye-Rusya Medya Forumu’nda konuşan Büyükekşi, Rusya’nın domates ihracatında sadece 3 firmaya izin vermesinin yanlış olduğunu savunmuştur: “Beni her gün bir firma arıyor. Binlerce firma var. Rusya izni 3 firmaya verirse diğer firmalar ne olacak? Onlar diyor ki, biz bunu hiç kabul etmeyelim. Mütekabiliyet olsun.”

Rusya’nın Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcıları Ahtem Çiygöz ve İlmi Ümerov’u 25 Ekim’de serbest bırakılması da olumlu bir gelişmedir.

Türkiye ve Rusya yakınlaşması her iki tarafın lehinedir. Fakat bu yakınlaşma, Türkiye’nin izlediği temel politikalar ile çelişmemelidir. Türkiye ve Rusya arasında PKK ve PYD, Yukarı Karabağ, Kosova, Suriye,  Kıbrıs, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve Kırım konularındaki görüş ayrılıkları görmezden gelinemez.

Kırım’ın Rusya tarafından uluslararası hukuka aykırı bir şekilde işgalinin ardından Rusya’nın Kıbrıs Büyükelçisi Stanislav Osadchiy’in Kırım ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında bağ kurulmasıyla ilgili tespitlerini hatırlamakta yarar vardır: “Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılması, KIBRIS TÜRK KUKLA REJİMİNİN yasadışı ilan edilmesi ile aynı şey değildir.” Osadchiy’in   Lefkoşa’nın Rum kesiminde Rum şahinler tarafından organize edilen “Müzakerelerin bir anlaşma ile sonuçlanmaması” seminerine katılması da dikkat çekicidir.

Rusya, Kıbrıs’ta çözümsüzlük siyasetine destek vermektedir. Çünkü, 24 Nisan 2004 tarihinde oylanan Annan Planı referandumunda Rusya destekli AKEL’in  “evet” propagandasını, oylamadan bir gece önce 22 Nisan 2004 Cuma gecesi “hayır”a dönüştürdüğünü unutmayalım.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un  İzvestiya’da yayınlanan, Suriye hükümeti ile Suriyeli Kürt temsilcilerin Haziran ve Aralık 2016’da Rusya’nın arabuluculuğunda 4 tur görüşme yaptığına ilişkin  açıklaması da  hatırlanmalıdır. Lavrov, Suriye hükümetinin PYD’nin silahlı kanadı olan YPG’nin liderleri ile görüştüğünü doğrulamış, Şam ve Kürtlerin çıkarlarının ortak olduğunu söylemiş, Suriye’nin federalleşmesinin tartışılıp tartışılmadığı konusuna ise değinmemiştir.

Geçen yılki geleneksel yıl sonu basın toplantısında Vladimir Putin, Kürt halkının bağımsızlık talebine ilişkin soruyu şöyle cevaplamıştır: “Rusya’nın Kürt halkıyla her zaman özel ve sıcak ilişkileri oldu. Kürt Peşmerge güçleri terörizmle mücadelede olağanüstü derecede cesur ve etkili davrandı. Egemenliğe gelince, uluslararası hukuk çerçevesinde hareket edilmesi gerekiyor. Kürt halkının hakları korunacak fakat spesifik meseleler Irak ve Kürt halkı tarafından belirlenecek. Irak’ın iç işlerine karışmayacağız.”

ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi John Bass’ın “Rusya hükümeti ise uluslararası sınırları değiştirmek ve başka bir ülkenin bir kısmını ilhak etmek amacıyla son yıllarda askeri güç kullanmış olan tek Avrupa hükümetidir” açıklamasını ve Rusya’nın Cenevre Birleşmiş Milletler nezdindeki Büyükelçisi Aleksey Borodavkin’in“Suriye’de Kürtler de (Hmeymim Platformu)  Cenevre’de yapılacak barış görüşmelerine dahil edilmeli” dediğini de gözardı etmeyelim. Hmeymim Platformu, Rusya’nın Suriye’deki Hmeymim üssünde topladığı aralarında PYD-YPG’nin de bulunduğu Kürt gruplardır.

Geçmişte Rusya Dışişleri Bakanlığı Dördüncü Avrupa Dairesi Başkanı Aleksander Botsan, resmi Ria Novosti haber ajansına yaptığı açıklamasında, terör örgütü PKK ile Suriye’deki uzantısı YPG’ye Rusya’nın nasıl baktığı ile ilgili soru üzerine Rusya’nın PKK ve Suriye’deki YPG örgütlerini terörist olarak tanımadıklarını açıklamıştır.

Botsan, “Rusya Federasyonu, Türkiye’deki PKK ile Suriye’deki YPG’yi terörist örgütler olarak görmüyor. Rusya’da bu iki örgüt, resmi terör örgütü olarak kabul edilmiyor. Bu bir gerçek, durum böyle…Terör eylemi gerçekleştiren şahıslar hakkında yürütülen soruşturma sonuçlarına göre değerlendirmemizi yapıyoruz…Rusya ile Türkiye Suriye toprak bütünlüğünü destekliyor” demiştir

Rusya’nın Suriye’de El Bab’da Mehmetçiğin bulunduğu binayı vurması ve ardından gelen “Yanlışlık oldu, üzüntülerimizi iletiyoruz” açıklaması da inandırıcı değildir. Rusya’nın üzüntüsünü dile getirmesinden hemen sonra “PKK ile PYD bizim için terör örgütü olarak listemizde yer almıyor” açıklaması, Türkiye’ye verilen bir mesajdır. PKK’nın ABD’nin terör örgütü listesinde olduğunu da unutmayalım.

PKK; Batı dünyasında İsviçre dışında Avrupa Birliği ve NATO üyesi ülkeler, ABD, Suriye, Irak, İran ile birlikte çok sayıda ülke ve uluslararası kuruluş tarafından terör örgütü olarak tanınmaktadır. Birleşmiş Milletler, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Hindistan ise PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmemektedir. PKK ve YPG’nin Moskova’da temsilcilikleri vardır ve Türkiye’nin ısrarlı taleplerine rağmen bu temsilcilikler kapatılmamaktadır.

YPG Rusya tarafından terörist örgüt olarak tanınmıyorsa, Suriye’de Rusya ile işbirliği nereye kadar devam edebilir?  Bölgeden daha kaç şehit haberi gelebilir?

Rusya’nın Suriye’de El Bab’da Mehmetçiği vurması üzerine Rusya Federasyonu Sözcüsü Dimitri Peskov 10 Şubat 2017 tarihinde “Rus Silahlı Kuvvetleri tarafından vurulan hedeflerin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından verilen koordinatlar olduğu, bu noktada Türk askerinin olmaması gerektiğini” söylemiştir. Peskov’a cevap  TSK’dan gelmiştir: “… iki ülke arasında 12 Ocak 2017 tarihinde imzalanan… mutabakat doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından harekata ilişkin bilgiler Rus muhataplarla düzenli ve karşılıklı olarak paylaşılmaktadır…8 Şubat 2017 tarihinde Rusya Federasyonu birliklerinin kontrolünde bulunan bölgeden, dost unsurların bulunduğu noktaya bir roket atılması üzerine, unsurlarımızın bulunduğu noktanın koordinatları son olarak aynı gün akşam saat 23.11’de Humeymim’de bulunan Harekât Merkezindeki sorumlu personele tekrar iletilmiştir. Aynı saatlerde Ankara’daki Rus Silahlı Kuvvetleri Ataşesine unsurların bulunduğu noktaların daha önce de verilen koordinatları bir kez daha elden kendisine verilmiştir.”

Rusya ve Türkiye Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ve Karadeniz’de Askeri İşbirliği (Blackseafor) gibi kuruşlarda işbirliği içindedir. Rusya, Türkiye’nin ikinci büyük ticaret ortağı olmuş, Rus turistler Türkiye gelen ikinci büyük grup haline gelmiştir. Rusya, ekonomik ilişkilere koyduğu ambargoyu kısmen kaldırmıştır.

Şanghay İşbirliği Kuruluşu ve  Avrasya Ekonomik Birliği ile ilişkilerin gelişmesine rağmen Rusya, Türkiye’nin bir NATO üyesi olduğunun da farkındadır.

Avrasya Ekonomik Birliği’ne Türkiye’nin girmesini isteyen Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbay bu görüşünü, Esengül Kafkızı’nın Abdülvahap Kara tarafından çevrilen ve Türkistan gazetesinde 14 Kasım 2013 tarihinde yayınlanan “Ankara Gümrük Birliği’ne Katılmayı Gerçekten İstiyor mu? Kazakistan Cumhurbaşkanın Teklifi Üçlü Gümrük Birliği’nde Görüşlerin Farklı Olduğunu Ortaya Çıkarmış Gibidir” başlıklı makalesinde ortaya koymuştur.

Kafkızı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “AB bizi oyalarsa biz de alternatif ararız, Şanghay 5’lisi bizi kabul etsin, AB’ye hoşça kal deriz” demecinin  perde arkasını   açıklamaktadır.

Nazarbayev, Avrasya Ekonomik Birliği’nde Rusya’ya karşı Türkiye’yi bir denge unsuru olarak değerlendirmektedir. Bu konuya Nazarbayev, 14 Aralık 2012 tarihinde Kazakistan: 2050 Stratejisi: Olgunlaşan Devletin Yeni Siyasi İstikameti başlıklı ulusa sesleniş konuşmasında üstü örtülü olarak değinmiştir. Nazarbayev  bir Kazak milliyetçisidir ve Kazakistan devletinin uzun dönemde bağımsızlığından yanadır. Şu sözler O’na aittir: “Jeti atasın bilmeytin er jetesiz, jeti gaşır tarihin bilmeytin el jetesiz” Türkçesi: Yedi atasını bilmeyen kişi yaramaz, yedi asır geçmişini bilmeyen halkın geleceği olmaz (Nazarbayev, 2000, s. 191).

Kafkızı’nın tespiti çok önemlidir: “Ayrıca Türkiye’nin birliğe katılması durumunda dil – kültür dengeleri değişecektir. Asırlar öncesinden günümüze değin bölgede etkili olan Rusya ve diğer Slav ülkelerin dil ve kültürleri üstünlüğünü kaybedecek ve Türkiye Birlik içinde kendi kurallarını koymaya başlayacaktır. Birlik içinde uluslararası belgelerin sadece Rusça değil, ikinci bir dilde daha hazırlama zorunluluğu ortaya çıkacaktır. Bunlara ek olarak Kazakistan’ın Türkiye ile birlikte Türk Kengeşi’ne (Turkic Council) üye olduğu da göz ardı edilmemelidir. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in geçen yıl İstanbul’da yaptığı konuşmayı da hatırlamak gerekir. Nazarbayev konuşmasında; Rus sömürgeciliği üzerinde durmuş, Ankara’dan Altaylar kadar olan coğrafyada yaşayan 200 milyon Türk’ün birlik olması durumunda dünyada büyük bir güce dönüşebileceklerine, Rus hegemonyası dolayısıyla milli kültür ve dilleri kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldıklarına değinmişti.”

Türkiye, Batı dünyasının bir parçasıdır ve olmaya devam etmelidir.  Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk 29 Ekim 1923 tarihinde Fransız yazar Maurice Pernot’ya verdiği demeçte tercihini yapmıştır: “Kabul etmelisiniz ki, doğuda yaşamayı seçmeye mecbur olduğunuz için, ırkımızın beşiği ile ilgili olması nedeniyle mümkün olduğu kadar yakın batıyı bir yerleşim yeri seçtik. Fakat vücutlarımız doğuda ise fikirlerimiz batıya doğru yönelik kalmıştır. Memleketimizi asrileştirmek istiyoruz. Bütün çalışmamız Türkiye’de asri binaenaleyh batılı bir hükümet vücuda getirmektir. Medeniyete girmek arzu edipte Batıya yönelmemiş millet hangisidir?”

Bu tercih, Rusya ve Doğu komşularımız ile ilişkilerimizi geliştirmeye engel değildir ama Rus Çarı 1. Nikolay’ın St. Petersburg’da 9 Ocak 1853 tarihinde söylediği “Kollarımız arasında hasta, ağır hasta bir adam var”  ifadesindeki  hasta adamın, Osmanlı Devleti olduğu  hatırlanmalıdır. Terim ilk defa   12 Mayıs 1860 tarihinde The New York Times’te yer almıştır.

Kırım’dan Türkiye’ye kitle göçleri, Kırım Hanlığının ortadan kaldırılarak Rusya İmparatorluğu’nun Kırım’ı ilhak etmesinden sonra başlamıştır. Rusya ile olan 93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) döneminde dedem İbrahim, Romanya Mecidiye’de doğmuş (1878), dedem ve babam dahil on binlerce Romanya Tatar Türkü, bir eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı’nın babası da dahil bu savaş sonucunda Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmıştır.  Babam rahmetli Süleyman Karluk, 1912 yılında Köstence’de doğmuş, 1944 yılında Türkiye’ye göç etmiştir. Kuzenlerim Köstence’de yaşamaktadır.

Kırım’ın Rus Çarlığı tarafından işgal edilmesinden bu yana yüzbinlerce Kırım Türkünün Anadolu’ya göç ettiği gerçeği her zaman hatırlanmalıdır.

İsmet İnönü’ye ithaf edilen bir söz vardır: “Büyük devletlerle iş tutmak ayı ile yatağa girmeye benzer.Bu söz, özellikle SSCB ile olan ilişkilerde dikkatli olunması anlamında kullanılmıştır. Türkiye ve Rusya bölgelerinde barış ve istikrarın sağlanması ve ekonomik hayatın güçlendirilmesi konusunda ortak çıkarlara sahiptir. Bununla beraber her iki ülkenin ulusal çıkarlarının ekonomik ilişkiler dışında rekabet halinde olduğu da unutulmamalıdır.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov’un Ankara’nın Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) katılmasına karşı çıkmasına ilişkin “Onlar Suriye’nin vatandaşı, Türkiye’nin değil” açıklamasını bu kapsamda değerlendirmek gerekir.

Bogdanov, “Türk partnerlerimizle her zaman görüşme halindeyiz. Zira Demokratik Birlik Partisi’nin tüm taraflarının ve Suriye’deki diğer Kürt kuruluşlarının Suriyeli olduğu düşüncesinden hareket ediyoruz. Bu Kürtler, Suriye’nin vatandaşı, Türkiye’nin değil. Bu nedenle bu ayrımın yapılması gerektiğini düşünüyorum. Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne ülkedeki Kürtler, Araplar ve farklı mezheplerin temsilcileri de dahil tüm etnik ve mezhep gruplarının yer almasından yanayız” demiş, Kongre’nin tek seferlik bir etkinlik olup olmayacağı yönünde henüz bir karar alınmadığını belirtmiştir.

Benim dikkatimi çeken husus şudur: Bogdanov neden Suriye’deki Bayırbucak Türkmenlerini yok saymaktadır?  Kürtleri ve Arapları ismen belirtmektedir ama Türkmenlerden söz etmemektedir. Herhalde Sayın Kalın bu açıklamaya bir cevap verecektir diye düşünüyorum.

 

 

 

 

 

 

 

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

1948 yılında Eskişehir’de doğdum .1970’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdim. Kısa bir süre Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’da çalıştıktan sonra 1972 yılında Eskişehir İTİA İktisat Bölümü’nde akademik kariyere başladım. 1975’te doktor, 1979’da doçent oldum. 1975 – 1976’da İngiltere Sussex Üniversitesi’nde doktora üstü çalışmalar yaptım.

1982 yılında Devlet Planlama Teşkilatı Başbakan Turgut Özal’ın direktifleri doğrultusunda kurulan AET Genel Müdürlüğü’nün (şimdiki AB Bakanlığı) başkanlığını yaptım. 1984 – 1985 döneminde İktisadi Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundum, 1982 – 1985 yılları arasında İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı’na (Nuh Kuşçulu) danışmanlık yaptım. Bu dönemde Türkiye’de Yabancı Sermaye Yatırımları konusunda iki kitabım (biri İngilizce) ile İhracatta Vergi İadesi kitabım İTO tarafından yayınlandı.

1985 yılında Paris’te OECD nezdinde Türkiye Büyükelçiliği’ne Planlama Müşaviri sıfatıyla tayin edildim. Görev yaptığım dönemde Türkiye’yi 4 Komite’de temsil ederek, Türkiye’de kalkınmakta olan bölgeler konusunda OECD’nin önemli bir araştırmasının (Regional Problems and Policies in Turkey) basılmasına katkıda bulundum. 1990 yılında yurda dönüşümde DPT Müsteşar Müşavirliği’ne getirildim. Daha sonra Başbakanlık Başmüşavirliğinde Türkiye ile Türk Cumhuriyetlerinin ekonomik ilişkilerinin gelişmesinde bir model olan “Türk Ödemeler Birliği” kurulması için bir proje geliştirdim.

1991 yılında profesörlüğe atanarak Anadolu Üniversitesi’ne geçtim. Anadolu Üniversitesi’nde Türkiye Ekonomisi, Uluslararası İktisat, Uluslararası Ekonomik Kuruluşlar, Avrupa Birliği, Avrupa Birliği Türkiye İlişkileri , Dış Ticaret Teorisi ve Politikası, Uluslararası Entegrasyonlar derslerini kendi eserlerimi esas alarak yürüttüm. Akademik kariyerimde 23 yüksek lisans, 16 doktora tezi yönettim. Bu öğrencilerim arasında çeşitli üniversitelerde görev yapan çok sayıda profesör, doçent ve yardımcı doçent bulunmaktadır. Üniversite Senato ve Yönetim Kurulu üyeliği yaptım, İktisat Fakültesi Dekanlığım döneminde AÖF kapsamında bulunan tüm iktisat kitaplarının yeni formata göre yazılmasına yazar ve editör olarak katkıda bulundum.

İkinci (1981), Üçüncü (1992) ve Dördüncü (2004) Türkiye İktisat Kongrelerine bildiri sunarak katılan tek öğretim üyesiyim. Dördüncü Türkiye İktisat Kongresi Bilim Komisyonu üyeliği yaparak Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV) Bilim Kurulu Başkanlığı görevinde bulundum. 1996 yılında TOBB Milletlerarası Ticaret Odası (International Chamber of Commerce: ICC) Uluslararası Ticaret ve Yatırım Politikaları Komisyonu’nda (Commission on Trade and Invesment Policy) ICC Türkiye Temsilciliğine getirildim. Son 10 yıldır TOBB ICC IFO World Economic Survey kapsamında her üç ayda Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ile ilgili olarak gönderilen sualnameleri cevaplandıran 12 uzmandan biriyim.

“Uluslararası Ekonomi: Teori ve Politika”, “Türkiye Ekonomisi: Cumhuriyetin İlanından Günümüze Yapısal Değişim”, “Avrupa Birliği”, “Türkiye Avrupa İlişkileri: Bir Çıkmaz Sokak” ve “Uluslararası Kuruluşlar” başlıklı temel ders kitaplarım dahil yayınlanmış 24 kitabım, 300’den fazla makalem, 12 ortak ve 3 çeviri eserim vardır. Beş ders kitabım (642-908 sayfa aralığında) 42 baskı yapmıştır. Tüm üniversitelerde ders kitabı ve yardımcı kitap olarak okutulmaktadır.

Ortak yazarlı bir ders kitabım TÜBA üniversite ders kitapları 2012 yılı telif ve çeviri eser ödülü olmak üzere 6 “bilimsel araştırma ödülüne” sahibim. Diğer araştırma ödüllerim şunlardır: 1984: Enka Vakfı, “Türk Ekonomisinin Dünya Ekonomisine Entegrasyonu,” Bilimsel Araştırma Yarışması Üçüncülük Ödülü, 1982: Türkiye Milli Kültür Vakfı: Teşvik Armağanı, Dal: İktisat, 1981: İktisadi Kalkınma Vakfı, “AET ile İlişkilerimizin Atatürkçü Ekonomik Politika Açısından Değerlendirilmesi,” Behçet Osmanağaoğlu İnceleme Yarışması Birincilik Ödülü, 1979: Pamukbank, “Dışsatımın Özendirilmesinde Ticari Bankalarımızın Yeri” Bilimsel Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü.

ABD ABI Enstitüsü’nün Yılın Eğitimcisi (Man of the Year 2011) ödülü sahibiyim. Özgeçmişim WHO’s WHO Dünya, Asya ve Türkiye baskılarında yer almıştır. (Who's Who in Asia 2012, Asya’da Kim Kimdir 2’nci baskı, 01/11/2011, Who's Who in the World 2011, Dünyada Kim Kimdir, 28’nci baskısı, 03/12/2010, Günümüz Türkiyesi'nde Kim Kimdir, 01/05/2005). Özgeçmişim Turkischer Biographiscer Index/Turkish Biographical Index’te (2004, s.563) yer almıştır. Google Akademik’te 1.070 (05.02.2018) atıfım vardır.

Eskişehir Sanayi Odası, Eskişehir Ticaret Odası, İstanbul Sanayi Odası, Ankara Ticaret Odası, Ankara Sanayi Odası, Kayseri Sanayi Odası, İşveren Dergisi, İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi gibi oda dergilerinde yazılarım yer almıştır. Türkiye’de yayınlanan çok sayıda bilimsel derginin hakem heyetinde yer almaktayım. Ders kitaplarım: 42 baskı yapmış olup 3.884 sayfadır.

Yorumlar

“İbrahim Kalın’dan Rusya’ya Önemli Mesaj: PYD/YPG PKK’nın Uzantısıdır” için bir cevap

  1. malatya oto kiralama avatarı
    malatya oto kiralama

    Avrasya Ekonomik Birliği’ne Türkiye’nin girmesi gerek.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. Ramazan-Oruç! Kurban! Hac! Kandiller? Namaz? KUR’AN bu konularda neler söylüyor?! Ramazan, Tanrı’nın Kitabı KUR’AN’ın yeryüzüne inmeye başladığı ay olduğu için…

  2. Ermeni orospo çocukları siz kimsiniz itler türklere küfrediyorsunuz örümüz kökümüz gelmiş orta asyadan biz başkayız amerika rusyadan oküfürlerin hepsini sizin…

  • TÜRKÜLERLE GİTTİKLERİMİZ

    TÜRKÜLERLE GİTTİKLERİMİZ

    TÜRKÜLERLE GİTTİKLERİMİZ HÜSEYİN MÜMTAZ                 Bugün 2023’ün Nevruz günü. Türklerin “yeni gün”ü. Bugün türkülerden bahsedeceğim, türkülerin coğrafyasından söz edeceğim; şimdiye kadar fizken gidemediğimiz, ama belki […]


  • Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALAN(SARI SAÇLI MAVİ GÖZLÜ) UKRAYNALI KADINLAR AVRUPA’DA FUHŞA ZORLANIYORMUŞ AB ülkelerinde internette ‘Ukrayna mülteci pornosu’ aramalarında patlama yaşanmaktaymış (1 )  Savaş’tan kaçan […]


  • Çanakkale harbi cerideleri

    Çanakkale harbi cerideleri

    ÇANAKKALE ZAFERİMİZİN 108. YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN. BAŞTA BÜYÜK ÖNDER BİLGE İNSAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK OLMAK ÜZERE, SAHİP OLDUĞUMUZ HÜRRİYETİ BİZE BAĞIŞLAYAN TÜM KAHRAMANLARIMIZDAN ALLAH […]


  • “Her zaman dayağı ilk yiyen sektör turizm oluyor…”

    “Her zaman dayağı ilk yiyen sektör turizm oluyor…”

    Turizmciler her zaman olduğu gibi bu sezon da kendi imkanları ile ayakta kalma mücadelesi verecek. Sektörün sorunları yok mu? Fazlası ile var. Paloma Hotels Yönetim […]


  • Bu izinleri kim verdi?

    Bu izinleri kim verdi?

    43 gün oldu. Israrla talep ediyoruz, soruyoruz, bu izinleri kim vermiş? Kim göz yummuş 43. gün. 50 bin 96 kişi öldü, 107 bin 204 kişi […]


  • YÜZYÜZE HAYAT, YÜZYÜZE TEORİ, YÜZYÜZE EĞİTİM

    YÜZYÜZE HAYAT, YÜZYÜZE TEORİ, YÜZYÜZE EĞİTİM

    Diploma Kalitelerinin Zedelenmemesi için Yüz-Yüze Eğitim veya Eğitimi Yaz Dönemine Ötelenmesi Önerilebilinir Uzaktan Eğitim Yerine Düzenli Eğitim İçin Koşullar Yaratılabilir Deprem sonrası 17 Şubat 2023 […]


  • İstifa Kültürü

    İstifa Kültürü

    Ortada bir başarı varsa, benim başarımdır, Bir başarısızlık varsa, benimle ne alakası var… Bu nereden geliyor biliyormusunuz? Çocukluktan. Son beş nesil böyle yetişti, belki daha […]


  • 21 MART, DÜNYA ORMANCILIK GÜNÜ !!!

    21 MART, DÜNYA ORMANCILIK GÜNÜ !!!

    Bir şahsın yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey,kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmasıdır.Mustafa Kemal ATATÜRK Değerli arkadaşlar, 21 Mart günü, […]


  • EĞİTİMDE KALİTE VE DONANIM ŞART

    EĞİTİMDE KALİTE VE DONANIM ŞART

    Çeşitli yarışmalar da ve sokak röportajlarında gördük ki, eğitimde kalite ve donanım kalmamış. Böylece eğitim seviyemiz, gelişmiş ülkeler seviyesinde değil de, üçüncü sınıf Afrika ve […]


  • JETON

    JETON

    Günlük hayatımızda ‘Jeton’ çok önemli yer tutmaktaydı. Çevirmeli telefonlar vardı. Telefonlara bağlı birde JETON kutusu bulunurdu. Jeton satın alırdınız. Kutunun boşluk yerine Jetonu yerleştirip aşağıya […]


  • BAK MUHARREM !

    BAK MUHARREM !

                Bak Muharrem, bugün cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıklayacakmışsın.             Açıkla ve aday ol lütfen.             Ve CHP’ye geri dönmek ya da Milet İttifakı”na (doğrusu Halk İttifakı’dır, sen anlamazsın) destek […]


  • Türkiye Rus uçaklarına yer hizmeti verecek…

    Türkiye Rus uçaklarına yer hizmeti verecek…

    Türkiye’nin ABD ve AB yaptırımlarına uyarak Rus hava yolu şirketlerine ait Boeing ve Airbus uçaklarına yakıt vermeyi durdurduğu haberleri sonrası, iki ülkenin havacılık otoriteleri Ankara’da […]


  • TÜRKİYE DE SEÇİM YAKLAŞIYOR

    TÜRKİYE DE SEÇİM YAKLAŞIYOR

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne ilişkin kararını açıkladı. Türkiye 14 Mayıs’ta sandık başına gidecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, […]


  • Devlet işlerini anlamak

    Devlet işlerini anlamak

    Sn. Erdoğan amatör kümede top koştururken, Kılıçdaroğlu Maliye Bakanlığı’nda hesap uzmanıydı. Sn. Erdoğan bir firmada çalışmaya başladığında, Kılıçdaroğlu Gelirler Genel Müdürü’ydü. Sn. Erdoğan  Refah Partisi’nde […]


  • Atılan her oya sahip çıkacağız

    Atılan her oya sahip çıkacağız

    VEKİL BÜLBÜL: KİMSENİN ŞÜPHESİ OLMASIN HER BİR OYA SAHİP ÇIKACAĞIZ! Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Süleyman Bülbül, yurt dışında […]