Tanrı’nın Savaş Çizmeleri ve Satılık Aile Barzaniler!

Satılık Bir Aile: Barzaniler - barzani

Suriye’de sınırlarına iyi kötü sahip çıkan bir Beşar Esat vardı bir zamanlar.
Üstelik bu adamla son derece iyi ilişkiler kuran bir de hükümetimiz vardı bizim.
Ne kadar da mutluyduk o günlerde; hatta yandaş basın “Suriye ile tek devlet haline gedik, Sınırlar fiilen kalktı!” manşetleri bile atıyor, bunun sanal bir dostluk olduğunu söyleyen bizim gibi adamları ise Arap düşmanlığı yapmakla, ümmetin birliğini istememekle ve emperyalizme hizmet etmekle suçluyordu yandaş gazeteciler.
Ancak 2011 yılı sonuna gelindiğinde bir sabah kalktık ki; Esat’la kanlı bıçaklı düşman oluvermişiz!
“Beşar Esad Kardeşim” gitmiş, yerine birden “Zalim Esed” gelivermişti!
Sebebini hiç öğrenemedik!
Aklımıza “BOB Eş Başkanlığı vazifelerimiz mi hatırlatıldı acaba?” diye bir soru geldi ama onu da soramadık; korktuk!
Baktık Suriye elden büsbütün gidiyor ve sınırımızda bir PKK devleti kuruluyor, tam müdahale hazırlıkları yaparken ve “Sabah namazını Halep’te kılar, öğle namazına Şam’daki Emeviye Camii’ne yetişiriz” naraları atarken ve “Beşar Esat’ın üç beş günlük ömrü var” şeklinde dâhiyane öngörülerle hava atarken bir de ne görelim; tıpkı Musul’dan vazgeçmemiz için Nasturi ve Şeyh Sait İsyanlarının çıkarıldığı gibi, bir FETÖ darbesi girişimiyle karşı karşıya kalıvermişiz!
Musul’u Türkiye’ye kaptırmamak için çıkarılan Nasturi ve Şeyh Sait isyanlarının arkasında İngiliz parmağı olduğu gibi, FETÖ darbe girişiminin arkasında da İngiliz aklıyla hareket eden ABD parmağı olduğu o kadar açıktı ki; bunu darbe girişimini izleyen günlerde ABD’li yetkililerin verdiği demeçlerden anladık!
Çünkü adamlar, darbeci subaylar için açık açık “Türkiye’deki Müttefiklerimiz” ve “Muhataplarımız” diyorlardı!
Bu öyle ilginç bir darbe girişimiydi ki; darbecilerin başı denilen selef Hava Kuvvetleri Komutanı ile kendisine darbe yapıldığı söylenen halef Hv. Kuvvetleri Komutanı’nın, darbenin karargâhında kol kola volta atarken çekilmiş video kayıtlarını izledik milletçe televizyon ekranlarından.
Böylece at izinin it izine karıştığını bir kere daha gördü millet.
Ancak Musul ve Kerkük’ün İngilizlere nasıl kaptırıldığını iyi bildiğimiz ve bu konuda şerbetli olduğumuz için FETÖ Darbe girişimini savuşturur savuşturmaz, fazla da bir plan, proje ve hazırlık yapmadan, adeta can havliyle ve her şeyi göze alarak Suriye’ye dalıp; Fırat Kalkanı Harekatı’nı başlattık.
Üstelik iyi de yaptık.
Gel gelelim ki; harekâtın başına getirilen general, FETÖ darbe girişiminden ruhen hasarlı ve yorgun olarak çıkmış bir generaldi!
Üstelik harekatı yürütürken kendisini FETÖ davası sebebiyle iki de bir ifadeye bile çağırdık Ankara’ya!
Adam iki arada bir derede kalmıştı sanki!
Belki de sırf bu sebeple; tam 216 günde, 30-40 km. derinliğe ancak ulaşabildi ordumuz!
Oysa bu ordu; bundan 95 yıl önce son derece gayri müsait şartlarda, Afyon-İzmir arasındaki yaklaşık 300 km’lik mesafeyi sadece 15 günde kat etmiş bir orduydu!
37 km. derinlikteki Süleymanşah türbesini bir gecede ansızın alıp sınıra getiren ve oradaki türbe ve saygı karakolunu sadece birkaç saat içinde tuzla buz eden ordu da, 216 günde 30 km. ötedeki El-Bab’a ancak gidebilen orduydu!
Bizi yönetenler, bu harekatta çıtayı o kadar yüksek tuttular ki; onlara göre bu harekatla evvel emirde 5000 km. karelik alan ele geçirilecek, arkasından, Afrin, Münbiç derken, sonra ver elini Rakka!
Ancak sonunda yaklaşık 80 şehit verme pahasına 2000 km. karelik alanda sıkıştık kaldık!
Doğrusu millet olarak şoka girmiş, şaşırıp kalmıştık!
Çünkü biz, bu değildik!
Güney sınırımızda bir terör devleti kurulmasını önlemek için bu alan, son derece yetersizdi ve sonunda aklı selim galip geldi de nice uğraşlardan sonra İran ve Rusya’yı ikna ederek ve üstelik ABD’yi karşımıza alma pahasına, beş-on gün önce, İdlib Harekatı’nı başlattık.
Çok da iyi yaptık.
En azından terör devletinin Akdeniz’e çıkış kapısını, çok daha güneye atma şansımız doğdu İdlib Harekâtı’yla.
Ancak terör devleti ve bu devletin Akdeniz’e çıkış koridoru açma riski, henüz geçmiş değildir.
Cumhurbaşkanı’nın ifadesine göre; ABD’nin 2500 tır dolusu ağır silahla donattığı PKK, şu anda çok daha güneydeki Rakka’yı ele geçirmiş ve kentin meydanlarına İmralı’daki bölücü başının posterlerini çoktan asmış bulunuyor!
Bizimkiler haklı olarak buna itiraz edip, ABD’nin terörle mücadelede yanımızda olmadığını ve terör örgütleriyle iş tuttuğunu söylediler.
ABD tarafı ise “Terörle mücadelede Türkiye’nin yanındayız ve Öcalan saygıya değer birisi değil” yalanını tekrarlamakla yetindi.
Gelin görün ki; Öcalan posterlerinin Rakka kent meydanına asılması karşısında celallenen bizimkiler, daha birkaç sene önce aynı Öcalan’ın mektubunun Diyarbakır kent meydanında okunmasına bile müsaade etmişlerdi!
Daha da önemlisi, devletin bir valisi, açık açık “Çözüm sürecini bu aşamaya getiren Başbakanımız ve Öcalan’ı takdirle karşılıyorum” diyerek bebek katili Apo’nun açılım sürecindeki tutumunu takdir ettiğini bile söylemiş, kendisini ülkenin seçilmiş başbakanı ile eş tutmuştu!
Devletin valisinin takdirle yad ettiği Öcalan’ın çözüm sürecini getirdiği nokta ise kentlerimizin hendek ve bombalı barikatlarla donatılması ve yüzlerce şehit verme pahasına ancak temizlenmesiydi.
Bölgede bağımsız bir Kürdistan devleti kurdurma konusunda son derece istekli olan İsrail’in, PKK’nın Rakka’yı ele geçirmesiyle, Suriye’nin güneyinden açılacak bir koridorla, kurulması düşünülen Kürdistan Devleti ile birleşme umudu sanırım bugün çok daha güçlenmiş olmalıdır.
Bu bakımdan, bölgede ABD ve İsrail ile dişe diş mücadele eden İran destekli Bağdat Yönetimi ordularının, kuzeye doğru harekete geçerek, Musul, Kerkük, Telafer, Sincar, Mahmur ve civarını Peşmerge’den temizlemesi, bizim için, daha doğrusu Akdeniz’e açılacak Kürt koridorunun önlenmesi adına yeni bir umut olarak doğmuş bulunmaktadır.
Gelin görün ki; uzmanların bu konudaki ortak görüşü, Türkiye’nin Irak’ta da kaybettiği noktasında yoğunlaşmaktadır.
Zira Türkiye, Sünni Barzani yönetimine oynarken, İran Şii ağırlıklı Bağdat Hükümeti’ne oynadı ve hatta Haşdi Şaabi adıyla bir milis kuvveti bile teşkil ederek donattı Irak’ta.
Buna ilave olarak Süleymaniye merkezli Talabani’yi ve Goran Hareketi’ni yanına çekti.
En tecrübeli ve korkunç generali Kasım Süleymani’yi bölgeye gönderdi.
General Kasım Süleymani, yıllardır bölgeyi karış karış dolaşıp örgütlerken, biz Fırat Kalkanı Harekâtı’nı yöneten ve 15 Temmuz Hain Darbe girişimini önleyen komutan olarak da bilinen Korg. Zekai Aksakallı’yı, ülkenin, bölgeye en uzak noktası olan Trakya’daki bir kolorduya komutan yaparak, bölgeden uzaklaştırdık!
Üstelik, anlaşıldı ki; Türkiye’nin, yıllardır destek verdiği Barzani yönetimi üzerinde de fazla bir etkisi yokmuş!
Zira, Sayın Bahçeli’nin tabiriyle bu rezilin, başta Kerkük olmak üzere, Türkmen soydaşlarımızın yaşadıkları bölgeleri ilhak etmesine engel olamadığımız gibi, bağımsızlık referandumu yapmasına da dur diyemedik!
Bu doğrultuda yapılmış uyarılarımızı tınmadı bile!
Sert tavır aldığımızda da artık iş işten çoktan geçmişti.
Zira İran destekli Bağdat Hükümeti orduları ve İran destekli Şii Haşdi Şaabi güçleri çoktan Barzani’ye karşı askeri harekâta başlamış, İran yanlısı Talabani, yani oğul Talabani ve KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği) güçleri de bölgeden çoktan çekilmişti.
Gelinen bu noktada gördük ki; İran artık bu bölgede oyun kurucu devlet haline gelmiş bulunmaktadır.
Özetle Türkiye, Irak’ta da kaybetmiş bulunuyor!
Galip Ensarioğlu, Mehmet Metiner ve Sezgin Tanrıkulu gibi iktidar ve muhalefet partilerine mensup vekillerin, Barzani’ye karşı alınan tavrı eleştirmeleri ise oldukça anlamlı olmalıdır.
Adamlar, hala Türkiye’yi yanlış ata oynaması konusunda ısrar ediyorlar.
Oysa geç de olsa Türkiye şimdi doğru yola girmiş bulunmaktadır.
Irak’la ilgili meselelerde muhatabımız IKBY değil, Bağdat hükümeti olmalıdır.
Hatta Bağdat Hükümeti silahlı güçlerinin, Habur’a kadar çıkmaları bir şekilde sağlanmalı ve Irak karayolunun, Habur’dan sonra Zaho, Dohuk, Seraraj, Salahaddin ve Erbil üzerinden değil, Musul, Kerkük güzergâhı üzerinden güneye inmesi mutlaka temin edilmelidir.
Bunun için büyük bir fırsat var önümüzde.
Çünkü Tanrı, Türklere yardım için tekrar savaş çizmelerini giymiş bulunuyor; bunu iyi değerlendirmek gerekiyor.
Bu noktada Habur sınır kapısının neden hâlâ açık tutulduğunu anlamakta güçlük çekiyorum ben.

Satılık Bir Aile: Barzaniler

ABD Barzani yönetimi ile Bağdat yönetimi arasındaki mücadeleye müdahale etmeyeceğini; Almanya ise Barzani’ye verdiği silah ve askeri eğitim desteğini kestiğini açıkladılar. Bağımsızlık referandumuna destek veren İsrail’den de herhangi bir tepki yok bu konuda.
Yani ABD, Almanya ve İsrail, Mesut Barzani’yi resmen satmış durumdalar.
E normal; Sovyetler de 1946 yılında babası Mustafa Barzani’yi satmıştı.
Çünkü Barzaniler kendilerini satılığa çıkarmış bir ailedir.
Onları satmayan tek devlet vardır; o da (Osmanlı ve T.C. olarak) Türkiye’dir.
Satılmaya alışmış bir ailenin mensubu olarak Mesut Barzani’de ise bunu anlayacak iz’an ve idrak yok.
Neymiş efendim; 15 yaşından beri bağımsız Kürdistan hayali kuruyormuş!
Olur canım, buyur.
Bağımsızlık denilen şey “ben yaptım oldu” deyince olmuyor işte.
Hainlerin bağımsız devlet kurdukları ise tarihin hiç bir döneminde görülmüş şey değildir…

Ömer Sağlam
21.10.2017

Haberi paylaşın
Satılık Bir Aile: Barzaniler - barzani

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. KUR’AN’da; ALLAH-TANRI’ya Kulluk ne demek?! KUR’AN’ın yepyeni bir bakış açısıyla, TANRI’nın (Nahl,98). ayette işaret ettiği gibi; ‘Tüm önyargı, ön kabullerden,…

  2. Isinize yelmeyeni yazip milleti böldünüz ama vatani bölemiyeceksiniz. Benim yorumumu yayin lamayacaksiniz ,çünkü dizin anlayışıniza ters . Ne mutlu Türk’üm…

  3. Yorum yapan cahil cühela bu yazilanlarin hiç biri iftira degil hepsi gercek sizin osmanlinin aile cianyetlerini kabul etmemeniz bunlarin gercek…

  4. KUR’AN’da; TEK ‘ALLAH-TANRI’ya İtaat’ şartken; peygambere de ‘itaat’ aslında nedir?! turkishnews.com sitesi yazarlarından sayın Nazım Peker’in: ‘Anlamı çarpıtılan(Nisa,59)’ başlıklı yazısından…

  5. Biyyolojik terör saldrısı altındayız/ . İtalyada ortaya çıkan xylella fastadiosa hastalığı bütün şehirleri ka-plamıştır. Bu virüs kalp krizi ve kanser…

  6. Seçimi bile beceremez, hile hurdadan kurtaramaz, seçmen ile seçileni bile ayırt edemez hale geldi ülkemiz! Gerçekten AKP hükümetine yazıklar olsun.…

  • TÜRKLER TÜM DÜNYA HALKLARI’NIN ATASI!

    TÜRKLER TÜM DÜNYA HALKLARI’NIN ATASI!

    GENETİK MUCİZESİ ORTAYA NE Mİ ÇIKARDI; 40 BİN YIL ÖNCE TÜRKLER’İN ORTAASYA’DAN GÖÇÜNÜ KANITLADI. TÜRKLER HEMEN TÜM DÜNYA HALKLARI’NIN ATASI ! DÜNYA HALKLARI’NDA YAPILAN Y […]


  • ALLAH-TANRI’ya Kulluk ne demek?!

    ALLAH-TANRI’ya Kulluk ne demek?!

    KUR’AN’da; ALLAH-TANRI’ya Kulluk ne demek?! KUR’AN’ın yepyeni bir bakış açısıyla,TANRI’nın (Nahl,98). ayette işaret ettiği gibi;‘Tüm önyargı, ön kabullerden, üzerine yığılmış asırlık toz, kir ve iftiralardan […]


  • BİR BİNANIN BİLİŞİM SORUMLUSUYDUM

    BİR BİNANIN BİLİŞİM SORUMLUSUYDUM

    SEÇİMDE ……………’DA BİR BİNANIN BİLİŞİM SORUMLUSUYDUM. Çok yorulduk, hırpalandık. Sabah 05:30’da kalktığımız gibi karnımızı bile doyurmadan yola çıktık. Hanım da bir başka binanın sorumlusuydu, aynı […]


  • ABD`de 60 YIL

    ABD`de 60 YIL

    İmza gunu 10/06/23 Değerli dostlar,     Geliri tamamen Türk Amerikan Toplumu Merkezi Ataturk fonuna bagışlanacak ”ABD`de 60 YIL” adlı kitabımın imza ve satış günü 10 […]


  • PLEBİSİT

    PLEBİSİT

                Antik Roma’dan itibaren başvurulan ve sözcük anlamı ‘Millî İrade’ye çok yakın olarak kullanılan Plebisit (plébiscite– doğru okunuşu plebissit) halkın ancak ‘belli konularda onayı’nı almak için yapılan oylama […]


  • İç ve dış şartlar değişiyor…

    İç ve dış şartlar değişiyor…

    Seçimler bitti. Şimdi geçim derdi başlıyor. Ancak iç ve dış şartlar değişiyor, bazı alanlarda sorunlar büyüyor.Ekonomi ile yeni bir başlangıç şart. Seçimler öncesi verilen sözlerin […]


  • “Aysun Kayacı kazandı”

    “Aysun Kayacı kazandı”

    “Aysun Kayacı kazandı” Yüzde almışbeş muhafazakar kesim, yoksulluklarının farkında olmasalar da Müslüman oldukları için iktidardaki partiye oy verdiler. Bilgisiz ve eğitimsiz seçmen, Köy Muhtarına üst […]


  • BUGÜN,10 TEMMUZ 2013’DE

    BUGÜN,10 TEMMUZ 2013’DE

    BUGÜN GEZİDE, İNSANLIK,DOĞA,HAK,HUKUK,ADALETTAM DEMOKRATİK VEÖZGÜR BİRTÜRKİYE İÇİNDİRENENLER AŞKINA, BUGÜN,BİR KEREDETÜM ŞARKILAR SUSSUN,TÜM EĞLENCELERDE, SESSİZ OLUN BİRKERE, ÇÜNKÜ KARANLIK BİR SOKAKTA,TAMDA BU GECE,GEZİ’DE, BİLİNDİK KATİLLER ESKİŞEHİR’DE, […]


  • Bu seçimin kaybedeni yok

    Bu seçimin kaybedeni yok

    BAŞKAN CEYLAN: BU SEÇİMİN KAYBEDENİ YOK! Ankara Gıda ve Tarım Ürünleri Derneği Başkanı iş insanı Canan Ceylan, Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulundu. Başkan Ceylan: […]


  • Avrupa Türklerinin AKP’yi seçmesinin sebebi nedir?

    Avrupa Türklerinin AKP’yi seçmesinin sebebi nedir?

    Olay 1980 ABD-Evren ihtilali ile başlar. Nakşibendi tarikatı mensubu* Özal başbakan olur. 1985 de DÍTÍB Avrupa’da Türklerin yaşadığı ülkelerde kurulur. DÍTÍB, direkt Başbakana bağlı bir […]


  • BEN KİMİM ANLATAYIM

    BEN KİMİM ANLATAYIM

     Bu tiplere inanın acıyorum. Kimi müptezeller  beni trollükle suçluyor. Be zavallı aciz! Ben, senin gibi zavallı da, sürme akıllı da, tasması başkasının elinde olan da […]


  • A’dan Z’ye ÇERNOBİL..

    A’dan Z’ye ÇERNOBİL..

    26 NİSAN 1986 KAZASI ..(UKRAYNA ŞU ANDA 16 ATOM REAKTÖRÜ’NDEN ELEKTRİK SAĞLIYOR VE AĞIR SU’YA DİFFÜZE OLAN NÖTRON DİFUZYONU SONUCU URANYUM’DAN OLUŞAN THORYUM’U YURT DIŞINA […]


  • AYNEN DEVAM-HÜSEYİN MÜMTAZ

    AYNEN DEVAM-HÜSEYİN MÜMTAZ

    AYNEN DEVAM HÜSEYİN MÜMTAZ Bir süre önce KKTC Cumhurbaşkanı Tatar bir gazetecinin; “14 Mayıs sonrası Türkiye politikasını değişirse siz aynı çizgide kalmaya devam edecek misiniz?” […]


  • Çin’in Tang Hanedanlığı Merkezinden Türkistan’a Mesaj

    Çin’in Tang Hanedanlığı Merkezinden Türkistan’a Mesaj

    Türk cumhuriyetleri devlet başkanları 9 Mayıs’ta Rusya’da II.Dünya Savaşı zaferinin sene-i devriyesi törenlerine katılarak Putin’e bir anlamda destek mesajı verdiler. Türk liderlerine Moskova daveti son anda gündeme geldiği halde bazıları isteksiz de olsa Putin’in yanında göründü. Rusya’nın Yakın Çevre stratejisi kapsamında yer alan eski Sovyet  cumhuriyetlerinden beş Türk devleti aynı zamanda Çin’in de batı bölge stratejisi ve Kuşak-Yol gibi birçok dış politik hedefi kapsamında yer almaktadır. Moskova’daki törenlerin hemen ardından 18-19 Mayıs’ta aynı liderler Türkistan açısından da tarihi anlamı büyük olan Çin’in Şian şehrinde Şi Jinping tarafından cömertçe ağırlandı. Moskova ziyareti kuru törenlerle geçtiği halde Şian’da on milyarlarca dolarlık projelere imza atıldı. Bol keseden ekonomik destekler ve ömür boyu liderlik tavsiyeleriyle liderler ihya edildi.


  • Kredi kartı ile ödeme yüzde 114 büyüdü…

    Kredi kartı ile ödeme yüzde 114 büyüdü…

    Geçim sıkıntısı kredi kartı kullanımını artırdı. Pahalılık ve artan enflasyona yetişemeyenler borçlanarak ayakta durmaya çalışıyor. Bankalar ise karını katlıyor. Şunu da ekleyelim: Kredi kartı kullanımı […]