İncirlik Alman Milletvekillerine Kapalı Çünkü…

Almanya, terör örgütü İŞİD ile mücadele çerçevesinde ilk olarak Ocak ayının başında dört Tornado tipi uçağı ve bir yakıt ikmali uçağını İncirlik’te konuşlandırmıştı. Almanya, İŞİD’e karşı yürütülen operasyonlarda keşif amaçlı yer alıp istihbarat paylaşımı yapıyor. Ancak 2 Haziran’da Alman Federal Parlamentosu’nun 1915 olaylarını Ermeni soykırımı olarak tanımasının ardından Türkiye üssü ziyaret etmek isteyen Alman vekillere izin vermemişti.

Alman Bild gazetesine demeç veren AB Komisyonu’nun dijital ekonomiden sorumlu Hıristiyan Birlik Partili Alman üyesi Günther Oettinger, “AB konusu Türkiye için büyük olasılıkla Erdoğan sonrası bir konu olacak. Bugünkü şartlar altında bir üyeliğin gelecek on yıla kadar gerçekçi olmadığı” söyleyerek Türkiye’nin iç işlerine müdahalede bulunmuştur.

Oettinger, Türkiye’nin vize muafiyeti için gerekli tüm şartları yerine getirmediğini söyleyerek, “Özellikle de terörle mücadele yasasında değişikliğe gidilmesine yönelik, tarafımızca bir indirim (esneme) yapılması mümkün değil. Bizim için hukuk devleti ve doğruluk, hızın önünde gelir” demiştir ama vize muafiyet sürecinde Türkiye’yi komşu kapısı yapan Almanya Başbakanı Merkel’in neden 15 Temmuz sonrası Türkiye’ye neden gelmediği konusunda bir açıklama yapmamıştır.

Der Spiegel dergisine göre Türkiye, Başbakan Merkel ya da Dışişleri Bakanı Steinmeier’in tasarıyla aralarına mesafe koyan bir açıklama yapmasını talep etmektedir. Bu kapsamda
bir dönem Yönetim Kurulu’nda görev yaptığım İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’nun AB yetkililerine yaptığı “Bay Juncker, Bay Tusk, Bay Schulz, Bayan Mogherini, Bay Hahn, Bayan Merkel, Bay Renzi, Bay Hollande ve diğer liderlere sesleniyorum. Türkiye’ye gelin” açıklaması, bu açıdan çok anlamlıdır.

Bu çağrı yerine ulaşmış olsa gerek ki, Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Elmar Brok ve Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri’nin yaptıkları ziyaretin ardından, geçen hafta Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ve Avrupa Komisyonu’nun Göç, İçişleri ve Vatandaşlıktan Sorumlu Komiseri Dimitris Avramopoulos Türkiye’yi ziyaret etmiştir.

Schulz, Türkiye ziyaretinin ardından yaptığı yazılı açıklamada
Türkiye’nin AB’nin bir ortağı ve aday ülkesi olduğuna işaret ederek. “Sürecin önemini vurgulamak için açık bir şekilde konuşabilmemiz gerekiyor. Aynı zamanda karşı karşıya kalınan sorunlar konusunda yapıcı bir şekilde ilişki içinde olmamız gerekiyor” demiştir.
Bu hafta AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu Avrupa Komisyonu üyesi Johannes Hahn Türkiye’de olacaktır.

Spiegel’in haberine göre bir Türk diplomatın “Biz Parlamentonun aldığı tasarıyla yaşayabiliriz. Ama (Alman hükümeti) hükümet, soykırım kararının hukuksal bir yaptırımı olmadığını açıklamalı” ifadesi anlamlıdır. Almanya önce kendi yakın geçmişine bakmalıdır.

Bundan 74 yıl önce 10 Haziran 1942 tarihinde Alman kuvvetleri Prag’ın yakınındaki Lidice köyüne gecenin ilk saatlerinde girdiler. Küçük köyün tüm çıkışları kısa sürede kapatıldı. 173 erkek Horak çiftliğinin bahçesinde öldürüldü. Kadınlar ve çocuklar Kladno okuluna götürüldü. 3 gün sonra çocuklar annelerinden alındı, uygun görülen birkaç çocuk ve 1 yaşından küçük bebekler yeniden bir eğitim görerek Almanlaştırılmak üzere ayrıldı, diğerleri gaz kamplarına götürüldü. Köyün tamamı, kilise, evler, mezarlık bile yok edildi.

Yıllar geçti. 1969’da Marie Uchytilová Savaşın Çocuk Kurbanları İçin Anıt isimli eserine başladı. 1989’da öldüğünde alçı heykellerini bitirmiş ancak bronzları için yeterli parayı toplayamamış, sadece üç tanesine kendi imkanlarıyla son halini verebilmişti. Eşi bu işi devam ettirdi, 82 bronz çocuk heykeli, 1995-2000 yılları arasında Lidice köyüne yerleştirildi. Şimdi heykelleri görenler çocukların yüzlerindeki korku, dehşet, çaresizlik ve tarif etmesi zor duygularla yüzleşiyorlar. Bugünün şehirleri yıkılmış, evlerine girilmiş, ailelerini kaybetmiş çocuklarının yüzlerindeki ifade ilerde kim bilir hangi eserlerde nasıl bir utançla anılacak.

Türk kökenli Almanya Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir 24 Nisan 2015 tarihinde Almanya Federal Parlamentosu’ndaki görüşmelerde “Soykırımı işlemiş olan Jön Türkler, Sarıkamış’ta Türk askerini de kurban ettiler. Jön Türkler, Osmanlı İmparatorluğu’nu yıktılar. Dolayısıyla bunları savunmanın bir anlamı yok. Herkes kendine kimi örnek almak istiyorum diye sormalı” diyerek Fransızlar gibi Jön Türkler üzerinden Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlamıştır.
Cem Özdemir CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakın dostudur. Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcıları Selin Sayek Böke ile Zeynep Altıok’la beraber Cem Özdemir’le Essen’de konakladığı otelde çalışma kahvaltısında bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunmuştur.
Polonya’da Auschwitz ve Auschwitz-Birkenau toplama kamplarını ziyaret ettim. Kamplarda, Alman Nazilerinin geride bıraktığı bir milyondan fazla giysi, yaklaşık 45 bin çift ayakkabı ve 7 ton insan saçını gördüm. Yahudilerin yakıldığı fırınlarda hala yanmış insan kokusu duvarlara sinmişti. Schindler’in Listesi (1993), Piyanist (2002), Okuyucu (2008), Çizgili Pijamalı Çocuk (2008), Hayat Güzeldir (1997) ve Hatırla (2015) filmlerini de seyrettim.

Fiilen ve de hukuken soykırım yapmış bir ulus olan Almanların Türkleri soykırım yapmakla suçlaması kadar gülünç bir şey olamaz. Birleşmiş Milletler 1915 olaylarını soykırım olarak kabul etmemiştir. Almanya nasıl Türkiye’yi soykırımla suçlayabilir? Türkler 1.5 milyon Ermeni’yi kesip kıyacak kadar gaddarsa, Türkiye’nin NATO’da ne işi var?
Bundestag sözde Ermeni soykırım kararında Ermeni kayıpları esefle anılırken, o dönemde Ermeni çetelerince mezalime uğrayan yarım milyondan fazla Müslüman halkına tek bir atıf yapılmamıştır. Böyle bir ayrımcılık duyarsızlığın ötesinde ırkçılıktır. Ayrıca 2015 Nisan’ından bu yana iki önemli gelişme olmuştur. AİHM Büyük Daire kararı (15 Ekim 2015) ile Fransız Anayasa Konseyi Kararı (8 Ocak 2016) görmezden gelinmiştir.
Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier Eylül ayında Türkiye’yi ziyaret etmeyi planlamaktadır. Türkiye, Dışişleri Bakanı Steinmeier’den daha çok Başbakan Merkel’in gelmesini istiyor. Başbakan Yıldırım bu arzusunu Türkiye’ye gelen Merkel’e yakın isimlerden Avrupa Parlamentosu milletvekili Elmar Brok’a açıklamıştır. Elmar Brok da, Merkel’in askerlere ziyaret izni çıktıktan sonra Türkiye’ye gelebileceğini söylemiştir. Eğer Merkel Türkiye’ye gelmezse, Türkiye Almanya ilişkilerinde zor bir döneme girilecektir.

Avusturya: Türkiye’nin AB Üyeliğine Hayır

Türkiye ile AB üyelik görüşmelerinin durdurulması gerektiğini savunan Avusturya Halk Partisi (ÖVP), Türkiye’ye AB üyeliği yerine çıkar ortaklığı önererek Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanan ve halen yürürlükte olan anlaşmaları (Ankara Anlaşması ve Katma Protokol) yok saymıştır.

Avusturya’nın Kurier gazetesine konuşan Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Reinhold Mitterlehner, Türkiye’nin yakın gelecekte AB üyeliğine hazır olmadığını açıklamıştır. ÖVP lideri Mitterlehner, “Ama önemli bir bölgesel ve ekonomik ortak olmaya devam etmelidir. Bu nedenle biz Türkiye’ye has bir ortaklıktan yanayız. Bu ütopik bir üyelik umudunu korumaktan daha mantıklı ve gerçekçi” demiştir. AB-Türkiye Çıkar Ortaklığı istediğini belirten Mitterlehner, hazırladıkları önerinin Başbakan Christian Kern’in partisi Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) ve AB yetkililerine de ulaştırılacağını söylemiştir.

Avusturya Başbakanı Christian Kern ve Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz son dönemde Türkiye ile üyelik görüşmelerinin durdurulması gerektiğini dile getirmiş, Başbakan Kern konuyu 16 Eylül’de yapılacak AB zirvesinde de gündeme getireceğini duyurmuştur.
Bu teklif bir zamanlar eski Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile Almanya Başbakanı Merkel’în imtiyazlı ortaklık teklifinden başka bir şey değildir ve taraflar arasındaki mevcut anlaşmalara da aykırıdır.

Almanya, terör örgütü İŞİD ile mücadele çerçevesinde ilk olarak Ocak ayının başında dört Tornado tipi uçağı ve bir yakıt ikmali uçağını İncirlik’te konuşlandırmıştı. Almanya, İŞİD’e karşı yürütülen operasyonlarda keşif amaçlı yer alıp istihbarat paylaşımı yapıyor. Ancak 2 Haziran’da Alman Federal Parlamentosu’nun 1915 olaylarını Ermeni soykırımı olarak tanımasının ardından Türkiye üssü ziyaret etmek isteyen Alman vekillere izin vermemişti. - merkel

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

1948 yılında Eskişehir’de doğdum .1970’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdim. Kısa bir süre Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’da çalıştıktan sonra 1972 yılında Eskişehir İTİA İktisat Bölümü’nde akademik kariyere başladım. 1975’te doktor, 1979’da doçent oldum. 1975 – 1976’da İngiltere Sussex Üniversitesi’nde doktora üstü çalışmalar yaptım.

1982 yılında Devlet Planlama Teşkilatı Başbakan Turgut Özal’ın direktifleri doğrultusunda kurulan AET Genel Müdürlüğü’nün (şimdiki AB Bakanlığı) başkanlığını yaptım. 1984 – 1985 döneminde İktisadi Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundum, 1982 – 1985 yılları arasında İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı’na (Nuh Kuşçulu) danışmanlık yaptım. Bu dönemde Türkiye’de Yabancı Sermaye Yatırımları konusunda iki kitabım (biri İngilizce) ile İhracatta Vergi İadesi kitabım İTO tarafından yayınlandı.

1985 yılında Paris’te OECD nezdinde Türkiye Büyükelçiliği’ne Planlama Müşaviri sıfatıyla tayin edildim. Görev yaptığım dönemde Türkiye’yi 4 Komite’de temsil ederek, Türkiye’de kalkınmakta olan bölgeler konusunda OECD’nin önemli bir araştırmasının (Regional Problems and Policies in Turkey) basılmasına katkıda bulundum. 1990 yılında yurda dönüşümde DPT Müsteşar Müşavirliği’ne getirildim. Daha sonra Başbakanlık Başmüşavirliğinde Türkiye ile Türk Cumhuriyetlerinin ekonomik ilişkilerinin gelişmesinde bir model olan “Türk Ödemeler Birliği” kurulması için bir proje geliştirdim.

1991 yılında profesörlüğe atanarak Anadolu Üniversitesi’ne geçtim. Anadolu Üniversitesi’nde Türkiye Ekonomisi, Uluslararası İktisat, Uluslararası Ekonomik Kuruluşlar, Avrupa Birliği, Avrupa Birliği Türkiye İlişkileri , Dış Ticaret Teorisi ve Politikası, Uluslararası Entegrasyonlar derslerini kendi eserlerimi esas alarak yürüttüm. Akademik kariyerimde 23 yüksek lisans, 16 doktora tezi yönettim. Bu öğrencilerim arasında çeşitli üniversitelerde görev yapan çok sayıda profesör, doçent ve yardımcı doçent bulunmaktadır. Üniversite Senato ve Yönetim Kurulu üyeliği yaptım, İktisat Fakültesi Dekanlığım döneminde AÖF kapsamında bulunan tüm iktisat kitaplarının yeni formata göre yazılmasına yazar ve editör olarak katkıda bulundum.

İkinci (1981), Üçüncü (1992) ve Dördüncü (2004) Türkiye İktisat Kongrelerine bildiri sunarak katılan tek öğretim üyesiyim. Dördüncü Türkiye İktisat Kongresi Bilim Komisyonu üyeliği yaparak Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV) Bilim Kurulu Başkanlığı görevinde bulundum. 1996 yılında TOBB Milletlerarası Ticaret Odası (International Chamber of Commerce: ICC) Uluslararası Ticaret ve Yatırım Politikaları Komisyonu’nda (Commission on Trade and Invesment Policy) ICC Türkiye Temsilciliğine getirildim. Son 10 yıldır TOBB ICC IFO World Economic Survey kapsamında her üç ayda Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ile ilgili olarak gönderilen sualnameleri cevaplandıran 12 uzmandan biriyim.

“Uluslararası Ekonomi: Teori ve Politika”, “Türkiye Ekonomisi: Cumhuriyetin İlanından Günümüze Yapısal Değişim”, “Avrupa Birliği”, “Türkiye Avrupa İlişkileri: Bir Çıkmaz Sokak” ve “Uluslararası Kuruluşlar” başlıklı temel ders kitaplarım dahil yayınlanmış 24 kitabım, 300’den fazla makalem, 12 ortak ve 3 çeviri eserim vardır. Beş ders kitabım (642-908 sayfa aralığında) 42 baskı yapmıştır. Tüm üniversitelerde ders kitabı ve yardımcı kitap olarak okutulmaktadır.

Ortak yazarlı bir ders kitabım TÜBA üniversite ders kitapları 2012 yılı telif ve çeviri eser ödülü olmak üzere 6 “bilimsel araştırma ödülüne” sahibim. Diğer araştırma ödüllerim şunlardır: 1984: Enka Vakfı, “Türk Ekonomisinin Dünya Ekonomisine Entegrasyonu,” Bilimsel Araştırma Yarışması Üçüncülük Ödülü, 1982: Türkiye Milli Kültür Vakfı: Teşvik Armağanı, Dal: İktisat, 1981: İktisadi Kalkınma Vakfı, “AET ile İlişkilerimizin Atatürkçü Ekonomik Politika Açısından Değerlendirilmesi,” Behçet Osmanağaoğlu İnceleme Yarışması Birincilik Ödülü, 1979: Pamukbank, “Dışsatımın Özendirilmesinde Ticari Bankalarımızın Yeri” Bilimsel Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü.

ABD ABI Enstitüsü’nün Yılın Eğitimcisi (Man of the Year 2011) ödülü sahibiyim. Özgeçmişim WHO’s WHO Dünya, Asya ve Türkiye baskılarında yer almıştır. (Who's Who in Asia 2012, Asya’da Kim Kimdir 2’nci baskı, 01/11/2011, Who's Who in the World 2011, Dünyada Kim Kimdir, 28’nci baskısı, 03/12/2010, Günümüz Türkiyesi'nde Kim Kimdir, 01/05/2005). Özgeçmişim Turkischer Biographiscer Index/Turkish Biographical Index’te (2004, s.563) yer almıştır. Google Akademik’te 1.070 (05.02.2018) atıfım vardır.

Eskişehir Sanayi Odası, Eskişehir Ticaret Odası, İstanbul Sanayi Odası, Ankara Ticaret Odası, Ankara Sanayi Odası, Kayseri Sanayi Odası, İşveren Dergisi, İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi gibi oda dergilerinde yazılarım yer almıştır. Türkiye’de yayınlanan çok sayıda bilimsel derginin hakem heyetinde yer almaktayım. Ders kitaplarım: 42 baskı yapmış olup 3.884 sayfadır.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. KUR’AN-İçki?! Robotlaşmış Kullar?! Kafayı içki içenlere takmış, onları cehennemlik-kâfir ilan eden din satıcıları-yobazlara inat, Yüceler Yücesi Yaratıcı aşağıdaki ‘içki’ ile…

  2. İlginç, bir sürü insan hakkında haklı haksız yurtdışına çıkış yasağı var ama sadece spesifik olarak TMSFye borcu olanların yasağını kaldırmak…

  3. KUR’AN! ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?! Vefa-Minnet! Kibir? (Enbiya,18)”Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan-yalanlardan dolayı size yazıklar olsun!” KUR’AN’da olmayanları, Kitap’tan-KUR’AN’dan ALLAH’ın sözleriymiş gibi insanlara…

  • Çocuklar en çok tahılla besleniyor

    Çocuklar en çok tahılla besleniyor

    CHP’li Sarı, çocukların en çok tahılla beslendiğine dikkat çekti HEPİMİZ YOKSULLAŞTIK! Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili A.Adayı Serkan Sarı, TÜİK verilerinin çocukların sağlıklı ve dengeli […]


  • Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Diploması Gizlenen Cumhurbaşkanı Kim?

    Yukarıdaki başlık sayın Emin Çölaşan’ın  dünkü  yazısının başlığıdır.  Sayın Sultan Uçar    “Diploma kayalara çarpmış’başlığı ile sayın Cumhurbaşkanının diplomasını sorgulamış. Sayın Fatih Portakal ise “En azından […]


  • KURUCU MECLİS

    KURUCU MECLİS

    Öğrenme ve öğretmenin bir yolu da ‘yinelemek’tir (tekrarlamak). O nedenle, örneğin daha iki ay önce yayımlanan ‘düklük ve düdüklük’ başlıklı yazımı yeniden ve aynen yayınlamak […]


  • Korkutan tahmin…

    Korkutan tahmin…

    Türkiye deprem kuşağında. Art arda yaşadığımız depremler son olmayacak. Yeni depremler oluyor ve daha sonra beklenen depremler var. Uzmanlar uyarıyor. Tedbirleri almak ve yapılan bu […]


  • TARİH NASIL YAZILIR?

    TARİH NASIL YAZILIR?

    TARİH NASIL YAZILIR? HÜSEYİN MÜMTAZ Meraklısı, iç politikaya hiç bulaşmadığımı iyi bilir. Ama yukarıdaki seçim afişini görünce kıyısından köşesinden iki laf etmek istedim. Yine meraklısı […]


  • ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?!

    ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?!

    KUR’AN!ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?!Vefa-Minnet!Kibir? (Enbiya,18)”Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan-yalanlardan dolayı size yazıklar olsun!” KUR’AN’da olmayanları, Kitap’tan-KUR’AN’dan ALLAH’ın sözleriymiş gibi insanlara sunarak yalan beyanda bulunup iftira edenler ALLAH’ın hakkına […]


  • Kızılay maden suyunda zehir

    Kızılay maden suyunda zehir

    Kızılay maden suyunda zehir çıktı. Sağlığımızla oynayanlar yargılansın! Kızılay ile ilgili skandallar bitmiyor! Sorumluların yargılanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyorum. Birgün Gazetesi, Migros’un 2019’da Kızılay maden […]


  • Emekli Aylıkları

    Emekli Aylıkları

    Emekli Aylıkları Üzerine Bilgi Notları…1️⃣Emekli aylıkları yasayla artırılır. Yetki TBMM’dir. Bu 1.2️⃣En düşük emekli aylığı 7.500 olmuyor. Eğer yasa çıkarsa 7.500 TL’den düşük aylıklar Hazine […]


  • “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    Trabzon’da öğretmenlik yapan  R.G.S, 2005 yılında Başbakanlık tarafından “Yılın Öğretmeni” seçildi. 19 yıl “sahte diploma” ile öğretmenlik yaptığı ortaya çıktı. Suçunu itiraf etti. Yargı beraat […]


  • İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    Demokrasinin özde, dolaysız değil sözde yaşanır bir hale geldiğini görmek? Heyecan, sevinç, umutlar, yaşanası tüm güzellikler, huzur ve mutluluklar özgürlük hepsi unutulan bir zamanın içinde […]


  • Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALAN(SARI SAÇLI MAVİ GÖZLÜ) UKRAYNALI KADINLAR AVRUPA’DA FUHŞA ZORLANIYORMUŞ AB ülkelerinde internette ‘Ukrayna mülteci pornosu’ aramalarında patlama yaşanmaktaymış (1 )  Savaş’tan kaçan […]


  • Üreticiyi teşvik edeceklerini tehdit ediyorlar

    Üreticiyi teşvik edeceklerini tehdit ediyorlar

    VEKİL YOKUŞ: İTİRAF ETTİLER ÇİFTÇİYİ TEŞVİK EDECEKLERİNE TEHDİT EDİYORLAR! İYİ Parti Konya Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri komisyonu üyesi Fahrettin Yokuş, 20 Mart günü […]


  • Rusya iç turizme yöneliyor…

    Rusya iç turizme yöneliyor…

    Ukrayna savaşı nedeni ile sıkıntılı günler yaşayan Rusya iç turizmi canlandırmak için çeşitli önlemler almaya başladı. Hedef belli: Milli gelir dışa gitmesin. Ancak alınan bu […]


  • Putin’e Tutuklama Kararı ve ABD’nin Teröre Desteği

    Putin’e Tutuklama Kararı ve ABD’nin Teröre Desteği

    Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcılığının Putin’i tutuklama kararının Ukrayna’daki savaş suçlarının ötesinde anlamı bulunmaktadır. 1998 Roma Statüsü’yle kurulan, 2003’te çalışmaya başlayan mahkeme, yargı yetkisini kabul etmiş ülkelerde, soykırım, tecavüz, işkence gibi insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamındaki kişileri yargılar. Aynı zamanda bu ülkelerin hakkında tutuklama kararı bulunanları tutuklama hakları ve görevleri vardır. Kremlin’dekilerin karar konusunda umursamaz görünmesinin temelinde, Rusya’nın mahkemeye taraf olmaması bulunmaktadır. Ukrayna sözleşmeyi imzaladığı halde henüz onaylamamış, fakat ihlaller konusunda mahkemenin yetkisini kabul etmiştir. Yasa dışı olarak çocukların, insanların zorla Rusya’ya nakledilmesi insanlığa karşı suç kabul edilerek sorumlular Putin ve Rusya Çocuk Hakları Komiseri için tutuklama kararı çıkartılmıştır. Bu durumda lise/üniversite çağındaki çocuklarımızın ABD destekli terör örgütü tarafından zorla dağa kaldırıldığını hatırlayalım. UCM savcılığı Ukrayna’da tahkikat yaparak iddiaların gerçek olduğu sonucuna varmıştır. Bunlar önemli ölçüde Rusya kontrolündeki Dombass kentlerinde gerçekleşse de hukuken Ukrayna’ya aittir. Kararı memnuniyetle karşılayan Ukraynalılar arkasının geleceğini, başka tutuklama kararları olacağını söylemişlerdir. Bütün umursamaz tavırlara karşın, Kremlin’de derin endişeler bulunmaktadır ki yine nükleer silah gücünü gündeme getirmiştir