Menzil Cemaatinin îtikādî yönü…

20.8.2016 - 222a
,

222a

 

333a

 

555a

 

20.8.2016

___

Michael Sikkofield
(Cemre Demirel)

12 Ağustos 2016

Menzil Cemaatinin itikadi yönü hakkında sadece birkaç kelam edeceğim, aklını işletenler durumu anlar, tanıdıklarını uyarır.

Her tasavvufi tarikat gibi Menzil de bir şirk yuvasıdır. Başlarında Gavs denilen, hesapta akıl sır ermeyen kerametler gösterebilen lakin kendine bile hayrı olmayan bir adam bulunur. Gavs, Allah’ın yeryüzündeki işlerini yürüten, bir nevi (haşa) ilahtır.

Nurcuların Risaleleri misali, Menzilcilerin başucu eserlerinden birisi de Minah’tır. Aşağıdaki fotoğraflardan birinde, kendi basımları olan Minah’ta geçen bir bölümü göreceksiniz.

Burada Gavs denilen yüce kişi eğer emrederse, müritlerin Lat putuna bile secde etmeleri gerektiği tembihlenir (Lat, Kuran’da da ismi geçen Mekkeli müşriklerin Allah’a aracı koştukları putlardan birisidir).

Ve bu cemaatin müritleri aynı zamanda kendilerine müslüman diyorlar, samimiyetlerinden de şüphem yok. Bu cemaatin müritleri her gün Fatiha suresindeki “Allah’ım yalnız sana kulluk eder, yalnız senden medet umarız” ayetini okuyan adamlar. Peki nasıl böyle saçma sapan işler yapabiliyorlar? Eğer bir insan kendini, bir başka insana teslim ederse, beynini çöpe atar. Aklını işletmeyen insanları bekleyen akıbet ise Kuran’da defalarca belirtilir.

Tüm tasavvufi tarikatlar, Mevlana’nın Mesnevi’deki deyimiyle “Allah’ın çocukları olan veliler”e koşulsuz itaati emreder. Ve şeyhine iman etmiş bir müridin ise yapamayacağı şey yoktur, tıpkı müslüman olmasına rağmen bir puta secde etmek gibi.

Diğer fotoğrafta ise tamamen bir pagan geleneği olan “tövbe alma”yı göreceksiniz. Yani bu şeyhten “tövbe alma” denilen şeyin İslam’a uygun olup olmadığı üzerine konuşmak bile vakit kaybı. Sadece Allah’ın bir ayetiyle cevap vereyim:

“Hiçbir günahkâr, bir başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır gelen, onu taşımaya çağırsa bile, kendisinden hiçbir şey yüklenilmez. Akraba bile olsa… Sen ancak Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Arınıp temizlenen, kendi benliği için arınıp temizlenir. Dönüş Allah’adır.” – Fatır suresi 18

Okumaya devam et  Esad sizi savundu / Hüsnü MAHALLİ

Israrla, ısrarla, ısrarla tekrar ediyorum:

İstisnasız her tasavvufi tarikat bir şirk yuvasıdır. Hem itikadi açıdan tehlikelidir, hem sosyolojik açıdan insanlarımızın beyinlerini ele geçirir, çöpe atar. Tabi bir de siyasi açıdan, kadrolaşma açısından potansiyel risk oluşturduklarını hatırlatmaya, daha 3 gün önce sütten ağzımız yanmışken hatırlatmaya bile gerek yok.

“Sahte şeyh” diye bir laf vardır ya hani, haberlerde falan görürdük bir zamanlar “Falanca yerde sahte şeyh yakalandı” diye. Arkadaşım, bunun hakikisi yoktur ki sahtesi olsun!

Asla ve asla unutmayın. Müşrik demek, Allah’a ortak koşan demektir. Mekkeli müşrikler Allah’a inanıyorlardı, fakat Lat, Menat, Uzza vs gibi sürüsüne bereket putları, evliyaları vardı. Tıpkı şimdikilerin olduğu gibi…

Neden tasavvuf ve cemaat konusuna bu kadar kafayı takıyorum, üstüne yazılar yazıyorum. İşte bu yüzden. Çünkü ben bu ülkede, bu insanların arasında yaşıyorum. Çünkü bir müslüman olarak uyarmak benim ve hepimizin görevi. Çünkü sapıklık karşısında sessiz kalmak, hepimizi yokuş aşağı yuvarlayacak.

Allah dostu sandığınız adamların sözlerini ve eserlerini Kuran ile karşılaştırın. Kuran’ın isimlerinden birisi Furkan’dır. Furkan ise ayıran demektir. İyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, hak ile batılı ayırt eden demektir. Siz, o falanca kişilere kulluk etmediğinizi, bir tek Allah’a kulluk ettiğinizi, o falanca kişilerden sadece feyz falan aldığınızı söyleseniz de, tapınmak ve şirk koşmak tam olarak budur. Hatta bu tarikatların yaptıkları şirk değilse, dünya üzerindeki hiçbir şey şirk değildir ve Kuran boş yere indirilmiştir.

Ben ne söylersem söyleyeyim, hiçbir şey durumu şu sözler kadar güzel açıklayamaz:

“Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah’ındır! O’nnu yanında birilerini daha veliler edinerek, “Biz onlara, bizi Allah’a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz.” diyenlere gelince, hiç kuşkusuz, Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.” – Zümer suresi 3. ayet

Okumaya devam et  İstanbul’da ürkütücü deprem gerçeği!

Selam

Bonus: Bu da “Gavs’ın çocukları başımıza basıp geçse, yine de Gavs’ın hakkını ödeyemeyiz” minvalinde müritlerine beyin yıkama seansı yapan Menzil Cemaatinden bir sahtekarın video’su:

 

kaynak: face

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir