Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kanlı saldırılar düzenleyen  ancak kırsalda umduğunu bulamadığı için geçen yıl temmuz ayından bu yana  saldırılarını il ve ilçe merkezlerine taşıyan terör örgütü PKK, şehirlerde de  varlık gösteremedi.

 Silah bırakıp sınır dışına çekilmek yerine saldırılarıyla Çözüm  Süreci’ni sabote eden terör örgütü, bölgede sözde “öz yönetim” adı altında  eylemler gerçekleştirdi.

 Barış ve huzur ortamını bozmayı hedefleyen terör örgütü mensupları,  Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde 2 polisin şehit edilmesinden sonra Muş’un  Varto, Diyarbakır’ın Bismil, Sur ve Silvan, Mardin’in Dargeçit, Derik ve  Nusaybin, Şırnak’ın İdil, Silopi ve Cizre, Hakkari’nin Yüksekova ilçelerinde  halkın yaşam alanlarına çukur kazdı, barikat kurdu, patlayıcı tuzakladı.

Saldırılarıyla yaşamı hiçe sayan, vatandaşları canlı kalkan olarak  kullanan teröristlerin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin yanı sıra Ankara  ve İstanbul’da da düzenlediği bombalı saldırılarda onlarca sivil hayatını  kaybetti.

Terör örgütünün şehirleri hedef alan saldırıları üzerine güvenlik  güçlerince Türkiye’nin barış ve huzurunu bozmaya yönelik saldırılar  gerçekleştiren PKK’lı teröristlere yönelik yurt içi ve yurt dışında başarılı  operasyonlar yapıldı.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve emniyet unsurlarınca karadan ve  havadan yürütülen kapsamlı operasyonlarla PKK’ya ağır darbe vuruldu.

Tehdit altındaki yerleşim yerlerinde gerçekleştirilen müşterek  operasyonlar sayesinde terör örgütünün bölge halkına yönelik kanlı saldırıları  engellenirken, Nusaybin ve Şırnak’taki operasyonlarda sona yaklaşıldı.

Şırnak’ta yüzde 95’i, Nusaybin’de de yüzde 80’i tamamlanan  operasyonların birkaç hafta içinde sona ermesi beklenirken, köşeye sıkışan  teröristler arasında da çözülme başladı.

Halktan destek göremeyen eli kanlı terör örgütüne başarıyla  gerçekleştirilen operasyonlarla tarihinin en büyük darbesi vuruldu. Güvenlik  güçlerinin sivillerin zarar görmemesi için operasyonları hassasiyetle sürdürmesi  de terör örgütünün planlarını boşa çıkardı.

Çözüm Süreci’nde sağlanan huzur ve barış ikliminde her alanda  gelişmenin sağlandığı bölgede yaşamın normalleşmesinin tadına varan vatandaşlar,  terör örgütü PKK’nın tehdit ve baskılarına boyun eğmedi. Teröre prim vermeyen  vatandaşlar, tercihini barış ve huzurdan yana kullanarak teröristleri yerleşim  yerlerinde barındırmadı.

 Diyarbakır’ın Sur ilçesinde teröristlerce kazılan çukurlar ve kurulan  bombalı tuzaklar, 103 gün süren “Bayrak-12 Sur Müşterek Birlik Operasyonu”yla  bertaraf edildi. Güvenlik güçlerine karşı tutunamayan PKK’lı teröristler, aynı  saldırıları Bağlar ilçesinin Kaynartepe Mahallesi’nde de sürdürme girişiminde  bulundu. Bu mahallede de teröristler, halktan destek bulamadı.

Güvenlik güçlerinin zamanında ve kararlı müdahalesinin yanı sıra  vatandaşların da tepkisiyle karşılaşan teröristler, kısa süre sonra Kaynartepe  Mahallesi’ni terk etmek zorunda kaldı.

Halktan destek bulamadığı için Nusaybin ve Şırnak’tan sonra başka bir  yerleşim yerinde çukur kazıp, barikat kuramayan teröristler, güvenlik güçleri ile  silahlı çatışmaya da giremediği için tuzakladıkları patlayıcılarla saldırılar  düzenliyor.

Şırnak ve Nusaybin’deki operasyonlarda darbe üstüne darbe yiyen  teröristlerin büyük bölümü kaçma girişiminde bulunurken, Nusaybin’de ise  teröristler gruplar halinde teslim oluyor.

Dün, Nusaybin’in Abdülkadir Paşa Mahallesi’nde kaçamayacağını anlayan  26 terörist, güvenlik güçlerine teslim oldu. Bu teröristler arasında bir süre  önce vasiyetini yazdığı günlüğü bulunan terör örgütü mensubu Zehra Kaya da yer  alıyor.

Operasyonda günlüğüne ulaşılan Kaya, örgütün sözde yöneticilerinin  kendilerini piyon olarak kullandığını, birçok arkadaşının öldüğünü, kendisini  bekleyen sonun da ölüm olduğunu anlatmış, “Bu notlar kimin eline geçerse lütfen  aileme yetiştirin. Bu istek vasiyetimdir. Olmazsa mezarımda rahat uyumam vallahi.  Ben Zehra Kaya.”  ifadelerini kullanmıştı.

 Güvenlik kaynakları, sona yaklaşan operasyonlarda iyice köşeye sıkışan  teröristlerin zor durumda kaldığını ve ölmek yerine yaşamayı tercih ettiğini  belirterek, terör örgütündeki çözülmenin süreceğini kaydetti.

 Operasyon bölgelerinden, aralarında 8 kişilik Suriyeli sığınmacının da  olduğu yüzlerce aile, talepleri üzerine evlerinden alınarak güvenli bölgelere  tahliye edilirken, çalışmalar sırasında asker ve polisler tarafından sık sık  teröristlere “teslim ol” çağrısında bulunuluyor, vatandaşlara da güvenli şekilde  tahliye edileceklerine ilişkin anonslar yapılıyor.

Yaşam, eğitim ve seyahat hakkını, ibadet özgürlüğünü gasbeden  teröristler, gerçekleştirdiği saldırılarla bölge halkını evlerinden, işlerinden  ve okullarından etti. Terör saldırılarından duydukları endişeyle evlerini,  yaşamlarını sürdürdükleri il ve ilçeleri terk etmek zorunda kalan aileler, ev  sahibiyken kiracı, esnafken işportacı, kendi ülkesinde sığınmacı oldu.

 Bingöl’ün Genç ilçesinde gasbettikten sonra 15 ton patlayıcı  yükledikleri kamyonu, 12 Mayıs gecesi Yenişehir ilçesi Tanışık Mahallesi’ne  getiren PKK’lı teröristlerle, durumlarından şüphelenen köylüler arasında tartışma  yaşandı. Vatandaşların, köylerine almak istememesi üzerine teröristler, kamyonla  Dürümlü mezrasına doğru hareket etti.

Köylüler tarafından takibe alındığını ve kaçamayacaklarını anlayan  PKK’lı teröristler, patlayıcı yüklü kamyonu Dürümlü mezrası girişinde infilak  ettirdi.

Tanışık köyünde yaşayan vatandaşlardan 16’sı köylerinde barındırmak  istemedikleri teröristlere karşı mücadele ederken yaşamlarını yitirdi.

Köydeki 36 çocuğu yetim, 8 kadını dul bırakan katliam, PKK’nın sivil  katliamlarıyla ilgili tarihteki yerini aldı.

 Çözüm Süreci ile hayatın her alanında normalleşmenin yaşandığı bölgede  huzur ve güven ortamında yaşamlarını sürdürmek isteyen vatandaşlar, teröristlerin  saldırılarından büyük rahatsızlık duyuyor.

Yaşamlarını hiçe sayan saldırılar nedeniyle haklarından yoksun kalan  vatandaşlar, şehirlerin PKK’lı teröristlerden temizlenmesi ve yaşamın hızla  normale dönmesi için gerçekleştirilen operasyonlara büyük destek sunuyor.  Operasyonlar sırasında karşılaştıkları asker ve polislere dua eden vatandaşlar,  zaman zaman ekiplere davet ettikleri evlerinde çeşitli ikramlarda bulunuyor.

Güvenlik güçlerine farklı illerden, özellikle kadın ve çocuklar  tarafından destek içerikli, duygu dolu ifadelerle kaleme alınmış mektuplar  gönderiliyor.

  Operasyonların yapıldığı yerleşim birimlerindeki ailelere zırhlı  araçlarla gıda paketleri ulaştırılıyor. Ayrıca, halkın ekmek, su ve ilaç gibi  temel gereksinimleri karşılanıyor.

 Sokağa çıkma yasağının uygulandığı bölgelerde tedavi ve kontrol amaçlı  hastanelere gitmek isteyenler, zırhlı araçların eşlik ettiği ambulanslarla  evlerinden alınarak sağlık kuruluşlarına ulaştırılıyor, tedavilerinin ardından  aynı önlemlerle evlerine bırakılıyor.

  Terörün acımasız yüzünü gören, devletin ilgisi ve desteğini her zaman  yanında hisseden vatandaşlar, huzuru ve yaşamı hedef alan saldırılara karşı duruş  sergileyerek teröristlere geçit vermiyor.