Türk’ün Kızıl Elması: Misak-ı Millî

Medyaya yansıyan haberlere göre;  maiyetindeki 47 kişiyle birlikte, IŞİD Terör örgütünün eline tutsak düşüp, 101 gün süreyle bu canavar örgütün elinde tutsak kalan eski Musul Başkonsolosu ve CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz,  TSK’nin 600 kişilik bir güçle Kuzey Irak’a girmesi  konusunda şöyle demiş:

“Velev ki kara harekâtıyla Musul IŞİD’den temizlendi. Türkiye’nin ikinci adımı ne? Orayı kim kontrol edecek? Bu bölge Kürt Bölgesel Yönetimi’ne geçecekse bu operasyonun bizim için anlamı ne?”

Hükümet elbette Öztürk Yılmaz’ın bu sorusuna makul bir cevap verecektir. Ancak isterseniz hükümetten önce, biz kendi zaviyemizden bakarak kendisine uygun bir cevap verelim:

TSK, senin Musul’da yerle bir ettiğin milli gururumuzu ve uluslar arası itibarımızı kurtarmak için Musul’dadır Öztürk Bey. Umarım, Musul temizlendikten sonra bile TSK unsurları orada kalır ve oradaki Türkmen soydaşlarımızın hukukunun garantisi olmaya devam eder.

Hiç bir engelleme faaliyetinde bulunmaksızın, Armut gibi IŞİD’in eline düşüp, 100 küsur gün IŞİD’in elinde esir beklemek suretiyle Türk Milleti’nin dış itibarını yerle bir etmenize karşılık,  AKP ve CHP tarafından adeta bir kahraman edasıyla karşılandığınızı, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından sanki büyük bir iş başarmışsınız gibi alnınızdan öpülerek ödüllendirildiğinizi ve arkasından genç yaşınızda Tacikistan’a Büyükelçi tayin edilerek taltif edildiğinizi, seçimler sırasında da milletvekili yapılmanız konusunda bu iki parti arasında kıyasıya rekabete konu olduğunuzu siz belki unutmuş olabilirsiniz, ancak biz unutmadık Öztürk Bey!

Öte yandan Türkiye, zaten uzun süredir Kürdistan Özerk Yönetimini fiilen tanımış bulunuyor! Irak Merkezi yönetimine rağmen, Kürdistan Özerk Yönetimi ile yapılan onca ikili anlaşma ve gelişen ticaret hacmimiz, bunu göstermektedir. Bir taraftan “Irak’ın toprak bütünlüğüne saygılıyız” deyip, bir taraftan da Irak Merkezi yönetimini ekarte ederek Kuzey Irak bölgesel Yönetimi ile ikili anlaşmalar yapmak, elbette bir çelişkidir. Gelin görün ki; bu tavır, Irak’taki vakıaya uygun bir tavırdır. Çünkü Irak, zaten fiilen bölünmüş bir ülkedir, Merkezi Yönetim’in sadece adı vardır. Yani, Irak’ta şu anda muhatap alınacak ve yapılacak anlaşmaları uygulayabilecek kudrette bir merkezi yönetim bulunmamaktadır. Böyle olunca; bütün dünya ülkeleri gibi, Türkiye’nin de Kuzey Irak Bölgesel yönetimi ile ikili anlaşmalar yapması, halin icabına uygun görülmektedir.

Okumaya devam et  Değişim ve dönüşümün güç merkezi

Hükümet tarafından, TSK’nin, orada Peşmerge güçlerine askeri eğitim verdiği söyleniyor. Bu durumu, “Türkiye, Kuzey Irak’ta kurulacak olan bağımsız Kürdistan Cumhuriyeti’ne ordu kuruyor” şeklinde yorumlamak elbette mümkündür. Zaten sözüm ona milliyetçiler ve ulusalcılar da bunu dillendiriyorlar bugünlerde sosyal medyada. Onlara göre; Türkiye Rus Savaş uçağını düşürmekle NATO şemsiyesi adı altında batılı güçlerin Türkiye’yi işgal etmesinin önünü açmış imiş! Yine onlara göre; NATO, Suriye’de ve Irak’ta IŞİD’e karşı mücadele etmek için değil, Türkiye’nin Güneydoğu’da PKK’ya karşı yürütmüş olduğu operasyonlara engel olmak için geliyormuş Türkiye’ye! Biz bu Türkü’yü daha önce de dinledik bu adamlardan. 2003 yılında yaşanan tezkere krizinde de aynı Türküyü çığırmıştı bu adamlar! Çiçeği burnunda milletvekili Öztürk Yılmaz da zaten bir anlamda böyle diyor. Şu sözler kendisine aittir:

“Kapsam, eğit-donatın bir uzantısı, Peşmerge’nin eğitimi olarak görünüyor. Hükümet ne amaçla şu ana kadar sakladı bilmiyorum ama benim gördüğüm operasyonel bir birlik değil… Musul IŞİD’den kurtarılabilirse terör örgütünün damarlarından birisi kesilmiş olur ancak kurtarıldıktan sonra kime bağlı olacak? Sincar’daki gibi Kürtlerin eline geçecekse, ki Kürtlerin uzun süredir beklediği olay Musul’u, Kerkük’ü ilhak etmek, o zaman başka bir senaryo çıkıyor ortaya. Kürt bölgesel yönetiminin sınırları büyük bir devlete doğru gitmiş oluyor. Suriye’de de çok büyük bir alanı PYD kontrol etmiş oluyor. O zaman başkasının toprak genişletmesine zemin mi hazırlamış oluyoruz?”

Ancak unutulmasın ki; TSK unsurlarının Kuzey Irak’ta bulunuyor olması, yeni bir şey değildir. 1990’ların başından beri olan bir şeydir bu. Hatta TSK, Saddam döneminde Erbil’de yaşayan 300.000 Türkmen’i Irak Türkmen Cephesi adı altında birleştirmiş ve onlardan müteşekkil küçük bir devlet bile kurmuştu bir zamanlar ki; bu küçük devletin, basın-yayın organlarından tutun da, Türkçe eğitim yapan okullarına ve “AKINCI” adı verilen hafif silahlarla donatılmış  askeri birliğine varıncaya kadar pek çok organı bulunuyordu. Ancak Barzani yönetimi güçlenince bu fiili yapı da galiba tasfiye edildi.

Okumaya devam et  Değişim ve dönüşümün güç merkezi

Öte yandan Kuzey Irak’ta sadece TSK unsurları bulunmuyor; pek çok ülkenin askeri unsurları ve istihbarat örgütleri cirit atıyor orada. Sadece Kuzey Irak’ta da değil, tekmil Irak’ta var bunlardan. Bu bakımdan TSK unsurlarının da bir şekilde orada bulunmasında şimdilik fayda vardır. Bu durum, Irak’taki Türkmen varlığının muhafazası ve Misak-ı Milli sınırlarımıza bağlılığımız bakımından da oldukça önemlidir. Çünkü “Misak-ı Milli”, bizim için en yakındaki Kızıl Elma’dır. Daha doğrusu öyle olması gerekir.

Unutmayalım ki; ordular bu şekilde, yani öncelikle eğitim ve askeri uzman adı altında sirayet ederler başka ülkelere. Irak’ın üçe bölünmesi mukadder olduğuna göre; Türkiye’nin bu bölünmeye bigane kalması ve müdahale etmemesi asla düşünülemez. Bir taraftan Türkiye’nin bölgede caydırıcı güç olmasını isteyip, öbür taraftan da “Türkiye Rus uçağını neden düşürdü?” ve “Türkiye Musul’a neden girdi” sorgulamalarında bulunmak, tamamıyla bir aymazlıktır ve hatta ahmaklıktır. Caydırıcı güç olmak işte böyle bir şeydir. Gerektiğinde düşüreceksin, gerektiğinde dalacaksın kardeşim! Elbette haklı gerekçelerle ve uluslararası hukukun izin verdiği ölçülerde.

Bir taraftan İsrail’in askeri uzman adı altında, çok sayıda MOSSAD ajanını Barzani’nin yönetmiş olduğu bölgeye gönderdiğini ve İsrail’in “Arz-ı Mevûd-Vaat edilmiş topraklar” peşinde koştuğunu ve bu maksatla, Tevrat’ta yazıldığı şekliyle Nil’den Fırat’a kadar olan bölgede büyük İsrail’i kurma emelinde olduğunun geyiğini yapacaksın, bir taraftan da buna en büyük engeli teşkil edecek olan TSK unsurlarının Irak’a ve Suriye’ye girmesine karşı geleceksin. Bu ne büyük aymazlıktır, bu ne büyük bir gaflettir ve dalâlettir…

Bu bakımdan, geri adım atılmadığı, siyaseten TSK’nin ardında ciddiyetle durulduğu ve hesap-kitap yapılarak doğru adımlar atıldığı sürece hükümetin bu tavrını milletçe desteklemek durumundayız. Madem yönetim yetkisini milletçe yine bu hükümete verdik, şu halde milli menfaatlerimiz için hükümetin atacağı her adımı desteklemek de milli bir vazifemizdir. Umarım ve dilerim ki; bütün bunlar, Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık yolunu açmak için girişilen birer politik manevra değil, ülkemizin ve milletimizin milli çıkarları için atılmış adımlardır..

Okumaya devam et  Değişim ve dönüşümün güç merkezi

Bu bakımdan Öztürk Yılmaz’ın şu sözlerine katıldığımızı da ayrıca belirtmek isteriz:

“Türkiye’nin ne yapmak istediğini anlayabilmiş değiliz. İkinci, üçüncü adımı hesaplayamayan bir dış politikanın ne yapmak istediğini nasıl okuyabiliriz ki? Yarın Suriye de masaya oturduğu zaman o bölgeye belki otonomi belki federal bir yönetim alabilecek, bu politikanın bizi getirdiği nokta böyle bir nokta. Bunun görülmesi lazım yoksa 25 tank gitmiş, 3 tank gitmiş ne önemi var. Senin son noktada Türkiye’yi götürmek istediğin hedef ne bölgede? Burayı kontrol edecek biz değilsek o zaman bizim bu kriz ortamındaki 1.5 yıl içindeki hesaplarımız, yaptığımız bütün temaslarımız suya düşmüş olmuyor mu?”

Bütün bunları hep birlikte bekleyip göreceğiz Öztürk Bey. Ancak şimdilik yapılacak şey, bir takım çatlak sesler çıkarmak değil,  bu konuda hükümete destek olmak ve TSK’ye güven telkin etmektir…

Haberi paylaşın
Medyaya yansıyan haberlere göre;  maiyetindeki 47 kişiyle birlikte, IŞİD Terör örgütünün eline tutsak düşüp, 101 gün süreyle bu canavar örgütün elinde tutsak kalan eski Musul Başkonsolosu ve CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz,  TSK'nin 600 kişilik bir güçle Kuzey Irak'a girmesi  konusunda şöyle demiş: - 73971

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. fatma sibel yüksek ankara yenimahalle’de meydana gelen düşük şiddetli, pek çok vatandaşın hissetmediği depremden 20 dk. önce içinde tahteravalli kelimesinin…

  2. arkadaşlar sallıyorsunuz angelina jolie nin cia ajanı olduğu rockfellerin çıkarları doğrultusunda abd nin saldıracağı yerlerin savaş hatlarını oluşturmak müdahaleye zemin…

  • ATATÜRK VE MİLLİYETÇİLİK

    ATATÜRK VE MİLLİYETÇİLİK

    Atatürkçülüğün en önemli ilkelerinden biri de milliyetçiliktir. Bu ilke, Millî Mücadele’nin doğuşunda ve başarıya ulaşmasında başlıca rolü oynamıştır; zira yeni kurulan devlet, artık milletler topluluğuna […]


  • HAZARALAR

    HAZARALAR

    İSTANBUL MALTEPE BELEDİYESİ YAŞAR KEMAL KÜLTÜR MERKEZİNDE AFGANİSTAN HAZARALARI KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİNİN BÜYÜK BULUŞMASI 23 Eylül tarihinde Afganistan Hazaraları Kültür ve Dayanışma Derneği’nin organize […]


  • Türk Katliamları ve İslamiyet’i kabul

    Türk Katliamları ve İslamiyet’i kabul

    Gizlenen tarih; 670-740 Türk Katliamları ve Türklerin İslamiyet’i kabul edişi. TARİHİN EN AŞAĞILIK SOYKIRIMLARINDAN BİRİ – TALKAN KATLİAMI … O dönemlerde Türklerin Orta-Asya’dan göç edip, […]


  • YARGI BASKI ALTINA ALINMAK İSTENİYOR

    YARGI BASKI ALTINA ALINMAK İSTENİYOR

    BAĞIMSIZ KKTC YARGISI BASKI ALTINA ALINMAK, YARGININ VERECEĞİ KARAR ETKİLENMEK İSTENİYOR. Yasalarımıza göre mahkemede olan veya görülmekte olan bir dava ile ilgili olarak mahkemeyi baskı […]


  • KISA ORDU TARİHİ (1) MUAVENET

    KISA ORDU TARİHİ (1) MUAVENET

    HÜSEYİN MÜMTAZ KISA ORDU TARİHİ (1) MUAVENET HÜSEYİN MÜMTAZ                 Sina Akşin’in “Kısa Türkiye Tarihi”ni okurken satırların altını çizmiş, sayfa kenarlarına notlar almışım. İlk sayfanın […]


  • Diktatörlüğe giden Türkiye

    Diktatörlüğe giden Türkiye

    Sayın Temel Sağıroğlu‘ nun „En büyük ihanetin fitili bu şekilde ateşlendi“ (3.10.2023) yazısına bir katkı. Sayın Bedrettin Dalan’ın 16.12. ve 23.12.1998 tarihinde Kanal E‘ nin „Kantarın […]


  • YÜZDE YÜZ BAŞARININ ALTIN KURALI

    YÜZDE YÜZ BAŞARININ ALTIN KURALI

            Benim candan aziz okurlarım! Sizlere biraz düşünmenizi ve etrafınıza şöyle bir bakmanızı sağlayacağını umduğum bir yazı kaleme almak istedim.         Efendim hepimiz başarıyı yakalamak isteriz. Başarılı […]


  • Kış dönemi satışları artıyor…

    Kış dönemi satışları artıyor…

    Kış turizmi ilgi görüyor. Daha ucuz ve hesaplı tatil yapmayı düşünenler Ekim-Kasım aylarını tercih ediyor. Rus ve Ukrayna’dan sonra Almanya’da e çok Türkiye’yi tercih eden […]


  • Kör Topal Dünya

    Kör Topal Dünya

    Sayın Erdem , Kapitalizmin şahlanması bakır ve demir-çelik üretiminin patlamasıdır.. Bakır madeni tröstler hem maden işletir hem elektrik iletkeni bakır tel üretir.2 ülke ABD ve […]


  • Turancı Ganire Paşayeva

    Turancı Ganire Paşayeva

    Turancı rahmetli Ganire Paşayeva ve Türk milliyetçiliği Son derece saygın bir isim olan, turan ülküsü ile yaşamış Türk milliyetçisi, turancı rahmetli Ganire Paşayeva’nın vefatı üzerine […]


  • TÜKENMEYE DEVAM EDİYORLAR

    TÜKENMEYE DEVAM EDİYORLAR

    FETO-AKP DÖNEMİ KULLANIŞLILARI TÜKENMEYE , HIZLANARAK , DEVAM EDİYOR.. nâgehan ve ozan kütahyalı 03.10.23’te boşandı Duruşma sonrasıUzun stres yıllarında Nagehan yıpranmış çöp olmuş ,Ozan Kütahyalı […]


  • ADD’den çok şükür ses çıktı!

    ADD’den çok şükür ses çıktı!

    ÇEDES’E YÖNELİK ADD(ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ) İDARESİNDEN ÇOK ŞÜKÜR SES ÇIKTI! Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), ·  öğrencilerin açlık, ·  sefalet ve cehalete mahkûm edilemeyeceğini vurgulayarak 4+4+4 sistemi, ·  ÇEDES’ten […]


  • MARX’TA PARA (15)

    MARX’TA PARA (15)

                Brunhoff, R.Luxembourg’un neredeyse Marx’tan daha marksist bir tutumla ‘para’ konusuna önem verdiği söylenebilir diyor.             Çünkü, bir dolanım aracı olarak para, kapitalist yeniden-üretimin onsuz olmaz bir […]


  • Bodrum Türk Filmleri Haftası ve Sinema Sektör Zirvesi

    Bodrum Türk Filmleri Haftası ve Sinema Sektör Zirvesi

    Bu yıl on birincisi düzenlenen Bodrum Türk Filmleri Haftası için gerçekleşen ödül törenine katılan ünlü isimler damga vurdu. Ali Poyrazoğlu, Fikret Kuşkan, Suzan Kardeş, Murat Şeker, Mustafa Uslu, Sinem Uslu, Sera Tokdemir, Güven Kıraç, Müfit Can Saçıntı, Açelya Elmas ve Tarık Pappuççuoğlu gibi ünlü oyuncu, yönetmen ve yapımcıların katıldığı gece oldukça renkli geçti.


  • Üretici ile market fiyat farkı açılıyor…

    Üretici ile market fiyat farkı açılıyor…

    İşin sıkıntılı tarafı şu: Tarlada fiyatı 5 lira olan ürün markette 25-30 lira arası satılıyor. Fiyatlar Pazar tezgahlarında da değişmiyor. Özetle: Üretici ile market-Pazar fiyat […]


  • HEİDİ’NİN GÖZÜNDE TÜRKİYE

    HEİDİ’NİN GÖZÜNDE TÜRKİYE

    Bugün sizlere 2010 yılında yazdığım bir yazımı paylaşmak istiyorum. Benim candan aziz okurlarım, yazdığım Almanya’da Türk Olmak (Turke zu sein in Deutschland) isimli kitabımla ilgili […]


  • HEYHAAAT BİR ZAMANLAR MECLİS ÇALIŞMALARINA BAŞLARKEN…

    HEYHAAAT BİR ZAMANLAR MECLİS ÇALIŞMALARINA BAŞLARKEN…

    ÖLÜMÜN BİTMEYEN UFKUNDA YATARKEN  GENE SAĞ,  BİR AVUÇ TOPRAK OLURKEN  GENE DAĞ…   Sevgili ve değerli okurlarım, TBMM uzuuun bir aradan sonra açılırken, sağlık durumunun iyice […]


  • İLMİ VE DİNİ EĞİTİM

    İLMİ VE DİNİ EĞİTİM

                Eğitimin önemi hakkında pek çok şey söylenebilir ancak eğitimin en önemli özelliği; dünyayı yaşanabilir bir dünya haline getirmesidir.            Yeterli eğitim almamış toplumlarda insanların; mutlu, başarılı, […]


  • MİLLİ ÜRETİMLERİMİZ NASIL ENGELLENDİ?!..

    MİLLİ ÜRETİMLERİMİZ NASIL ENGELLENDİ?!..

    Sene 1925 …Alman­ya’ya on sekiz teknisyen ve Fransa’ya uçak mühendisliği öğrenimi için beş öğrenci gönderildi…15 Ağustos 1925… Türkiye’de ilk uçak fabri­kası Tayyare ve Motor Türk […]


  • Beklentiler Boşa Çıktı

    Beklentiler Boşa Çıktı

    Rumlar, yıllardır arkalarını Hristiyan birliği olan batılı emperyalist güçlere dayayıp, BM’den Kıbrıs konusunda, insanlık dışı ve akıl almaz kararları çıkarttırmayı başarmışlardı. Bir başka Hristiyan kulübü […]


  • DÜNYA HABİTAT GÜNÜ

    DÜNYA HABİTAT GÜNÜ

    Ekim’in ilk Pazartesi günü, Dünya Habitat Günü olarak kutlanan bir gündür.Sürdürülebilir kentleşme, uygun konut politikaları, yaşanabilir çevrelerin oluşturulması ve toplumda barınma sorunlarına dikkat çekmek amacıyla […]


  • MARX’TA PARA (22)

    MARX’TA PARA (22)

              Kişisel yoksulluk veya zenginlerin lüks amaçları için ya da kapitalist olmayan, örneğin köylü, zanaatkâr vb’nin kredi alması durumunda, Marx, alınan borcu ödememe ya da […]