TOPRAK VE SU

TOPRAK VE SU - rauf denktas1

RR

 

 

TOPRAK VE SU

HÜSEYİN MÜMTAZ

 

Üzerinde yaşam sürdüreceğimiz, ayaklarımızı basacağımız toprak; içeceğimiz su ve içimize çekeceğimiz (gökyüzü değil) hava yaşamak için vaz geçilmez üç temel öğedir kıymetli okuyucu..

“Hava”yı zaten çoktandır, “Kıbrıslılık” ile kirletmiş bulunuyorlar.

(Bakınız. https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/08/06/kibrislilik/)

Anadolu’dan gelecek su için ise demediklerini bırakmadılar.. İstemiyorlarmış, adanın vâr olan ekolojik dengesini bozacakmış, kim yönetip dağıtacakmış, boru hatları inşasında akşam yıkanan arabaların üzeri  sabah toz oluyormuş, boru döşenirken köyün yolu yarım saat uzuyormuş falan filan..

İngiliz okaliptüs dikip adayı kuruturken ekolojik denge bozulmuyor ama Türkiye’den su gelince bozuluyor.

Sanki yaz-kış kurbağa gibi gırrak gırrak öten, depoları doldurmak için her gün tanker çağıran benim…

Geriye kalıyor “toprak”…

Akıncı’dan sonra “Durum” şöyle;

“BM’nin ‘Bireylerin 1974 öncesi mülk hakkı tanındı’ açıklaması Kıbrıs’ı karıştırdı! Kıbrıs’ta Rumların 1974 öncesi mülkiyet haklarının tanınarak, mahkeme niteliğinde özel komisyon kurulması kararı, topraklarının yüzde 80’i eski Rum mülkü olan KKTC’de kaosa yol açtı. Rumlar, KKTC’deki 30 bin dönümün tazminat ve takas yöntemiyle el değiştirmesini, 1 milyon 520 bin dönümün ise Rum sahiplerine iade edilmesini bekliyor. Bu durum günümüzdeki KKTC topraklarının yüzde 76’sının Rumlara iadesi anlamına geliyor. Muhalefet milletvekilleri, Rum ve Türklerin mülk konusunda karşı karşıya gelmesinin iç savaşa yol açacağı uyarısı yaparken, yabancılar da dahil Kuzey Kıbrıs’taki mülk sahipleri endişeye kapıldı”.

Endişeye kapılmakta haklılar, çünkü toprağın %76’sı Rum’a iade edilince “kuzeyde” yaşayan ortalama 300.000 kişi “bir insan ömrü içinde” üçüncü defa tekrar “göçmen” olacak demektir bu.

Burada meraklısı “Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?”ı okuyabilir?

Evet, siz hazırsınız da acaba AB gerçekten bir “göçmen” sorunu ister mi?

300.000’iniz evsiz, 250.000’iniz de işsiz (memurların üçte ikisi, GKK’nın hepsi) kalacağına; burnundan kıl aldırmayan öğretmen sendikaları da elden ayaktan kesileceğine göre hâlâ ve bir kere daha “yes be annem” mi diyeceksiniz?

Okumaya devam et  Türkiye askeri SESSİZCE Kıbrıs’tan çekiliyor mu?

Lâpta’da havuzlu villalar mı yapacak AB size? Yoksa “beğenmeyen”e Türkiye’nin güneydoğusundaki Suriyelilerden boşalacak villasal kamplarda yer mi gösterecek AB?

Botlarla KOS adasına mı gideceksiniz?

Siz bu eziyeti çekerken PRİO’cuların, Karen FOGG ve Soros çocuklarının ceplerine indirdikleri yurocukları sayışını mı seyredeceksiniz?

Meğer biz bunları düşünürken sessiz sedasız bir “Mülkiyet Komitesi” kurulmuş ve üç aydır çalışıyormuş.

“Güney Kıbrıs, Mülkiyet Çalışma Grubu’nun başkanlığında Erato Kozaku Markulli’nin bulunduğunu açıklamakta bir sıkıntı görmezken, Kıbrıslı Türklerin haklarını kimlerin savunduğu sır gibi saklanıyor”muş..

“Sır gibi saklanıyorsa” heyetin haklarımızı savunacağı nereden çıkıyor?

Yahut “haklarımızı savunacaksa” neden “sır gibi saklanıyor”?

Ancak kirli, bilinmesini istemedikleri karanlık bir iş yapacaklar saklanmaz mı?

Bu konuda iki yazı yazdık;

“Meğer Mülkiyet Komitesi bir aydır faaliyetteymiş..

Kimmiş heyettekiler, çapları neymiş, kim hangi ölçülere göre seçmiş?

En basit elektrik arızasının bile ‘Hallederik abi’ mantığı ile üç haftada çözüldüğü yukarı Kıbrıs’ta kaşla göz arasında bu ‘heyet’ nasıl seçilmiş?

Sorosçocukları mı, Karen Fogg mu seçmiş?

PRİO yine mi devrede?”

https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/07/31/hangi-1-agustos/

Ve;

                “Markulli’nin hayli fotojenik fotomodelliğine en ufak bir itirazım olamaz ama ne yazık ki ‘kıbrıslıtürk’ heyet-i azâlarını hiç tanımıyorum..

                Vikipedide de haklarında en ufak bir belge-bilgi-fotoğrafa ulaşamadım.

                Tahsilleri, görgü ve bilgileri, okudukları üniversiteler, orijinal diploma suretleri, uzmanlık alanları, literatüre geçmiş bilimsel makale ve yayınları, yayınlanmış kitapları, akademik unvan ve formasyonları nelerdir?

                Yaşları, başları nedir?

                1877/78’den beri çözülemeyen en önemli konuya, toprak ve mülkiyet konusuna vukufiyet ve hakimiyetleri nelerdir, mensup oldukları yerli/yabancı sosyal topluluklar, var ise ulusal/uluslararası STK’lar nelerdir?

Siyasi görüşleri nedir?

                Yurt içinde mi, yurt dışında mı; adanın kuzeyinde mi, güneyinde mi ikamet buyurmaktadırlar?

Okumaya devam et  Sadece Hristiyan göçmen kabul etmek (2)

                Bilen varsa, iletirlerse bu çok önemli konuyu halledecek olanları kamuoyunu aydınlatmak adına köşemde aynen yayınlayacağıma söz veriyorum..

Belki adları tarihe altın harflerle yazılacak.. Resimlerini çerçeveleyip duvarlara asacağız..”

https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/08/06/kibrislilik/

..demişiz…

Markulli’nin fofomodellere taş çıkartan gayetle fotojenik kalın kaşlı/ince bıyıklı fotoğrafları her yerde yayınlanıyor da “bizim” heyet nerede?

1877’den beri çözülemeyen toprak meselesini Eylül’e kadar beş ayda halledecek yetenekteki bu kahramanların kimlik-kişilik-suretlerini neden bil(e)meyiz?

Lüzinyen midirler, Venedikli, Cenevizli, Lâtin midirler? Kimdirler,kimlerdendirler?

Biz yazdık; konuyu sadece bir parça Ersin Tatar ve bir ölçüde de Denktaş gündeme getirdi. Son olarak da Ümit Özdağ; heyetin “Kıbrıs sorununun tarihini bile bilmeyen gençlerden oluştuğu, heyette tek bir uluslararası hukukçunun dahi bulunmadığı hususları uluslararası camiada konuşuluyor” dedi.

                Evet, havayı ve suyu halletmişiz! de “toprak”da neler oluyor? 18 Ağustos 2015

 

 

57’İNCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ

 

 

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir