Ekonomide Çanlar Kimin İçin Çalıyor?

Dünya Bankası’nın hazırladığı Türkiye Düzenli Ekonomik Notu, 1 Temmuz’da Ankara’da açıklanmıştır. Not’ta; siyasi belirsizliğin genel seçim sonrası da sürdüğü belirtilerek 2015 yılı için belirlenen yüzde 3’lük büyüme tahmininin aşağı yönlü risk oluşturduğu belirtilmiştir. Banka, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin Türkiye’nin büyüme tahminini yüzde 3,9 ve yüzde 3,7’den yüzde 3,5’e düşürmüştür.
Not, Türkiye ekonomisinde çanların çalmaya başladığını açıklamaktadır ama koalisyon ve terör tartışmaları arasında Dünya Bankası’nın Türkiye ekonomisi konusundaki tespitleri göz ardı edilmiştir. Prof. Dr. Daron Acemoğlu’nun geçen hafta basına yansıyan “Ekonominin tekrar ayağa kalkması için değişiklik kaçınılmaz. Türkiye kendisini yenilemeli ve üretimi artırıcı yapısal reformlara hız vererek hukukun egemenliğini güçlendirmeli” görüşünü de pek dikkate alan yoktur.
Türkiye’de büyümenin 2015 birinci çeyrekte kamu harcamaları ve azalan ithalat sebebiyle direncini koruduğu ve GSYİH’nın ilk çeyrekte önceki çeyreğe göre yüzde 1,3 oranında arttığı açıklanmıştır. 2015 yılında büyümenin yüzde 3 oranında gerçekleşmesi öngörülmektedir. Bu büyüme hızı ile 2023 yılında Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesi bir hayaldir.
AKP’nin tek başında iktidarda olduğu 2003-2014 döneminde Türkiye ekonomisi önemli bir büyüme sağlamıştır. 2009 yılındaki küresel krizde ekonomi yüzde 4’ün üzerinde küçülmesine rağmen bu dönemde yıllık ortalama ekonomik büyüme yüzde 4,7 oranında gerçekleşmiştir. Küresel ölçekte yaşanan likidite bolluğunun da desteklediği bankacılık sektörü, oluşan siyasi istikrar ortamı ile birlikte ekonomide tüketim ve yatırım harcamalarını ciddi şekilde finanse etmiştir. Böylece ekonomik büyümenin önemli bir katkı sağlayıcısı olmuştur.

Sektörde yaşanan bu dönüşüm sektöre yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını da etkilemiştir. Doğrudan yabancı yatırımda rekorların kırıldığı 2006-2007 döneminde Türkiye’ye giren yatırımın önemli bir kısmı bankacılık sektörüne gelmiştir.

Siyasi belirsizliklerin seçim sonrasında devam ettiği ve yatırımcı güveninin tazelenmesinin, kısa ile orta vadede büyüme için kilit faktör olduğu Not’ta vurgulanmıştır. Özel yatırımların son üç yıldır zayıf durumda olduğu, yatırımcı güvenini tazelemek için istikrarlı, kapsayıcı bir hükümetin hızla kurulmasına ve yapısal reformların uygulanmasına bir an önce başlanması gerektiği özellikle belirtilmiştir.
Üretimdeki artışın 2014’ün üçüncü çeyreğinden itibaren yakaladığı yükseliş trendini koruduğu, harcamalarda özel tüketimin hız kestiği ve yatırım harcamalarının azaldığı tespit edilmiştir. Bu zayıflama ancak kamu harcamalarındaki artış ve net ihracatın olumlu katkısıyla dengelenmiştir.
2014 yılında ithal edilen ve birinci çeyrekte envanterden çekilerek ihraç edilen altın sebebiyle ihracatta güçlü bir performans sergilenmiştir. Ama mevcut büyüme hızı ile 2023 yılında 500 milyar ihracat hedefine ulaşmak mümkün değildir.
İstihdamın, hizmetler ve sanayi sektörleri sayesinde birinci çeyrekte toparlandığı, cari açığın altın ihracatı sayesinde Ocak ayından itibaren azaldığı açıklanmıştır. Fakat cari açığı finanse eden turizm gelirlerinde yaşanan düşüş, ekonominin dış dengesi açısından üzerinde durulmaya değer bir gelişmedir.
Turist sayısındaki düşmeye paralel olarak turistlere uygulanan ucuz tatil programları da turizm gelirlerinin düşmesine yol açmaktadır. Almanya’dan Türkiye’ye gelen bir Alman’ın Türkiye’de bir ay 5 yıldızlı tatil köyünde her şey dahil tatilinin faturası 799 Euro’dur. Almanya’da kişi başına düşen gelir (GSMH) ortalama ayda 3 bin Euro’dur. Bir Alman eve dönmeyip Türkiye’de 5 yıldızlı otelde yaşasa ayda 2.200 Euro para biriktirir.
1990’lı yıllarda üç haneli seviyeleri gören enflasyon son yıllarda tek hanelere inmiştir. Fakat son yıllarda kamu maliyesinde bütçe ve borçlarda önemli iyileşmeler sağlanmasına rağmen enflasyon yükseliş eğilimine girmiştir. Yurt içi enerji fiyatlarındaki artış, ulaştırma maliyetlerini etkileyerek fiyatları yükseltmiş, bu sebeple 12 aylık enflasyon Mayıs ayı sonunda yüzde 8,1’e çıkmıştır.
Elverişli hava koşulları tarımsal üretimi arttıracağı için gıda enflasyonu yıl sonunda azalacak, döviz kurundaki baskıların kontrol altında tutulacağı varsayımıyla 12 aylık enflasyon Aralık 2015’de gerileyebilecektir.
Fakat erken seçimlerin gündemde olduğu bir ekonomide seçimlerin yaratacağı kamu harcamalarındaki genişleme enflasyonu tırmandırabilecektir. Ben şahsıma gönderilen WES Survey April 2015 anketine 2015 yılı enflasyon hedefi olarak yüzde 9 yazdım.
Döviz kurundaki yükseliş önlenemezse enflasyon hedefini tutturmak mümkün değildir. Türk Lirası yılbaşından bu yana ABD doları karşısında yüzde 20’ye yakın değer kaybederken son bir ayda kurda yaşanan yükseliş yüzde 3,5 olmuştur. 7 Haziran seçimlerinden sonra koalisyon görüşmelerinde belirsizliklerin devam etmesi ve ufukta yeni bir seçimin gündeme gelmesi Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon beklentisinde sapma yaratabilecektir.
AKP iktidarında sağlanan makro ekonomik iyileşmede, 2001 krizi sonrası IMF ile yapılan destekleme düzenlemesinin disiplinli bir şekilde sürdürülmesinin büyük katkısı olmuştur. Hükümet özellikle ilk iktidar döneminde bütçe hedeflerinin tutturulmasında başarılı olmuş, kamunun borçlanma ihtiyacı önemli şekilde azalmış, borçlanma maliyeti gerilemiştir.
Enerjide yüzde 90’ın üzerinde dışa bağımlılık, enerji fiyatlarında yaşanan yükseliş dış ticaret açığındaki artışta önemli bir faktör olmuştur. İmalat sanayinde yeterli yatırımların yapılamaması ve ihracatta yüksek katma değer yaratan sektörlere odaklanılamaması bu olumsuz durumu yaratmıştır.
Türkiye ekonomisi tekstil, gıda ve mobilya gibi emek yoğun sektörlerde net ihracatçı konumunda iken kimyasal maddeler, ana metal sanayi, rafine edilmiş petrol ürünleri ve makine gibi sermaye ve enerji yoğun sektörlerde net ithalatçı konumuna gelmiştir.
Türkiye’nin toplam ihracatında ileri teknoloji ürünlerin payı yüzde 4,2 iken düşük teknolojili ürünler toplam ihracatın yüzde 35,7’ni kapsamaktadır. Toplam ithalatın yüzde 60’nı yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünler oluşturmaktadır.
Dış ticaret dengesindeki bozulma iç talebi baskılamayı zorunlu hale getirdiği, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi de önemli ölçüde etkilediği için 2012 yılından sonra ekonomik büyüme yüzde 3’lere kadar gerilemiştir.
Artan enerji fiyatları ile ara malı üretiminde yeterli yatırımların yapılamayışının sonucu olarak dış ticaret açığı genişlemiştir. Son iki yılda Türk Lirası yüzde 40’a yakın değer kaybetmesine rağmen dış ticaret açığı kapanmamıştır. Mevcut büyüme hızı ile 2023 yılında 500 milyar ihracat hedefine ulaşmak mümkün değildir.
2002 yılı sonunda 15,5 milyar dolar olan dış ticaret açığı 2014 yılı sonunda 84,5 milyar dolara çıkmıştır. 2003-2014 döneminde Türkiye ekonomisi 771 milyar dolar dış ticaret açığı vermiştir. Bu durum Türkiye’nin uluslararası yatırım pozisyonunun da önemli ölçüde bozulmasına yol açmıştır.
Türkiye ekonomisi yavaşlayan ekonomik büyüme, artan işsizlik ve dış ticaret açığı gibi çok önemli üç önemli sorunla karşı karşıyadır. Ayrıca döviz cinsinden borçlanmış özel sektör de artan döviz fiyatları sebebiyle baskı altındadır.
Yeni ekonomi yönetimi öncelikle üretim ve imalat sanayi odaklı bir ekonomik büyüme modelini hayata geçirerek istihdamda kalıcı bir artış sağlamak zorundadır. Büyüme modelini destekleyecek uygun teşvik sisteminin geliştirilmesine ve yatırım ortamının iyileştirilmesini sağlayacak önlemlere öncelik verilmesi gerekmektedir.
Yeni hükümet ve ekonomi yönetimi tekrar güven ortamını sağlayabilirse, Türkiye ekonomisi son iki yıldır yaşadığı durgunluğu giderecek ve ekonomik istikrar sağlanacaktır. Bu da ülkeye yeniden siyasi istikrarı getirecektir.

Arap Birliği Sekreterinden Türkiye Suçlaması

Ben oldum olası Arapları pek sevmedim. Özellikle 1962 yapımı “Lawrence of Arabia” filmini seyrettikten sonra. Arapların İngilizler ile birlikte olup Osmanlı’yı arkadan hançerlemesini de hiç unutamıyorum.
Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’ya karşı yürütülen Arap ayaklanmasında İngiltere subayı yarbay Thomas Edward Lawrence Türklere karşı Arapları ayaklandırmıştır. Araplar, kendisini Arap ulusal uyanışının öncüsü ve halk kahramanı olarak kabul ederler. Bazı Bedeviler tarafından kendisine Dinamit Emir (Amır Dynaite) lakabı verilmiştir.
Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el Arabi geçen hafta Türkiye’nin Kuzey Irak’ta gerçekleştirdiği hava operasyonlarını kınamıştır. Aynı Arabi Irak ve Suriye’yi devamlı bombalayan ABD ve İngiltere’ye, Filistin’i her gün bombalayan İsrail’e hiç sesini çıkarmamaktadır. Bu kişi gerçekten bir Arap mıdır?
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın 51’nci maddesi çerçevesinde bireysel veya toplu şekilde kendini savunma ve nereden gelirse gelsin tehdidi ortadan kaldırma hakkının olduğunun farkında değil mi? Katar’ın aşağıdaki açıklaması karşısında Katar’ı da kınayacak mı?

“Türkiye’nin terör örgütlerinin tehdidiyle karşı karşıya geldiği sınırdaki Suruç’ta gerçekleşen saldırıların ardından, bu tehditleri ortadan kaldırma ihtiyacı bir an önce hasıl oldu. Özellikle, Suriye rejiminin yıkıcı eylemleri, bu tür örgütlerin yayılmasına, etkin rol oynamasına yol açtı. Bu da uluslararası güvenlik ve barışa tehdit oluşturuyor. Genel Sekreterin açıklaması ise bu hakkı inkar ediyor.”

Sektörde yaşanan bu dönüşüm sektöre yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını da etkilemiştir. Doğrudan yabancı yatırımda rekorların kırıldığı 2006-2007 döneminde Türkiye’ye giren yatırımın önemli bir kısmı bankacılık sektörüne gelmiştir. - para

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

1948 yılında Eskişehir’de doğdum .1970’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdim. Kısa bir süre Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’da çalıştıktan sonra 1972 yılında Eskişehir İTİA İktisat Bölümü’nde akademik kariyere başladım. 1975’te doktor, 1979’da doçent oldum. 1975 – 1976’da İngiltere Sussex Üniversitesi’nde doktora üstü çalışmalar yaptım.

1982 yılında Devlet Planlama Teşkilatı Başbakan Turgut Özal’ın direktifleri doğrultusunda kurulan AET Genel Müdürlüğü’nün (şimdiki AB Bakanlığı) başkanlığını yaptım. 1984 – 1985 döneminde İktisadi Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundum, 1982 – 1985 yılları arasında İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı’na (Nuh Kuşçulu) danışmanlık yaptım. Bu dönemde Türkiye’de Yabancı Sermaye Yatırımları konusunda iki kitabım (biri İngilizce) ile İhracatta Vergi İadesi kitabım İTO tarafından yayınlandı.

1985 yılında Paris’te OECD nezdinde Türkiye Büyükelçiliği’ne Planlama Müşaviri sıfatıyla tayin edildim. Görev yaptığım dönemde Türkiye’yi 4 Komite’de temsil ederek, Türkiye’de kalkınmakta olan bölgeler konusunda OECD’nin önemli bir araştırmasının (Regional Problems and Policies in Turkey) basılmasına katkıda bulundum. 1990 yılında yurda dönüşümde DPT Müsteşar Müşavirliği’ne getirildim. Daha sonra Başbakanlık Başmüşavirliğinde Türkiye ile Türk Cumhuriyetlerinin ekonomik ilişkilerinin gelişmesinde bir model olan “Türk Ödemeler Birliği” kurulması için bir proje geliştirdim.

1991 yılında profesörlüğe atanarak Anadolu Üniversitesi’ne geçtim. Anadolu Üniversitesi’nde Türkiye Ekonomisi, Uluslararası İktisat, Uluslararası Ekonomik Kuruluşlar, Avrupa Birliği, Avrupa Birliği Türkiye İlişkileri , Dış Ticaret Teorisi ve Politikası, Uluslararası Entegrasyonlar derslerini kendi eserlerimi esas alarak yürüttüm. Akademik kariyerimde 23 yüksek lisans, 16 doktora tezi yönettim. Bu öğrencilerim arasında çeşitli üniversitelerde görev yapan çok sayıda profesör, doçent ve yardımcı doçent bulunmaktadır. Üniversite Senato ve Yönetim Kurulu üyeliği yaptım, İktisat Fakültesi Dekanlığım döneminde AÖF kapsamında bulunan tüm iktisat kitaplarının yeni formata göre yazılmasına yazar ve editör olarak katkıda bulundum.

İkinci (1981), Üçüncü (1992) ve Dördüncü (2004) Türkiye İktisat Kongrelerine bildiri sunarak katılan tek öğretim üyesiyim. Dördüncü Türkiye İktisat Kongresi Bilim Komisyonu üyeliği yaparak Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV) Bilim Kurulu Başkanlığı görevinde bulundum. 1996 yılında TOBB Milletlerarası Ticaret Odası (International Chamber of Commerce: ICC) Uluslararası Ticaret ve Yatırım Politikaları Komisyonu’nda (Commission on Trade and Invesment Policy) ICC Türkiye Temsilciliğine getirildim. Son 10 yıldır TOBB ICC IFO World Economic Survey kapsamında her üç ayda Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ile ilgili olarak gönderilen sualnameleri cevaplandıran 12 uzmandan biriyim.

“Uluslararası Ekonomi: Teori ve Politika”, “Türkiye Ekonomisi: Cumhuriyetin İlanından Günümüze Yapısal Değişim”, “Avrupa Birliği”, “Türkiye Avrupa İlişkileri: Bir Çıkmaz Sokak” ve “Uluslararası Kuruluşlar” başlıklı temel ders kitaplarım dahil yayınlanmış 24 kitabım, 300’den fazla makalem, 12 ortak ve 3 çeviri eserim vardır. Beş ders kitabım (642-908 sayfa aralığında) 42 baskı yapmıştır. Tüm üniversitelerde ders kitabı ve yardımcı kitap olarak okutulmaktadır.

Ortak yazarlı bir ders kitabım TÜBA üniversite ders kitapları 2012 yılı telif ve çeviri eser ödülü olmak üzere 6 “bilimsel araştırma ödülüne” sahibim. Diğer araştırma ödüllerim şunlardır: 1984: Enka Vakfı, “Türk Ekonomisinin Dünya Ekonomisine Entegrasyonu,” Bilimsel Araştırma Yarışması Üçüncülük Ödülü, 1982: Türkiye Milli Kültür Vakfı: Teşvik Armağanı, Dal: İktisat, 1981: İktisadi Kalkınma Vakfı, “AET ile İlişkilerimizin Atatürkçü Ekonomik Politika Açısından Değerlendirilmesi,” Behçet Osmanağaoğlu İnceleme Yarışması Birincilik Ödülü, 1979: Pamukbank, “Dışsatımın Özendirilmesinde Ticari Bankalarımızın Yeri” Bilimsel Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü.

ABD ABI Enstitüsü’nün Yılın Eğitimcisi (Man of the Year 2011) ödülü sahibiyim. Özgeçmişim WHO’s WHO Dünya, Asya ve Türkiye baskılarında yer almıştır. (Who's Who in Asia 2012, Asya’da Kim Kimdir 2’nci baskı, 01/11/2011, Who's Who in the World 2011, Dünyada Kim Kimdir, 28’nci baskısı, 03/12/2010, Günümüz Türkiyesi'nde Kim Kimdir, 01/05/2005). Özgeçmişim Turkischer Biographiscer Index/Turkish Biographical Index’te (2004, s.563) yer almıştır. Google Akademik’te 1.070 (05.02.2018) atıfım vardır.

Eskişehir Sanayi Odası, Eskişehir Ticaret Odası, İstanbul Sanayi Odası, Ankara Ticaret Odası, Ankara Sanayi Odası, Kayseri Sanayi Odası, İşveren Dergisi, İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi gibi oda dergilerinde yazılarım yer almıştır. Türkiye’de yayınlanan çok sayıda bilimsel derginin hakem heyetinde yer almaktayım. Ders kitaplarım: 42 baskı yapmış olup 3.884 sayfadır.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. KUR’AN! ALLAH’ın ALLAH’lık Hakkı?! Vefa-Minnet! Kibir? (Enbiya,18)”Allah’a yakıştırdığınız sıfatlardan-yalanlardan dolayı size yazıklar olsun!” KUR’AN’da olmayanları, Kitap’tan-KUR’AN’dan ALLAH’ın sözleriymiş gibi insanlara…

  2. Kadın Konusu-KUR’AN! Öldürülen Kadınlar!? KUR’AN’ın söylediklerine aykırı, erkek egemen bir zihniyetle anlatılan-dayatılan ‘din’; kadınları, bırakın sınıfsal değerlendirmeye tâbi tutmayı (ikinci…

  3. Ramazan-Oruç! Kurban! Hac! Kandiller? Namaz? KUR’AN bu konularda neler söylüyor?! Ramazan, Tanrı’nın Kitabı KUR’AN’ın yeryüzüne inmeye başladığı ay olduğu için…

  • “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    “Adalet” diye gelenlerin ülkeyi getirdiği nokta

    Trabzon’da öğretmenlik yapan  R.G.S, 2005 yılında Başbakanlık tarafından “Yılın Öğretmeni” seçildi. 19 yıl “sahte diploma” ile öğretmenlik yaptığı ortaya çıktı. Suçunu itiraf etti. Yargı beraat […]


  • Suriye’de gerilim artıyor…

    Suriye’de gerilim artıyor…

    Rus savaş uçaklarının Karadeniz’de ABD’ye ait bir İHA’nın düşmesine yol açmasının ardından iki ülke arasında Suriye üzerinde de tansiyon yükseliyor. Suriye’deki ABD’li komutanlardan Alexus Grynkewich, […]


  • İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    İNSAN ÖMRÜNÜ TÜKETEN SİYASET

    Demokrasinin özde, dolaysız değil sözde yaşanır bir hale geldiğini görmek? Heyecan, sevinç, umutlar, yaşanası tüm güzellikler, huzur ve mutluluklar özgürlük hepsi unutulan bir zamanın içinde […]


  • KUR’AN’DA ORUÇ

    KUR’AN’DA ORUÇ

    Sevgili okurlarım! Oruç, önemli bir ibadettir. Onun için sizlere aklımın erdiğince Kuran açısından orucu tarif etmeye çalışacağım.  Oruç, hicretin 2. yılında Şaban ayında BAKARA süresinin […]


  • Ekonomide tarih yazdılar

    Ekonomide tarih yazdılar

    CHP’Lİ BÜLBÜL: GERÇEKTEN EKONOMİDE TARİH YAZDILAR Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, doların 19 lirayı altının gramının ise bin 220 lirayı geçtiğini belirterek, […]


  • GERİSİ TEFERRUAT

    GERİSİ TEFERRUAT

                Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve ‘Millet İttifakı’nın ittifak protokolü YSK’ya sunulmuş bulunuyor.             ‘Emek ve Özgürlük İttifakı’nın da Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığını kabul ettiğini biliyoruz.             Neresinden […]


  • DEPREM-SEL-RAMAZAN

    DEPREM-SEL-RAMAZAN

    Ramazanlarda iftar sofraları otuz kırk kişinin altına düşmezdi. Saatler öncesinden iftar hazırlığına başlanır ve evin gelinleri bütün hünerlerini döktürürlerdi. Mis gibi kokan tarhana çorbasıyla açarlardı […]


  • Kadın Konusu-KUR’AN!

    Kadın Konusu-KUR’AN!

    Öldürülen Kadınlar!? KUR’AN’ın söylediklerine aykırı, erkek egemen bir zihniyetle anlatılan-dayatılan ‘din’; kadınları, bırakın sınıfsal değerlendirmeye tâbi tutmayı (ikinci sınıf gibi) insan yerine bile koymuyor. Maalesef […]


  • Türk’leri Anadolu’ya Çinliler mi sürdü?

    Türk’leri Anadolu’ya Çinliler mi sürdü?

    Çinlilerin Türklerin Anadolu’ya göçüne karıştığını gösteren hiçbir kanıt yoktur. Çinliler ve Türkler yüzyıllar boyunca etkileşim içinde oldular ama Türkleri Anadolu’ya sürecek kadar önemli savaşlar yaşanmadı. […]


  • Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    Ukraynalı kadınlara Avrupa’da fuhuş tuzağı

    GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALAN(SARI SAÇLI MAVİ GÖZLÜ) UKRAYNALI KADINLAR AVRUPA’DA FUHŞA ZORLANIYORMUŞ AB ülkelerinde internette ‘Ukrayna mülteci pornosu’ aramalarında patlama yaşanmaktaymış (1 )  Savaş’tan kaçan […]


  • Almanya’dan vize kolaylığı…

    Almanya’dan vize kolaylığı…

    Bizim için çok önemli ülkelerden birisi olan Almanya’da sıkıntılar bitmiyor. Almanya’da işçi açığı 700 bini aştı. Ülkede 7 yıl sonra 7 milyon işçi açığının olması […]