“Hileli seçim” iddiaları kafaları karıştırıyor…

NECDET BULUZ - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

NECDET BULUZ

Kamuoyunda uzun zamandır iddia edilen bir konu var:
“Bugüne kadar AK Parti, bazı seçim hileleri ile rakiplerinden daha çok oy aldı. 7 Haziran’daki seçimlerde de aynı hilelere başvurulabileceğinden endişe ediyoruz.”
Bu tür iddialar sürecek. Seçim sonrası da gündeme getirilecektir.
Ancak, konu ile ilgili daha önceden de yazdığımız yazılarda vurguladığımız gibi, siyasi partiler, konuyla ilgilenenler oylarına ve sandıklara sahip çıkmak durumundadırlar. Seçim hilelerinin önüne geçilebilmek için yapılması gereken neyse o yapılmalıdır. Sonradan ağlamanın, şikâyet etmenin bir faydasının olmadığını gördük.
İşin ilginç tarafı, seçmenlerin de seçim hilelerinden şikâyet etmesidir. Çeşitli kamuoyu araştırma grupları, yaptıkları anketlerde deneklere “İktidar partisinin seçimlerde hile yaptığına inanıyor musunuz? Seçimler adil yapılıyor mu?” şeklinde sorduğu sorulara deneklerin yüzde 43’ü “Seçimlerin adil olduğuna inanmıyoruz” şeklinde yanıt veriyor. Bu konuda seçmenin kafasının karışı olduğunu da görmekteyiz.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 7 Haziran seçimleri için 15 milyon fazla oy pusulası bastırmış. Bunun ne için bu kadar fazla bastırılmış olduğu da sorgulanıyor. Bu oy pusulaları ile seçim hilelerine başvurulacağına vurgu yapılıyor.
CHP’den bu konuda bir rapor hazırlandı. Kılıçdaroğlu’nun Baş Danışmanı Erdal Aksünger’in hazırladığı bu raporda seçim hilelerinin nasıl işlediği ifade ediliyor. Bazı veriler de paylaşılıyor. YSK’nın verilerinden yola çıkılarak ortaya konulan iddialara kısaca göz atmak istiyoruz:
“YSK yayınladığı 2007, 2009, 2010, 2011, 2014 ve 2015 dönemlerine ait yurtiçi seçmen kütüklerinden oluşturulan sandık seçmen listeleri gelişmiş bir veri tabanında özel bir program ile karşılaştırıldı. Bu yıllarda sandık seçmen listelerine olması gerekenin çok üzerinde seçmenin eklendiği ve/veya düşürüldüğü tespit edildi. 2007 listesinden 6 milyon 168 bin 283 kişinin; 2009’dan 2 milyon 279 bin 383; 2010’dan 2 milyon 373 bin 142, 2011’den 2 milyon 292 bin 82, 2014 yerel seçiminde 2 milyon 306 bin 97 ve 2014 cumhurbaşkanlığı seçiminde de 2 milyon 477 bin 811 kişinin gerekenin üzerinde / fazladan düşürüldüğü tespit edildi. YSK’nın verilerine göre, 1 Temmuz 2014 tarihi itibariyle seçmen sayısının 55 milyon 371 bin 931 kişi olduğu görülüyor. Hâlbuki YSK bu rakamı 52 milyon 894 bin 120 kişi olarak açıklamıştı. Bu durumda listelerden fazladan düşürülen 2 milyon 477 bin 811 seçmenin iradesi 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde sandığa yansımamış olarak görünüyor. 2007 yılından itibaren seçim sonuçlarını doğrudan etkileyebilecek büyüklüklerde “yığma” ve “bindirme” seçmenler olduğu ortaya çıkıyor. “Yığma Seçmenler”; belediyelerin numarataj çalışmasıyla olmayan bir adres yaratmaları ve bu adreslere seçmen kaydetmeleri sonucu oluşturuluyor. “Bindirme” ise var olan bir adrese, orada yaşamayan seçmenlerin kaydedilmeleri sonucu oluşturuluyor. Bu seçmenler gerçekte beyan edilen adreslerde hiç oturmayan sahte seçmenlerdir. 2014 Yerel Seçiminde Ankara başta olmak üzere İstanbul ve diğer birçok şehirde sandık sonuç tutanakları ile YSK’nın açıkladığı sonuçlar arasında ciddi tutarsızlıklar tespit edildi. Usulsüzlük tespit edilenlerden 710 tutanak ‘tutarsız’ bulundu, 1208 pusula mühürsüz çıktı, 922 oy mühürsüz ve geçersiz sayıldı. 2686 pusula mühürlü ve geçersiz, 451 oy ise toplama hatalı çıktı.”
Şimdi ortada bu kadar somut veriler ve iddialar varken, 7 Haziran seçimlerinin de aynı şekilde sonuçlanabileceği ihtimalleri çoğalıyor. Bu nedenle de seçimlerin güven içinde yapılması isteniliyor. Bu konuda en çok görev muhalefet partilerine düşecektir.
Her zaman söylediğimizi yineleyelim:
Oyuna ve sandığa sahip çıkacaksın.
Bu tür hailelerin sonuçları en az yüzde 10-15 gibi etkilediği de ifade ediliyor. Küçümsenmemesi gereken bir rakam ortaya çıkıyor. Bu rakam, nereden bakılırsa bakılsın seçim sonuçlarının ibresini oynatıyor.
Sorun bu kadarla da sınırlı görünmüyor. Örneğin, Doğu ve Güneydoğu’da sandıkların güvenli olduğunu söyleyebilir miyiz? Geçmiş seçimlerde de gördük, terör örgütünün bu bölgelerde tehditle oy topladığı, sandık kaçırdığı haberlerini sıkça duyduk.
Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, yaptığı açıklamada “Güneydoğu’da seçim güvenliği PKK’ya emanet” diyor. Pekin Paşa’nın bu açıklamalarına birçok çevreden de destek geliyor. PKK unsurlarının Güneydoğu’da eskiye göre daha güçlü konumda oldukları ve sandıklarda istedikleri gibi oynayabilecekleri de ifade ediliyor.
Kamuoyu araştırma grupları AK Parti’deki oy kaybını aylardır açıklıyor. İktidar partisi seçimleri kaybetmemek için büyük çaba gösterecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan da partideki erimeyi gördüğü için sahaya çıkmaktan kaçınmıyor. Bir siyasi parti lideri gibi oy istemesi, muhalefete yüklenmesi sanıyoruz bundandır.
Muhalefet partiler ise “AK Parti seçimi kaybetmemek için her türlü hileye başvurmaktan kaçınmayacak kadar gözünü karartı” diyor. 7 Haziran seçimlerini de “kritik eşik” olarak tanımlıyorlar.
Biz, seçimlerin adil biçimde, hilesiz ve tartışılmayacak biçimde yapılması gerektiğini söylüyor ve savunuyoruz. Bütün ihtimallerin de göz önünde bulundurularak önlem alınması kaçınılmaz görünüyor. Sandıklara yansıyan seçmenin hür iradesine de saygı duyulmalıdır. Bu konuda hem hükümet olanların, hem konunun ilgililerinin tarafsız biçimde hareket etmesi, seçimlerin üzerine düşmesi ihtimali olan lekeyi yok edecektir. Konu ile ilgili yazmayı sürdüreceğiz.

Okumaya devam et  1 Kasım Seçimlerinin Değerlendirilmesi…

[email protected]
[email protected]


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir