BAK SEN ŞU BAŞPAPAS’A… (- Papa Franciscus da Genosit Dedi!)

BAK SEN ŞU BAŞPAPAS’A…
(- Papa Franciscus da Genosit Dedi!)

Prof. Dr. Kemal ARI

Sonunda Papa Franciscus da “genosite” dedi, ağzını yaya yaya…
Türkler, yüzyılın ilk büyük soykırımını yapmışlar…
Aldı adam arkasına din gücünü, hay maşallah, “bir dedi, pir dedi”…
Türkiye ne yaptı?
Kem, küm; çektir, çaktır…
Usulen Vatikan’dan Türk elçisi geri çekildi; bir iki laga luga, olay söndü gittii…
Oysa daha çok yeni, Ankara’ya gelip, meşhur sarayı ilk ziyaret eden kişi olduğunda, bizim her biri tarihin koridorlarından çıkmış cengaverlerimiz ellerinde gürz, pala, kalkanla vs. bir anda karşısına çıkınca, meğer adam pek tırsmamış…
Her ne kadar cumhurbaşkanı; “Papa hazretleriyle her konuda mutabıkız” demiş olmakla birlikte, Papa Hazretlerinin Ermeni sorununu ve 1915 olaylarını bir “genosit” olarak gördüğüne de tanıklık ettik…
Allah, Allaahh…
Oysa adam hiç öyle görünmüyordu?
Pek halis, munis bir şey olarak göründü oysa…
Onu elbette kimi diplomatik çevreler, desteklediklerini belirten yorumlar yapmaya başladılar.
Önce Ermenistan destek verdi…
Devlet başkanı, bu sözlerin “Türk Milleti’nin kalbine dokunduğunu umduğunu” söyledi…
Ben de Türk’üm…
Bu söz üzerine elimle kalbimi yokladım; “Yook…”
Dokunamamış baş papas eliyle yüreğime….
Yüreğimde bir isyan var…
Hayır, değil; genocit değil bu olay diye bağırasım var…
Çünkü aklıma aynı zaman diliminde öldürülen masum Türkler geliyor…
Hocalı Katliamı’nda kafa derileri yüzülen, gözleri oyulan, karnı deşilen yüzlerce insan gözümün önünden gitmiyor…
Elbette ölen masum Ermenilere de yüreğim yanıyor, bu ayrı konu.
Bu benim insanlığım…
Ancak, olayın bir yönünü görüp, öteki yönüne bakmamayı adet edinen şaşı bakışlar, beni yeterince tatmin etmiyor…
O nedenle, en azından benim gibi milyonlar olduğunu biliyorum; bu da bir şey…
Ne var ki; kimilerinin bu açıklama çok hoşuna gitmiş ki; başladılar şimdiden yaygaraya içimizden de…
Örneğin, işte Başbakanlık Başdanışmanımız, Etem Mahçupyan; o da deyiverdi olayların bir soykırım olduğunu…
Gördünüz mü, bir de içimizden hem de en tepelerden vurulmuşuz, iyi mi?
Tam bir yaygara…
Hem içten, hem dıştan…
Bunun bir soykırım olduğunu, kabul etmemiz gerektiğini söylemeye başladılar bile…
Gerçi hepimiz kendimizi gayet hoş duygularla Ermeni olarak hissediyoruz da; ah bir de Türk olarak hissedebilsek ve “Yeter be yeter! Sizin adaletinizden ne gördük ki geçmişten şimdi görelim?
Güçlüyüz, gel, gücün yetiyorsa kabul ettir!” diye bir kükreyebilsek…
Şaka bir yana, gerçekten şu genocit uydurması kabak tadı verdi.
Olay yeterince incelenmemiş, tarihçiler kesin kanıtlarını ortaya koyamamış; bu konudaki savlar, bir mahkeme kararına dayandırılamamış; mış da mış da…
Kimsenin dinlediği yok!
Devamlı bastırıyorlar bize:
“Aman, ille de kabul edin, ille de kabul edin!”
Niye edecekmişiz ki?
Genocit kavramının hukuki olarak tanımı ve uluslararası ilişkilerde kabulü İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, 1946’dadır.
Nasıl olacak da, bu tarihte tanımı yapılmış bir kavram, geçmişe, ta 1915 tarihine zaman tünelinden götürülecek de uygulanacak?
Daha basit bir soru:
Kavram, bu tarihte tanımlandığına ve hukuki bir nitelik kazandığına göre; 1915 tarihinde bu kavram ortada yokken ve kimse tarafından bilinmiyorken, bu olayların sorumlusu olan kişiler adını, kapsamını ve boyutlarını bilmedikleri bir kavramla suçlanacak ve bir de mahkum edilecekler?
Kişi; döneminin koşulları içinde değerlendirilir.
Sonradan ortaya çıkacak bir yasa ile, geçmiş nasıl mahkum edilebilir?
Onu da geçtik.
Daha da önemlisi şu:
Geriye zorlama biçimde işletilmek istenen bu kavramla ilgili, hukuki süreç işletilmiş mi?
Yani, her hangi bir mahkemeye olayın tarafları gidip, bir mahkeme kararıyla bunu kayıtlara geçirmişler mi?
En basit bir olayda bile konunun hukuki bir boyut kazanabilmesi için, yargılanması ve bu konuyla ilgili bir yargı kararının olması gerekiyor.
Böyle bir hukuki karar yok.
Neye dayanarak bunu genocit olarak niteleyeceğiz?
Papa’nın sözlerine ya da Ermeni Devlet Başkanı Sarkisyan’ın sözlerine bakarak mı?
Bir de; her şeyi bıraktık, tarihten kaçmak ne?
Eğer, gerçekten bir genocit/ soykırım yapıldığına inanıyorsanız, bırakın uluslararası bir kurul oluşturularak tarihçiler bunu enine konuna ele alsın, bütün her yönüyle konu irdelensin…
Sonra da bu veriler ışığında örneğin Lahey Adalet Divanı’na ülkeler gidebilir ya da uluslararası bir mahkeme kurularak, konu enine boyuna irdelenir…
Önce şeklen bakılır:
Bir kural, geçmişe dönük olarak işletilebilir mi?
Bu yasal mıdır?
Bu yapılabiliyorsa, kavramdan hiç haberi olmayan kişiler, bilmedikleri şeyden dolayı suçlanabilirler mi?
Bunun sınırı ne?
Bu yapılırsa, çok daha eskilere gidilerek, binlerce soykırım tespiti yapmak gerekmez mi?
Aklı azıcık çalışanlar bunun derhal bir deli saçması olduğunu anlarlar.
Çünkü, gerçekten deli saçması…
“Kabul et, kabul et!”
“Evet de niçin, nasıl?. Ölüp gitmiş insanlar kendini nasıl savunacaklar? Hani savunma kutsal bir haktı? Savunma olmadan, hatta mahkeme kararı da olmadan birini ya da bir toplumu suçlu ilan etmek ne?
Evrensel insan haklarına, temel hukuk kurallarına uygun mudur bu?
Bunların hiç yanıtı yok, hiç.
Koskocaman bir boşluk…
Ya bizdeki sessizlik?
Anlaşılabilir gibi değil.
Ama ben anlıyorum:
Türk Milleti yok ya!
Eh, millet yoksa, biz etnik topluluklardan bir araya gelmiş kalabalıklar isek; bunu da yeni Osmanlıcılık olarak görüyor ve kendimize anlatmakla yetiniyorsak…
Milli olmayan bir yapıdan niçin milli bir tepki bekliyoruz ki?
Allah şaşırtmış bir kere…
Derhal, şaşırmışlıktan sıyrılma zamanı…
Çıplak göz bunu görüyor:
Çünkü beyler, gerçekten “Kral Çıplak!”

Kemal Arı, 15.04.2015

 

 

Haberi paylaşın
Prof. Dr. Kemal ARI - vatikan

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. Tek ve vazgeçilmez insanların olduğu yer Sultanlıktır… *** Aynısı AKP’de var zaten… *** Hayranlık güzeldir ama sürü psikolojisinin de temel…

  2. Sevgili Erdoğan çok ağır yazmışsınız,keşke beni yakından tanıyabilseydiniz.Ben dededen,babadan CHP liyim,ama artık yeter sanki sadece muhalefet yapmak için oturmuş o…

  3. ALLAH-TANRI; Kitabı KUR’AN! Ve, Akıl!? (1) (Yunus,34)”Allah! Yaratışı başlatır, sonra onu çevirip yeniden yaratır-her şeyi yoktan var eden ve sonra…

  4. Eleştirdiğiniz kısımları belirtmeniz tek tek güzel bir şey ama kanıta dair herhangi bir şey göremiyorum ayetlerini ve surelerini yazarsanız çok…

  • “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    Kıbrıs’ta sular durulmuyor. Kıbrıslı Rumlar AB’nin desteği ile iyice şımardı. Önemli haklar elde etmeye çalışıyor. Ancak karşılarında KKTC’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı buluyorlar. Tatar, hiç taviz […]


  • Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 78’inci Genel Kurulu görüşmeleri bu yıl geçmişlerden farklı ve yeni bir dönemin başlayacağının habercisi konumunda zira 2023 yılında dünya […]


  • Altın Koza’ya Altın Program

    Altın Koza’ya Altın Program

    30. yılını kutlayan Adana Altın Koza Film Festivali’nin 18-24 Eylül tarihleri arasında Esas 01 Burda AVM, Cinema Pink salonlarında gösterime sunulacak uluslararası programı; Berlin, Cannes, […]


  • Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan, Rus göçü, Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşa daha fazla vatandaşın katılmasını gerektiren kısmi seferberlik kararından sonra […]


  • BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    Son aylarda birbiri ardı sıra gündeme gelen uluslararası kongreler ve toplantılar sürüp giderken ,bugünkü dünya siyaseti normal koşulların ötesinde gelişmeler göstermektedir .Ülkeler ve devletler arası […]


  • SADAKA

    SADAKA

    Bir dakika durup düşünün, ne kadar aşağılayıcı bir durum içindeyiz bu günlerde. Emekli vatandaşların emekli maaşlarına 3 liramı verelim yoksa 5 liramı verelim konusu, bütün […]


  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu görüşmelerine  katılmak için  New York’a  gitmeden  önce Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB ile yolları ayırabiliriz” diyerek önemli bir açıklamada bulunmuştur: ”Avrupa Birliği, […]


  • BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    Enflasyon altında ezilen yurttaş bütçeyi de finanse etti. Merkezi yönetim bütçe sonuçlarına göre yılın ilk sekiz ayında başta ÖTV ve KDV’de olmak üzere vergi gelirlerinde […]


  • O YILLAR

    O YILLAR

    O YILLAR                 HÜSEYİN MÜMTAZ                 Biz eskidik ama yazılar hiç eskimiyor galiba…                 Tam on yıl önce, Falih Rıfkı Atay’dan şu kısa alıntıyı yapmışız; […]


  • Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Halkımız aptal değil, tehlikenin farkında. Yıllardır „sivil işgal kuvvetleri“ ülkemize dolduruluyor. „Barış süreci“ diye, binlerce PKK askeri, davul-zurna eşliğinde silâhları ile birlikte ülkemize sokuldu. Onları […]


  • Siyasette “aptal sözcüğü”

    Siyasette “aptal sözcüğü”

    Sosyal medyada aptal sözcüğünün çok sık kullanıldığını görmüşünüzdür. Siyasi ya da ideolojik tartışmayı aptalsın, akıllısın gibi yere indirgemek, aslında “entelektüel yeteneğin” sınırlı olduğuna işaret eder, […]


  • ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ÇEDES PROJESİ İLE AKP KARŞI DEVRİM’İNİN ŞEYHÜLİSLAMLIK AYAĞI DA KURULMUŞ OLUYOR Çağdaş bir devlet yurttaşlarına din dayatmaz. DİB bütçeden aldığı bakanlıklar üstü ödenek ile toplumun […]


  • GANİRE PASHAYEVANIN AZİZ HATIRASINA…

    GANİRE PASHAYEVANIN AZİZ HATIRASINA…

    Ganire Pashayevayı yoksunluk duyguları ve büyük bir üzüntü ile toprağa verdik… Eğer o benim soydaşım, kardeşim ise onun ölümünü sorgulamak, şüphe ile yaklaşmak, bir istihbarat […]


  • Hazır giyimciler de sıkıntıda…

    Hazır giyimciler de sıkıntıda…

    Ekonomik sıkıntılar ve artan enflasyon hazır giyimi de vurdu. Yapılan açıklamalarda maliyetler ve kur arasındaki makasın açılmasının sektörü etkilediğine vurgu yapıldı. Türk hazır giyim ve […]


  • Beklentiler Boşa Çıktı

    Beklentiler Boşa Çıktı

    Prof. Dr. Ata Atun Rumlar, yıllardır arkalarını Hristiyan birliği olan batılı emperyalist güçlere dayayıp, BM’den Kıbrıs konusunda, insanlık dışı ve akıl almaz kararları çıkarttırmayı başarmışlardı. […]


  • Turizmde tanıtım hamlesi…

    Turizmde tanıtım hamlesi…

    Turizmde bütün çabamız istikrarı yakalamak ve liderliğe oturmak.. Bunun kolay olmayacağı biliniyor. Tanıtım faaliyetlerine ağırlık verilecek. Turizm demek, tanıtım demektir. Bunu iyi yapabilirsek önümüze hiçbir […]


  • İklim değişikliği göçleri hızlandırdı…

    İklim değişikliği göçleri hızlandırdı…

    İklim değişikliği ve artan küresel sıcaklıklar dünyanın pek çok bölgesinde çeşitli doğal afetlerin yaşanmasına yol açıyor. Afetler ve aşırı hava olaylarının yıkıcı sonuçları ise insanları […]


  • “Kışın Çinli turist bekliyoruz…

    “Kışın Çinli turist bekliyoruz…

    Başlığı okuduğunuzda şaşırdığınızı görür gibiyiz. Kış aylarında turist gelir mi? Bir de bu Çinli turist olursa. Nevşehir Turist Rehberleri Odası (NERO) Başkanı Özay Onur, Covid-19 […]


  • Japon uzmandan İzmir için deprem uyarısı…

    Japon uzmandan İzmir için deprem uyarısı…

    Hep yazıyor ve uyarıyoruz: Tülrkiye deprem kuşağında bir ülke. Özellikle deprem beklenen yerlerde gereken tedbirlerin alınması gerekiyor. Bu konuda yerli ve yabancı uzmanlar sürekli uyarılarda […]


  • Keşke mafya birkaç kişi olsaydı

    Keşke mafya birkaç kişi olsaydı

    Bülent ESİNOĞLU Piyasa ekonomisinin anlayış kökleri; bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler olduğunu hatırlatalım. Bu anlayışın günümüz uygulaması, servet sınıfının önündeki tüm “kuralları kaldırın” şeklinde yaşanır. Kuralların […]



Posted

in

by