EŞEK, DELİK/DEŞİK VE DUVAR

EŞEK, DELİK/DEŞİK VE DUVAR - bulgaristan schengene girmek icin turkiye sinirina duvar

bulgaristan-schengene-girmek-icin-turkiye-sinirina-duvar-oruyor,DXLB40xIH0eWzEviNU73QQ

EŞEK, DELİK/DEŞİK VE DUVAR

HÜSEYİN MÜMTAZ

 

Yazının ekindeki fotoğrafa iyi bak ey okuyucu.. Bu fotoğraf 2015 baharında Türkiye ile Avrupa arasındaki “üst düzey” ilişkinin, “yakın işbirliği”nin kapak fotoğrafıdır.

“Duvar” fotoğrafıdır.

Bulgaristan kaçakların topraklarına girişini engellemek için Türkiye ile sınırına inşa ettiği duvarı uzatma kararı almış.

Bulgaristan Kasım 2013’te Türkiye ile sınırına inşa etmeye başladığı ve 32 kilometrelik ilk bölümünü geçen eylül ayında tamamladığı duvarı, sınırın 160 kilometrelik bölümüne daha uzatmaya karar vermiş. Kaçaklar sadece duvarla engellenmeyecek, her 100 metrede bir de sınır muhafızı olacakmış. Sınıra yerleştirilecek ek görevliler, sensörler ve diğer teknik bariyerler sayesinde güvenlik seviyesinin artırılması da plan dahilinde imiş.

Çorbada tuzu olanlar, sebep olanlar, emeği geçenler artık kına yakabilirler.

Soğuk savaş dönemini neden özlediğimi anlamayanlar fotoğrafa iyi baksınlar. O dönemde “duvar” Berlin’de idi. Şimdi ise Yunanistan’ın sınıra kazdığı hendekle beraber düşünüldüğünde Bulgaristan’ın bu “duvar”ı, aslında AB ile aramıza çekilmiş bir modern “Çin Seddi” oluyor.

Trakya’daki AB sınırımız 472 kilometredir. Suriye sınırımız 877, Irak sınırımız ise 378 kilometre..

Bu toplam 1255 kilometrelik güney sınırı, Özal-Baba Bush zamanından beri müttefiklerimizin de özenli gayretleriyle delik/deşik bir yolgeçen hanı şeklindedir.

(

Memleketin en uzak köşesinde bile sokaklar Suriyeli Arap dilencilerle doludur. Rastladıklarımla konuştum, aralarında hiç (iyi ki de) Türk/men yok..

Biz 1255’i açmışız/kapayamamışız, eloğlu 472 kilometreye sahip çıkıyor, neden kızıyoruz ki?

AB’nin telaşı ve çabası, havanın ısınmasıyla beraber Yunanistan ve Bulgaristan kanalıyla göç etmek isteyenlerin sayısında büyük bir artış yaşanmasının beklenmesiymiş.

Geçtiğimiz yıl Avrupa’ya karadan ve denizden 200 binden fazla mültecinin geçtiği; buna kaçak yolla geçip, tespit edilemeyen mülteci sayısının dahil olmadığı belirtiliyor.

Okumaya devam et  Cnn Türk Gündem Özel 30 Ekim 2016 | Musul Meselesi | Mustafa Budak, Sinan Meydan | Tek Parça

Türkiye’nin “misafir” ettiği brüt 3 milyon, net 2 milyon Suriyeli sığınmacı yanında ne kadar gülünç bir rakam, değil mi?

Batı, yâni AB ile sınır problemlerimiz sadece bu kadar değil..

Ergin Yıldızoğlu; “AKP Türkiyesi’nin liderliği Osmanlı mirasının aslında bir avantaj değil bir yük olduğunu bir türlü anlayamadığı için, tüm bu gelişmeler içinde bölgede liderlik etme hayalinin hızla yok olması karşısında ne yapacağını bilemiyor. Dış politikası tam anlamıyla iflas etmiş, olayların arasından koşmak, Sünni-Şii çatışmasının içine sürüklenmek durumunda” diyor.

“Türkiye dış politikasının ‘stratejik sığlığı’ onu başkalarının gerçek stratejik derinliklerinde boğulmaya doğru sürüklüyor” diye de devam ediyor….

Boğulduğumuz yer, Ege….

“Başkumandan” Mustafa Kemal’in, “ordulara” Akdeniz yolunda ilk hedef olarak gösterdiği EGE..

Yunanistan’ın yeni Savunma Bakanı’nın; “Yunan denizidir” dediği EGE..

Borç alabilmek için kapı kapı dolaşan Çipras’ın Savunma Bakanı Kammenos, muhalefeti kızdıran 500 milyon Euro’luk yeni uçak anlaşmasını, “Türklerin Ege’de uçak uçurmalarına izin mi verseydik?” sözleriyle savunuyor.

Yâni Yunanistan EGE’nin hem sularını ve hem de havasını sahipleniyor.

Geçen günkü yazımızda; Muğla ve Aydın vilayetlerinin hemen karşısındaki “Koyun, Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizcik, Bulamaç, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardacık, Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi, Koufonisi ve Venedik kayalıkları”ndan bahsetmiştik. (“EŞME RUHU/ÇEŞME RUHU”. 30 Mart 2015)

Türkiye’nin Savunma Bakanı diyordu ki;

“Ege adalarıyla ilgili, Lozan Barış Antlaşması 12’nci maddesi ve Paris Barış Antlaşması madde 14 hükümleriyle egemenliği devredilenler dışında hiçbir adanın egemenliği antlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiştir. Bu ada, adacık ve kayalıkların egemenliği Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne halefiyet yoluyla intikal etmiştir. Hukuken, EGAYDAAK Türkiye Cumhuriyeti’nin hâkimiyetindedir. Antlaşmalarla gerçekleştirilen bu düzenlemeye karşılık EGAYDAAK’ların bir kısmı üzerinde, başından beri ama ta Osmanlı’dan bugüne gelinceye kadar bir Yunanistan’ın fiilî uygulamaları vardır. Ancak fiilî devlet uygulamaları onların yasal, hukuki statülerini değiştirmez. Bu, uluslararası mahkemelerin de vermiş olduğu karardır. Dolayısıyla, bu durumda EGAYDAAK’lar hukuken Türkiye Cumhuriyeti egemenliğindedir. EGAYDAAK’ların üzerindeki mevcut olan fiilî Yunan uygulamaları hukuki statüyü değiştirmez”.

Okumaya devam et  Uğur Mumcu’yu anıyoruz

Yâni vatandaşın anlayacağı dile çevirecek olursak; “Fiili Yunan uygulamaları, oldu/bittileri, emrivakileri; mevcut hukuki durumu değiştirmez”.

Değiştirmiyordu ama Türk vatandaşları “Koyun, Keçi, Eşek, Bulamaç, Koçbaba adacıklarına” bir türlü gidemiyorlardı ve bakan ve devlet ve millet bir şey yapamıyordu..

Parmağını oynat(a)mıyordu.

Bakanın bu açıklamasından sonra bir gelişme daha oldu.

Rahmi Turan’dan öğrendiğimize göre kendisini arayan Genelkurmay yetkilisi Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü; “Ege’de, mevcut egemenlik antlaşmalarıyla Yunanlılara devredilmemiş olan ada, adacık ve kayalıklara ilişkin ihlallerin Genelkurmay tarafından titizlikle takip edildiğini ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görüşleriyle birlikte Dışişleri Bakanlığına bildirildiğini” ifade etmiş.

Yâni Tuğgeneral de (aynı Savunma Bakanı gibi) “mevcut egemenlik antlaşmalarıyla Yunanlılara devredilmemiş olan ada, adacık ve kayalıklara ilişkin ihlaller olduğunu” kabul ediyor.

Ediyor da ne yapıyor?

“Dışişleri Bakanlığına bildirdik” diyor.

Bence “yanlış” işte burada..

Dışişleri Bakanlığı yerine keşke, Mardin Mazıdağı PKK kamp/depolarına baskın olayındaki “valilik oluruna istinaden” örneğinde olduğu gibi Muğla ve Aydın Valiliklerine başvursalar, şikâyetlerini o makamlara yapsalardı.

Belki daha kolay çözülürdü mesele..

Siz siz olun “EGAYDAAK” (EGE’DE ANLAŞMALARLA YUNANLILARA DEVREDİLMEMİŞ ADA, ADACIK, KAYALIKLAR) kısaltmasını unutmayın..

Aklınızın, zihninizin, fikrinizin bir köşesinde bulunsun..8 Nisan 2015

 

57’İNCİ ALAY HER YERDE

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir