Cemil Çiçek: “Bakanlık işlevsiz hale geliyor”

AB Bakanı ve Baş müzakereci Volkan Bozkır KPK’da yaptığı konuşmada Türkiye'nin geçen 52 yıldır ne kadar kararlı ve sabırlı olduğunu dile getirmiş ve "Bizim için ekonomik açıdan elzem olmamasına rağmen bu ilişkiyi sürdürmek, Türkiye'yi insan hakları, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerde, çevre, gıda güvenliği, sosyal haklar ve başlıkları içeren tüm konularda AB seviyesine getirmek arzusudur" demiştir. - 7593

Geçen hafta Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun (KPK) 76’ncı Toplantısı’nın açılışında konuşan Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Ankara Anlaşması’nın üzerinden 52 yıl geçtiğini ve bu tarihin bile Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği sorununun geçici bir heves olmadığını şöyle ifade etmiştir:
“Türkiye 52 yıl bu işin peşinde koşup da üye olamadıysa gündeminizde çok önemli konular var sanırım. Biz kendi üzerimize düşen eksiklikleri giderelim ama AB’nin de kendi eksikliklerini gözden geçirmesine ihtiyaç var. AB’ye ne kadar önem verdiğimizi göstermek bakımından müstakil bir bakanlık da kurduk ama bakanlık da neredeyse işlevsiz bir hale geliyor.”

Türkiye’nin müzakere yapan bir ülke olmasına rağmen müzakere yapacak bir başlık bulamadığını açıklayan Çiçek, bunca zamandır tahmin edilebilecek sebeplerden dolayı başlıkların açılmadığını ve çabalardan bir sonuç elde edilemediğinden dolayı “halk desteğinin büyük ölçüde azaldığını” söylemiştir.
Ben aynı görüşte değilim.
Çünkü Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi EDAM’ın TNS aracılığıyla Türkiye çapında yaptırmış olduğu kamuoyu araştırmasına göre, (Türkiye’de Dış Politika Ve Kamuoyu Anketleri 2015/2) Türkiye’nin daha güçlü bir ekonomi ve dış politikaya sahip olmak için Avrupa Birliği’yle işbirliği yapması gerekiyor.
1 Ocak- 15 Şubat 2015 tarihleri arasında, Türkiye’de yaşayan seçmenleri temsil eden 1500 kişilik bir örneklemle Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Manisa, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kırklareli, Konya, İçel, Samsun, Zonguldak, Denizli, Malatya illerinde yürütülen kamuoyu araştırmasında katılanlara, daha güçlü bir ekonomi ve dış politikaya sahip olmak için, sizce, Türkiye’nin işbirliği yapması gereken ülke/ülke gruplarının hangisi olması gerektiği sorulmuştur.

“Daha güçlü bir ekonomi ve dış politikaya sahip olmak için, sizce, Türkiye okuyacağım ülke veya ülke gruplarından hangisiyle ilişkileri güçlendirmelidir?” sorusuna araştırmaya katılanların yüzde 23’ü, Türkiye için işbirliği yapılması gereken ülke/ülke grubunun Avrupa Birliği olduğunu belirtmiştir. İkinci sırada gelen Arap ülkeleri cevabını verenlerin oranı sadece yüzde 11 olmuştur.
Görüşülen kişilerin yüzde 9’u Rusya, yüzde 8’i ABD ve yüzde 7’si de Çin derken, yüzde 8’lik bir kesimse diğer ülkelerle işbirliği yapılmasını tercih ettiğini belirtmiştir. Yüzde 11’lik bir seçmen kitlesi sayılan ülkelerin hiçbiriyle işbirliği yapılmaması gerektiğini savunurken, seçmenlerin dörtte birinin bu soruya cevap vermemesi dikkat çekmiştir.
Araştırma sonuçları Türkiye’nin işbirliği yapması istenen ülke/ülke grupları konusunda parti tabanları arasında anlamlı farklılıklar ve benzerlikler olduğunu da göstermektedir.
Kamuoyunun genelinde yüzde 23 oranında belirtilen Avrupa Birliği, bütün parti tabanlarının da birinci tercihi olarak ön plana çıkmıştır. Avrupa Birliği’yle işbirliği yapılmasını isteyenlerin oranı ankete katılan CHP seçmenleri arasında yüzde 29 iken, bu oran ankete katılan HDP seçmenlerinde yüzde 26 oranındadır.
Ankete katılanlar arasında Avrupa Birliği’yle işbirliği yapılması konusuna en soğuk yaklaşanlar, AKP (yüzde 21) ve MHP (yüzde 20) seçmenleridir. Ancak bu iki parti tabanında da Avrupa Birliği birinci tercihtir.
Avrupa Birliği konusundaki bu görüş ortaklığına karşılık, Arap ülkelerini işbirliği yapılabilecek ortaklar arasında görenler konusunda parti tabanları arasında önemli farklılıklar vardır.
AKP seçmenleri arasında Arap ülkelerini “daha güçlü bir ekonomi ve dış politika için” işbirliği yapılabilecek ülke grubu olarak görenlerin oranı yüzde 17’dir. Bu oran CHP seçmenleri arasında bu seçeneği seçenlerin oranının neredeyse 8 katıdır. MHP seçmenlerinin yüzde 12’lik oranı, parti tabanının Arap ülkelerine daha sıcak yaklaştığını gösterirken HDP seçmenleri arasında bu seçeneği tercih ettiğini söyleyenlerin oranı yüzde 6’dır.
Parti tabanları arasında görüş farklılaşmasının açıkça görüldüğü başka bir yer de ABD seçeneğidir.
Kamuoyunun yüzde 8’i ABD işbirliği yapılması istenen ülke/ülke grupları arasında birinci sıradadır. AKP, CHP ve MHP seçmenleri arasında bu cevabı verenlerin oranı çok farklılaşmaz ve yüzde 5 ile yüzde 9 arasında değişirken, HDP seçmenleri için ABD’nin iyi bir alternatif olduğu görülmektedir. HDP’ye oy vereceğini belirtenlerin yüzde 15’i ABD’yle işbirliği yapılması gerektiğini savunmuştur. HDP seçmenleri arasında Rusya da diğer parti tabanlarına göre daha yüksek oranda belirtilmiştir.
Aynı soru EDAM tarafından bir dış politika uzmanlar paneline yöneltildiğinde, 75 uzmanın yüzde 73’ü birinci tercih olarak Avrupa Birliği cevabı vermiştir. İkinci sırada yüzde 17’lik oranla ABD gelirken, Rusya, Çin ve Arap ülkelerini “güçlü bir ekonomi ve dış politika için” işbirliği yapılması gereken ülke/ülke grubu olarak gören uzman ise neredeyse yoktur. Uzmanlar çalışmasına 75 uzman katılmış (biri benim) ve araştırma çalışması Infakto RW tarafından yürütülmüştür.
Uzmanlar arasında sayılan ülkelerin hiçbiriyle işbirliğine gidilmemesi gerektiğini düşünen kimse olmaması üzerinde durulmaya değer.

Okumaya devam et  Gümrük Birliği Türkiye’ye Yaradı

AB Bakanı ve Baş müzakereci Volkan Bozkır KPK’da yaptığı konuşmada Türkiye’nin geçen 52 yıldır ne kadar kararlı ve sabırlı olduğunu dile getirmiş ve “Bizim için ekonomik açıdan elzem olmamasına rağmen bu ilişkiyi sürdürmek, Türkiye’yi insan hakları, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerde, çevre, gıda güvenliği, sosyal haklar ve başlıkları içeren tüm konularda AB seviyesine getirmek arzusudur” demiştir.

Bakan Bozkır’ın “Bizim için ekonomik açıdan elzem olmamasına rağmen bu ilişkiyi sürdürmek” görüşüne katılmak mümkün değildir. Bir AB uzmanı olarak Avrupa Birliği’ne gümrük birliği olmazsa ihracat acaba mümkün olabilir miydi diye kendisine sormak gerekir.

Sorunun cevabı aşağıdaki tablodadır.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir