NECDET BULUZ
7 Haziran’da yapılacak genel seçimlere Türkiye’nin geleceği açısından önemli olarak bakılıyor. İktidar Partisi’nin koltuğu kaybedeceğine inanlar da çoğalıyor. Son yapılan kamuoyu araştırmaları, AK Parti’deki erimeyi gözler önüne seriyor. Bu da, iktidar partisinden kurtulmak isteyenlerde heyecan yaratıyor.
Geçmişte, iktidar partilerinin iyi muhalefet yapanlarca yıpratıldığını, muhalefetin yeni projelerle meydana inmesi ile iktidarları yıprattığına çok şahit olmuşuzdur. Muhalefet her zaman kamuoyuna yeni heyecanlar vermiş, umut olmuştur. Bugün, AK Parti’nin oy kaybetmesi karşısındaki muhalefetin güçlü olmasından çok, kendi iç hatalarından kaynaklandığını görmekteyiz.
Muhalefet partileri henüz sahaya inmedi. Seçimlere yaklaşırken, muhalefetin ortaya koyacağı performans ve kamuoyu üzerinde oluşturacağı etki, AK Parti’nin oy kaybında daha da etkili olacağını gösteriyor. BU nedenle, muhalefetin çalışmalarını da önemsemek gerekiyor.
Her ne kadar Başbakan Davutoğlu ve kurmayları yaptıkları açıklamalarda partilerinin oy kaybının olmadığını vurgulayıp “Oyumuz şu an iç yüzde 48-52 bandında bulunuyor” diyorlarsa da muhalefet partileri buna inanmıyor. CHP kanadından yapılan açıklamada AK Parti’nin oyu yüzde 38’lerde gösteriliyor.
Tarafsız bazı kamuoyu araştırma grupları da yaptıkları araştırmaları kamuoyu ile paylaşıyor. Bugüne kadar bunların ortalamasında AK Parti’nin yüzde 10 kadar oy kaybetmekte olduğunu görüyoruz. Özetle, iktidar partisinin oylarında bir erime bulunuyor.
Peki, ama iktidar partisi neden böylesine oy kaybediyor ve yere çakılıyor? Kısaca buna bakalım:
AK Parti 2002 yılında iktidara gelmeden önce özellikle şu üç noktada kamuoyuna güven vermeye çalışıyordu. Bunlardan birisi yolsuzluk, ikincisi yoksulluk, üçüncüsü de yasaklardı. Hatta propagandalarda bunu “3 Y” olarak da sunuyorlardı.
Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla savaşmayı vaat eden AK Parti bilindiği gibi iktidara taşındı. Bir süre bu vaatleri yerine getirme mücadelesi de verildi. Ancak, daha sonra iplerin koptuğunu gördük.
İşte bu noktada AK Parti oy kaybetmeye başladı.
İktidar partisini yıpratan başka nedenler yok mu? Hiç kuşkusuz var. Ancak, bugün kamuoyu daha çok bu “3 Y” ile ilgileniyor. Teferruata pek bakan olmuyor.
Zaten bazı kamuoyu araştırma grupları da yaptıkları araştırmalarda deneklere iktidar partisinin yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadelede başarılı olup olmadığı sorularını da yöneltiyorlar. Alınan yanıtlara bakılacak olursa kamuoyu, hatta AK Parti tabanının yüzde 67’si iktidar partisinin yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadelesinde başarılı olmadığını söylüyor.
Kamuoyunda oluşan bu görüş, iktidar partisine güveni sarsmaya başlamış bulunuyor. Tabanda bile bu sıkıntının yaşandığını görmekteyiz. Kamuoyu araştırmalarında da AK Parti’ye daha önce oy vermiş olanların şimdi oy vermeyeceklerini söylemeleri de önemsenmelidir.
Şimdiye bakıyoruz:
AK Parti için yolsuzluk iddiaları havalarda uçuşuyor. Bakanlar Yüce Divan’a gönderilmek isteniliyor. Yandaşlara kıyak çekildiği iddia ediliyor. Yoksullukla mücadele sınıfta kalınmış görünüyor. Yasaklarla mücadele yerine, daha yasaklayıcı kanunlar çıkarılıyor. Bir polis devleti görüntüsü yaygınlaşıyor. Yargıya siyasi müdahalenin ağırlaştığı ifade ediliyor.
Özetlemek gerekirse AK Parti iktidara gelmeden önce ortaya koyduğu yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele yerine bugün bunların tam tersinin yaşanmasına zemin hazırladığı görülüyor. Bu da seçmen üzerinde etkili oluyor. Hatta daha önce “ 3 Y” ile mücadele konusunda iktidara destek verenlerin bile bugün bu desteği keseceklerini söylemeye başladıklarını da duymaktayız.
Yazımızın başında da değindiğimiz gibi iktidar partisinin oy kaybetmesinde başka etkenler de rol oynuyor. Bunlara enine boyuna girmek istemiyoruz. Ancak, asıl nedenin daha önce vaat edilen ve mücadele edildiği “3 Y” olduğunun altını çizelim. Kamuoyu daha çok bunlarla ilgileniyor.
Bir de şunu söylemeliyiz:
AK Parti’yi bugüne kadar iktidarda tutan, iyiye giden, sarsılmayan ekonomimiz olmuştur. Dünya ekonomileri sarsıntı yaşarken, bizim ekonomimiz dimdik ayakta durmuştur. Ancak, bugün “yıkılmaz” denilen ekonomimiz deprem yaşıyor. Dolar’daki artış önlenemiyor. Pahalılık ve buna bağlı enflasyon rakamları yükseliyor. İşsizlik had safhaya dayanmış durumda. Yokluk ve yoksulluk da buna bağlı olarak giderek artış gösteriyor. Ekonomimiz daha da kötüye gider ve bazı konular kontrol altına alınamaz ise bütün bu olumsuzlukların faturası da iktidar partisine kesilecektir.
Çünkü ekonomimizdeki olumsuzluklar sürer ve daha dar boğaza girersek bu durum sandığa iktidar partisi için olumsuz yansıyacaktır.
İşte bütün bu nedenlerden dolayı 7 Haziran seçimleri gerçek anlamda önem kazanmış oluyor.
Bir yanıt yazın