TÜRKİYE, MISIR VE SUUDİ ARABİSTAN GÖRÜŞMELERİ

Mekke'nin yukarıdan panoramik görünüşü, Suudi Arabistan
Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Pazar günü Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin Suudi Arabistan’da Kral Selman’a ziyaretlerinin;
ABD’nin Ortadoğu’da Terörle Mücadele Stratejisi çerçevesinde değerlendirmesi gerekiyor.
 
Bu strateji; ABD’nin İsrail’in güvenliğine yönelik taahhüdü çerçevesinde,
İsrail ile Filistinliler arasında sağlanacak iki devletli barış anlaşmasının desteklenmesi,
İran’ın nükleer silah ele geçirmesinin önlenmesi,
ABD’nin kendisini de tehdit eden İslamcı teröristlerle Suriye’de ve Irak’taki mücadelesinde, ön cephedeki ortaklarını destekleyerek bölgede kök salmış aşırılık ideolojisi ile mezhepsel ve siyasi ayrılıklarla da uğraşarak yok etme esaslarına dayanıyor.
 
*
Ortadoğu’da Terörle Mücadele Stratejisi birçok özel koşulda sağlanıyor.
Bir:  İsrail ve Filistin Devleti arasında İsrail’in Yahudi devleti olarak tanınmasını esas alan barış anlaşması için taraflara destek veriliyor. 
İki:  Suriye’de herhangi bir rejim değişikliğinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığının anlaşılmasıyla rejim gücü Sünni güçle dengeleniyor.. 
Üç:  Irak’ta Kürtlerin ve Sünnilerin Şii’leri dengeleyecek bir karşı ağırlık oluşturmasına çalışılıyor.
Dört:İran’ın nükleer programı ile ilgili  yürüttülen müzakerelerden olumlu sonuç çıkarmaya gayret ediliyor.
 
*
Suriye’de rejim gücünün, Irak’ta Sünni ve Kürt güçlerinin  Şiilere karşı dengelenmesi işi;
Osmanlı hülyasına dalmış Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayesinde, Türkiye’de “Suriye muhalefeti” adı altında kurulan bütün örgütlerin militanlarının  hükümetin kanatları altında eğitilmesi, barındırılması, silahlandırılarak Türk askeri teşkilatının bir bölümü haline getirilmesinden başlıyor.
Hepsi Cihatçı ya da o temayülde olan militanlar Türkiye’ye, ABD’nin tasarrufunda Suudi Arabistan ve Katar’ın önderliğinde dünyanın çeşitli ülkelerinden getiriliyor.
Sonra CIA ve MOSSAD’a bağlı komutanların idaresinde IŞİD ve diğer terör örgütlerine katılınıyor. 
Alanda, tâ ki terörle mücadele sonunda hepsi yokedilinceye kadar ABD ve İsrail’in hedefleri, işte Suriye’de rejim gücünün, Irak’ta ise Sünni ve Kürt güçlerinin  Şiilere karşı dengelenmesi ya da mesela, İslamın tarihi köklerinden koparılması ya da İslamofobi oluşturmak gibi hizmetler doğrultusunda savaşıyorlar.
 
*
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ise ABD ve İsrail’in desteğinde Müslüman Kardeşler örgütünün tüm faaliyetlerini yasaklamıştır.
Diğer Arap ülkelerinde de yasaklatmaya çalışırken, İsrail’ de HAMAS örgütünü de terör örgütü olarak ilan etmiş bulunuyor.
Ama bir taraftan da Sina yarımadasında IŞİD’in ve Ensar’uş Şeria gibi terör örgütlerinin saldırılarına uğruyor.
Öte yanda başta Müslüman Kardeşler örgütüne karşı uyguladığı politikalar nedeniyle başta Türkiye olmak üzere  İslamcı Arap ülkelerinin de tepkisini çekiyor, Arapların lideri olmak meşruiyetinde sıkıntılar yaşıyor.
 
*
Mısır üstelik çok ciddi ekonomik krizden geçiyor.
Arap dünyasının lideri olarak meşruiyetini ararken, ekonomik desteği Fars Körfezi Arap ülkelerinden karşılayabilmesi için Fars Körfezi İşbirliği Teşkilatı lideri Suudi Arabistan’ın referansına ihtiyaç duyuyor.
Bu ihtiyaç, elbette Cumhurbaşkanı Sisi’nin Kral Selman’la görüşmesinin bir eksenini oluşturuyor.
 
*
Suudi Arabistan’da zor şartlardan geçiyor.
Yemen’de Huşiler güçlenmiş, İran nükleer programı ile ilgili süren müzakelerde ABD ile yakınlaşmıştır.
Bu durumda Suudi Arabistan, ABD ve İsrail’in Ortadoğu’da Terörle Mücadele Stratejisine  güçlü destek vererek o yönde politikalara zorlanıyor.
 
*
Suudi Arabistan’ın özgül ağırlığı Ortadoğu’da Terörle Mücadele Stratejisi yürütülürken onu bölgesel eksenlere eşit mesafede kalmasını engelliyor.
O yüzden, Suudi Arabistan bir süre İŞİD gerekli görevleri ifa edinceye kadar Türkiye-Katar ekseninde kalacaktır ama bir süre sonra Mısır eksenine katılmaktan başka çaresi bulunmuyor.
Yeni Kral Selman’ın  Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yi destekleyeceği, Müslüman Kardeşler örgütü ve giderek İŞİD benzeri aşırı İslamcı akımları düşman sayacağı, ülkesini
giderek liberal Arap projesine dayandıracağı anlaşılıyor.
 
*
Bu durumda Recep Tayyip Erdoğan yalnızlıkla karşı karşıyadır.
Bu  Erdoğan’ın Türkiye’nin 7 Haziran seçimlerinde “Başkan” olabilecek sonuca ulaşamaması,
Aksaray’da bir nevi gözaltı süresi geçirirken,Türk Dış politikasının da Mısır ekseni yönünde bir değişikliğe uğrayacağı anlamına geliyor.
 
*
Yine de Recep Tayyip Erdoğan “bir Şeytan’dır”, Kral Selman ile görüşmesinde gündeminde ve çantasında ne olduğu bilinmiyor…
 
4.3.2015

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir