BİR İSMET ÖLÜR; BİR İSMET GELİR… (-Ancak o bayrak inmez!)

Kemal Arı, 27.02.2015 - turkiye cumhuriyeti bayrak

“BİR İSMET ÖLÜR; BİR İSMET GELİR… “
(-Ancak o bayrak inmez!)11009084_10153017059547860_3265360345311098938_n

Pabuççu mu, Babuşçu mudur nedir; kadının duracağı yok!
Önce cumhuriyeti doksan yıllık bir reklam arası yaptı…
Bu reklam arasının bittiğini ileri sürerek, artık yeniden rüya öncesinden devam edilmesi gerektiğini ima etti…
Şimdi de çıkmış, İsmet İnönü’ye söz ediyor…
Neymiş?
İsmet İnönü “Bizans dostu” ve “kahpe” ymiş!
Bismillahirrahmanirrahim…
Tövbe, tövbee…
Bir kadın…
Belki de bir anne!
Milletin vekili…
“Şah-Mat” operasyonu yapıldı ya!
Top çevirerek, yeniden işi Lozan’a getiriyor,..
Gündem değiştiriyor…
Toprağın büyüğünü, bırakın Süleyman Şah’ta, asıl Lozan’da görün demeye çalışıyor.
Ortada ne bilgi var ne düşünce…
Ancak gariz küfürle, içindekini döküveriyor.
İnönü sözcüğü böyle giderse, yakında birilerini çarpmaya başlayacak!
Yapılan ne vicdana, ne ahlaka, ne dine sığacak gibi değil.
Kendini savunamayacak, ölüp gitmiş biri… Ardından bu kadar konuşmak, iftiralarda bulunmak; neye sığar bilinmez!
Mantık şu:
Güya İsmet İnönü ve cumhuriyetin lider sultasının ekabirlerindendir. Onların başı da elbette Atatürk… Eskiden de Atatürk’e saldırmayı göze alamayanlar, İsmet Paşa’yı hedef alırlardı.
Her ne ise…
İşte bu İsmet Paşa Lozan’da Suriye’yi, Mısır’ı, Filistin’i, Kudüs’ü, Yemen’i, Cezayir’i, Libya’yı, 12 Adalar’ı ve Balkanları vermiş (?)
O da yetmemiş; Çanakkale’de Arıburnu bölgesinde toprak parçaları İngiltere’ye bırakmış… Oraları İngiliz toprağı haline getirmiş…
Bak hele, bak hele…
Doğru…
Viyana’dan da zaten, ah bu cumhuriyetin sulta haline gelmiş liderleri yok mu; hep onlar nedeniyle çekildik!
Kadın bunu söyleyince, doğal olarak şöyle düşünmek gerekiyor:
Süleyman Şah’tan çekilmek bir başarı…
Yenilgi dediğiniz, Lozan…
Yani aslında ulusçuların yurt kuran dedikleri tarihsel kişi ve kişilikler, aslında Osmanlı’yı batıran kişilerdir.
İsmet İnönü de onlardan biridir ve bu nedenle de “Bizans dostu” bir “Kahpe”dir…
Aslında bu sözler bir başkasına ait…
Ancak bu hatun, derhal bu sözlerin üzerine atlamış ve bir de tutmuş, twitter hesabından paylaşmış…
İnsanlar doğal olarak feveran edince de; bu paylaşımı yanlışlıkla yaptığını söylemeye getirmiş…
Olabilir mi?
Sanmam…
Cumhuriyet Dönemini “bir reklam arası” olarak gören muhteşem bir zekâ ve yetenek nasıl böyle bir şeyi fark etmeden yapar, anlamak mümkün değil!
Anlayamadığım için de açtım, “kahpe” (elim gitmeyerek yazıyorum, özür dilerim) sözcüğü için sözlüğe baktım.
Şöyle diyor, Türk Dil Kurumu bu gariz sözcük için:
1- “O…, ahlaksız kadın… 2- dönek…
Ay, ay, ay…
Görüyor musunuz iğrençliği…
Bir çocuk kullansa bu sözcüğü ağzına biber süreriz…
Ne garip değil mi?
İnsanın içi almıyor.
Yüzü kızarıyor.
Nefesi durur gibi oluyor.
İçi yanıyor…
Pabuççu bir kadın…
Modern giyimli bir insan…
Bir kadın olarak bütün kazanımlarını ve şu anda bulunduğu konumu Cumhuriyet’e ve onu kuran büyük insanlara borçlu…
Ancak dil de uzatmıyor; en gariz biçimde küfrediyor…
İsmet Paşa “Aziz Büyüğünün” yanında, Anıtkabir’de…
Ömürlerini vererek kurdukları mecliste bu “Hanfendi” cumhuriyeti ve onu yaratanları aşağılarken; “Canım Paşam” hüzünle Ankara’nın üstüne doğru bakıyor…
Bizimki twit atarak vatan kurtarıyor…
Oysa İnönü, o büyük kalkışmada, Batı Cephesi’nde emperyalist saldırılara göğsünü siper etmiş; İnönü muharebelerinde “Bozöyük yanıyor! Düşman binlerce ölüsünü bırakmış, kaçıyor!” diye, Ankara’ya telgraf çekiyordu.
Bu haber üzerine, Meclis’te nasıl bir heyecan fırtınası esmişti, elinin altında, meclis tutanaklarına bir kere olsun baksaydı; belki de en azından bu sözcüğü kullanmazdı…
Hiç mi bilinmez bunlar; hepten mi yok sayılır ve görülmez?
Bir bayan olarak içinde bulunduğu mecliste şu an var olmayı, kadınlığın onurlu ve kişilikli bir şey olduğunu kendisine hissettiren özgürlüklerini borçlu olduğu Atatürk’ün yanındaki İkinci Adam’a denilen sözü görüyor musunuz?
Bence yorum yapmaya değmez…
Her şeyi bir yana bırakalım; gençlerimizin, çocuklarımızın ahlakını bozuyor bu sözcük ve benzerleri…
Daha ötesine değinmiyorum bile ve “yazık” diyorum.
Eğer bu bir ahlaksa; yani savunulan bir ahlaki öğretinin bir yöntemi olarak bunlar söyleniyorsa; o iğreti ahlakın ciddi bir ıslahtan geçmesi gerekiyor.
İsmet Paşa’ya; Batı Cephesi komutanı, demokrasi kahramanı İsmet Paşa’ya “Kahpe” demek ha!
Oysa O İsmet İnönü, Tek Parti iktidarının başında iken; demokrasiyi Türkiye’ye getirmiş ve seçimleri yitirince de, kendisi isteyerek muhalefete geçmiş ve muhalefet yaparak demokrasiyi sürdürmüş bir demokrasi kahramanıdır.
Demokrasiyi yaşatmak için, Uşak’ta taşlanmayı göze almış bir demokrasi önderidir.
Kuşkusuz o güç, isteseydi demokrasiyi falan getirmeyebilir, muhalif oluşumları darmadağın edebilirdi.
Ama o, özgürlüklerin yolunu açtı…
Yazık, çok yazık…
İyi ki İsmet İnönü ve onun gibi cumhuriyeti kuran onurlu kişilikler bu günleri görmedi…
Ve en tuhafı da o kafa; hiçbir şeye inanmıyor, hiç!
Tarihi ters yüz ediyor…
Osmanlının bütün hastalıklarını ve başarısızlıklarını o altın kuşağın öncülerine yıkıyor…
Ne yazık ki bazı hastalıkların tedavisi bulunmuyor…
Bir şey önerelim yalnızca:
Lozan’ın ne olduğu, Sevr’e bakılarak anlaşılabilir.
Tabi ki anlamak niyeti olanlar için…
İsmet Paşa’ya gelince:
Paşam…
Sen o mücadeleyi verirken, Lozan’da 39 yaşındaydın…
Senin karşında dünya liderleri eğildi.
Sana bir suikast korkusuyla, arabandan Türk bayrağını indirmeyi önerenlere söylediğin şu söz, unutulur mu hiç!
“Bir İsmet ölür; bir İsmet gelir… Ancak o bayrak inmez!”
Ah be paşam, ah be paşam!
Işıklar içinde uyu…
“Kem söz, sahibine aittir” demiş atalarımız, takma!
Hüzünlü gözlerin gülümsesin; başını eğme!
Gençlik var izinizde milyonlarca…
Gam’a ne hacet!

Okumaya devam et  Türklerden Ne İstediniz?

Kemal Arı, 27.02.2015


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir