Özbekistan Seçimleri

Bir Başka Dünyadan: Özbekistan Seçimleri
Dünya, Fransa’daki terörist saldırıların dehşetini tartışırken siyaset ve medya âdetâ bu olaylara kilitlenmiş durumda. Aynı günlerde Nijerya’da yapılan katliamlarda 100 kişinin öldüğünün kesin olduğunu, fakat sayının 2000’e çıkmasından korkulduğunu öğreniyoruz. Bu ölümlere gösterilen ilgi ise diğerinin yüzde biri kadar bile değil. Her iki insanlık dışı saldırıların, cinayetlerin ortak yönü ise el-Kaide bağlantılı militanlarca işlenmiş olması. Fransa cinayetleri ile ilgili bilgi ve yorum kirliliği ile birlikte uluslararası kamuoyu ve siyaset, bazı merkezlerce istenilen istikamete yönlendirilme sürecine girmiştir. Biz ise Türkiye açısından dikkatlerden kaçmaması gereken Özbekistan seçimlerini ele alıyoruz.
Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan ve Türkmenistan arasında bulunan Özbekistan’ın nüfusu diğer dört Türkistan cumhuriyetininkinin toplamına yakındır. Ekonomisi, Kazakistan’dan sonraki en büyük olandır. 1991’de bağımsızlığını ilan eden Özbekistan’ı 1989’dan beri İslam Kerimov yönetmektedir. Komşuları Kırgızistan, Tacikistan ve Afganistan’a göre bu ülke bir bakıma istikrar adasıdır. Mesela Kırgızistan’ın Türk cumhuriyetleri içerisinde daha demokratik olduğu kabul edilir. Ancak bu ülkede yaşanan iç savaş derecesindeki çatışmalarda çok kan dökülmüştür. Öte yandan Özbekistan’ın GUAM, ŞİÖ, Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü, Avrasya Ekonomik Birliği gibi örgütler arasında çizdiği zikzaklar, aslında bağımsızlık yolundaki manevraları demektir. Ülkenin hem Rusya hem de ABD güdümünde olmadan fakat her ikisiyle egemen eşit ülkeler olarak işbirliği yapması temel ilkedir.
1999’da Kerimov’a yönelik başarısız bir suikast yapıldı. Suikast çetesinin Türkiye derin mahfillerinden gönderildiği iddia edildi. Bunun üzerine başta Özbekistan menşeli üniversite öğrencilerine yönelik burs programı olmak üzere birçok ilişki rafa kalktı. Bu arada Erk Partisi liderinin Türkiye’de ağırlanması da sıkıntılara sebep oldu. İslam Kerimov’a suikast için gönderilenler ile bunu Özbekistan yönetimine ihbar edenlerin aynı derin mahfiller olduğu anlaşılmıştır. Somut bilgi olmadığı halde Türkiye ile ilişkiler ile Özbekistan’da sürdürülebilir demokrasinin hedef alınması, bu mantık muhakemesine yol açmaktadır.
Özbekistan seçimleri deyince iki seçim olduğunu hatırlatalım. Aralık ayında yapılan parlamento seçimleri ile Mart 2015’de yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimi. Normalde yedi yıllık cumhurbaşkanlığı süresi Aralık 2014’de doldu. İki seçimin çakışmaması için cumhurbaşkanlığı seçimi ileri tarihe alındı. Mart 2012’de Kerimov’un yasa tasarısı parlamentonun yasama kurulu tarafından onaylandı. 29 Mart’ta seçim olacak.
Öte yandan Özbekistan anayasasına göre bir cumhurbaşkanı ancak iki dönem görev yapabilecektir. Bu durumda 2007’de Kerimov aday olamayacaktı. Bununla beraber kurucu başkan olarak 2007’deki adaylık müracaatı seçim komisyonu tarafından uygun bulundu ve yeniden seçildi. 2015’te de seçilmesine kesin gözüyle bakılmaktadır. Nitekim 2007’deki seçimlerde Kerimov, oyların %88’1’ini almış iken diğer adaylardan Rüstemov %3.1, Taşmuhammedova %2.9 ve Saidov %2.8 oy almışlardır.
Son anayasa değişiklikleriyle 77 yaşındaki başkanın sağlık sorunları da dikkate alınarak parlamentoya daha fazla yetkiler verilmiştir. Cumhurbaşkanlığı makamı boşaldığında Senato başkanı üç ay içinde seçimlere gitmek üzere cumhurbaşkanlığına vekâlet edecektir. Böylece cumhurbaşkanının sağlık sorunları veya ölümü gibi durumlarda siyasi krizin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Birkaç sene öncesine kadar beklenilenin aksine Kerimov’un kızı Gülnara için başkanlık yolu kapanmıştır.
Seçim sistemi ve önde gelen anayasal kurumlarla ilgili “yüksek demokratik gereksinimlere uygun” reformlar sürekli yapılmaktadır. 21 Aralık’taki seçimlere onay alan 4 parti katılmıştır. Partilerin isimleri dahi Özbekistan’ın demokratikleşme iradesi bakımından önemlidir: Liberal Demokrat Partisi, Milli Uyanış Demokrat Partisi, Özbekistan Adalet-Sosyal Demokrat Partisi ve Halk Demokrat Partisi. Bu partiler 47, 28, 17 ve 21 milletvekili çıkarmışlardır. Beşinci parti olarak Ekoloji Partisi anayasa gereği 15 milletvekili çıkarmıştır. Dünyanın en büyük çevre felaketlerinden Aral Gölü’nün kuruduğu dikkate alındığında Ekoloji Partisi ile farkındalık oluşturulması önemlidir. Muhalif siyasi partilere ise seçime katılma izni verilmemiştir.
Seçimleri izleyen BDT, ŞİÖ ve İslam İşbirliği Örgütü temsilcileri, seçimlerin uluslararası normlara ve yasalara uygun geçtiği raporunu verdiler. Türkiye’den gözlemci olarak bulunan gazeteci dostumuz, her seçim birimi okul vb binada sağlık ekibi, bebek emzirme odası gibi uygulamalardan haber verdi. Türkiye için henüz gündemde olmayan, hatta dünyada örneği olmayan uygulamalar. AGİT gözlemci heyetinin başkanı ise seçim sürecinde gerçek anlamda siyasi mücadele ve tartışmaların olmadığını söylemiştir. Ona göre seçime katılan dört siyasi parti birbirine rakip olmayıp belki de birbirini tamamlamaktadır ve ülkedeki siyasi ortamın ise farklı görüşlerin oluşmasına katkısı bulunmamaktadır.

Parlamento seçimlerinden iki hafta önce Özbekistan Meclisi genel af ilan etmişti. Ancak siyasi ve dini nedenlerle mahkûm olanlar af kapsamına alınmamıştır. Beklenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce sürekli gelişen ve demokratikleşen bu kardeş cumhuriyette, siyasi ve dini nedenlerle hapiste bulunanların da affedileceği arzu edilmektedir. Orta Asya’nın istikrar adası bu ülkede diğer demokratik ülkelerde olduğu gibi siyasi suçlu, fikir suçlusu veya inanç suçlusu gibi kavramların unutulacağı günlerin yaklaştığını ummaktayız.

Öncevatan, 13.01.2015
alaeddinyalcinkaya@gmail.comProf.Dr. Alaeddin Yalçınkaya


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir