Güneydoğu’da her evde silah var…

Mustafa Kemal Atatürk

NECDET BULUZ

Terör örgütü PKK ve yandaşları süreçten bu yana AK Parti Hükümeti’ne şöyle sesleniyor:
“Süreçte isteklerimizin yerine getirilmemesi halinde silahlı gerilla güçlerimiz yeniden savaş başlatacak. Bunun yanı sıra büyük kentler başta olmak üzere, her yerde sivil güçlerimiz de eylemlere başlayacak.”
Dikkat ediniz, terör örgütü süreç ile birlikte sürekli tehdit yağdırıyor. Silah gücü ile herşeyi elde edebileceği inancını taşıyor. Bunu da Hükümet olanlara karşı kullanıyor.
Süreç iyi işliyor mu? Taraflar birbirine güvenmiyor. Ancak, sürecin iyi işlediğini söylemekten de geri kalmıyorlar. Bugüne kadar kim ne istedi, kim ne verdi bunlar da bilinmiyor. Ancak, görebildiğimiz kadarı ile terör örgütü, aldıklarından memnun değil ve sürekli olarak da tehditler altında isteklerini ortaya koyuyor.
İstihbarat birimleri, Doğu ve Güneydoğu’da silahsız evin bulunmadığı yolunda raporlar hazırlıyor. Şehirlere inen terör örgütü ve yandaşlarının da silahlandığına dair iddilar var. Bunlar, gelecekte silahlı mücadeleye varan hazırlıklar olarak değerlendiriliyor. Kısacası, önümüzdeki aylarda çok daha sıkıntılı ve tehlikeli günler yaşamaya başlarsak bunlar sürpriz olmamalıdır.
Zaten Güneydoğu’da terör örgütü PKK ile HÜDA-PAR arasındaki gerginlik had safhalarda bulunuyor. PKK ile HÜDA-PAR arasında yeniden başlayabilecek bir çatışmanın bütün bölgeye yayılabileceğine dikkat çekiliyor. Yapılan açıklamalarda her iki tarafın da silahlandığı söyleniyor.
Geçenlerde Türkiye-İran sınırındaki Tekeli Köyü yakınlarında hudut denetimi yapan 34.Hudut Tugay Komutanlığı görevlileri farklı cins ve ebatlarda 100 adet av tüfeği ele geçirdi. Yapılan açıklamalarda sınırlardan çok sayıda silah ve mühimmatın Türkiye tarafına geçirildiği, bu konuda güvenliğin sağlanması için daha yoğun çaba harcandığı da belirtildi.
Bunun yanısıra Kuzey Irak’tan özellikle Türk ve Türkiye düşmanı hain Barzani’den de terör örgütüne sağlanan çok sayıda silahın çeşitli yollardan Türkiye’ye geçirildiği ve özellikle kaçakçıların son günlerde silahlara yöenlik çalışmalar yaptığı da belirlendi.
Kandil, sürekli olarak bölücü Kürtleri ve PKK destekçilerini uyarıyor, talimatlar yağdırıyor. “Öz savunmanızı örgütleyin” deniliyor. Şehirlerde de silahlanma çağrısı yineleniyor. Kurulan komiteler ise bu örgütlenmeyi organize ediyor. Bütün bunlar devletin gözleri önünde oluyor ama, nedense bunlara karşı hiçbir önlem alınmıyor,alınamıyor.
Eğer, devletin güvenlik birimleri Doğu ve Güneydoğu’da evlere baskın düzenlemiş olsa, bir orduyu donatacak silah ve mühimmatı bulmuş olabilir. İddiaların bu yönde yoğunlaştığının altını kalınca çizelim.
Terör örgütü yöneticileri şunu çok iyi biliyor:
Silah bırakmadan, Hükümeti müzakere masasına oturtmak, silahın gücünün önemini ortaya koyuyor. Bu nedenle PKK’lılar kesin olarak silah bırakmama ve hatta daha da silahlanma yolunu seçiyor. Gerillarını daha geliştirilmiş silahlarla donatan terör örgütü, kentlerde de sivil destekçilerinin silahlanması yolunda yoğu çalışma yapıyor. Yoğu göç alan illerde PKK ve yandaşlarının da hızla silahlandığına dair söylenti ve iddiaları önemsememiz gerek,yor.
AK Parti Hükümeti, terör örgütü PKK ve yandaşlarının silahlanmasına,eylemlerine sessiz kalıyor. Dikkat edilecek olursa, Güneydoğu’da olaylar bitmek bilmiyor,siz hiç gözaltına alınanı, cezaevine gönderileni, evlerine baskın yapılanları görüp duydunuz mu?
Üniversite öğrencilerinin,hak arayanların üstüne giden, şiddet kullanan,gözaltına alan güvenlik güçleri, terör örgütü militanlarına karşı maalesef sessiz kalıyor. Kaldı ki, yasal haklarını şiddete baş vurmadan,güvenlik güçleri ile çatışmadan,kamu mallarına zarar vermeden yapanlara karşı uygulanan bu baskı ve şiddetin, neden terör örgütüne karşı gösterilmediği de tartışılıyor ve sorgulanıyor.
Durum böyle olunca da terör örgütü ve yandaşları meydanı boş bulup, istedikleri gibi at koşturabiliyor. Devlete meydan okunuyor, bayraklarımız ve Atatürk heykelleri yerlerde sürünüyor, kimsenin sesi çıkmıyor. “Aman süreç zarar görmesin” denilerek yapılanlar görmezden geliniyor.
Biz, bunun faturasının çok ağır olacağı görüşündeyiz.
Güneydoğu’da adı konulmamış bir özerklik yaşanıyor. Şimdi, bunun resmen ilan edilip, federal bir yapıya kavuşturulması için çaba gösteriliyor. Zaten, İmralı’daki Öcalan ile görüşmelerde ve Kandil’den gelen tehdit dolu mesajların içeriğinin bu olduğu da açık biçimde görülüyor.
Bizim anlayabildiğimiz kadarı ile Hükümet kanadı, PKK ile imzalanan mutabakat metnini açıklamayarak, seçimlere kadar bir oyalama taktiği içine girip, seçimleri kazanmaya yönelik bir politika izliyor. Çünkü, mutabakat metni, milliyetçi oyları ve AK Parti tabanını rahatsız edebilecek boyutlarda görülüyor. Hükümet, tabanını yitirmemek için böyle bir taktik içinde olabilir.
Zaten, terör örgütünün meydan okumasına ve güvenlik güçleri ile çatışmasına AK Parti tabanı ve milliyetçi kanat büyük tepki gösteriyor. Bu nedenle AK Parti’nin oylarında önemli bir düşüş yaşandığı da görülüyor. İktidar partisi daha fazla oy kaybına uğramamak için mutabakat metnini açıklamak istemiyor.
[email protected]
[email protected]


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir