Dıyarbakır Kürt bayrakları ile donatılıyor…

Mustafa Kemal Atatürk

NECDET BULUZ

AK Parti Hükümeti ile bölücü terör örgütü arasında başlatılan “Barış süreci” yoğun gündem arasında neredeyse unutulmuş durumda. Ancak, olaylar PKK ve yandaşlarının boş durmadığını puslu havada kendi bildiklerini okuma yarışı olarak sürdürdüğünü gösteriyor. Özetle, terör örgütü ve yandaşları boş durmuyor. “Barış sürecini hiçe sayarsanız, işi yavaştan alırsanız biz de bildiğimizi okur, istediklerimizi yaparız” havasındalar.
Dikkat edilecek olursa, Hükümet kanadı ne kadar “Önce kamu güvenliği” diyorsa, bölücü örgüt tam tersini yapmayı sürdürüyor.
Diyarbakır’ı üs seçen PKK ve yandaşları daha önce kentin bazı binalarına sözde Kürt bayrağı asmışlardı. Şimdi bu bayrakları alenen dağıtmaya başladılar. Kafalarının içindekilerini ve yapmak istediklerini ortaya dökmeye devam ediyorlar.
Kürdistan Gençlik Hareketi Derneği tarafından organize edilen sözde Kürt bayrağı dağıtımı yapılırken, güvenlik güçlerinin buna müdahalede bulunmaması da ayrıca düşündürücüdür. Kuzey Irak Kürt Bayrağı dağıtımını yapanlar belli, bu işi organize edenler belli,bunların arkasındakiler belli o halde neden bu eylemlere sessiz kalınıyor? Neden bunların inlerine girilmiyor,dağıtılmıyor?
Önce, konu ile ilgili gelişmelere bir göz atalım:
Kuzey Irak Bölge Parlamentosu tarafından ilan edilen ’17 Aralık Kürdistan Bayrağı Günü’nedeniyle Diyarbakır’da düzenlenen etkinliğe başta Kürdistan Gençlik Hareketi Derneği olmak üzere Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK- PAR), Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP), Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), Kürdistan Ulusal Gençliği, Dicle Fırat Diyalog Grubu üyeleri katıldı. Polis panzerleri ve çevik kuvvet ekiplerinin güvenlik önlemi aldığı Ofis Semti’ndeki Sanat Sokağı girişinde yapılan açıklamada, “Kürdistan bayrağında bulunan kırmızı devrimi, bağlılık ve kararlılığı, beyaz renk barışı, eşitliği ve doğruluğu, yeşil renk yaşamı ve doğayı, sarı renk ise aydınlığı temsil etmektedir. 21 saçaklı Mezopotamya Güneşi ise özgürlüğü, Kürt tarihini, kültürünü ve geleneklerini ifade eder. Biz Kürtler başka ulusların değerlerine nasıl saygı duyuyorsak, başkalarının da Kürt bayrak ve değerlerine saygı duymasını bekliyoruz” denildi.

Kürdistan Gençlik Hareketi Derneği Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Roger Çağer, “Var olmanın en belirgin işareti bayraktır. Çünkü bayrağın bir yerde dalgalanması, orada egemen güç olma anlamına gelir ve bayrağın kendisi bağımsızlığın işaretidir. Ülkesi parçalanmış ve işgal edilmiş bir ulus olarak bizlerin diğer tüm uluslardan daha fazla ulusal değerlerimize sahip çıkmamız gerekiyor” diye konuştu.

Burada söylemek istediğimiz şudur:
Bu tür eylemlerin PKK’nın dışındaki güçler tarafından yapıldığı iddia ediliyor. Bazen bu olayları PKK dışındaki güçlerin, paralelcilerin desteklediği grupların yaptığı da aynı iddialar arasında yer alıyor.
Yapanlar belli,bunları organize edenler,dışarı taşıranlar belli. Hiç kimse yüzünü saklamıyor. Eylemcileri başka yerlerde aramaya da gerek yoktur.
Öyle görünüyor ki, artık Güneydoğu’da bölücüler sürecin geleceğine de bakmadan kendi planlarını uyguluyor. Güvenlik güçlerine karşı çatışmalarını sürdürüyor. Kendi yönetim biimlerini oluşturuyor. Gelecekte kurmayı hedefledikleri Büyük Kürdistan yolunda adım atmaktan da kaçınmıyorlar.
Eğer bölücüler, yasaları hiçe sayıyor, güvenlik güçlerine karşı savaşıyor,alınan tüm önlemlere ve yapılan çağrılara karşı yolları kapatıyor,kimlik kontrolleri yapıyor, cadde ve sokaklarda sözde Kürdistan bayraklarını dağıtıp, yine yasa dışı posterler açıp, sloganlar atabiliyorsa buraya bir nokta koymak gerekiyor.
Daha ne olması bekleniyor?
İmralı bir yandan, PKK’nın siyasi uzantıları bir yandan, Kandil öte yandan devleti sürekli tehdit etmiyor mu? İsteklerinin yerine getirilmesi için bastırmıyor mu? PKK ve yandaşları “Önce devlet bize her türlü güvenceyi vermelidir” demiyor mu?
Şimdi Türkiye’nin gündemi çok yoğun. Bu yoğunluk içinde “Barış süreci” kör topal gidiyor. PKK ve yandaşları Hükümetin süreci seçim sonrasına sarkıtacağından endişe ediyor ve bunu da çeşitli yollardan dile getiriyor. Ancak buna rağmen, gündem yoğunluğundan ve puslu havadan da istifade ederek bölgede kendi yapılaşmasını korkusuzca gerçekleştiriyor. Bütün bunlara da ses çıkarılmıyor. Bizim için asıl ürkütücü ve düşündürücü olan da budur.
Diyarbakır’da caddelerde ve sokaklarda dağıtılan Kürt bayrakları şimdi evlerde,pencerelerde,balkonlarda ve dükkanlarda asılmaya başlandı. Buralarda Türk bayrağına, Atatürk poster ve heykellerine karşı daha önce bir kampanyanın başlatılmış olduğunu da biliyoruz.
Özetle şunu söyleyebiliriz:
Yoğun gündem nedeni ile ortalığın toz-duman olduğu şu günlerde terör örgütü uyumuyor ve bunlardan da istifade etmeye çalışıyor. Biz,bu işin sonunu da hayırlı görmediğimizin altını çizmek istiyoruz.
[email protected]
[email protected]


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir