NECDET BULUZ
İmralı’da Öcalan ile görüşen HDP’liler, görüşmelerde teröristbaşı’nın mesajlarını kamuoyuna açıkladı. Bu açıklamalarda bizim en çok dikkatimizi çeken noktaya değinelim. Öcalan diyor ki:
“Tüm Ortadoğu’nun geleceğini belirleyeceği büyük demokratik çözümün sağlanabileceği adımların atılması, bunun tersi halinde de darbe ve silahlı çatışmaların kaçınılmaz olduğu…”
Bunun anlamı, Büyük Kürdistan’dır.
Dikkat edilecek olursa Öcalan kartları açık oynuyor. Bu oyunda tehdit boyutlarını görmezden gelemeyiz. Açıkça muhataplarını tehdit ediyor.
PKK ve yandaşlarının isteklerini baştan bu yana biliyoruz. Bunlar kabul edilip yerine getirilecek mi getirilmeyecek mi? Hükümet olanların öncelikle bunlara yanıt vermesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere, Hükümet yetkilileri “Bizim bir pazarlığımız yok. “diyorlar. Ancak, müzakerelerde sonuca nasıl ulaşacaklarını da söylemiyorlar.
PKK ve yandaşları isteklerinin yerine getirilmesinde ısrarcılar. İmralı’daki cani de zaten bunların yerine getirilmemesi halinde kaos, darbe ve silahlı çatışmaların kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. Bu açıklamaları iyi okumak gerekir.
En önemlisi de ne biliyor musunuz:?
“Bize yasal güvence vermeden,“PKK geri çekilmedi, silah bırakma, çatışmasızlık” gibi mazeretlerle bize gelmeyin” diyor.
Açıklamanın en can alıcı noktasına da bakalım:
Bu işin seçim sonrasına sarkması istenilmiyor. Çünkü, örgüt, oyalandığının farkında ve 4-5 aylık bir sürenin sınır olarak çizilmiş olması da buradan kaynaklanıyor. “Bizi seçimlere kadar oyalayıp, seçimi kazanmaya kalkmayın ve bu işi seçim öncesi bitirin” demek isteniliyor.
Aslına bakılacak olursa, Öcalan’ın mesajı eski mesajlarından pek farklı değil. “Elinizi çabuk tutun” diyor.
Bu noktada ne konuşuldu, ne vaatlerde bulunuldu, karşı tarafın nasıl bir beklenti içinde olduğunu bilemiyoruz. Ortada bir pazarlık yoksa karşı tarafın beklentiler içinde bulunması nereden kaynaklanıyor?
Hükümet, kamu güvenliği konusunda son derece hassas davranıyor. Biz de bunun doğruluğunu görüyor ve destekliyoruz. Dikkat edilecek olursa kamu güvenliği sarsıntı geçiriyor. Halen bu konuda güvenliğin tam olarak sağlanmış olduğunu da söyleyemeyiz.
Ancak İmralı canisi kamu güvenliğinin sağlanması konusunda Hükümetin çıkaracağı yasaların önemli olduğunu vurguluyor. Özetle, bu konuda da topu Hükümete atıyor. Yakmaları, yıkmaları, yapılan tüm eylemleri yerinde gördüğünü anlatmaya çalışıyor.
Öcalan’ın “Yasal güvence sağlanmadan adım atılamaz” anlamına gelen sözlerinin de önemine dikkatlerinizi çekmek istiyoruz.
Öcalan’ın sözünü ettiği “Yasal güvence” neleri kapsıyor? Daha önceki müzakerelerde neler konuşuldu, neler söylendi? Eğer bu istekler kabul görürse kamuoyunun tepkisi nasıl önlenecek? Bu koşullar altında AK Parti’nin seçime girmesi nasıl bir sonuç ortaya çıkarır?
Görebildiğimiz kadarı ile İmralı’dan gelen mesaj Hükümet adına bir kesin uyarı niteliği taşıyor. Artık, Hükümetin bu işi sürüncemede bırakması, seçimlere kadar oyalamaya gitmesi kolay olmayacaktır.
Öcalan, 4-5 aylık süreçte, yani Haziran 2015 seçimi öncesinde sonuca ulaşabileceğini vurguladığı sürecin, adım adım değil, senkronize-eşzamanlı adımlarla yürütülmesini istiyor. İmralı’nın senkronize yürütmek istediği süreci 4 başlıkta özetlemek mümkün:
1 Yasal güvence: Bu adımda Öcalan, özellikle Geri Dönüş Yasası ya da Dağdan Dönüş Yasası olarak nitelendirilebilecek yasanın bütün yönleriyle hemen çıkartılmasını, eşzamanı olarak müzakerelere geçilmesini istiyor.
2 Müzakere: Yasal güvenceyle paralel olarak müzakerenin sürdürülmesini belirtiyor.
3 Tahkim edilmiş ateşkes: Yine bunlara paralel olarak her iki tarafın bugünkünden çok daha ileride mutlak bir ateşkes durumuna geçmesi, tepki çekebilecek karşı uygulamaların sonlandırılmasının zorunluluğunu aktarıyor.
4 Anayasal ve toplumsal dönüşüm, silahsızlanma: Demokratikleşmeye yönelik anayasal ve yasal adımların atılması, silahlara veda ve toplum hayatının yeniden düzenlenmesi.
Bir yanıt yazın