Süreç konusunda oyun içinde oyun mu?…

NECDET BULUZ - necdet buluz

NECDET BULUZ

 

Taraflar arasında yeniden başlatılan “Barış Süreci” ne kadar başarıya ulaşır, bunun sonunda ortaya nasıl bir tablo çıkar bunu kimse bilemiyor. Daha da açıkçası Hükümet PKK’ya, PKK ise Hükümete güvenmiyor. Ortada tam bir güvensizlik var.

PKK ve yandaşları, eğer güven içinde olmuş olsalar, baştan bu yana ortaya konulan silahsızlanmayı hayata geçirmezler miydi?

AK Parti Hükümeti’nden müzakereyi sürdürenlerin beklentileri şunlar:

“Kamu güvenliği sağlanmalı, PKK’lılar silah bırakıp sınır ötesine çekilmelidir.”

Biz de bunu destekliyoruz ve böyle olması gerektiği görüşündeyiz. Ancak, PKK ve siyasi uzantıları bunların yerine getirilmesi için, öncelikle isteklerinin Hükümet tarafından yerine getirilmesini istiyorlar. İş, bu noktada tıkanıyor.

Taraflar “Süreç devam edecek” açıklamasını yapıyorlar ama öte taraftan PKK ve yandaşları Güneydoğu’da boş durmuyor. Yine güvenlik güçlerine saldırıyor, yine bölgelerinde hendek kazıyor, yakıp, yıkmaya devam ediyorlar. Eli silahlı terör örgütünün gençlik yapılandırmaları araç durdurup, kimlik kontrolü yapıyor.

Eğer yeni bir güne başlangıç yapılıyorsa, barış, kardeşlik, huzur ve kucaklaşma için adım atılıyorsa bu yapılanlara ne demeli?

Örneğin, Demokratik Toplum Kongresi’nin aldığı bir karar uygulanıyor. Türkiye’de Güney Kürdistan Meclisi adıyla Özerk bir Meclis oluşturuluyor. İlk ayakta, Botan, Serhat, Amed, Dersim ve Güney Batı Bölge olmak üzere 5 Özerk bölge oluşturulacak. Muş, Bitlis ve Şırnak’ın da pilot bölge olarak seçildiği ifade ediliyor.

Kandil’deki PKK’nın elebaşlarından Murat Karayılan da son yaptığı açıklamada AK Parti’ye güvenmediklerini, isteklerinin yerine getirilmediği süre içinde silah bırakmalarının da söz konusu olmadığını açıkladı. Karayılan “AK Parti zaman kazanmaya oynuyor. Seçimlere kadar bu işi zaman kazanarak sürdürme niyetinde” diyor.

Şu an için önemli olan, kamu güvenliğinin sağlanması, PKK’nın silah bırakıp sınır ötesine çekilmesidir. AK Parti Hükümeti bunu hiç ödün vermeden sağlanmasında adımlar attırabilirse bunu alkışlarız.

Ancak, Güneydoğu’dan gelen haberler ve raporlar bunun hiç de böyle olmayacağını gösteriyor. Asıl düşündürücü olan da bu olmalıdır.

Bütün bu gelişmeleri alt alta koyduğumuz zaman iki tarafın da süreçte oyun içinde oyun oynamak istediği izlenimini ediniyoruz.

AK Parti, İmralı’daki Öcalan ile bu süreci sürdürme kararlılığında bulunuyor. Öcalan’ın İmralı’daki konumunun düzeltilmesi, diğer mahkûmların değiştirilmesi, HDP’lilerin yeniden İmralı’ya gönderilmesi, üçüncü gözün devreye girmesi sürecin devam etmesi ve uzaması açısından dikkatleri çekiyor.

HDP’liler de Kandil’de son açıklamalarda “Hükümet adımını hızlı atmak durumundadır” diyor.

Bunun anlamı şu:

“Biz, Hükümet olanların zaman kazanmak istediğini biliyoruz. Süreç giderek uzatılıyor. Bu nedenle seçimler öncesi konunun çözülmesi gerekiyor. Yoksa, silahlı mücadele devam eder, buna hazırlıklıyız.”

Bugün, örgüt hala “silah bırakmayız” diyorsa bunun mutlaka bir nedeni vardır. PKK, Güneydoğu’da halen yasa dışı işleri sürdürmeye devam ediyorsa, bu niyetlerini açığa vurma açısından önemlidir. PKK ve yandaşlarının ortaya koyduğu eylemler de zaten kamu güvenliğini sürekli tehdit altında tutuyor.

Süreç iki yıldır devam ediyor ama bunun ne olduğu, neyi hedeflediği, kimin ne elde etmeye çalıştığı halen bilinmiyor. Daha da açıkçası sürecin yol haritası bilinmiyor.

PKK ve siyasi uzantıları isteklerini 3 ana maddede açıkladılar. Bunu da her fırsatta açıklıyorlar. Ama AK Parti Hükümeti, ne yapacağını söylemiyor. Bu isteklerin olup olmayacağı konusunda açıklama yapmıyor.

Biz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konu ile ilgili şu açıklamalarına inanmak istiyoruz:

“Biz, terör örgütüne hiçbir vaade bulunmadık, hiçbir pazarlığı içinde olmadık.”

Terör örgütü yandaşları ise “Verilen sözler tutulmadı” diyor. Bu verilen sözler nedir? Bu konuda da hiç kimse bir şey bilmiyor.

Peki, ama terör örgütü ve siyasi uzantılarının ortada istekleri var. Bu istekler yerine gelmedikçe sürecin devam etmeyeceği ve silahlı çatışmanın yeniden başlayacağı açıklanıyor.

Bizi yönetenler ise “Verilmiş bir söz yok, süreç devam ediyor” diyor.

Peki, bu ortamda bu süreç nasıl işler, bu iş nasıl çözülür biz işin içinden çıkamıyoruz. Siz çıkabiliyor musunuz?

[email protected]

[email protected]

 

 

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir