Geçtiğimiz salı (12 Kasım 2014) CHP üyeliğinden istifa ettim. Bir anlık kızgınlık sonrası öfke ile yapılan bir hareket değildi istifam. Adım adım, ya sabır diyerek geldim bu noktaya. Kolay değildi benim için! Çünkü İstiklal Madalyalı bir dedenin torunu, üç kuşaktan beri CHP’li bir ailenin çocuğuydum. Atatürk, İsmet Paşa, Kuvayı Milliye, 6 Ok ve çağdaşlaşmak için yapılan Devrimlerin hikayeleri ile büyüdüm.
Tam tamına dört yıl önce katılmıştım CHP’ye. Yaşamım boyunca siyasetçi olmak gibi bir idealim hiç olmamıştı. Gazetelerde köşe yazıları yazmak gibi bir hülyamda yoktu. Her ikisine de beni şartlar itti.
Emperyalizm ülkemizi bölmek ve bölgede namütenahi bir şekilde taşeron olarak kullanmak istiyordu. Türkiye’de rejimi değiştirmeyi arzuluyordu. İşte bunun için Erdoğan ve arkadaşları bulundu, desteklendi ve iktidara getirildi. Ama yetmiyordu! İşte bu nedenle Ergenekon ve Balyoz gibi gayri hukuki operasyonlar yapıldı ve AKP’nin önü açıldı.
Üzerimizde üniforma varken bu kumpaslara direndik, kontrolümüzde bulunan kedilerimizi bile bunlara teslim etmedik. Ama komutanlarımızın bir kısmı problemi anlamamıştı diğer kısmı da cesaretle savaşamıyorlardı. Artık hukuken verilebilecek mücadele yoktu. İstifa ederek mücadelemi siyasi alana kaydırdım ve gazetelerde köşe yazıları yazmaya başladım.
SORUN KK VE YAKIN ÇEVRESİ
Biz bu işe başladığımızda ve olayların kumpas olduğunu anlattığımızda arkasında örgüt desteği olmadan bu konuları yazan, çizen ve televizyonlarda bahseden başka bir Allah’ın kulu yoktu!
Birçok partiden teklif gelmesine rağmen CHP’ye girdim. Çünkü CHP Atatürk’ün partisiydi ve Cumhuriyetimizden bile eskiydi. CHP ile aramızda aklın ötesinde duygusal bir bağ vardı!
CHP’nin benim kafamda canlandırdığım parti olmadığını her geçen gün daha fazla görmeye başladım. Çünkü emperyalizm ülkemize yönelik projelerini gerçekleştirmek için CHP’ye ihtiyacı vardı. CHP, AKP’nin önünü kesmemeli hatta ona benzemeliydi. Kaset operasyonu yapıldı ve CHP dönüştürülmeye başlandı.
Bugün CHP bölücülerin, Atatürk düşmanlarının, Cemaatçilerin, “Açılımcıların”, Cumhuriyetimizin kurucu ideolojisine düşmanlık edenlerin yönetimde etkin olduğu bir parti haline gelmiştir. CHP’nin tabanında ve örgütünde sorun yoktur. Sorun CHP’nin yönetimine operasyonla gelen Kemal Kılıçdaroğlu (KK) ve yakın çevresidir.
AHLAKİ VE ETİK BULMAM!
“İstifa etmeseydin, kalıp mücadele etseydin” diyenler var! Daha nasıl mücadele edelim! Milletvekilli adaylığı, İl Başkanlığı adaylığı ve mücadelesi, sayısız televizyon ve radyo programları, 205 konferans, çok sayıda sohbet toplantısı, il, ilçe, kasaba köy ve yurtdışında Türklerin yoğun yaşadığı yerler olmak üzere toplam 55 bin km. dolaştık. Bugün YCHP haline gelen parti, işgal altındadır ve 2015 seçimlerinden önce yönetim değişikliğine yönelik verilebilecek mücadele yoktur.
Halkın önümüzdeki genel seçimlerde çıkış yoluna ve farklı seçeneğe ihtiyacı vardır. YCHP haline gelen bu parti halkın umudu ve seçeneği olmaktan çıkmıştır. Bir okurumun söylediği “Bugüne kadar Allah kahretsin diyerek oy vermiştim şimdi Allah belanızı versin diyerek oy vermeyeceğim” durumuna bende geldim. Bu CHP’ye 2015 Genel Seçimlerinde ben oy vermem. Oy vermediğim bir partiye üye olmaya devam etmeyi de etik bulmam.
Ayrıca dalavere çevrilerek kadın kotasından meclise sokulan ve mikro Laz milliyetçiliği yapan ve ulusalcıları kovma densizliği peşinde koşan adamın yönetici olduğu bir partiye oy vermeyi ahlaki de görmem.
Değerlendirmelerime göre CHP’nin başında bulunan KK, partinin ilkelerine ve Cumhuriyetimizin kurucu ideolojisine karşı ihanet içinde olup AKP’nin yerine emperyalizmden rol talep etmektedir. Bu konuda delil çok! O, Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimleri ile barışık bir Tuncelili değil, travmalı bir Dersimlidir!
Sadakat ülkemize ve halkımıza olur partiye değil!
Saygılar sunarım.
Yazıları posta kutunda oku